Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2022/896 E. 2023/340 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/896
KARAR NO : 2023/340
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesi

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekilince 20.06.2016 tarihinde Kayseri Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde; Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, 94 ada, 23 parsel sayılı taşınmazın 3/4 payının müvekkilinin murisi … oğlu … adına, 1/4 payının ise … annesi … adına kayıtlı olduğunu, bu kişinin ise murisin eşi olduğunu, …’a miras yoluyla intikal eden payın satış suretiyle … oğlu … adına tescil edildiğini, payı satın alan … tarafından Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/16 Esas sayılı dosyasında tapu maliki … aleyhine ölü olduğu bilindiği hâlde ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verildiğini, ancak verilen kararın Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) amir hükmüne
göre ölü şahıs aleyhine dava açılamayacağını, dava dilekçesinde soyadının da “” olarak yazıldığını, tapu kaydındaki adresine tebligat çıkarılması gerekirken böyle bir tebligat yapılmadığını ve zabıta vasıtasıyla yapılan araştırma sonucunda adresinin tespit edilemediği gerekçesiyle ilanen tebligat yapıldığını, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun belirlediği şartlara uygun olmayan ilanen tebligatlarla ve özellikle tapu kayıt maliki olmayan kişi hakkında verilen ve kesinleştirilen kararla müvekkillerinin murisine ait taşınmaz malların hukuka uygun olmayan işlemlerle davacı … ‘e satış yoluyla intikal ettirildiğini, özellikle … ‘in tapu maliki … ‘ın ölü olduğunu bildiğini, kararın temyiz edildiğini ancak onanmasına karar verildiğini, satış bedelinin de usulsüz şekilde başkalarına ödendiğini ileri sürerek, müvekkilinin uğradığı zarardan fazlaya ilişkin her türlü dava ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın izale-i şuyuu dosyasının dava tarihi olan 04.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabı
5. Davalılar Hazine ve … vekili; söz konusu işlemlerde bir haksız fiilin bulunduğundan söz edilemeyeceğini, mevcut durumda ancak sebepsiz zenginleşmenin oluşabileceğini, böyle bir davanın konusunun da malvarlığında meydana gelen fazlalığın iadesi olabileceğini, iade talebinin ise tazminat istemine değil borç ilişkisinden doğan nispi bir alacak hakkına dayanacağını, davanın ise zenginleşene veya onun külli haleflerine karşı dava açılabileceğini, bu nedenle görülmekte olan davada husumetin dava dilekçesinde belirtilen … ile … isimli şahıslar ile söz konusu satış dosyasında murise düşen ihale bedelini gerçeğe aykırı belgelerle çeken şahıslara yöneltilmesi gerektiğini, davaya konu edilen olayda Maliye Hazinesine atfedilecek hiçbir kusur bulunmadığını, bu nedenle Hazine ve … yönünden husumet itirazında bulunduklarını, ayrıca satış bedelinin çekilmesinin üzerinden de uzun yıllar geçtiğini, davacının bu işlemlerden haberdar olmamasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, yine dosyada davacı tarafın eski hâle iade talebi üzerine kararın bozulduğunu, tebligat usulsüzlüğü ile ilgili bir sebebe dayanılmadığını belirterek, sair savunma ve delil bildirme hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı
6. Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/369 Esas ve 2018/85 Karar sayılı kararı ile; davanın 6100 sayılı HMK’nın 47 nci maddesi kapsamında değerlendirilebileceği, bu madde kapsamında açılacak tazminat davalarının ise Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
7. Karar taraflarca kanun yolana başvurulmaması üzerine 28.06.2018 tarihinde kesinleşmiş, davacı vekilinin 12.06.2018 tarihli dilekçesi ile dosyanın görevli Yargıtay Dairesine gönderilmesini talep etmesi üzerine dosya Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
8. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla 09.04.2019 tarihli 2018/5 Esas, 2019/5 Karar sayılı kararı ile;
“…Dava, hâkimlerin hukuki sorumluluğu nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Hâkimlerin hukuki sorumluluğu Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Kanunda gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.
Davacı vekili, müvekkilinin Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/16 esas sayılı dosyası ile
Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/75 Esas, 2014/603 Karar sayılı dava dosyaları kapsamı itibariyle, izale-i şuyuu talebine dayalı açılan davada yargılama sırasında yapılan usulsüzlükler nedeniyle müvekkilinin maddi zarar gördüğünü belirterek, bu zararın tahsilini talep etmiştir. Dava konusu olayda tamamen yargısal faaliyet söz konusu olup, HMK.nun 46 ncı maddesinde yer alan nedenlerden bir ya da bir kaçının bulunduğu davacı tarafça ispatlanamamıştır.
Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Hatalı olduğu ileri sürülen yargısal işlemlerde, özel amaç ile davranıldığı yönünde bir delil de bulunmamaktadır.
Dava edilen talebin konusu, Hukuk Muhakemeleri Usulu Kanunda sınırlı sayıda yazılı sorumluluk gerektiren hususlardan olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 49 ncu maddesinde “…Dava esastan reddedilirse davacı 500,00 TL’den 5.000,00 TL’sine kadar disiplin para cezasına mahkum edilir…” hükmü yer almaktadır.
Davacının davası esastan reddedildiğinden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 49 ncu maddesi gereğince takdiren 1.000,00 TL disiplin para cezasına mahkum edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının, hakimin hukuki sorumluluğu hukuksal nedenine dayalı tazminat davasının koşulları oluşmadığından REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK’nun 49. maddesi gereğince takdiren 1.000,00 TL disiplin para cezasının davacıdan alınarak Hazineye verilmesine,
3-Maktu 68,20 -TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78-TL’nin mahsubu ile kalan 102,58- TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.125,00-TL vekalet ücretinin, davacıdan alınıp kendisini vekil ile temsil eden davalı … Hazinesine verilmesine…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi
9. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE
10. Dava, HMK’nın 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
11. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46 ncı maddesinde; “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

12. Somut olayda HMK’nın 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
13. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.