YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : –
KARAR NO : 2006/60
KARAR TARİHİ : 15.03.2006
Mahkemesi : Yargıtay 4.Hukuk Dairesi
Günü : 8.11.2005
Sayısı : 2005/5342-11816
Taraflar arasındaki “tazminat” davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4.Hukuk Dairesince ;
Dosyadaki kanıtlara göre; davalıların başkan ve üyeleri olduğu İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 4389 sayılı Bankalar Kanunu’ndan kaynaklanan davalara bakmakla görevlendirildiği, anılan mahkemenin 2004/1 Esas sayılı dosyasında sanıklar Kemal Uzan, Yavuz Uzan ve Murat Hakan Uzan’ın cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, Bankalar Yasası’na aykırı davranmak, banka parasını zimmete geçirmek vs. suçlarından gıyabi tutuklu olarak yargılandıkları ve uzun süre geçmesine rağmen bulunamadıkları, davacının Cumhuriyet Savcılığı’ndan emekli olduktan sonra Uzan grubuna ait bir medya kuruluşunda danışman olarak görev aldığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün 17.09.2004 günlü yazısı ile, gıyabi tevkifli olarak aranan Kemal Uzan ve Murat Hakan Uzan ile irtibatlı olan davacı ve dava dışı kişilere ait cep telefonlarının dinlenmesine karar verilmesi talebi üzerine, davalılarca 2004/1 Esas sayılı dosya üzerinden Cumhuriyet Savcısının mütalaasına uygun olarak davacının ve dava dışı kişilerin cep telefonlarının 3 ay süre ile dinlenilmek üzere teknik takibe alınmasına 17.09.2004 gününde karar verildiği anlaşılmaktadır.Hakimlerin hakimlik görevini yaparken “Yargısal faaliyetleri” nedeni ile vermiş oldukları zarar için HUMK.nun 573. maddesinde sayılan hallerde 573-576 madde hükümlerine göre hakime karşı tazminat davası açılabilir.Eldeki dava, HUMK.nun 573. maddesinin 2. bendinde belirtilen “Kabili tevil ve izah olmayacak surette vazıh ve sarahati katiyei kanuniyeye mugayir karar verilmiş olması” hükmüne dayandırılmıştır.Bu madde hükmü ve davalıların vermiş olduğu davaya konu telefon dinleme kararı birlikte değerlendirildiğinde, davalıların sorumluluğunu gerektirecek açık ve kesin bir yasa buyruğuna aykırı bir karar verme durumu yoktur. Davalıların HUMK.nun 573. maddesinde belirtilen kurallara aykırı davranışları yoktur. Öyleyse davanın reddi gerekir.
Davanın reddi durumunda; HUMK.nun 576. maddesi uyarınca davalılar yararına tazminat takdiri gerekmiştir.
Açıklanan nedenler ve gerekçeler gözetildiğinde aşağıdaki hükmün kurulması yönünde bir sonuca varılmıştır.” gerekçesiyle,
“HÜ K Ü M : Yukarıda yazılı bulunan gerekçelerle;
1-Davalıların davacıya karşı varlığı iddia edilen eylem ve işlemlerinin HUMK’nun 573. maddesinde belirtilenlerden hiçbir ilkeye aykırılık oluşturmadığından davanın REDDINE,
2-Aynı yasanın 576. maddesi gereğince takdiren her bir davalı için ayrı ayrı 1.000,00’er YTL olmak üzere toplam 3.000,00.- YTL manevi tazminatın davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-Ret kararının eklentisi olarak HUMK.nun 576/2. maddesi gereğince her bir davalı 123,90 YTL para cezasının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı aleyhine hükmedilen tazminat miktarı için 162,00 YTL nisbi ilam harcı ile davanın reddi dolayısıyla alınması gereken 11,20 YTL red karar harcı olmak üzere toplam 173,20 YTL harcın peşin alınan 675,00 YTL’den mahsubu ile bakiye 501,80 YTL’nin istek halinde davacıya geri verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduklarından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 800.000.000 TL. avukatlık ücretinin davacı Cevat Özel’den alınarak davalılara ödenmesine.”
dair oybirliği ile verilen 08.11.2005 gün ve 2005/5342-11816 sayılı kararın Davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
HUKUK GENEL KURULU KARARI
HUMK.nun 2494 sayılı yasayla değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildi.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin hükmüne yönelik temyiz itirazları incelendi:
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 15.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.