YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/117
KARAR NO : 2023/311
KARAR TARİHİ : 12.04.2023
MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2020/46 E., 2022/43 K.
KARAR : Davanın açılmamış sayılmasına
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı adli yardım talepli dava dilekçesinde; yerel mahkeme, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay tarafından verilen kararların 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’na (İİK) ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) aykırı olduğunu, kanunun emredici hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, açmak zorunda kaldığı dava, şikayet ve taleplerinin gereğinin yapılmaması sonucunda borçlarını ödeyemediğini ve borçlanarak yaşamasına sebep olunduğunu ileri sürerek 10.000.000,00 TL maddi ve maddi zararın üç katı manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı … cevap dilekçesinde; HMK’nın 48 inci maddesi gereğince dayanılan sorumluluk nedenleri açıkça belirtilmediği gibi sorumluluğu ispata yarayacak yeterli delilin de sunulmadığını, yargılama sırasında tüm delillerin toplandığını ve yeterli inceleme yapılarak belirlenmiş kurallar çerçevesinde karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21.06.2022 tarihli ve 2020/46 Esas, 2022/43 Karar sayılı kararı ile;
“…GEREKÇE: Dava, hakimlerin yargılama faaliyetleri sebebiyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini isteğine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesi ile adli yardım talebinde bulunmuş öncelikle bu talebi değerlendirilmiştir. HMK’nın 334/1. maddesinde “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama… giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” denilmiş; 336/2. maddesinde ise “Talepte bulunan kişi iddiasının özeti ile birlikte iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, davacının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılmasına ilişkin toplanan bilgi ve belgeler ile HMK’nun 334. maddesinde gösterilen şekilde talep dayanaklarını açıkça göstermemiş olması nedeniyle yasal koşulları taşımayan adli yardım talebi reddedilmiş ve dava dilekçesi ile birlikte yatırması gereken başvuru ve peşin nisbi harcını yatırması hususunda 05.04.2022 tarihli oturumda kendisine 2 hafta kesin süre verilmiş ve aksi halde Harçlar Kanunu 27/3 ve 32. Maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtarında bulunulmuştur.
Davacının adli yardım talebinin reddine ilişkin Dairemiz kararına itirazı Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 18/04/2022 tarihli kararı ile kesin olarak reddedilmiş ve bu rağmen davacı peşin ve nispi harcı yatırmamıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27/1-3; 28/1-a ve 32 maddeleri ile HMK’nın 120/1 maddesi uyarınca davanın açılması sırasında başvuru harcının ve peşin nisbi harcının yatırılması zorunludur. Harcın yatırılmaması davanın açılmamış sayılmasını intaç eder.
Davacı kendisine verilen kesin süre içerisinde başvuru harcı ile peşin harcı yatırmamıştır. Hal böyle olunca, davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gösterilen nedenlerle;
1-Davacı tarafa verilen kesin süreye rağmen dava harcı ikmal edilmemiş olduğundan davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli 80,70-TL maktu harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 7.425,00-TL maddi tazminat, 7.425,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 14.850,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-HMK’nun 335/1. maddesi uyarınca adli yardım yargılama giderlerinden geçici koruma sağladığından hazineden karşılanan 9 adet tebligat gideri olan 209,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
II. ÖN SORUN
8. Davacının, Özel Dairenin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararını adli yardım talepli olarak temyiz etmesi karşısında, kanun yoluna başvuru sırasındaki adli yardım talebinin yerinde olup olmadığı, adli yardım talebinin yerinde olmadığına karar verilmesi hâlinde temyiz harç ve giderlerinin tamamlattırılması için dosyanın Özel Daireye geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.
III. GEREKÇE
9. Sosyal hukuk devletinin bir gereği olarak kabul edilmiş olan adli yardım, ekonomik bakımdan yetersiz olan kimselere, yargı organları önünde haklarını arayabilmeleri veya savunma yapabilmeleri için parasal kolaylıklar sağlanması anlamına gelir. Bu anlamdaki kolaylıklar yargılama giderlerinden muafiyet ve ücretsiz hukuki yardım sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir (Pekcanıtez, Hakan/Özekes, Muhammet/Akkan, Mine/Taş Korkmaz, Hülya: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt III, … 2017, s. 2410-2411).
10. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Adli yardımdan yararlanacak kişiler” başlıklı 334/1 inci maddesi “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” hükmünü içermektedir.
11. Adli yardımdan yararlanmanın ilk koşulu ödeme gücünden yoksunluktur. Hukuki yollara müracaatta ve süreç boyunca gerekli olacak giderleri, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksunluk, aslında nakit ya da nakde dönüştürülebilecek kaynak yetersizliğini ifade etmektedir.
12. Talepte bulunan kişinin adli yardımdan yararlanabilme bakımından mali yetersizlik içinde olup olmadığı, kişinin mali durumu, bu çerçevede geliri, mal varlığı, borçları ve sosyal durumu, yani kendisi ve ailesinin yaşam düzeyi ve ihtiyaçları da göz önüne alınarak, her olay kendi koşullarına göre tespit edilecektir (Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2417-2419).
13. Adli yardımdan yararlanabilmenin ikinci koşulu ise asıl davadaki taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Haksız yargılama ve takiplerin çoğalıp mahkemelerin ve icra organlarının gereksiz yere uğraştırılmaması ve adli yardım kurumunun kötüye kullanılmaması için taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmaması koşulu özenle incelenmelidir.
14. Adli yardım talebinde bulunan kişi iddiasının ve adli yardım talebinin dayanağı olan delilleri göstermeli ve mahkemeye sunmalıdır. Bu husus HMK’nın 336/2 nci maddesinde “Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir.
15. Adli yardım talep eden kişi, elinde bulundurduğu veya o sırada bilinen delilleri sunmamışsa mahkemece başka bir inceleme yapılmaksızın dosya üzerinden adli yardım talebi derhal reddedilmelidir.
16. Öte yandan talepte bulunanın mali gücüyle ilgili ispat konusunda hâkim tam bir kanaate sahip olmalıdır; bu yönüyle mali yetersizlik koşulunun ispatı için tam ispat ölçüsünün geçerli olduğunun kabulü gerekir.
17. Kanun yoluna başvuru aşamasında ise temyize müracaat için gerekli olan giderleri karşılamak zorunda kalındığında, talepte bulunanın kendisi ve ailesinin geçiminin ciddi ölçüde zor duruma düşüp düşmeyeceği araştırılır. Temyiz aşamasındaki açıkça dayanaktan yoksun olmama koşulu ise temyiz talebinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması şeklinde anlaşılmalıdır. Yargıtay, adli yardım talebini bu aşamada reddederse temyiz incelemesine geçilmez, dosya ilgili mahkemeye çevrilerek bu mahkemece temyiz harcının yatırılması için talepte bulunana süre verilir (Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2427).
18. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesine sunduğu 27.07.2020 tarihli ve adli yardım talepli dava dilekçesiyle, yerel mahkeme, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay tarafından verilen kararlarda kanunun emredici hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek tazminat isteminde bulunduğu, Özel Dairece; davacının talep dayanaklarını açıkça göstermediği gerekçesiyle adli yardım talebinin reddine karar verildiği, adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı yapılan itiraz incelemesi sonucunda Yargıtay 5. Hukuk Dairesince itirazın reddedildiği, ilk derece başvurma ve peşin nispi harcın yatırılması için davacıya kesin süre verilmesine rağmen davacının süresi içinde harçları yatırmaması üzerine Özel Dairece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacının verilen bu karara karşı adli yardım talepli olarak temyiz isteminde bulunduğu ancak temyiz dilekçesinde, yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren malî durumuna ilişkin yeni belgeler sunmadığı anlaşılmaktadır.
19. Davacının yargılama sırasındaki adli yardım talebine ilişkin kararların HMK’nın 337/2 nci maddesi gereğince kesinleştiği, kanun yoluna başvuru sırasında davacı tarafından malî durumunu gösterir hiçbir belge sunulmadığı, Özel Dairece yapılan araştırma sonucuna göre davacının üzerine kayıtlı taşınmazların bulunduğu ve gelir getirecek durumda olduğu, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden kanun yoluna başvururken temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçları ile temyiz gider avansının yatırılması gerektiği, bunun ise yüklü bir miktar olmadığı, davacının kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken temyiz giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.
20. Hâl böyle olunca davacının adli yardım talebi, HMK’nın 334/1 inci maddesinde belirtilen koşulları sağlamadığından adli yardım talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
21. Davacının sunduğu temyiz dilekçesinin süresinde temyiz defterine kaydedildiği ancak davacı tarafından temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçlarının yatırılmadığı anlaşıldığından, davacıya temyiz başvurma harcı ve maktu temyiz karar harcını ikmal etmesi için muhtıra çıkarılarak bir haftalık kesin süre verilmeli, kesin süre içinde harç yatırıldığı takdirde dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmeli, süresi içinde harç yatırılmadığı takdirde HMK’nın 366 ncı maddesi yollamasıyla HMK’nın 344 üncü maddesi gereğince davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmelidir.
IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1- Davacının adli yardım talebinin REDDİNE,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 366 ncı maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344 üncü maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.