YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/243
KARAR NO : 2023/637
KARAR TARİHİ : 14.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda … 7. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23.06.2016 tarihli ve 2016/269 Esas, 2016/371 Karar sayılı direnme kararına karşı davalılar … ile OTV Turkey Arıtma İnş. San. ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2022 tarihli ve 2020/4-447 Esas, 2022/1351 Karar sayılı kararı ile bozma kararı verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun yukarıda tarih ve sayısı belirtilen bozma kararına karşı davacılar vekili tarafından, direnme kararını temyiz eden davalı OTV Turkey Arıtma İnş. San. ve Tic. A.Ş vekilinin temyiz isteminin yasal süresinden sonra yapılmasına karşın bu hususun maddi hata sonucunda Hukuk Genel Kurulu tarafından gözden kaçırılarak temyiz isteminin esastan incelendiğini, oysa ki temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiş olmakla Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (TK) “Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası” başlıklı 17 nci maddesi; “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” düzenlemesini içermektedir.
Aynı Kanun’un “Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi” başlıklı 20 nci maddesi ise; “13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme hâlinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. (Değişik son cümle: 19/3/2003-4829/4 md.) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.’”şeklinde düzenlenmiştir.
Öte yandan Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin ‘Meslek ve sanat erbabına tebligat’ başlıklı 26 ncı maddesi; ‘(1) Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir.
(2) Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
(3) Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.’ düzenlemesini içermektedir.
Aynı Yönetmeliğin ‘Muhatabın geçici olarak başka yere gitmesi’ başlıklı 29 uncu maddesi ise; ‘(1) 21, 22, 23, 25, 26 ve 27 nci maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler, tebliğ evrakını kabule mecburdurlar.
(2) Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları ve tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır.
(3) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 21, 22, 23, 25, 26 ve 27 nci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.’ şeklinde düzenlenmiştir.
Bu kapsamda tebligat, bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan önemli bir usul işlemidir. Tebligat ile ilgili yasal düzenlemeler tamamen şeklî olduğundan gerek tebligat işlemi gerekse tebligat tarihi ancak kanun ve yönetmelikte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir.
Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin bu konuda etkili önlemler almış olmasının amacı, tebligatın bir an evvel muhatabına ulaşmasını ve onun tarafından kabul edilmesini sağlamaktır. Bu nedenle, kanun ve yönetmelik hükümleri en küçük ayrıntısına kadar uygulanmalıdır. Tebligatın doğru kişiye ve kanunda gösterilen yönteme uygun olarak yapılması zorunludur. Aksi takdirde kanun ve yönetmeliğin gösterdiği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligat geçerli sayılmaz.
Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Mahkemenin 23.06.2016 tarihli ve 2016/269 Esas, 2016/371 Karar sayılı direnme kararı, davalı OTV vekili …’in daimi çalışanının imzasına 25.10.2016 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmesine rağmen; vekilin tebligat sırasında adreste bulunmama sebebi tebliğ mazbatasına yazılmamıştır.
Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmaması hâlinde, hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazarak tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalatmak suretiyle tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunan kişiye vermelidir.
Bu kişinin beyanını imzadan kaçınması ve tebliğ evrakını kabul etmemesi hâlinde, tebliğ memurunca bu husus tutanağa yazılıp imzalanarak tebligat evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edilmeli ve teslim edilen kişinin adresini içeren ihbarname gösterilen adresin kapısına yapıştırılmalıdır.
Bu durumda gerek TK’nın 17 ve 20 nci maddesi gerekse Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26 ve 29 uncu maddeleri uyarınca, davalı idareye yapılmış usulüne uygun bir tebligattan söz edilemez.
Ancak 07.08.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “Tebligat Tüzüğünün Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Tüzük” uyarınca, 20.08.1959 tarihli Tebligat Tüzüğü yürürlükten kaldırıldığı hâlde, gerek Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararında gerekse Özel Dairenin bozma kararında Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri yerine, yürürlükten kaldırılan Tebligat Tüzüğünün ilgili maddelerine yer verilmesinin maddi hataya dayalı olduğu kabul edilmiştir.
Bu durumda, somut olayda davacılar vekili tarafından davalı OTV Turkey Arıtma İnş. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin direnme kararını süresi içerisinde temyiz ettiği anlaşıldığından Hukuk Genel Kurulu kararında bu yönden maddi hata bulunmamaktadır.
Hâl böyle olunca davacılar vekilinin maddi hata düzeltimi isteminin reddine karar verilmelidir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin maddi hata düzeltim isteminin REDDİNE,İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.