YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/766
KARAR NO : 2023/1291
KARAR TARİHİ : 20.12.2023
MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2021/95 E., 2022/84 K.
KARAR : Davanın esastan reddine
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Hatay Polis Meslek Eğitim Merkezindeki eğitimini girmiş olduğu tüm yazılı, sözlü ve uygulamalı sınavları geçerek başarıyla tamamladığını, eğitim bittiğinde sağlık raporları henüz Ankara’dan gelmediğinden eğitim sonu mülakatına çağrılmadığını, ardından Polis Akademisi Başkanlığının 14.03.2017 tarihli yazısıyla müvekkilinin sağlık kurulu raporlarının Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği’nin EK-3-I-A maddesine uymadığından bahisle müvekkili hakkında Polis Meslek Eğitim Merkezi öğrencisi olamayacağına dair karar verildiğini, müvekkilince Kurum işleminin iptali amacıyla 26.04.2017 tarihinde Ankara 15. İdare Mahkemesinde iptal davası açıldığını, İdare Mahkemesince 26.07.2017 tarihinde ara kararla işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiğini ve akabinde müvekkilinin 07.08.2017 tarihinde göreve başlatıldığını, Ankara 15. İdare Mahkemesi tarafından 06.12.2017 tarihli ve 2017/1136 Esas, 2017/3249 Karar sayılı kararıyla müvekkilinin POMEM öğrencisi olamayacağına dair dava konusu işlemin iptaline karar verildiğini, idarenin hukuka aykırı işlem tesis etmesi sonucunda, müvekkilinin emsallerinin göreve başladığı tarih ile yürütmeyi durdurma kararı sonucunda göreve başladığı tarih arasında yoksun kaldığı maaş, yan ödeme ve diğer maddi haklarının hesaplanarak davacıya ödenmesi gerektiğini, davalı idareye 21.12.2017 tarihinde 5.000,00 TL manevi tazminat ile yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi talebiyle yaptıkları başvuruya cevap verilmediğini, bunun üzerine maddi ve manevi tazminat konulu tam yargı davası açtıklarını, ihbar olunanın görev yaptığı Ankara 16. İdare Mahkemesinin 23.01.2020 tarihli ve 2018/531 Esas, 2018/158 Karar sayılı kararı ile manevi tazminat taleplerinin kabul edildiğini, ancak maddi tazminat taleplerinin reddedildiğini, kararı istinaf ettiklerini ancak Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 09.12.2020 tarihli ve 2020/2464 Esas, 2020/3061 Karar sayılı kararı ile esasa girilmeksizin kararın miktar itibariyle incelenmeksizin reddedilerek kesinleştiğini, ihbar olunanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46/1-(c) ve (e) hükmüne aykırı davrandığını, hakkın yerine getirilmesinden kaçınıldığını ve 6100 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin açık ve kesin kanun hükmüne aykırı karar verildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL maddi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, yapılan işlemlerde kusur, kasıt ve hata bulunmadığını, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesindeki sorumluluk koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 20.12.2022 tarihli ve 2021/95 Esas, 2022/84 Karar sayılı kararı ile;
“…Dava, hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak maddi tazminat istemine ilişkindir.
…İstenen Ankara 15. İdare Mahkemesinin 2017/1136 E – 2017/3249 K ve 16.İdare Mahkemesinin 2018/531 E – 2020/158 K sayılı dosyalarını örnekler getirtilerek incelenmiştir…
Hakimlerin verdikleri kararlardan dolayı ilke olarak sorumlu tutulmayacakları esas olmakla birlikte, hakimin bağımsızlığı kadar tarafsızlığını da teminat altına almak amacıyla hukuki sorumluluğunun tespiti özel bir usule tabi tutulmuştur. Kanunun öngördüğü sorumluluk sebepleri sınırlı sayılmıştır (numerus clausus) ve bunların varlığının kabul edilebilmesi için hakimlerin genel olarak kasıtlı veya ağır kusurlu tutum ve davranışlarının varlığı gerekmektedir. Hakimin sorumluluğu nedeniyle dava açılabilmesi için kanunda sayılan sebeplerin varlığı gerekmekte olup, kanunda sayılmayan sebeplerden dolayı tazminat davası açılamaz. Bu tür davalarda davacı, hakimin yargılama faaliyetinin 6100 sayılı HMK’nın 46.maddesinde sayılan sebeplerden birisine girdiğini, yani hakim tarafından hukuka aykırı (haksız) yargısal işlem/eylem yapıldığını, hakimin ağır kusuru veya kastı olduğunu, bundan dolayı zarar gördüğünü ve hakimin davranışıyla zarar arasındaki illiyet (nedensellik) bağının varlığını ispatla yükümlüdür. (… Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2.cilt, madde 34-125, Ankara 2021, s. 1532,1560,1637) Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine açılan eldeki tazminat davasında davaya dayanak yapılan olgular özetle; ihbar olunan tarafından harç tamamlatma/ıslah hakkının tanınmaması, başka mahkemelerce verilen emsal kararlar sunmasına rağmen hukuka aykırı karar verildiği, bu nedenle maddi zarara uğranıldığı iddiasıdır. 6100 sayılı HMK’nın 46.maddesinde sayılan sebeplere bakıldığında bu sebeplerin tamamının nitelikleri gereği hukuka aykırılık taşıdığı ve hakimin ağır kusuruna (hatta kastına) dayalı olduğu (örneğin; taraf tutma, duruşma tutanağında yazılı olmayan sebeple karar verme, menfaat karşılığı karar verme, kanuna açık aykırılık, adalet dağıtmaktan kaçınma, duruşma tutanağını tahrif vs.) görülmektedir. (… Ejder, a.g.e, s.1556) Davacının ileri sürdüğü hususlar ise 6100 sayılı HMK’nın 46.maddesinde sayılan sınırlı hukuki sorumluluk nedenleri arasında yer almayıp davacı davasını kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan HMK’nın 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasına hükmedilmesi gerektiğinden, bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde bulundurulmuş, 1.000,00 TL disiplin para cezasının verilmesinin uygun olacağı değerlendirilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda gösterilen nedenlerle;
1-HMK’nın 46. maddesindeki şartlar oluşmadığından davanın esastan reddine,
2-HMK’nın 49.maddesine göre takdiren 1.000,00-TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiline ve hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 59,30 TL’den mahsubuna, kalan 21,40 TL’nin davacıdan tahsiline ve hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat yönünden 500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.