Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2023/107 E. 2023/328 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/107
KARAR NO : 2023/328
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı adli yardım talepli dava dilekçesinde; 2004 yılında … Gazetesi’ni çıkararak gazeteci olarak göreve başladığını, kent ve halk ile mücadele ederken sürekli saldırılara ve haksızlıklara maruz kaldığını, bundan dolayı … Gazetesi’ni kapattığını, internet gazeteciliğine başladığını, …’ta Yerel Haberim … ve Yerel Ajans … adlı sayfalar açtığını, bu sayfalarda politik ve idari eleştiri niteliğinde bazı haberler yaptığını, bu haberlerden dolayı soruşturma açıldığını ve bilgisayarına el konulduğunu, Cumhuriyet Savcısı … tarafından asliye ceza mahkemesine dava açıldığını, ceza mahkemesi hâkimi tarafından da ceza verildiğini, … Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itirazın kabul edildiğini ve yargılamaya yeniden başlandığını, davanın haksız, kasıtlı, taraflı ve politik olduğunu, ihbar olunanların yetkilerini aşarak görevlerini kötüye kullandıklarını, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek 1.000.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı … Hazinesine ve ihbar olunanlara dava dilekçesi tebliğ edilmemiş ve dosya üzerinden karar verilmiştir.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 03.11.2021 tarihli ve 2021/85 Esas, 2021/114 Karar sayılı kararı ile;
“…Dava, asliye ceza mahkemesi hakimi ve Cumhuriyet Savcısının yargısal faaliyetleri nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava şartı niteliğindeki görev sorunu, kendiliğinden ve öncelikle irdelenmeli ve ön inceleme aşamasında bu konuda bir karar verilmelidir. (HMK m.114, m.115 ve m.138)
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesinin, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile eklenen ek 3. fıkrasında “…. Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk halleri de dahil olmak üzere hakimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.” hükmü yer almakta olup, 142. maddesi ile de bu davalarda zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında mahkememiz görevsiz olduğundan aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 6545 sayılı Yasa’nın 70. maddesi ile değişik 141 ve 142. maddeleri ile HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği sebebiyle usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli … Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Takdiren para cezası tayinine yer olmadığına,…” karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu Kararı
7. Kararın süresi içinde davacı tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2022 tarihli ve 2022/4-234 Esas, 2022/1183 Karar sayılı kararı ile “…18. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesine sunduğu 04.10.2021 tarihli ve adlî yardım talepli dava dilekçesiyle, … (…) Cumhuriyet savcısı ve … (…) Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlar nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek 1.000.000TL tazminat isteminde bulunduğu, Özel Dairece; görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verildiği, davacının verilen bu karara karşı adlî yardım talepli olarak temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
19. Davacının temyiz dilekçesi ekinde, yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren malî durumuna ilişkin hiçbir belge sunmadığı, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verildiğinden kanun yoluna başvururken temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçları ile temyiz gider avansının yatırılması gerektiği, bunun ise yüklü bir miktar olmadığı, davacının kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken temyiz giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.
20. Hâl böyle olunca, davacının adlî yardım talebi, HMK’nın 334/1. maddesinde belirtilen koşulları sağlamadığından adlî yardım talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
21. Davacının sunduğu temyiz dilekçesinin süresinde temyiz defterine kaydedildiği ancak davacı tarafından temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçlarının yatırılmadığı anlaşıldığından, davacıya temyiz başvurma harcı ve maktu temyiz karar harcını ikmal etmesi için muhtıra çıkarılarak bir haftalık kesin süre verilmeli, kesin süre içinde harç yatırıldığı takdirde dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmeli, süresi içinde harç yatırılmadığı takdirde HMK’nın 366. maddesi yollamasıyla HMK’nın 344. maddesi gereğince davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmelidir.” gerekçesiyle davacının adlî yardım talebinin reddine ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 366 ncı maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344 üncü maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
8. Hukuk Genel Kurulunun geri çevirme kararı sonrasında Özel Dairece, Hukuk Genel Kurulu kararı ve temyiz harçlarının yatırılması için bir haftalık kesin süreli muhtıra davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve davacı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz harçları yatırılmıştır.

II. GEREKÇE
9. Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 573 ve devamı maddelerinde, “hâkim ve icra reisi” aleyhine 573 üncü maddede belirtilen yedi bent ile sınırlı olmak üzere tazminat davası açılabileceği düzenlenmiş, 25.03.1931 tarihli ve 19/35 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ceza hâkimlerinin de hâkim kavramı içinde olduğu kabul edilmiştir. Cumhuriyet savcıları ise başlık ve madde metni dikkate alındığında HUMK’nın 573 ve devamı maddeleri kapsamına alınmamış, haklarında genel sorumluluk sebepleri çerçevesinde tazminat davası açılabileceği içtihatlar ile kabul edilmiştir.
10. 09.02.2011 tarihli ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14 üncü maddesi ile HUMK’nın 573 üncü maddesinde değişiklik yapılmış, hâkimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği düzenleme altına alınmıştır. Aynı Kanun’un 12 nci maddesi ile 24.02.1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’na 93 üncü maddeden sonra gelmek üzere 93/A maddesi eklenmiş; hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği, hâkim ve savcılar aleyhine kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa tazminat davası açılamayacağı hükme bağlanmıştır.
11. 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 2 nci maddesinde görevli mahkeme düzenlenmiş olup 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girinceye kadar mülga HUMK’nın 573 üncü maddesindeki sebeplere dayanılarak açılacak tazminat ve rücu davalarında hâkimlerin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle Devlet aleyhine açılan tazminat davasının Yargıtay ilgili hukuk dairesinde açılacağı ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görüleceği belirtilmiştir.
12. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK’nın 46 ncı maddesinde hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği düzenlenmiş, madde gerekçesinde “Hükümde geçen “hâkim” kavramı, genel anlamda kullanılmıştır. Buna, yargı yetkisini kullanan tüm hâkimler dahildir. Örneğin, İlk derece mahkemesi hâkimleri, bölge adliye mahkemesi hâkimleri, Yargıtay, Danıştay başkan ve üyeleri, keza ceza mahkemesi hâkimleri de buraya dahildir.” açıklamasına yer verilmiştir.
13. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesine istinaden açılan tazminat davalarında görevli mahkeme 47 nci maddede düzenlenmiş; ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı Devlet aleyhine tazminat davasının Yargıtay ilgili hukuk dairesinde açılacağı ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görüleceği hükmü getirilmiştir.
14. 21.02.2014 tarihli ve 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 19 uncu maddesi ile 24.02.1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 93/A maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Böylelikle “Cumhuriyet Savcıları” hakkında açılacak tüm tazminat davalarında; “ceza hâkimleri” hakkında ise HMK’nın 46. maddesi haricindeki hukuksal nedene dayalı olarak açılan tazminat davalarında görevli mahkemenin neresi olduğu sorunu ortaya çıkmıştır.
15. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) “Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” başlıklı 141. maddesinde suç soruşturması veya kovuşturması sırasında 141 inci maddenin birinci fıkrasında düzenlenen hâller nedeni ile zarar gördüğünü iddia eden kişilerin maddi ve manevi her türlü zararlarını Devletten isteyebilecekleri düzenlenmiştir.
16. Aynı Kanun’un 142 nci maddesinde ise koruma tedbirleri nedeni ile tazminat isteminin, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanacağı belirtilmiştir.
17. 18.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6545 sayılı Kanun)’un 70 inci maddesi ile CMK’nın 141 inci maddesine;
“(3) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.
(4) Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu eder.” şeklinde üçüncü ve dördüncü fıkralar eklenmiştir.
18. Ayrıca 6545 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesi ile de “Ceza hâkimleri” ve “Cumhuriyet Savcıları” hakkında açılmış ve derdest olan davalar hakkında 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a geçici 8 inci madde eklenerek bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce suç soruşturması ve kovuşturması sırasında yapılan her türlü işlem veya alınan karar nedeniyle hâkimler ve Cumhuriyet savcıları hakkında hukuk mahkemelerinde açılan ve hâlen derdest olan tazminat davalarına ilişkin dosyaların mahkemesince, Yargıtay incelemesinde bulunan dosyaların ise esası incelenmeksizin ilgili dairece yetkili ağır ceza mahkemesine gönderileceği ve bu davaların ağır ceza mahkemelerince CMK’nın 141 ve devamı maddeleri uyarınca Devlet aleyhine yürütülmek suretiyle karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
19. Somut olayda davacı … Cumhuriyet Savcılığınca ve … Asliye Ceza Mahkemesince yapılan işlemler nedeniyle tazminat talep etmiş olup yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca görevli mahkeme davacının oturduğu yer ağır ceza mahkemesidir.
20. Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2021 tarihli ve 2018/4-570 Esas, 2021/566 Karar ve 14.04.2022 tarihli ve 2020/10-64 Esas, 2022/547 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir.
21. Hâl böyle olunca Özel Dairece verilen dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup onanması gerekmektedir.

III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.