YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/113
KARAR NO : 2023/325
KARAR TARİHİ : 12.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı şirket temsilcisi 13.12.2016 tarihli dava dilekçesinde; davacı şirketin …’den ithal ettiği ve bedelini ödediği malların 29.12.2009 tarihinde … Gümrük Müdürlüğüne geldiğini, belge eksikliği olduğu belirtilerek malların teslim edilmediğini, … (Kapatılan) 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde TCDD Liman İşletmesi Müdürlüğü aleyhine malların teslimi olmadığı takdirde ise bedelinin tahsili istemi ile dava açtığını, dosyada en az üç kez bilirkişi incelemesi yapıldığını ve raporların tamamının davacı şirket lehine olmasına karşın, mahkemenin 22.04.2013 tarihli ve 2012/179 Esas, 2013/146 Karar sayılı kararıyla davanın reddedildiğini, karar gerekçesi ile bu hususta uygulanması gereken mevzuat hükümlerinin birbirine aykırı olduğunu, kararın yasa yollarından geçerek kesinleştiğini, ilgili Yargıtay Dairesi tarafından temyiz incelemesinin de usul ve yasaya uygun şekilde yapılmadığını ve bu nedenle müteselsil sorumluluk oluştuğunu, yerel mahkeme hâkimi …’un yasal düzenlemelere açıkça aykırı karar verdiğini, ayrıca davacı şirketin ticari faaliyetlerindeki aksamalar nedeniyle itibarının zedelendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminat ile 65.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını ve zamanaşımı süresinin dolduğunu, HMK’nın 46 ncı maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 48 inci maddesine göre dayanılan sorumluluk nedenlerine ilişkin delillerin açıkça belirtilmediğini ve sorumluluğu ispata yarayacak yeterli delilin sunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Görevsizlik Kararları
6. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla 13.02.2018 tarihli 2016/4 Esas, 2018/1 Karar sayılı kararı ile; dava dilekçesinde Yargıtay denetiminin de usul ve yasaya uygun yapılmadığı, bu sebeple müteselsil sorumluluğun bulunduğu iddiasıyla temyiz ve karar düzeltme aşamalarında görev yapan Daire başkan ve üyelerinin de sorumluluğuna işaret edildiği, davanın kabulü hâlinde ilk derece mahkemesi hâkimi ile birlikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin başkan ve üyelerinin de sorumlu olabileceği, uyuşmazlıkta Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla görevli olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 nci maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
7. Kararın temyiz edilmeksizin 08.03.2018 tarihinde kesinleşmesi ve davacı vekilinin 23.02.2018 tarihli dilekçesi ile dosyanın görevli Daireye gönderilmesini talep etmesi üzerine dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
8. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla 21.05.2018 tarihli 2018/27 Esas, 2018/18 Karar sayılı kararı ile; dava konusu asıl uyuşmazlığın ticaret hukukuna ilişkin olduğu ve asliye ticaret mahkemesince çözümlendiği dikkate alındığında ilk derece mahkemesi olarak Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin görevli olduğu, Dairenin görevsizlik kararında belirtilen gerekçenin ancak çekinme sebebi olabileceği, HMK’nın 47 nci maddesine göre uyuşmazlığın esasının Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu Kararı
9. Karar davacı şirket temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
10. Hukuk Genel Kurulunun 27.05.2021 tarihli ve 2018/4-911 Esas, 2021/623 Karar sayılı kararı ile;”… somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirket temsilcisi dava dilekçesinde mahkeme kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından denetiminin de usul ve yasaya uygun yapılmadığını, bu sebeple müteselsil sorumluluk oluştuğunu ileri sürmüş; 23.02.2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ise kararın ilgili daire tarafından onanmış olmasının hatalı olduğunu belirtmiştir. Bu durumda dava dilekçesinde açıkça Yargıtay denetiminin usul ve yasaya uygun yapılmadığı, başka bir anlatımla ilk derece mahkemesi hâkimi ile birlikte temyiz ve karar düzeltme aşamalarında görev yapan 11. Hukuk Dairesinin başkan ve üyelerinin de müteselsil sorumluluğunun bulunduğu iddia edildiğinden; HMK’nın 47/1. maddesi gereğince davanın 4. Hukuk Dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülmesi, HMK’nın 48/2. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca da kararın temyiz ve karar düzeltme aşamasında görevli olan 11. Hukuk Dairesinin başkan ve üyelerine ihbarı ile işin esası incelenerek sonuca varılması gerektiğinden, 4. Hukuk Dairesince verilen görevsizlik kararı doğru olmamıştır…” gerekçesiyle karar oy çokluğu ile bozulmuştur.
Özel Daire Kararı
11. Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından ilk derece mahkemesi sıfatıyla davanın görülmesine devam edilmiş ve 31.05.2022 tarihli 2021/88 Esas, 2022/37 Karar sayılı karar ile;
“…Dava, hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
… 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/179 E. 2013/146 K. dosyasının örnekleri getirtilerek incelenmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 46 maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK 46. maddesine göre Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı ancak aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a)Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b)Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c)Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç)Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d)Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e)Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.
Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgular TCDD Liman İşletmesi Müdürlüğü aleyhine malların teslimi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemi ile dava açtığını, mahkemece 22.04.2013 tarihli ve 2012/179 E., 2013/146 K. sayılı kararla davanın reddine karar verildiğini, kararın yasa yollarından geçerek kesinleştiğini, temyiz incelemesinde Yargıtay denetiminin de usul ve yasaya uygun yapılmadığı için mahkeme hâkiminin ve Yargıtay Özel Dairesi’nin yasal düzenlemelere açıkça aykırı karar verdiği iddialarıdır.
Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Davacının iddiası ve gelişim biçimi itibariyle hukuki süreç işlemiştir. Davacı, HMK 46. maddede sayılan sınırlı hukuki sorumluluk nedenlerinin eldeki davada gerçekleştiğini kanıtlayamamıştır. Özellikle, yargılama faaliyetini yürüten hakimlerin farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin kanun hükmüne aykırı davrandıklarına dair bir kanaate ulaşılamamıştır. Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan HMK’nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasına hükmedilmesi gerektiğinden, bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde bulundurulmuş, 1.000,00-TL disiplin para cezasının verilmesinin uygun olacağı değerlendirilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gösterilen nedenlerle;
1-HMK’nun 46. maddesindeki şartlar oluşmadığından davanın esastan reddine,
2-HMK’nun 49.maddesine göre takdiren 1.000,00-TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiline ve hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.280,81-TL’den mahsubuna, kalan 1.200,11-TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 7.425,00-TL maddi tazminat, 7.425,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 14.850,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
12. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
13. Dava, HMK’nın 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
14. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46 ncı maddesinde; “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
15. Somut olayda HMK’nın 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
16. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.