YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/227
KARAR NO : 2023/341
KARAR TARİHİ : 12.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Yargıtay 7. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 7. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacılar İstemi
4. Davacılar vekili 01.06.2022 harç tarihli dava dilekçesinde; müvekkillerinin … ili, … ilçesi, … köyü 434 parsel sayılı taşınmazın müşterek maliki olduklarını, aynı mevkide bulunan 435 ve 436 parsellerin ise sınırdaş taşınmazlar olduğunu, 435 parselin 1.000,00 TL bedelle satılması üzerine sınırdaş 436 parsel sayılı taşınmaz malikinin 23.08.2016 tarihinde 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasına dayalı olarak önalım hakkını kullanarak tapu iptali ve tescil davası açtığını, davanın 2016/367 Esas sayılı dosyaya kaydedildiğini ve Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesince “taşınmazın üçüncü kişilere satış ve devrinin önlenmesi amacıyla tapu kaydına ihtiyati tedbir şerhi konulmasına” karar verildiğini, müvekkilleri tarafından da önalım hakkına dayalı olarak 12.12.2016 tarihinde dava açıldığını, davalının taşınmazı gerçekte 30.000,00 TL bedelle satın aldığını savunması üzerine 30.000,00 TL satış bedeli ile 20,00 TL tapu masrafını mahkeme veznesine depo ettiklerini, mahkemece 07.03.2017 tarihinde bu bedel üzerinden davanın kabul edilerek taşınmazın hisseleri oranında müvekkilleri adına tesciline karar verildiğini, kararın kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleştiğini, müvekkillerinin 2016/367 Esas sayılı dosyada müdahale talebinde bulunarak, dava konusu taşınmazın kendi adlarına tesciline karar verildiğini hatırlattıklarını ve bu dosyada davanın reddi gerektiğini savunduklarını, buna karşın mahkemece davanın kabulüne ve taşınmazın 1.020,00 TL bedel karşılığında 436 parsel maliki adına tesciline karar verildiğini, karar gerekçesinde ise; dava açma tarihinin daha önce olduğunun ve ihtiyatî tedbir kararına karşın davanın kabulüyle üçüncü kişilere devrinin dürüstlük kuralına aykırı olacağının ifade edildiğini, müvekkilleri tarafından istinaf yoluna müracaat edilmiş ise de Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından istemin miktar itibarıyla reddine karar verildiğini, bunun üzerine Yalvaç Tapu Müdürlüğüne müracaat ederek taşınmazın mahkeme kararı doğrultusunda adlarına tescilini talep ettiklerini, Tapu Müdürlüğünün ihtiyatî tedbir kararının devam edip etmediği, devam ediyorsa nasıl bir işlem yapılması gerektiğini Asliye Hukuk Mahkemesinden sorduğunu, mahkemenin 07.04.2017 tarihli yazıyla tescil işleminin yerine getirilmemesi talimatı vermesi nedeniyle tescil talebinin reddedildiğini, bu kararın iptali için Isparta İdare Mahkemesinde dava açıldığını, ancak davanın reddine karar verildiğini, istinaf isteminin de esastan ve kesin olarak reddildiğini, tüm bu süreç sonucunda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulduğunu, Anayasa Mahkemesince mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılarak 10.000,00 TL maddi tazminatın başvuruculara müştereken ödenmesine karar verildiğini, sonuç olarak önalım hakkına dayalı olarak taşınmazın tesciline ilişkin mahkeme kararının icra edilmemesi nedeniyle müvekkillerinin maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını ileri sürerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46 ve devamı maddeleri uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın 19.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı … vekili; davanın süresinde açılmadığını, yargılama sırasında gerekli araştırmalar yapılıp tüm delillerin toplanarak karar verildiğini, HMK’nın 46 ncı maddesinde belirtilen hâkimin hukuki sorumluluğunu gerektiren hâllerin gerçekleşmediğini ve kanuna uygun olarak karar verildiğini, davacıların uğradığı maddi zararın ise Anayasa Mahkemesi kararı ile karşılandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla 29.11.2022 tarihli 2022/4 Esas, 2022/10 Karar sayılı kararı ile;
“…Dava, hâkimlerin hukuki sorumluluğu nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Hâkimlerin hukuki sorumluluğu Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Kanunda gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.
Davacılar vekili, Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/367 Esas sayılı dava dosyasında hakimin kanunun açık ve kesin hükmüne aykırı karar vermesi nedeniyle müvekkillerinin zarara uğradığını belirterek, bu zararın tahsilini talep etmiş ise de; dava konusu olayda HMK.nun 46 ncı maddesinde yer alan nedenler bulunmamaktadır.
Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Hatalı olduğu ileri sürülen yargısal işlemlerde, özel amaç ile davranıldığı yönünde bir delil de bulunmamaktadır.
Dava edilen talebin konusu, Hukuk Muhakemeleri Usulu Kanunda sınırlı sayıda yazılı sorumluluk gerektiren hususlardan olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 49 ncu maddesinde “…Dava esastan reddedilirse davacı 500,00 TL’den 5.000,00 TL’sine kadar disiplin para cezasına mahkum edilir…” hükmünü düzenlemiştir.
Davacıların davası esastan reddedildiğinden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 49 ncu maddesi gereğince takdiren 500,00 TL disiplin para cezasına mahkum edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK’nun 49. maddesi gereğince takdiren 500,00 TL disiplin para cezasının davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye verilmesine,
3-Alınması gerekli 124,00 TL bakiye karar ve ilam harcından peşin alınan 856,00 TL’nin mahsubu ile kalan 732,00 TL’nin talep halinde davacılara iadesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 17.800,00 TL maktu vekalet ücretinin, davacılardan müştereken ve müteselsilen alınıp kendisini vekil ile temsil eden davalıya verilmesine,
5-Yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 6100 sayılı HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın davacılara iadesine,
6-Davalı … Hazinesi ve ihbar olunan tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, HMK’nın 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46 ncı maddesinde; “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda HMK’nın 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.