Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2023/283 E. 2023/318 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/283
KARAR NO : 2023/318
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ : Yargıtay 3. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 3. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; arsa sahibi olan müvekkili ile dava dışı müteahhit arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, müteahhidin yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine imzalanan mehil anlaşması ile verilen sürede eksiklikleri tamamlamak için işe başlayacağı sırada müteahhitten haricen daire satın alan davalıların alacak davası açmaları nedeniyle 19.03.2015 tarihinde taşınmazın tamamı üzerine ihtiyatî tedbir konulduğunu, yoğun itirazlarına rağmen tedbirin ancak 06.09.2017 günü kaldırılabildiğini, 15.09.2017 tarihinde ise davanın reddine karar verildiğini, alacak davası sebebiyle taşınmazın tamamına ihtiyatî tedbir konulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, hâkim … hakkında 21.07.2017 tarihinde savcılığa şikâyet dilekçesi verildiğini, alacak davası için dava dışı tapular üzerine ihtiyatî tedbir konulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 389/1 inci maddesi ile açıkça yasaklandığından bu durumun HMK’nın 36 ve 46 ncı maddeleri kapsamında şahsi sorumluluk gerektirdiğini ve bu nedenle devlet aleyhine dava açıldığını, haksız ihtiyatî tedbir nedeniyle müvekkilinin ciddi zarara uğradığını ileri sürerek 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kalan tazminat miktarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, esas yönünden ise sorumluluk koşullarının oluşmadığını belirterek esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6. Davalılar …, …, …, …, …, … ve … cevap dilekçelerinde; devlet aleyhine açılan tazminat davasında kendilerine husumet düşmeyeceğini, öncelikle husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, tüketici mahkemesindeki davanın henüz kesinleşmediğini, 2015 yılında verilen tedbir kararının asıl karardan bağımsız temyiz edilebilecek nitelikte iken davacının bu yola başvurmadığını, kötüniyetli olarak tazminat davası açtığını, davanın zamanaşımına uğradığını ve haksız olduğunu savunarak esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
7. İhbar olunan hâkim … beyan dilekçesinde, davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Özel Dairenin Birinci Kararı
8. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.09.2018 tarihli ve 2017/41 Esas, 2018/3 Karar sayılı kararı ile;
“…Devlet aleyhine açılan dava; hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayanılarak HMK. 46. maddesi uyarınca açılan tazminat davası, Hazine dışındaki diğer davalılar aleyhine açılan dava ise HMK. 389 v.d. maddelerine göre haksız ihtiyati tedbir nedeniyle açılan alacak davasıdır.
Dava dilekçesi ihbar olunan ilgili hakim …’a usulüne uygun tebliğ olunmuş, ihbar olunan hakim 31.01.2018 tarihli dilekçesi ile davacının tüm iddialarının yersiz ve dayanaktan yoksun olduğunu, 23.03.2015 tarihli ihtiyati tedbir kararını kendisinin vermediğini ve görevli hakim olarak dosyanın duruşmasına ilk kez 28.12.2016 tarihinde çıktığını, daha sonra yargılamayı sürdürdüğünü, 06.09.2017 tarihinde ise ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verdiğini, 15.09.2017 tarihinde de dosyayı karara çıkardığını, hakim olarak bir kusur ve ihmalinin olmadığını, kendisine bir sorumluluk yüklenemeyeceğini bildirmiştir.
Delil olarak dayanılan … 1. Tüketici Mahkemesinin 2015/1195 esas-2017/801 karar sayılı dosyası getirtilmiş, tetkikinde; davacılar …, …, …, …, …, … ve … vekili tarafından 19.03.2015 tarihinde … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde arsa sahibi davalı … ve müteahhit Yaşar Güzeltepe aleyhine, davalı-müteahhit Yaşar’dan bedelini ödeyerek topraktan daire satın aldıkları, bu satışlar sırasında arsa sahibi olan davalı …’in müteahhide sözlü olarak kefil olduğu, daireler tamamlanmadığından ödenen bedelin iadesi amacıyla … Asliye Hukuk Mahkemesine dava açıldığı, bilahere … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.09.2015 gün ve 2015/191 Esas -2015/775 Karar sayılı kesinleşen görevsizlik kararı ile dosyanın 23.12.2015 tarihinde … 1. Tüketici Mahkemesine geldiği ve 2015/1195 esasını aldığı, yapılan yargılama sonucu davalı arsa sahibi … aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davacılar …, …, …, …, …’in davasının davalı müteahhit-Yaşar yönünden kabulüne, davacılar … ve … açısından dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği, karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu ve hükmün henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Hakimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle hukuki sorumlulukları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş olup, sorumluluk sebepleri 46/1. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre; “ Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle (m.46-1/a), sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle (m.46-1/b), farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı (m.46-1/c), duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak (m.46-1/ç), duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması hallerinden biri veya bir kaçı ile (m.46-1/d), hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması(m.46-1/e) ” hallerinde Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği düzenlenmiş, 47. maddede bu davaların ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay ilgili hukuk dairesinde açılacağı, kararlara ilişkin temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılacağı gösterilmiş, 49. maddede davanın esastan reddi halinde davacının beşyüz Türk lirasından beşbin Türk lirasına kadar disiplin para cezasına mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
İhtiyati tedbir 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, aynı kanunun 399. maddesinde de ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat hususu açıklanmış ve “lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı gidermekle yükümlüdür. Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkında açılan davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verilmiştir.
Bu açıklamalar ve veriler ışığında dava dosyası incelendiğinde:… bu davada davacının Devlet aleyhine yönelttiği tazminat davasının hakimin hukuki sorumluluğu sebebiyle HMK. 46. maddesine dayandığı, Hazine dışındaki diğer davalılara yönelik davasının ise haksız ihtiyati tedbir kararına dayanarak HMK. 399. madde kapsamında açılan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır. HMK. 46. maddeye dayanan davalarda görevli mahkemenin ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi olduğu aynı kanunun 47. Maddesinde belirtilmiş, HMK’nun 399/2 maddesinde ise haksız ihtiyati tedbir kararından doğan davaların esas hakkında kararı veren mahkemede görüleceği belirtilmek suretiyle görevli mahkeme gösterilmiştir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartıdır ve taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her safhasında re’sen nazara alınır. Buna göre HMK. 46. maddesinde hakimin hukuki sorumluluğu nedeniyle Devlet aleyhine ilk derece mahkemesi sıfatıyla Dairemizde açılan tazminat davası ile haksız ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davalı Hazine dışındaki diğer davalılar aleyhine açılan davanın müşterek ve müteselsil sorumluk esasına dayanarak ve davalar arasında bağlantı olduğu kabul edilerek birlikte görülmesine yasal imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle davalılar …, …, …, …, …, … ve … hakkında açılan davanın Dairemizin görevsizliği sebebiyle HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren HMK.nun 20/1 maddesi uyarınca iki haftalık yasal süresi içerisinde taraflardan birisince başvuruda bulunulması halinde dava dosyasının HMK. 399/2 maddesine göre esas hakkında kararı veren görevli ve yetkili … 1. Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. Dairemizin bakmakla görevli olduğu HMK. 46. maddeye dayalı olarak hakimin hukuki sorumluluğu sebebiyle Devlet aleyhine açılan tazminat davasında toplanan delillere göre yapılan inceleme ve değerlendirmede ise; tazminat isteminin hakimin yargısal işlem ve kararına yönelik olduğu, delil olarak dayanılan dosya kapsamına göre hukuki sürecin işlediği ve ihbar olunan hakimin yapılan işlemde davacıya karşı kasıtlı ve haksız davranışta bulunduğuna ilişkin bir delil bulunmadığı, bu nedenle davanın kabulü yönünden HMK.nun 46. maddesinde gösterilen yasal şartların oluşmadığı sonuç ve kanatine varılarak davanın esastan reddine, aynı kanunun 49. maddesi uyarınca davacı aleyhine olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgulara göre takdir edilen 600 TL. disiplin para cezasına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davacı tarafından Davalı Hazine aleyhine 6100 sayılı HMK.nun 46. maddesine göre açılan davanın sübut bulmadığından esastan REDDİNE,
2-HMK.nun 49. maddesi uyarınca davacının takdiren 600 TL. disiplin para cezası ile mahkumiyetine ve davacıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Harçlar Kanunu uyarınca, alınması gereken 35,90.TL maktu karar harcının, peşin alınan 170,77.TL harçtan mahsubu ile artan 134,87. TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davalı Hazine kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri gereğince hesaplanan 3.300 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine,
5-Davacı tarafından davalı Hazine yönünden yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davacı tarafından diğer davalılar …, …, …, …, …, … ve … aleyhine haksız ihtiyati tedbir kararına istinaden açılan maddi tazminat istemli davanın görevsizlik nedeniyle Usulden Reddine, bu davalılar hakkındaki dosyanın görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren HMK. 20. madde uyarınca yasal iki haftalık süre içinde başvuruda bulunulması halinde HMK.nun 399/2 maddesi uyarınca yetkili ve görevli … 1. Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-Bu davalılar hakkında davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının HMK. 331/2 maddesi uyarınca şimdilik dosya üzerinde bırakılmasına,…” karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu Kararı
9. Kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2021 tarihli ve 2018/13-1055 Esas, 2021/574 Karar sayılı kararı ile “…13. Davaya konu edilen ihtiyatî tedbir kararı; davalılar tarafından davacı aleyhine açılan alacak davasının tüketici mahkemesi sıfatıyla görülmeye başlandığı … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/191 E. sayılı dosyasının 19.03.2015 tarihli tensip tutanağıyla hâkim … tarafından verilmiş; devam eden yargılamalarda görev alan hâkimler … ile … tarafından ve verilen görevsizlik kararı üzerine … 1. Tüketici Mahkemesinin 2015/1195 E. sayılı dosyasında devam eden yargılamada görev alan hâkimler … ve Dr. … tarafından kaldırılmamış; akabinde görev alan hâkim … tarafından tedbire bir müddet devam edildikten sonra 06.09.2017 tarihli celsede verilen ara karar ile kaldırılmıştır.
14. Özel Dairece ilk derece sıfatıyla yapılan yargılamada ise 15.01.2018 tarihli tensip tutanağıyla, davanın hâkim …’a re’sen ihbarına karar verilmesine rağmen hâkimler …, …, …, … ve Dr. …’a davanın ihbar edilmediği ve yargılamaya devam olunarak ihbar olunan hâkimin davacıya karşı kasıtlı ve haksız davranışta bulunduğuna dair delil bulunmadığından davalı … yönünden davanın esastan reddine, tedbiri koyduran diğer davalılar yönünden davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
15. Bu noktada, hâkimin hukuki sorumluluğundan kaynaklanan ve devlet aleyhine açılan tazminat davalarında davanın ihbarı hakkında kısa bir açıklama yapılmasında yarar vardır.
16. Davanın ihbarını düzenleyen HMK’nın ilgili 48. maddesi;
“Tazminat davası dilekçesinde hangi sorumluluk sebebine dayanıldığı ve delilleri açıkça belirtilir; varsa belgeler de eklenir.
Mahkeme, açılan tazminat davasını, ilgili hâkime resen ihbar eder.” şeklindedir.
17. HMK’nın 48. maddesinin ikinci fıkrası ile Devlet aleyhine açılan tazminat davasına bakan mahkemenin bu davayı, sorumlu hâkime re’sen ihbar etmesi esası getirilmiştir.
18. Bu düzenleme ile dava kendisine ihbar edilen hâkimin, davalı Devlet yanında davaya katılabilmesi, böylece sorumlu hâkimin de davadan haberdar olması ve hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde davada etkili olabilmesi, delil getirebilmesi imkânı sağlanmak istenmiştir. İhbar edilenin bu hakları elde edebilmesi için HMK’nın 65 ve devamı maddeleri uyarınca davaya katılması gereklidir.
19. Yukarıda yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, dava dilekçesinde ihtiyatî tedbirin konulduğu tarih ile kaldırıldığı tarih arasında yargılamada görev alan tüm hâkimlerin zararın doğmasına ve artmasına neden oldukları iddiasıyla maddi tazminat isteminde bulunulduğu dikkate alındığında HMK’nın 48/2. maddesi gereğince davanın hâkim … yanında diğer hâkimler …, …, …, … ve Dr. …’a da re’sen ihbar edilmesi gerekirken bu yasal gereklilik yerine getirilmeden yargılamaya devam olunması, karar gerekçesinden de anlaşılacağı üzere incelemenin hâkim … ile sınırlı tutulması, bu hususların temyiz itirazında ayrıca ve açıkça belirtilmesi karşısında usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Özel Dairenin İkinci Kararı
10. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarihli ve 2021/8 Esas, 2022/9 Karar sayılı kararı ile;
“…Dairemizce bozmaya uyularak, HMK’nın 48/2 maddesi de gözetilerek Hakim … dışında kalan yargılama sürecinde görev alan diğer hakimler …, …, …, … ile … vasisine dava ihbar edilmiş, ihbar olunanlardan … davanın reddi gerektiği savunmasında bulunmuş, diğer ihbar olunan hakimler duruşmaya katılmadıkları gibi herhangi bir yazılı beyanda da bulunmamışlardır.
GEREKÇE : Dava, davalı hazine yönünden HMK’nın 46 maddesine dayalı tazminat, diğer davalılar yönünden ise HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
Hakimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle hukuki sorumlulukları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş olup, sorumluluk sebepleri 46/1. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre; “ Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle (m.46-1/a), sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle (m.46-1/b), farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı (m.46-1/c), duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak (m.46-1/ç), duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması hallerinden biri veya bir kaçı ile (m.46-1/d), hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması(m.46-1/e) ” hallerinde Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği düzenlenmiş, 47. maddede bu davaların ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay ilgili hukuk dairesinde açılacağı, kararlara ilişkin temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılacağı gösterilmiş, 49. maddede davanın esastan reddi halinde davacının beşyüz Türk lirasından beşbin Türk lirasına kadar disiplin para cezasına mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
İhtiyati tedbir 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, aynı kanunun 399. maddesinde de ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat hususu açıklanmış ve “lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı gidermekle yükümlüdür. Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkında açılan davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verilmiştir.
Bu açıklamalar ve veriler ışığında dava dosyası incelendiğinde:… bu davada davacının Devlet aleyhine yönelttiği tazminat davasının hakimin hukuki sorumluluğu sebebiyle HMK. 46. maddesine dayandığı, Hazine dışındaki diğer davalılara yönelik davasının ise haksız ihtiyati tedbir kararına dayanarak HMK. 399. madde kapsamında açılan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır. HMK. 46. maddeye dayanan davalarda görevli mahkemenin ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi olduğu aynı kanunun 47. Maddesinde belirtilmiş, HMK’nun 399/2 maddesinde ise haksız ihtiyati tedbir kararından doğan davaların esas hakkında kararı veren mahkemede görüleceği belirtilmek suretiyle görevli mahkeme gösterilmiştir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartıdır ve taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her safhasında re’sen nazara alınır. Buna göre HMK. 46. maddesinde hakimin hukuki sorumluluğu nedeniyle Devlet aleyhine ilk derece mahkemesi sıfatıyla Dairemizde açılan tazminat davası ile haksız ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davalı Hazine dışındaki diğer davalılar aleyhine açılan davanın müşterek ve müteselsil sorumluk esasına dayanarak ve davalar arasında bağlantı olduğu kabul edilerek birlikte görülmesine yasal imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle davalılar …, …, …, …, …, … ve … hakkında açılan davanın Dairemizin görevsizliği sebebiyle HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren HMK.nun 20/1 maddesi uyarınca iki haftalık yasal süresi içerisinde taraflardan birisince başvuruda bulunulması halinde dava dosyasının HMK. 399/2 maddesine göre esas hakkında kararı veren görevli ve yetkili … 1. Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. Dairemizin bakmakla görevli olduğu HMK. 46. maddeye dayalı olarak hakimin hukuki sorumluluğu sebebiyle Devlet aleyhine açılan tazminat davasında toplanan delillere göre yapılan inceleme ve değerlendirmede ise; tazminat isteminin hakimin yargısal işlem ve kararına yönelik olduğu, delil olarak dayanılan dosya kapsamına göre hukuki sürecin işlediği ve ihbar olunan hakimlerin yapılan işlemlerde davacıya karşı kasıtlı ve haksız davranışta bulunduğuna ilişkin bir delil bulunmadığı, bu nedenle davanın kabulü yönünden HMK.nun 46. maddesinde gösterilen yasal şartların oluşmadığı sonuç ve kanatine varılarak davanın esastan reddine, aynı kanunun 49. maddesi uyarınca davacı aleyhine olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgulara göre takdir edilen 600 TL disiplin para cezasına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı Hazine aleyhine HMK 46. maddeye göre açılan davanın ESASTAN REDDİNE, Davacının 6100 sayılı HMK 49. maddesi gereğince takdiren 600 TL disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına,
2-Davalılar …, …, …, …, …, …, … aleyhine haksız ihtiyati tedbir kararına istinaden açılan maddi tazminat istekli davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, bu davalılar hakkındaki dosyanın görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren HMK’nın 20. madde uyarınca yasal 2 haftalık süre içinde başvuruda bulunulması halinde HMK’nın 399/2 maddesi uyarınca yetkili ve görevli … 1. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine dair,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 170,77 TL harçtan mahsubu ile artan 90,07 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine;
4-Davalı Hazine kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.425 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine;
5-Davacı tarafından davalı Hazine ve ihbar olunanlar yönünden yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına;
6-Davalı Hazine dışında kalan diğer davalılar yönünden davacının yapmış olduğu yargılama masraflarına HMK’nın 331/2 maddesindeki düzenlemeye göre görevli mahkemece karar verileceğinden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK m. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine;” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
11. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE
12. Dava, HMK’nın 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
13. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46 ncı maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
14. Somut olayda HMK’nın 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
15. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.