YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/301
KARAR NO : 2023/319
KARAR TARİHİ : 12.04.2023
MAHKEMESİ : Yargıtay 2. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 2. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı dava dilekçesinde; boşandığı eşi … tarafından aleyhine … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde mal rejiminin tasfiyesi davası açılarak alacak talep edildiğini, bu talebini üç adet bilezik satarak taşınmazların alımına katkı sağladığı iddiasına dayandırdığını, davacının tedbir talebinde bulunması üzerine mahkemece hiçbir araştırma yapılmadan yedi adet arsa niteliğindeki taşınmazı üzerine tedbir konulduğunu ve tedbirin üç yılı aşkın süredir ısrarlı taleplerine karşın kaldırılmadığını, davacının üç adet bilezikle katkıda bulunduğunu iddia etmesine karşın mahkemece orantısız şekilde bütün taşınmazlarına tedbir konulması nedeniyle piyasaya yüklü miktarda borçlandığını, maddi ve manevi yönden zarara uğradığını ileri sürerek 250.000,00 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsilini talep etmiş; 25.04.2022 tarihli dilekçesi ile talep ettiği tazminat tutarını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.000,00 TL olarak açıklamıştır.
Davalı Cevabı
5. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46 ncı maddesi koşulların oluşmadığını, hâkimin sadece tedbir kararı verdiğini, davanın derdest bulunduğunu, tedbirin her zaman değişebileceğini, illiyet bağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.12.2022 tarihli ve 2022/3 Esas, 2022/10 Karar sayılı kararı ile;
“…Dava, HMK.nın 46.maddesinde gösterilen hâkimin hukuki sorumluluğu nedeniyle Devlet aleyhine açılan tazminat davasıdır.
Davacı işbu davada delil olarak … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/780 Esas sayılı dosyası ile dava dilekçesine eklediği belgelere dayanmıştır.
Dairemizce tahkikat aşamasında davacının delil olarak dayandığı … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/780 esas sayılı dosyası getirtilerek incelenmiştir işbu davada davacı …’ın eşi olan boşandığı … aleyhine mal rejiminden kaynaklanan katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davası açarak şimdilik kaydıyla 100.00.-TL. alacak talep ettiği, dava dilekçesinde davalının alacağını engellemek amacıyla malını devredeceğini iddia ederek ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği ve davacının talebi nedeniyle tensiben tedbir talebinin kabul edildiği, davalının tedbirin kaldırılmasını talep ettiği, talebin 42421 Ada 4 parsel yönünden kabul edilerek tedbirin kaldırıldığı, diğer taşınmazlar yönünden ise tedbirin devamına karar verildiği, davalının hâkimin reddi talebinde bulunduğu, red talebinin reddine karar verildiği ve verilen kararın kesinleşmiş olduğu, davanın derdest bulunduğu, dava konusu malların değerlerinin tespiti aşamasında bulunduğu ve bilirkişilerin değer tespiti yönünden raporlarını ibraz ettikleri görüldü. Davacının dayandığı bu dava 26.12.2018 tarihinde açılmış olup dava derdesttir.
Davacı, dava dilekçesinde HMK.nın 46.maddesinde gösterilen fıkralardan hangisine dayandığını bildirmemekle beraber tüm beyanlarında hâkimin bu davada öncelikle tedbir kararı vermesinin hatalı bulunduğu verilen tedbirin aşkın olduğunu savunmuştur. Ancak, davacının nüfus kayıtlarına göre, 04.05.2006 tarihinde evlenmiş, 23.02.2018 tarihinde boşanma davası açmıştır. Mal rejiminin tasfiyesi davasında davacı … evlilik boyunca edinilen tüm mallar nedeniyle katılma alacağı, katkı payı, değer artış payı talep etmekte olup kısmi dava açmıştır. Bu nedenle davacının talebi üzerine davacının gayrimenkulleri üzerine satılmaması yönünde tedbir konulması ve bu tedbirin devamına karar verilmesi HMK.nın 46.maddesindeki herhangi bir hükmü ihlal etmemektedir. Davanın incelenen seyri gözetildiğinde mahkeme hâkiminin taraf tuttuğu, hakkın yerine getirilmesinden kaçındığı, açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı davrandığı da anlaşılamamaktadır. Davacı da zaten sadece tedbirin verilmesi ve devamına karar verilmesi kararları nedeniyle tazminat talep etmektedir. Ancak bu husus bir başına HMK.nın 46.maddesi gereğince tazminat vermeyi gerektirmemektedir. Dairemizce bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın Reddine,
2-Dava esastan reddedildiğinden HMK.nun 49.md.si gereğince davacının takdiren 1.100,00.-TL. disiplin para cezasına mahkum edilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Maktu harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davalı Hazine vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10.maddesinin 3 numaralı bendi gereğince 17.800,00. -TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı hazineye verilmesine,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
II. ÖN SORUN
8. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, Özel Daire kararının davacıya 27.01.2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacının temyiz dilekçesinin Özel Daire tarafından 13.02.2023 tarihinde havale edildiği ve temyiz defterine kayıt tarihinin de 13.02.2023 olduğu gözetildiğinde, davacının temyiz isteminin süresinde olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.
III. GEREKÇE
9. Bu aşamada istinaf ve temyize ilişkin yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar vardır.
10. Bölge adliye mahkemeleri 20 Temmuz 2016 tarihinde faaliyete geçmiş olup, bu tarihten itibaren 6100 sayılı HMK’nın istinaf ve temyize ilişkin hükümleri uygulanmaya başlanmıştır.
11. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun istinaf yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 341 inci maddesi;
“(1) İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir…” düzenlemesini içermektedir.
12. Aynı Kanun’un 361 inci maddesinde ise;
“(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir…” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.
13. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 02.01.2017 tarihli ve 680 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilen (08.03.2018 tarihli ve 7072 sayılı Kanun ile kanun hükmü olarak kabul edilen) “Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri” başlıklı 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasında;
“İlk derece mahkemesi olarak ilgili dairelerce verilen hükümlerin temyiz yoluyla incelemesini yapmak” hükmü yer almaktadır.
14. Bu hükümde Özel Dairelerce ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği ve Hukuk Genel Kurulunun bu kararları temyiz yoluyla inceleyeceği belirtilmektedir.
15. Yargıtay ilgili hukuk dairesinin tazminat davası sonucunda vermiş olduğu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir; temyiz incelemesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır (Kuru, B.: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, 2. Baskı, Kasım 2018, s. 645).
16. Özel Dairelerce ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği bu şekilde belirlendikten sonra davacının temyiz isteminin süresinde olup olmadığına gelince;
HMK’nın “Temyiz dilekçesinin verilmesi” başlıklı 365 inci maddesinde “(1) Temyiz dilekçesi, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya Yargıtayın bozması üzerine hüküm veren ilk derece mahkemesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilir.
(2) Temyiz dilekçesi, kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmişse temyiz defterine kaydolunur ve durum derhâl kararı temyiz edilen mahkemeye bildirilir.
(3) Temyiz edene ücretsiz bir alındı belgesi verilir” hükmü düzenlenmiştir.
17. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 366 ncı maddesinin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan aynı Kanun’un 343 üncü maddesinde de “(1) İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir. İstinaf dilekçesi hangi mahkemeye verilmişse, o mahkemece bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydolunur ve başvurana ücretsiz bir alındı belgesi verilir.
(2) Kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmiş olan istinaf dilekçesi, bu mahkemece yukarıdaki fıkraya göre işlem yapıldıktan sonra kararı veren mahkemeye örnekleriyle birlikte gönderilir. Bu durum derhâl mahkemesine bildirilir.
(3) İstinaf yoluna başvurma tarihi konusunda 118 inci madde hükmü uygulanır…” düzenlemesi bulunmaktadır.
18. Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin “Kanun yoluna başvuru işlemleri” başlıklı 208 inci maddesi “(1) Kanun yoluna başvuru dilekçesi, ön büro veya yazı işlerinde görevli personele teslim edilir.
(2) Kanun yoluna başvuru dilekçesi harca tabi değilse hemen, harca tabi ise harç ödendikten sonra kaydedilir ve başvuru sahibine ücretsiz alındı belgesi verilir.
(3) Alındı belgesi, kanun yolu dilekçesinin sisteme kaydedilmesi üzerine verilen belgedir. Alındı belgesi, mahkemenin adını, dosyanın esas ve karar numarasını, karar tarihini, tarafların ve varsa müdahillerin ad ve soyadlarını, davanın konusunu, başvurulan kanun yolu merciini, başvuru tarih ve saatini içerir.
(4) Kanun yolu başvurusu, kanun yolu dilekçesinin kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır.
(5) Başka yer mahkemesine verilen kanun yoluna başvuru dilekçelerinde de yukarıdaki hükümler uygulanır. Başka yer yazı işleri müdürü veya görevli personel teslim aldığı dilekçe ve eklerini elektronik ortama aktarır, fizikî evrakı da gecikmeksizin ilgili mahkemeye gönderir.
(6) Herhangi bir nedenle elektronik ortamda işlem yapılamaması hâlinde durum bir tutanakla tespit edilir ve işlem fizikî ortamda yapılır. Elektronik sistem açıldığında fizikî ortamda yapılan işlemler gecikmeksizin elektronik ortama aktarılır. Bu durumda kanun yolu başvuru dilekçesi tutanağın düzenlendiği tarihte verilmiş sayılır.
(7) Fiziksel ortamda kanun yolu başvurusu mesai saatleri içinde yapılır” düzenlemesini içermektedir.
19. Temyiz dilekçesi, temyiz edilen kararı vermiş olan mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir. Temyiz dilekçesi, kararı vermiş olan mahkemeden başka bir mahkemeye verilmişse, o mahkemece temyiz defterine kaydolunur ve durum derhâl kararı temyiz edilen mahkemeye bildirilir.
20. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olayda, davanın reddine ilişkin Özel Daire kararının davacıya usulüne uygun şekilde 27.01.2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacının kararı temyiz ettiğine ilişkin 13.02.2023 tarihli temyiz dilekçesinin Özel Daire tarafından 13.02.2023 tarihinde havale edildiği ve temyiz defterine kayıt tarihinin de 13.02.2023 olduğu anlaşılmaktadır.
21. Hâl böyle olunca, temyiz istemi HMK’nın 361/1 inci maddesinde düzenlenen iki haftalık süreden sonra yapıldığından davacının temyiz isteminin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz isteminin HMK’nın 366 ncı maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 352 nci maddesi uyarınca süre yönünden REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.