YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/131
KARAR NO : 2023/337
KARAR TARİHİ : 12.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Yargıtay 6. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 6. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı asıl dava dilekçesinde; dava dışı … Emlak Danışmanlık Turizm Ticaret Limited Şirketine 21.03.2007 tarihinde üçlü kayyım heyeti içinde atandığını, 13.02.2008 tarihine kadar bu görevini devam ettirdiğini, 10 ay 22 günlük kayyımlık ücretinin ödenmediğini ayrıca şirketin muhasebe işlerinin daha sağlıklı yürütülmesi için kayyımlar ile kendisi arasında muhasebe sözleşmesi imzalandığını, 01.01.2010 tarihinden itibaren ise şirket ortağı ile sözleşme yaptığını ve bu şekilde 2008 yılı Ocak ayı ila 2017 yılı Eylül ayları arasındaki dönemde … Emlak Danışmanlık Turizm Ticaret Limited Şirketine muhasebe hizmeti verdiğini, bu hizmetinin karşılığının ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlattığını, takibe itiraz edilmesi üzerine Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2011/286 Esas sayılı itirazın iptali davasını açtığını, dosyanın bilirkişiye tevdiine karar veren mahkemenin bilirkişi seçiminde gerekli hassasiyet ve özeni göstermediğini, bilirkişinin serbest muhasebeci mali müşavir olması gerekirken uzmanlık alanı kat karşılığı inşaat sözleşmesi olan bilirkişi görevlendirildiğini, bilirkişinin hatalı değerlendirme, varsayım ve tahminlere dayanarak hazırladığı raporun itirazlarına rağmen hükme esas alınarak muhasebe ücreti yönünden davanın reddine karar verildiğini, hâkimin bilirkişi seçiminde gereken özen ve hassasiyeti göstermeyip konunun uzmanı olmayan, teknik bilgiden yoksun bilirkişi raporuna göre delilleri yeterince incelemeden eksik inceleme ile karar vermesinin ağır kusur ve kasıt anlamına geldiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46 ncı maddesinin (a) ve (c) bentlerini ihlâl ettiğini, keyfi davrandığı gibi davalıdan yana tavır takındığını, dosya içindeki deliller ve özellikle resmî belge niteliğindeki vergi dairesinden gelen yazı cevabından anlaşılacağı üzere şirketin muhasebe işlerini kendisinin yaptığını, bu nedenle muhasebe ücretine ilişkin talebinin de kabulü gerektiğini, alacağını tahsil edemediği için ekonomik krize girdiğini, zarara uğradığını, borç batağının içine sokulduğunu, sigorta primlerini ve diğer borçlarını ödeyemediğini, ayrıca ruhen çöküntüye uğradığını, manevi zarar gördüğünü ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı … Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı süresinin dolduğunu, yargılama süreci devam ettiğinden zarar oluşmadığını, hâkimin yargılama faaliyeti kapsamında dosya kapsamına göre takdir hakkını kullanarak karar verdiğini, sorumluluk koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 20.09.2022 tarihli ve 2021/6 Esas, 2022/5 Karar sayılı kararı ile; “…Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık hakimin hukuki sorumluluğu sebeplerinden olan HMK’nın 46/a ve 46/c maddelerine aykırı karar vermesi nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
HMK’nın 46. maddesi (c) bendine göre hakimin sorumlu tutulabilmesi için açıkça kanuna aykırı davranma şartı aramıştır. Bir kanun hükmüne başka bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin olmaması halinde hakim dosyadaki delil durumu ve kanuna göre vicdani kanaatini dikkate alarak karar verebilir. Buna göre dosyaya sunulan deliller konu ile ilgili yasal düzenlemeler bilimsel görüşler dikkate alınarak hakim tarafından mevcut duruma göre vicdani kanaatini de dikkate alarak karar verebilir.
Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/286 Esas, 2013/244 Karar sayılı sayılı ilamında davacı … tarafından davalı … Tic. Ltd. Şti aleyhine itirazın iptali davası açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, taraflarca davanın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 07/02/2018 tarih ve 2017/7502 Esas, 2018/1411 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkemenin kararın bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.05.2018 tarih ve 2018/247 Esas, 2018/299 Karar sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacının bu kararı temyiz etmesi üzerine temyiz incelemesi yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 19/10/2020 tarih ve 2020/4877 Esas, 2020/5771 Karar sayılı ilamıyla karar düzeltme yolu kapalı olarak kararın onandığı, bu nedenle kararın 19/10/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan deliller ve yukarıda yapılan açıklamalar nazara alındığında davalı … Hazinesinin zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı anlaşıldığından bu yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Açılan davada dosyaya sunulan mevcut delil durumuna göre hakimin hukuki sorumluluğunu düzenleyen 6100 Sayılı HMK’nın 46. Maddesinde düzenlenen sorumluluk sebeplerinden herhangi birinin gerçekleştiğine yönelik delil bulunmadığı anlaşıldığından açılan davanın esastan reddine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca, taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği ve dosyadaki mevcut delil durumuna göre takdir edilen disiplin para cezasının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM :
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat isteminin yasal koşulları oluşmadığından DAVANIN REDDİNE,
2-HMK’nın 49/1. maddesi gereğince takdiren 3.000,00 TL disiplin para cezasının DAVACIDAN TAHSİLİNE,
3-Davalı taraf kendisini bir vekille marifetiyle temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi uyarınca hesaplanan takdiren 7.425,00 TL maktu avukatlık vekalet ücretinin davacıdan tahlisi ile davalı tarafa ödenmesine,
4-Dairemizin ön tensip tutanağının 3. maddesinde HMK 335/2 maddesi uyarınca davacının dava harçları yönünden adli yardımdan yaralanmasına karar verildiğinden, davacıdan maktu karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6100 Sayılı Kanunun 338. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra gider avansından artan miktarın davacı tarafa iadesine,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup anılan maddede;
“(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca usul ve yasaya uygun olan karar onanmalıdır.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.