YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/387
KARAR NO : 2022/695
KARAR TARİHİ : 18.05.2022
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
1. Konkordato isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda, Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen … Turizm Yatırımları A.Ş. yönünden ek geçici mühlet talebinin reddi ile iflâsına ilişkin karara karşı konkordato talep eden … Turizm Yatırımları A.Ş. vekili, aslî müdahil … vekili ve aslî müdahil T.C. … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin konkordato talep eden vekilinin ve aslî müdahil … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, T.C. … vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine dair kararı konkordato talep eden vekili, aslî müdahil … vekili ve aslî müdahil T.C. … vekilinin temyizi nedeniyle Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, ilk derece mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı konkordato talep eden vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
İstem:
4. Konkordato talep eden vekili dilekçesinde; müvekkili şirketlerin her birinin ayrı ayrı tüzel kişiliklerinin bulunmasına rağmen kurucuları ve yönetim kurulu başkanlarının aynı kişiler olması nedeniyle aralarında organik bağ olduğunu, 24.11.2015 tarihinde Rusya’ya ait uçağın düşürülmesi olayından sonra 2016 yılının başından itibaren Türkiye ve Rusya arasında siyasi kriz nedeniyle 2016 turizm sezonunun özellikle Antalya için çok kötü bir dönem olarak tarihe geçtiğini, tur operatörleri ile yapılan görüşmelerde 2019 yılı turizm sezonunun çok iyi olacağını ve ekonomiye çok büyük katkı sağlanacağının söylendiğini, müvekkili … Turizm Otelcilik A.Ş.’nin sermayesinin tamamının ödendiğini, hakkında iflâs erteleme kararı verilen … İnşaat ve Turizm Yatırımları A.Ş.’nin mülkiyetinde olan adreste müvekkili şirketin bulunduğunu, … Turizm Yatırımları A.Ş.’nin de sermayesinin tamamının ödendiğini, şirketin iki ortaklı bir yapıya sahip olduğunu, şirket ortakları Erkul Can’ın %75, …’ın %25 oranlarında hisseye sahip olduklarını, … Turizm Yatırımları A.Ş.’nin Antalya ili Kemer ilçesinde bulunan Fun&Sun Comfort Beach Resort isimli otelinin denize sıfır konuma sahip olduğunu, 15.07.2016 tarihli darbe girişimi ve devamında gelen olağanüstü hâl uygulamaları gibi durumlardan dolayı yabancı turistler nezdinde güven sorununun ortaya çıktığını, yapılan rezervasyonlarda iptallerin meydana geldiğini, gelen turist sayısının düşmesinin kredi maliyetlerinin hızlı yükselmesine neden olduğunu, sektörde yaşanan olumsuzluklardan dolayı müvekkili şirketlerin birisinde yaşanan sıkıntının diğer şirketi de etkilediğini, her iki şirketin kredi kuruluşlarına ve piyasaya olan borçlarını ödemede sıkıntıya düştüğünü ileri sürerek öncelikle geçici ve kesin mühlet verilmesini, sonuç olarak konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
5. Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.06.2019 tarihli ve 2019/112 E., 2019/439 K. sayılı kararı ile; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 287/5. maddesinde, İİK’nın 291 ve 292. maddelerinin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağının belirtildiği, İİK’nın 292. maddesinde, komiserin vereceği rapor üzerine mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına re’sen karar verilmesi gereken durumların düzenlendiği, bunlardan bir tanesinin de konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması olduğu, somut olayda konkordato komiser heyeti tarafından düzenlenen raporda konkordato talep eden … Turizm Yatırımları A.Ş.’nin açıkça borca batık hâlde olduğu ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle öncelikle diğer konkordato talep eden … Turizm Otelcilik A.Ş. tarafından yapılan talebe ilişkin dosyanın tefriki ile mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine, konkordato talep eden … Turizm Yatırımları A.Ş.’nin ek geçici mühlet talebinin reddi ile iflâsına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
6. Konkordato talep eden … Turizm Yatırımları A.Ş. vekili, aslî müdahil … vekili ve aslî müdahil T.C. … vekili tarafından ilk derece mahkemesinin kararına karşı süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
7. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 27.01.2020 tarihli ve 2019/2341 E., 2020/74 K. sayılı kararı ile; talep eden şirketin herhangi bir ticarî faaliyetinin bulunmadığı, kiralama faaliyetinden kaynaklanan gelirinin bulunduğu, ancak kiralama faaliyetinden elde edeceği gelirin konkordato sürecinde borçlarını ödeyebilecek tutarda olmadığı, talep eden şirketin kiralama konusu taşınmazdaki hak sahipliği sıfatının T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının tahsis iptaline ilişkin yazısı gereğince sona erdiği, hazineye ait taşınmaz üzerinde talep eden şirketin hukukî sıfatının kalmadığı, bu nedenle söz konusu kiralama faaliyetine ne kadar süre daha devam edebileceğinin belirsiz olduğu, bu hâliyle konkordato projesinin uygulanabilir ve gerçekçi olmadığı, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olamayacağı anlaşıldığından talep eden şirket vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı;
Aslî müdahil … yönünden ise, Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.05.2019 tarihli ve 2017/217 E., 2019/213 K. sayılı kararında, … ile Tufan Sadygov arasında imzalanan hisse devri sözleşmesinin feshine, davalı … Turizm Otelcilik A.Ş. adına kayıtlı … Turizm Yatırımları A.Ş.’nin % 75 hissesinin ticaret sicilindeki kaydının iptali ile … adına kayıt ve tesciline karar verildiği, talep eden şirketin ortaklık yapısına ilişkin mahkeme kararının henüz kesinleşmediği, müdahilin talebinin de yeniden ön proje sunulmasına ilişkin olduğu, talep eden şirketin kiralama konusu taşınmazdaki hak sahipliği sıfatının T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının tahsis iptaline ilişkin yazısı gereği sona erdiği anlaşıldığından müdahil … vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı;
Aslî müdahil T.C. … yönünden ise, istinaf talebinin on günlük süre geçirildikten sonra yapıldığı gerekçesiyle konkordato talep eden şirket ve aslî müdahil … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, aslî müdahil T.C. … vekilinin istinaf başvurusunun ise süresinden sonra yapılması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
8. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde konkordato talep eden … Turizm Yatırımları A.Ş. vekili, aslî müdahil … vekili ve aslî müdahil T.C. … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 10.03.2021 tarihli ve 2021/490 E., 2021/752 K. sayılı kararı ile; “…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere ve delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin ve davacı şirket hissedarı … vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2- İlk Derece Mahkemesinin, konkordato talep eden … Turizm Yatırımları AŞ’nin iflasına dair verilen kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk dairesince İİK’nın 292. maddesi gereğince konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılması halinde iflas kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekili ve davacı şirket hissedarı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, alacaklı … vekilinin istiaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir. İİK 292/son fıkrası “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, mahkeme, konkordatonun başarıya ulaşmayacağı kanaatiyle iflasa karar verdiğine göre konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin ve konkordato talep eden borçlunun yargılama sonunda mahkemeye çağrılarak dinlenmediği, Kanunun anılan amir hükmünün yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu durumda konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Bozma nedenine göre … vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir,…” gerekçesiyle karar oy çokluğu ile bozulmuştur.
Direnme Kararı:
10. Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.11.2021 tarihli ve 2021/266 E., 2021/754 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında, İİK’nın 292/son maddesi uyarınca şirket yetkilisinin dinlenmemesine ilişkin hususun konkordato talep eden şirket tarafından istinaf sebebi yapılmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
11. Direnme kararı süresi içinde konkordato talep eden şirket vekilince temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; İİK’nın 292/son maddesi uyarınca konkordato talep eden şirket yetkilisi dinlenmeden iflâs kararı verilen somut olayda, İİK’nın 292/son maddesindeki düzenlemenin, talep eden şirket tarafından istinaf sebebi yapılmaması karşısında kamu düzeni gerekçesiyle re’sen dikkate alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
13. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konkordatoya ilişkin açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır.
14. Konkordato, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen ya da herhangi bir borçlunun, borcun belirli koşullarda ödenmesi için alacaklılarıyla anlaştığı ve yetkili ticaret mahkemesinin onayı ile geçerlilik kazanan hukukî çözüm işlemidir (Türk Hukuk Lûgatı, Ankara 2021, s. 709).
15. Konkordato İİK’da tanımlanmamış ise de; öğretide konkordato, dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi borçlarının alacaklılar tarafından kanunda gösterilen nitelikli çoğunlukla kabul edilmesi ve yetkili makamın (mahkemenin) onayı ile gerçekleşen ve borçlunun borcun bir kesiminden kurtulmasını ve/veya ödeme şeklinin borçlu yararına değişmesini sağlayan, haciz ve iflâs gibi klasik ve borçlu bakımından sert cebri icra yöntemlerinin yerine ikame edilmiş bir kolektif icra biçimidir (Kuru, Baki: İcra İflas Hukuku, C. IV, İstanbul 1997, s. 3585; Tanrıver, Süha/Deynekli, Adnan: Konkordatonun Tasdiki, Ankara 1996, s. 29; Kale, Serdar: Sorularla Konkordato (İflas Dışı ve İflas İçi Adi Konkordato), İstanbul 2017, s. 2; Pekcanıtez, Hakan/Erdönmez, Güray: 7101 Sayılı Kanun Çerçevesinde Konkortado, İstanbul 2018, s. 4; Altay, Sümer/Eskiocak, Ali: Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, İstanbul 2019, s. 10,15).
16. Konkordato kurumu ile ilgili farklı ayrımlar yapılmaktadır. Bunlardan ilki, mahkeme dışı ve mahkeme içi konkordato ayrımıdır. Mahkeme içi konkordato içeriğine göre vade, tenzilat ve karma konkordato olarak ayrılmaktadır. Sözü geçen sınıflandırmaya göre, borçlunun borcunu tam olarak ödemeyi vaat etmesi ve bunun için alacaklıların borçluya ödeme süresi tanımaları veya borcun itfasını takside bağlamaları hâlinde vade konkordatosu; borçlunun borçlarının belli bir yüzdesini ödemeyi taahhüt ettiği ve alacaklıların da kalan alacaklarından vazgeçtiği durumda tenzilat konkordatosu; tenzilat ve vade konkordatosunun bir araya getirilmesiyle teşekkül eden konkordatoya ise karma (bileşik) konkordato denilmektedir. Yapıldığı zamana göre ise; iflâsa tabi olmayan borçlular ile iflâsa tabi borçlulardan henüz iflâsına karar verilmeyenlerle yapılan konkordatoya iflâs dışı konkordato; müflisin teklif ettiği konkordatoya ise iflâs içi konkordato denilmektedir.
17. Konkordato konusunda yapılan diğer bir ayrım ise, adi (alelade) konkordato ve mal varlığının terki suretiyle konkordatodur. Mal varlığının terki suretiyle konkordato türünde, borçlunun malî durumunun iyileşmesi ve işletmenin faaliyetine devam etmesi amaçlanmaz. Mal varlığının terki suretiyle konkordatonun iki şekilde yapılacağı kabul edilmektedir. Bunlardan ilki, borçlunun mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisini alacaklılara bırakması ve alacaklıların da borçlunun mal varlığını satarak ele geçen paradan alacaklarını tahsil etmeleridir. Mal varlığının terki suretiyle konkordatonun diğer bir görünüm şekli ise, belirli vadelerde alacaklılara ödeme yapması kaydıyla, mal varlığının tamamının ve bir kısmının üçüncü kişiye devredilmesidir. Bu ihtimalde, alacaklılar alacaklarını borçlunun mal varlığının üçüncü kişiye devrinden elde edilen parayla tahsil etmektedirler. Mal varlığının terki suretiyle konkordatoda borçlu borçlarını belli şartlar dâhilinde ödemeyi değil, mal varlığının aktifi üzerindeki tasarruf yetkisini alacaklılara (veya üçüncü kişiye) devretmeyi teklif etmektedir. Mal varlığının terki suretiyle konkordatoya niteliğine aykırı düşmedikçe adi konkordatonun hükümleri (İİK m. 285 ilâ 308/g) uygulanır (Pekcanitez/Erdönmez s. 6 vd.).
18. Mahkeme içi adi konkordato İİK’nın 285 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş ve konkordatoya başvurabilecek kişiler İİK’nın 285. maddesinde “herhangi bir borçlu” denilerek açıklanmış olup, kanunun bu ifadesi karşısında tüzel kişiler ile tacir olup olmadığına bakılmaksızın bütün gerçek kişilerin konkordatoya başvurabileceği kabul edilmiştir. İİK’nın 285/2. maddesindeki düzenleme uyarınca konkordatoya başvuru imkânı sadece borçluya tanınmamış, iflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı da gerekçeli bir dilekçe ile borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.
19. Konkordato talep eden borçlu veya iflâsını isteyebileceği borçlusu hakkında konkordato talep eden alacaklı, bir nüsha olarak düzenlenen dilekçe, konkordato ön projesi, ayrıntılı bilanço, gelir tablosu ve İİK’nın 286. maddesinde sayılan diğer belgeler ile birlikte asliye ticaret mahkemesine başvurarak üç aylık geçici konkordato mühleti verilmesi ister (İİK m. 285-287). Asliye ticaret mahkemesi 286. maddede sayılan belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu belirlediği takdirde borçluya derhâl geçici mühlet (üç ay) verir ve bir veya işin kapsamına göre üç kişiden oluşan komiser veya komiserler kurulu oluşturulur (İİK. m. 287).
20. Borçlu, konkordato mühletinin kapsadığı ve mühlet hükümlerinin devam ettiği dönem içerisinde komiserin denetimi altında 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 297. maddesinin öngördüğü sınırlamalar içerisinde mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunmak imkânını kural olarak muhafaza eder.
21. Asliye ticaret mahkemesi komiserin veya borçlunun makul sebeplere dayalı talebi üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatarak, geçici mühlet süresini beş aya yükseltebilir.
22. Geçici mühletin ilânı ve ilgili kurumlara bildirilmesinden itibaren, alacaklılar ilândan başlayarak yedi gün içerisinde borçluya kesin mühlet verilmesini gerektiren durum bulunmadığını delilleri ile birlikte ileri sürerek konkordato talebinin reddini isteyebilirler (m. 288).
23. Geçici mühlet içinde mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Bu süreçte geçici komiser duruşmadan önce raporunu mahkemeye ibraz eder. Mahkeme yapacağı değerlendirmede itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır (m. 289/2).
24. Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün görülmesi hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir (m. 289/3). Gerekiyorsa geçici komiser veya komiserler değiştirilerek yeni bir görevlendirme yapılabilir veya geçici komiserlerin görevine devam etmesine karar verilerek dosya komisere teslim edilir.
25. Konkordatonun geçici mühlet içerisinde başarıya ulaşmayacağına kanaat getirilmişse, borçluya kesin mühlet verilmez ve konkordato talebinin reddi doğrultusunda karar oluşturulur. Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine dair kararlar İİK’nın 288. maddesi uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.
26. Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı ay daha uzatılabilir (m. 289/5).
27. Mahkemece, kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak koşuluyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda, alacaklıları hukukî nitelik itibariyle birbirinden farklı alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Bu konuda komiserin de görüşü alınır (m. 289/4).
28. Kesin mühlet içerisinde komiser, konkordatonun hazırlanmasına ilişkin işlemleri gerçekleştirir. Kısaca belirtmek gerekirse, bunlar aktif ve pasifin tespit edilerek aktif defterlerinin tutulması ve değerlerinin takdiri, alacakların bildirilmesi için İİK’nın 288. maddesine göre ilân yapılması, borçlunun yazdırılan alacaklara tamamen veya kısmen kabul veya red şeklinde beyanlarının alınması (m. 299), çekişmeli alacaklar hakkında dosyanın asliye ticaret mahkemesine sunularak bu alacaklar hakkında konkordato oylamasına katılıp katılmayacakları bakımından karar alınması, rehinli alacak müzakerelerinin yapılması, alacaklılar toplantısı ve oylamaların tutanakla tespiti (m. 302), alacakların geçerli ve sağlıklı olup olmadıklarının borçlunun ticarî defterlerinin incelenmesi suretiyle tespiti ve bu konuda oluşan kanaatin ticaret mahkemesine sunulan raporda belirtilmesi ve konkordato mühleti içerisinde dosyanın asliye ticaret mahkemesine konkordatonun tasdiki veya reddine karar verilmek üzere sunulması ve sonuçta asliye ticaret mahkemesinin duruşma günü ilân ederek, komiseri dinleyerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırarak, tasdik veya red kararı vermesidir. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki, borçlu iflâsa tâbi ise, konkordatonun reddi ve doğrudan iflâs sebeplerinin varlığı hâlinde borçlunun iflâsının açılmasına da karar verilecektir.
29. Konkordatonun tasdiki için aranan şartlar İİK’nın 305. maddesinde belirtilmiş olup buna göre; konkordato projesinin İİK’nın 302. maddesinde öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olması (kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunluk) ile birlikte teklif edilen tutarın borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, konkordatoda teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, İİK’nın 206. maddesinin birinci fıkrasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması ve konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edilmesi gerekir.
30. Konkordatonun tasdikine ilişkin karar İİK’nın 288. maddesi uyarınca ilan edilecek ve kesin ödeme projesinin tasdik ilânı gereğince onun yönetiminde uygulanması için bir kayyım atanabilecektir (m. 306).
31. Asliye ticaret mahkemesince kabul edilerek tasdik edilen konkordato, konkordato prosedürüne katılmayanlar (alacak kaydı yaptırmayanlar) da dâhil olmak koşuluyla tüm alacaklıları bağlar. Bu temel ilke “konkordatonun bütün alacaklılar için kural olarak zorunlu olması” şeklinde de ifade edilmektedir. Ancak rehinli alacaklarla bazı imtiyazlı ve kamusal alacaklar ve komiserin izniyle mühletten sonra doğan alacaklar bu kuralın istisnasını teşkil etmektedir (m. 308/c-III). Bu kategoriye giren alacaklar konkordatodan kesinlikle etkilenmeyip tümüyle ödenmesi gerekir. Çünkü kanun, konkordatonun borçlu ile alacağı rüçhanlı olmayan alacaklılar arasında akdedilebileceğini öngörmüş, rüçhanlı alacaklıları konkordatodan istisna tutmuştur.
32. Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hâle gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlamış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür (m. 308/ç). Borçlu mühletten önce doğan borçlarını, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde öngörülen ödeme planı çerçevesinde ödemek imkânına kavuşur. Bu itibarla konkordato, borcun yenilenmesini gerektirmemekte, ancak ödeme şekil ve şartlarında önemli değişiklikler meydana getirmektedir. Bu değişikliğin şeklini ve içeriğini, asliye ticaret mahkemesince tasdik edilerek kesinleşen konkordato ödeme projesi belirler. Bu açıklamalara göre borçlu, mühletten önce doğan borçları için artık takip edilmemekte ve borçlarını ödeme konusunda fevkalâde elverişli bir hukukî statüye kavuşmaktadır. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, mühletten sonraki dönemde komiserin onayı olmadan borçlunun üstlendiği borçlar da konkordatoya tâbidir [(m. 308/c-II) Altay/Eskiocak s. 44 vd.]. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 03.03.2022 tarihli ve 2021/(15)6-772 E., 2022/240 K, 10.03.2022 tarihli ve 2021/(15)-966 E., 2022/283 K. sayılı kararlarında da değinilmiştir.
33. İcra ve İflas Kanunu’nun ”Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflâsın açılması ” başlıklı 292. maddesi,
“İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa.(3)
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder” şeklinde düzenlenmiş olup, İİK’nın geçici mühleti düzenleyen 287/5. maddesinde de, İİK’nın 291 ve 292. maddelerinin, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir.
34. İcra ve İflas Kanunu’nun 292. maddesinde, konkordato sürecinin devam ettirilmesinin artık hukuken temelinin kalmadığı, konkordato sürecinin kesilmesi ve iflâsın açılması gereken hâller düzenlenmiştir. Mahkeme bu hâllerden birinin gerçekleşmesi durumunda, herhangi bir talebe gerek olmaksızın, borçlu iflâsa tâbi ise re’sen iflâsın açılmasına; iflâsa tâbi olmayan borçlu bakımından ise re’sen konkordato talebinin reddine karar verecektir. Ancak bu kararı vermeden önce bir duruşma açarak borçluyu, konkordatoyu bir alacaklı talep etmişse onu ve varsa alacaklılar kurulunu dinlemesi gerekir. Diğer alacaklıları ise gerek görürse dinler (Öztek, Selçuk/Budak, Ali Cem/ Tunç Yücel, Müjgan/Kale, Serdar/ Yeşilova, Bilgehan: Yeni Konkordato Hukuku 7101 sayılı Kanunla Değişik İcra ve İflas Kanunu m. 285-309 Şerhi, Ankara 2018, s. 292).
35. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece talep eden … Turizm Yatırımları A.Ş. ile hakkında tefrik kararı verilen … Turizm Otelcilik A.Ş.’nin konkordato talebi üzerine 27.03.2019 tarihli tensip tutanağı ile 27.03.2019 tarihinden başlamak üzere üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının incelenmesi amacıyla geçici konkordato komiserleri görevlendirilmiş ve geçici mühlet süresinin sona ereceği tarih de gözetilerek duruşmanın 26.06.2019 tarihine bırakılmasına karar verilmiştir.
36. Mahkemece görevlendirilen konkordato komiser heyetince, talep eden … Turizm Yatırımları A.Ş. yönünden dosyaya sunulan 17.06.2019 tarihli raporda, talep eden şirketin borca batık olduğu tespitinin yapılması üzerine mahkemece 26.06.2019 tarihli duruşmada, İİK’nın 287/5. maddesinin yollamasıyla dikkate alınarak, İİK’nın 292. maddesi uyarınca, talep eden şirketin açıkça borca batık hâlde olduğu ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle ek geçici mühlet verilmesi talebinin reddi ile talep eden şirketin iflâsına karar verilmiştir.
37. İcra ve İflas Kanunu’nun 292/son maddesi uyarınca konkordato talep eden şirket hakkında geçici mühlet kararının kaldırılması ile iflâs kararının verilmesinin gerektiği durumlarda konkordato talep eden borçlu şirketin duruşmaya davet edilerek dinlenmesi gerekmektedir. Her ne kadar konkordato talep eden şirket hakkında iflâs kararın verildiği duruşma günü ve saati talep eden şirket vekiline tebliğ edilerek şirket vekili duruşmada hazır bulunmuş ise de, komiser heyeti tarafından düzenlenen rapor üzerine, talep eden şirket hakkında iflâs kararının verilmesini gerektiren hâllerin varlığı nedeniyle İİK’nın 292. maddesi uyarınca beyanda bulunmak üzere talep eden şirket vekilinin ya da temsilcisinin beyanlarının alınmadığı bu nedenle İİK’nın 292/son maddesinde yer alan Kanun’un emredici hükmünün yerine getirilmediği anlaşılmakla mahkemece talep eden şirket vekili ya da yetkilisi dinlenmeden iflâs kararı verilmesi yerinde olmamıştır.
38. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; konkordatonun bir nevi alacaklılar ve borçlunun anlaştığı sözleşme türü olduğu, konkordato sürecinin kamu düzeninden sayılmayacağı ancak iflâs kararı verilmesinden sonra yapılacak işlemlerin kamu düzenini ilgilendireceği, borçlu şirket yetkilisinin dinlenmediği hususunun istinaf sebebi yapılmadığı, mahkemece iflâs kararı verilmeden önce kararın verildiği duruşma gün ve saatinin konkordato talep eden şirket vekiline tebliğ edildiği, talep eden şirket vekilinin iflâs kararının verildiği duruşmaya katıldığı bu aşamadan sonra şirket yetkilisinin dinlenmek üzere duruşmaya davet edilmesinin sonucu değiştirmeyeceği, direnme kararının açıklanan nedenlerle onanması gerektiği görüşü ile, konkordato talep eden şirket vekilinin duruşmaya çağrıldığı ve beyanlarının alındığı, bunun dışında ayrıca konkordato talep eden şirket yetkilisinin duruşmaya çağrılmasına ve dinlenmesine gerek olmadığı, İİK’nın 292/son maddesinde yer alan düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olup olmadığı ya da istinaf sebebi yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesine gerek bulunmadığı, direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüşler yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
39. Öte yandan her ne kadar Özel Dairenin bozma kararının ikinci bendinde “…mahkeme, konkordatonun başarıya ulaşmayacağı kanaatiyle iflasa karar verdiğine göre,..” ibaresine yer verilmiş ise de iflâs kararı verilmeden önce İİK’nın 292/son maddesinde belirtilen hususun yerine getirilmesi gerektiğinden bozma kararında geçen “iflasa karar verdiğine göre” ibaresinin maddî hataya dayalı olduğu kabul edilmiştir.
40. Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
41. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
Konkordato talep eden şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.05.2022 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY
Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflâsın açılmasının düzenlendiği İİK 292. madde hükmüne göre; a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılmasının gerekmesi b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması c) Borçlunun, 297 nci maddeye aykırı davranması veya komiserin talimatlarına uymaması ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiğinin anlaşılması d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatifin, konkordato talebinden feragat etmesi durumlarının İflâsa tâbi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına re’sen karar verir (İİK 292/1).
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verir (İİK 292/2).
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder (İİK 292/3).
Belirtilen İİK 292/3. maddede konkordato talep eden alacaklı yönünden belirtilen husus bu konuda dinlenmek üzere bizzat tarafın çağırılması değil, maddede belirtilen hâllerin varlığına dayalı olarak kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına re’sen karar verilmeden önce bu madde uyarınca yapılacak duruşmaya davet edilmesidir.
Bu hüküm hukukî dinlenilme hakkının sağlanması amacına da yönelik bir düzenleme olup bu kapsamda duruşma günü bildirir tebliğin yapılması yeterlidir. Bu tebliğ ise Tebligat Kanunu 11/1 madde hükmüne uygun olarak vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebliğin vekile yapılması gerektiği kuralına uygun olarak yapılmalıdır. Bu durumda vekile yapılan duruşma günü bildiren tebliğ yeterli olup konkordato talep eden tarafa ayrı bir tebligat çıkarılması gerekmemektedir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; İİK 292. madde hükmüne göre karar verilen duruşmaya, konkordato talep eden şirket vekili çağırılmış ve duruşmada beyanları da alınmıştır. Vekile yapılan tebliğ işlemiyle İİK 292/3 madde hükmü yerine getirilmiş olup bunun dışında ayrıca konkordato talep eden şirket temsilcisinin duruşmaya çağırılması ve dinlenmesini gerektirir bunu zorunlu kılan bir hüküm madde içeriğinde yer almamaktadır.
Borçlunun derhal iflasına karar verilmesinin belirtildiği bir maddede yer almayan bir koşulun, yine aynı maddenin amacından uzaklaşılacak şekilde aranması madde içeriğine uymadığı gibi maddenin getiriliş amacıyla da uyumlu değildir. Vekile yapılan tebliğ yeterli olduğundan bu yönden bir eksiklik yoktur.
Bir eksikliğin bulunmadığı bir duruma ilişkin olarak madde hükmünün kamu düzenine ilişkin olup olmadığı ya da bu hususun istinaf sebebi yapılıp yapılmadığı tartışması yapılarak bu değerlendirmeler üzerinden bir sonuca varılması da gerekmemektedir. Bu tartışmaların yapılması, şirket temsilcisine de ayrıca tebliğ yapılmasını gerektiren bir düzenleme bulunması hâlinde gerekli olabilecektir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle değişik gerekçe ile onanması görüşünde olduğumdan Özel Daire kararı gibi bozma yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum.