Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2022/55 E. 2023/1095 K. 15.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/55
KARAR NO : 2023/1095
KARAR TARİHİ : 15.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/339 E., 2019/493 K.
KARAR : Davanın kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 15.05.2018 tarihli ve
2016/18147 Esas ve 2018/9257 Karar sayılı BOZMA kararı

1. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davacı idare vekili ve katılma yolu ile bir kısım davalılar (Süreyya, …) vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı idare vekili ve katılma yolu ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Ulus Tarihi Kent Merkezinde kalan taşınmazlar hakkında Bakanlar Kurulunun 15.03.2007 tarihli ve 2007/11836 sayılı ve Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin 18.10.2007 tarihli kararı ile acele kamulaştırılmasına karar verildiğini, satın alma usulü ile anlaşma sağlanamadığından, acele el koymasına izin verilen Ankara ili Altındağ ilçesi İsmetpaşa Mahallesi 5189 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki davalılar hisselerinin kamulaştırma bedelinin tespitine, tesis ve müştemilatının müvekkili idareye aidiyeti ile taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde, idare ile anlaşmalarının mümkün olmadığını belirterek kamulaştırma bedelinin mahkemece tespitini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.03.2016 tarihli ve 2015/187 Esas, 2016/88 Karar sayılı kararı ile; bir kısım paydaşlar yönünden görülen önceki davada, dava tarihi itibariyle taşınmazın metrekaresinin 1.050,00 TL olması nedeniyle bu doğrultuda alınan 07.03.2016 tarihli ek bilirkişi raporunun mahkemece hak ve nesafete uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, kamulaştırma bedeli olarak takdir edilen (… için 156.023,47 TL, … için 225.987,79 TL, … … mirasçılarından … için 4.715,07 TL ve … için 4.715,07 TL olmak üzere) toplam 391.441,40 TL’den, Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/516 Esas sayılı dosyasında acele kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen ve ödenen (davalılardan … için 5.993,00 TL, … için 86.429,00 TL, … için 1.803,00 TL ve … için de 1.803,00 TL) toplam 96.028,00 TL’nin mahsup edilerek, davacı tarafça yatırılan toplam bedellerden; davalı … yönünden; davacı tarafça yatırılan 187.799,09 TL bedelden 150.030,47 TL’sinin kamulaştırma bedeli olarak adı geçen davalıya ödenmesi, kalan 37.768,62 TL’nin davacı tarafa iadesine, davalı … yönünden; davacı tarafça yatırılan 194.263,57 TL bedelden 139.558,79 TL’sinin kamulaştırma bedeli olarak anılan davalıya ödenmesi, kalan 54.704,78 TL’nin davacı tarafa iadesine, davalı … yönünden; davacı tarafça yatırılan 27.223,27 TL bedelden 2.912,07 TL’sinin kamulaştırma bedeli olarak anılan davalıya ödenmesi, kalan 24.311,20 TL’nin davacı tarafa iadesine, davalı … yönünden; davacı tarafça (iki ayrı makbuzla) yatırılan 27.223,31 TL bedelden 2.912,07 TL’sinin kamulaştırma bedeli olarak anılan davalıya ödenmesi, kalan 24.311,24 TL’nin davacı tarafa iadesine, kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen 391.441,40 TL’den acele el koyma ile ödenen 96.028,00 TL’lik kısım düşüldükten sonra kalan 295.413,40 TL’ye 12.10.2008 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine, davaya konu 5189 ada 7 parseldeki … adına kayıtlı 67,66 m2, … adına kayıtlı 98,00 m2 ve müteveffa … … (tapuda … … olarak yazılı) adına kayıtlı 4,09 m2 payların tapularının iptali ile davacı idare adına tesciline, bedelin derhal ödenmesi için bankaya müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve katılma yolu ile bir kısım davalılar (Süreyya, …) vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 15.05.2018 tarihli ve 2016/18147 Esas, 2018/9257 Karar sayılı kararı ile; ”…Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi, üzerindeki yapılara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Birim Fiyatları esas alınarak değer takdiri yöntem itibariyle yasa hükümlerine uygundur.
Bu nedenle; bir kısım davalılar vekillerinin tüm, davacı idare vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
1)Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan wc ile bahçe duvarı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Birim Fiyatları listesine göre 1.sınıf A olmasına karşın, hükme esas alınan bilirkişi heyetine 5.sınıf D olarak kabulüyle fazla bedele hükmedilmesi,
2)Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapılara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından her yıl Ocak ayında yayımlanan yapıların sınıfını gösterir listedeki birim fiyatına göre değer biçilmesi ile yetinilmesi gerekirken, birim fiyatına eskalasyon yapılmak suretiyle fazla bedel takdiri,
3)Yapılara yaşlarına göre yıpranma payı düşülmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yapılara bedel tespiti,
4)Dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak tapunun beyanlar hanesinde yazılı ve yapıların sahibi olarak görünen kişiler ile ilgili olarak 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesi uyarınca açılmış bedel tespiti ve tescil istemine ilişkin dava bulunup bulunmadığının davalı idareden sorulup, tapunun beyanlar hanesinde taşınmaz üzerinde bulunan yapıların sahibi olarak görünen kişiler davaya dahil edilerek, taraf teşekkülü sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme Kararı
9. Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.10.2019 tarihli ve 2019/339 E. 2019/493 K. sayılı kararı ile, tefrik edilen ve kesinleşen mahkemenin 2014/413 Esas sayılı dosyasında (bozmadan önce 2010/98) Özel Dairece yapıların 5. Sınıf D grubu yapı olduğunun kabul edildiği, eldeki dosyada ise dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan wc ile bahçe duvarının, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Birim Fiyatları listesine göre 1. sınıf A grubu olarak kabul edilmesinin çelişki içerdiği, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen karar gözetildiğinde aynı taşınmazda farklı hissedarlar yönünden farklı değer tespiti yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, Özel Dairenin yapılar bakımından yıpranma payı düşülmesi gerektiğine ilişkin bozma gerekçesi yönünden; taşınmazın Ankara’nın tarihi Bizans’a kadar uzanan Ulus bölgesinde yer alması, 1427 tarihinde yapıldığı için tarihi eser statüsünde olduğu hususu gözetildiğinde tarihi bir yapı için yıpranma payı düşülmesinin mümkün görülmediği, Özel Dairenin dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak tapunun beyanlar hanesinde yazılı ve yapıların sahibi olarak görünen kişiler ile ilgili olarak açılmış bedel tespiti ve tescil istemine ilişkin dava bulunup bulunmadığının davalı idareden sorulup, tapunun beyanlar hanesinde taşınmaz üzerinde bulunan yapıların sahibi olarak görünen kişiler davaya dahil edilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesine ilişkin bozma gerekçesi yönünden ise, dosyanın safahati nazara alındığında ilk olarak tüm hissedarlar yönünden 2008/242 Esas numarası ile dava açıldığı, yargılama sırasında bir kısım hissedarlar yönünden dosyanın işlemden kaldırıldığı, bir kısım hissedarlar yönünden açılan davanın ise kesinleştiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
10. Direnme kararı süresi içinde davacı idare vekili ve katılma yolu ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkin eldeki davada;
1-) Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan wc ile bahçe duvarının, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Birim Fiyatları listesine göre yapı sınıfının 1/A niteliğinde mi yoksa 5/D niteliğinde mi olduğu,
2-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapılara eskalasyon uygulanmasının gerekip gerekmediği,
3)Taşınmazda bulunan yapılara yaşlarına göre yıpranma payı uygulanmasının mümkün olup olmadığı,
4)Tapunun beyanlar hanesinde yazılı ve yapıların sahibi olarak görünen kişiler ile ilgili olarak açılmış bedel tespiti ve tescil istemine ilişkin dava bulunup bulunmadığının davalı idareden sorulmak suretiyle tapunun beyanlar hanesinde taşınmaz üzerinde bulunan yapıların sahibi olarak görünen kişilerin davaya dahil edilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
13. Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 uncu maddesi).
14. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. Somut olayda mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın Özel Dairece taşınmaz üzerinde bulunan wc ile bahçe duvarı yönünden yapı sınıfının hatalı belirlenmesi, taşınmazdaki yapıların birim fiyatına eskalasyon uygulanması suretiyle fazla bedel takdir edilmesi, yıpranma payının uygulanmaması ve taraf teşkili yönlerinden bozulması üzerine, mahkemece ana dosyadan (2008/242 Esas) tefrik edilen mahkemenin 2014/413 Esas sayılı dosyası celbedilerek bu dosya incelendikten sonra bozma ilâmı konusunda karar ibrazına dair ara karar verildiği, anılan dosyanın dosya içerisine alındığı, ardından direnme kararında mahkemenin 2014/413 Esas sayılı dosyasının Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği, eldeki dava yönünden de bozma kararına konu yapıların sınıfı, eskalasyon uygulanması, yıpranma payının düşülmemesi ve taraf teşkiline ilişkin olarak güçlü takdiri delil niteliğinde olduğu, aynı taşınmazda farklı hissedarlar yönünden farklı değer tespiti yapılamayacağı belirtilmek suretiyle direnme olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmıştır.
16. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili yeni bir inceleme ve gerekçeye dayalı oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
17. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
18. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekili ve katılma yolu ile davalı … vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.