Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2022/385 E. 2023/881 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/385
KARAR NO : 2023/881
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/594 E., 2021/582 K.
KARAR : Davanın kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08.05.2019 tarihli ve
2018/1723 Esas, 2019/3583 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki anonim şirket payının aidiyetinin tespiti ve devri davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ……. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ……. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ……. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı davalı ……. vekili ile davalı ……. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararın davalı ……. vekili tarafından istinaf edilmediği; yine Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın da davalı ……. vekili tarafından temyiz edilmediği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz istemi için de aranan bir şarttır. Davalı ……. vekili ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmediğinden ve ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmediğinden direnme kararını temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. O hâlde davalı ……. vekilinin direnme hükmüne yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı ……. vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 09.07.1990 tarihinden 11.04.2013 tarihine kadar Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) gözetim ve denetimi altında aracı kurum olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin yönetim kurulunun almış olduğu 21.06.2012 tarihli karar gereğince aracılık faaliyetleri çerçevesinde sahibi olduğu yetki belgelerinin dava dışı … Katılım Bankası …….. lehine iptali için SPK’ya başvuruda bulunma kararı alındığını, SPK’nın 26.02.2013 tarihli yazısı ile müvekkilinin sahibi olduğu yetki ve izin belgelerinin iptaline karar verildiğini, davalı ……. yönetim kurulunun 11.04.2013 tarihli kararı ile müvekkilinin borsa üyeliğinden çıkarıldığını, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun (6362 sayılı Kanun) 138 inci maddesi gereğince davalı …….’nin kurulduğunu ve İMKB’nin her türlü varlık, borç ve alacakları ile hak ve yükümlülüklerinin Borsa İstanbul ……..’ye devredilmiş sayılacağının belirtildiğini, ayrıca aynı Kanun’un 138/6-… maddesinde Borsa İstanbul ……..’nin esas sözleşmesi tescil ile ilan edildikten sonra sermayenin % 4’ünün İMKB’nin mevcut üyelerine devrolunacağının düzenlendiğini, müvekkilinin 6362 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 30.12.2012 tarihinde ve hatta Borsa İstanbul ……..’nin esas sözleşmesinin tescil ve ilan edildiği tarihte İMKB üyeliğine sahip bir aracı kurum olmasına rağmen pay dağıtımının dışında bırakıldığını, müvekkiline verilmesi gereken payın dava dışı … Katılım Bankası …….. tarafından kurulan diğer davalı şirkete verildiğini, davalı …….’ye 03.09.2013 tarihli noter ihtarnamesi gönderildiğini ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek davalı …….’nin 04.07.2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile diğer davalı …….’ye devredilen 15.971.094 adet nama yazılı C grubu payın müvekkiline devredilmesine, davalı ……. pay defterinde davalı ……. lehine gerçekleştirilen usulsüz kaydın düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı ……. vekili; davacı ile dava dışı … Katılım Bankası …….. arasında akdedilen “Yetki Belgeleri Satış Sözleşmesi” gereğince sözleşme tarihi olan 21.06.2012 tarihinden itibaren davacının yetki belgesi, aracılık faaliyetleri ve borsa üyeliğinden kaynaklanan tüm hak ve borçlarının müvekkiline ait olduğunu, bu tarihten itibaren yetki belgelerine ve aracılık faaliyetlerine ilişkin davacıya tahakkuk eden harçlar, aidatlar vb. ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ……. vekili; pay devirlerinin 6362 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiğini, müvekkili tarafından pay devrine ilişkin kararın alındığı 04.07.2013 tarihinde davacının borsa üyesi şartına sahip olmadığını, ayrıca davacı talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.02.2017 tarihli ve 2014/585 Esas, 2017/67 Karar sayılı kararı ile; SPK’nın 26.02.2013 tarihli yazısı ile davacını sahibi olduğu yetki ve izin belgelerinin iptaline karar verildiği, davalı ……. yönetim kurulunun 11.04.2013 tarihli kararı ile davacının borsa üyeliğinden çıkarıldığı, bu tarihe kadar davacının İMKB üyesi aracı kurum olduğu, öte yandan davalı ……. tarafından 29.07.2013 tarihinde Türkiye Sermaye Piyasaları Aracı Kuruluşlar Birliği’ne gönderilen yazıda ortaklık payı devir işlemlerinin 6362 sayılı Kanun’un Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği tarih olan 30.12.2012 tarihi esas alınarak yapıldığı açıklamasının yer aldığı, oysa davalı …….’nin hem 6362 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği hem de Borsa İstanbul ……..’nin kuruluşunun tescil ve ilan edildiği tarihte üyelik sıfatının bulunmadığı, dolayısıyla davalılardan … Yatırım Menkul Değerler ……..’ye yapılan devir işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davalı …….’nin 04.07.2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile diğer davalı …….’ye devredilen 15.971.094 adet nama yazılı C grubu payın davacıya devredilmesine, Borsa İstanbul ……..’nin kayıtlarının buna göre düzeltilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
…. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ……. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.02.2018 tarihli ve 2018/104 Esas, 2018/74 Karar sayılı kararı ile; davalı ……. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
…. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ……. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Dava, davalı … Borsa ……..’deki kanun gereği diğer davalıya bedelsiz verilen hisselerin aidiyeti istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı şirketin sahibi olduğu yetki belgelerinin dava dışı … Katılım Bankası …….. lehine iptaline ilişkin 21.06.2012 tarih 388 sayılı şirket yönetim kurul kararı sonrasında yetki ve izin belgelerinin iptaline karar verildiğini, Borsa İstanbul …….. Yönetim Kurulunun 11.04.2013 tarihli kararı ile davacının borsa üyeliğinden çıkarıldığını, davacının 6362 sayılı SPK’nın 138/6-… bendi gereği yapılan pay dağıtımının dışında bırakılmasının hukuka aykırı olduğunu iddia etmiş ve davalı …….’ye devredilen 15.971.094 adet nama yazılı C grubu payın davacı şirkete devredilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı ile dava dışı … Katılım Bankası …….. arasında, 21.06.2012 tarihli “Yetki Belgeleri Satış Sözleşmesi” imzalanmış olup, sözleşmenin 1. maddesinde satıcının SPK 31. madde uyarınca sahip olduğu yetki belgelerini kendi adına iptal ederek alıcıya devretmeyi, alıcının da yeni aracı kurum kurmak ve faaliyet izni almak üzere SPK’ya başvurmayı kabul ve beyan ettiği, sözleşmenin 2/i-iii maddesinde, satıcının SPK’daki faaliyetlerini kendi istemi üzerine Aralık/2009 tarihinden itibaren durdurduğu, SPK’da işlem yapmak üzere sahip olduğu yetki belgelerini iptal ederek faaliyet konusunun değiştirilmesi yoluyla sermaye piyasası faaliyetlerinden çekilmek istediği, 5/i maddesinde satışa konu yetki belgelerinin alıcı tarafından kurulacak aracı kurum lehine iptali ve faaliyet konusunun değiştirilmesi için yönetim kurulu kararı alacağı, 5/ii maddesinde de alıcı tarafından yeni aracı kurum kuruluşu için başvuru yapılacağı düzenlenmiştir.
Sözleşme akabinde davacının, … Menkul Değerler ……..’nin kuruluşuna izin verilmesi için sahip olduğu yetki ve izin belgelerinin iptali talebiyle SPK’ya başvuruda bulunduğu, Kurulun 26.02.2013 tarihli cevap yazısıyla, 15.10.2012 tarihli ve 35 sayılı toplantı ile tüm yetki ve izin belgelerinin … Menkul Değerler ……..’nin tüm hukuki işlemleri tamamlanarak faaliyete geçtiği gün itibariyle iptal edilmesine karar verildiği, 22.02.2013 tarihli toplantıda davacının sahip olduğu yetki ve izin belgelerinin iptaline karar verildiği ve ana sözleşmesinin sermaye piyasası faaliyetlerini kapsamayacak şekilde değiştirilmesinin davacıdan istendiği, davalının 11/04/2013 tarihli karar ile borsa üyeliğine kabul edildiği, 04/07/2013 tarih ve 2013/17 sayılı karar ile Borsa İstanbul …….. (C) grubu ortaklık paylarından 15.971.094 adet payın davalıya bedelsiz olarak devredilmesine karar verildiği ve Borsa İstanbul ……..’nin 01/11/2013 tarihli yazısından pay devri kararının alındığı tarih itibariyle davacının borsa üyeliğinin sona ermiş bulunduğu gerekçesiyle davacı lehine pay devrinin yapılmadığı bildirilmiştir.
30.12.2012 tarihli 28513 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olarak borsacılık faaliyetlerinde bulunmak üzere Borsa İstanbul …….. kurulmuş olup, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte başka işleme gerek kalmaksızın Ticaret Siciline re’sen tescil olunmuştur. Anılan kanun gereğince, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve İstanbul Altın Borsasının tüzel kişilikleri Borsa İstanbul ……..’nin esas sözleşmesinin tescili ile son bularak İMKB ve İAB’nın her türlü varlık, borç, alacak, hak ve yükümlülükleri, her türlü kayıt ve belgeleri bir bütün olarak maddede sayılı istisnalar dışında, herhangi bir işleme gerek olmadan Borsa İstanbul AŞ’ne devrolunmuştur.
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 136. maddesinin 6. fıkrasının (…) bendinde; “Esas sözleşmenin tescil ve ilanını müteakip sermayenin %4’ü İMKB’nin mevcut üyelerine, binde 3’ü İAB’nın mevcut üyelerine eşit ve bedelsiz olarak, %1’i ise Türkiye Sermaye Piyasaları Birliğine bedelsiz olarak devredilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davalı …….’nin esas sözleşmesi, 03.04.2013 tarihinde İstanbul Ticaret Siciline tescil edilmiş ve 04.04.2013 tarih 8213 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiştir.
Somut olayda, davacının öncesinde İMKB’da işlem yapmaya yetkili olduğu, yetki belgelerini 21.06.2012 tarihli “Yetki Belgeleri Satış Sözleşmesi” ile dava dışı … Katılım Bankası ……..’ye devir ettiği, aynı zamanda dava dışı şirket iştiraki olan davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşme gereği yeni aracı kurum olarak gösterildiği, davacının satışa konu yetki belgelerinin davalı aracı kurum lehine iptali ve faaliyet konusunun değiştirilmesi için yönetim kurulu kararı aldığı ve bu hususta SPK’ya başvuruda bulunduğu dikkate alındığında tarafların 21.06.2012 tarihli sözleşme hükümlerini ifa iradesi ile hareket ettikleri açık olup, Bölge Adliye Mahkemesinin davalının 12.06.2012 (doğrusu 21.06.2012) tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşme hükümlerinin değerlendirilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı gerekçesi yerinde değildir.
Ayrıca, 30.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren SPK Kanunu 138/6-… maddesinde, davalı …….’nin kurulması ve esas sözleşmesinin tescilini müteakip, MKB’da işlem yapma yetkisine sahip üyelerine bedelsiz hisse verileceği düzenlenmiş olup, işlem aşamaları itibariyle İMKB’da görünürde işlem yapma yetkisine davacı tarafın sahip olduğu düşünüldüğünde dahi, taraf iradeleri ile davacının taraflar arasındaki sözleşmeye atıf yaparak davacı adına tahakkuk eden hizmet, aidat, yetki belgesi harç tutarı gibi bedellerin davalı tarafından ödenmesinin istendiği ve bedellerin davalı tarafından ödendiği nazara alındığında, dava konusu iddiaların ileri sürmesi TMK 2/1 kapsamında dürüstçe bir davranış olarak kabul edilemeyecektir. Nitekim dosyaya davalı vekili tarafından sunulan 08.05.2014 tarihli hukuki mütalaada da benzer şekilde değerlendirmede bulunulmuştur. Bu nedenlerle, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve buna bağlı olarak Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davalı ……. yararına bozulması gerekmiştir…”
gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile önceki gerekçeye ilaveten; 6362 sayılı Kanun’un 138/6-… maddesinde bozma ilâmında belirtilenin aksine davalı …….’nin % 4 hissesinin İMKB’de işlem yapma yetkisine sahip üyelerine verileceğine dair bir düzenlemenin yer almadığı, başka bir deyişle anılan Kanun maddesinde pay verilmesi için İMKB üyesinin işlem yapma yetkisine sahip olmasının aranmadığı, gerek 6362 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte gerekse Borsa İstanbul ……..’nin kuruluşunun tescil ve ilan edildiği tarihte davacının İMKB üyeliğinin devam ettiği, davalı …….’nin ise üyelik sıfatını 11.04.2013 tarihinde kazandığı, 6362 sayılı Kanun’un 138/6-… maddesinin emredici nitelikte olduğu, anılan Kanun maddesinde pay devrinin fiilen yapıldığı tarihte üye olunmasına dair bir ifade bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ
…. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı ……. vekili ile davalı ……. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı ……. vekili, sözleşmenin akdedildiği 21.06.2012 tarihinden itibaren davacı şirketin yetki belgesi, aracılık faaliyetleri ve borsa üyeliğinden kaynaklanan tüm hak ve borçların müvekkiline geçtiğini ve müvekkili tarafından gerekli ödemelerin yapıldığını, 6362 sayılı Kanun’un 138/6-… maddesi gereğince yapılan bedelsiz pay devrinin amacının 2009 yılından itibaren borsada fiilen hiçbir şekilde faaliyette bulunmayan ve sermaye piyasası faaliyetlerinden tamamen çekileceğini Borsa İstanbul ……..’nin kuruluşundan önce açıkça beyan ve taahhüt eden kişilere karşılıksız kazandırmalarda bulunmak olmadığını, yetki belgeleri iptal edilen, aracılık faaliyetlerini fiilen ve hukuken yürütmeyen, ticaret unvanını değiştiren ve esas sözleşmesini dâhi sermaye piyasası faaliyetlerinden çekilme yönünde değiştirerek borsa üyeliği şartlarını yitirmiş bulunan bir aracı şirkete pay devri yapılmasının istenmesi 6362 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat karşısında iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, Borsa İstanbul …….. yönetim kurulu tarafından müvekkili lehine yapılan devrin hukuka uygun olduğunu, işbu davadaki talebin dürüstlük kuralları ve hakkın kötüye kullanılması yasağı gereğince hukuki himaye görememesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı ile dava dışı … Katılım Bankası …….. arasındaki 21.06.2012 tarihli “Yetki Belgeleri Satış Sözleşmesi” gereğince davacının yetki ve izin belgelerini davalıya devretmesi karşısında gerek 6362 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte gerekse Borsa İstanbul ……..’nin kuruluşunun tescil ve ilan edildiği tarihte davacının İMKB üyeliğinin devam ettiği ve Borsa İstanbul …….. yönetim kurulunun 11.04.2013 tarihli kararı ile davacının borsa üyeliğinden çıkarıldığı gözetildiğinde 6362 sayılı Kanun’un 138/6-… maddesi gereğince pay devrinin davacıya mı yoksa davalı …….’ye mi yapılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 182 ve 183 üncü maddeleri:

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 2 ve 686 ncı maddeleri:

3. 6362 sayılı Kanun’un 138 inci maddesi:

2. Değerlendirme
1. Somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Kanun’un 182/2 maddesi gereğince satış sözleşmesiyle satıcı, satılanı teslim ve mülkiyeti geçirmeyi; alıcı da bir bedel ödemeyi taahhüt eder. Bütün sözleşmelerde olduğu gibi satış sözleşmesinin kurulması için de tarafların objektif bakımdan esaslı noktalar üzerinde anlaşmaları gerekir. Satış sözleşmesinin objektif bakımdan esaslı noktaları satış konusu, semen ve bunların birbiriyle değiştirilmesi taahhüdüdür. Satış konusu üzerindeki hak sahipliğinde değişme menkullerde teslim, gayrimenkullerde tescil ve alacaklarda temlik şeklinde tasarruf işlemleriyle gerçekleşir. Satış sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup satıcının edimini satılan mal oluştururken, alıcının edimin de bedel (satış parası) oluşturur.

2. Satış sözleşmesi ani edimli bir sözleşmedir. Bu sözleşmede satıcının borçlandığı tek bir edim bulunmaktadır; o da zaman dilimi içinde belirli bir anda ve bir defada yerine getirilir. Borçlanılan edimin ifası, yani zilyetliğin ve mülkiyetin devri zamana yayılmış değildir. Bu durumun tek istisnası ard arda teslimli satış sözleşmesidir. Ard arda teslimli satış sözleşmesi niteliği itibariyle sürekli borç doğuran bir sözleşmedir.

3. Satış sözleşmesinin başlıca özelliği bir mal üzerindeki hakkın bir başkasına devri borcunu doğurmasıdır. Burada sözü geçen “mal” ibaresi eşya hukuku anlamda değil, malvarlığı hukuku anlamında anlaşılmalıdır. Bu nedenle bir kimsenin malvarlığına dahil ve parayla ölçülebilen her türlü ekonomik değer, üzerinde hukuki hakimiyet kurmaya elverişli olduğu ölçüde satış sözleşmesinin konusunu oluşturabilir; “satılan mal” kavramı içinde yer alabilir. Satılan mal, taşınır veya taşınmaz mal gibi cismani varlığı olan maddi bir mal olabileceği gibi maddi olmayan ve taşınmaz mülkiyetin kapsamına girmeyen doğal güçler satış sözleşmesine konu olabilir.

4. Mutlak ve nispi haklar da maddi olmayan mal kapsamında satış sözleşmesine konu olabilir. Bu itibarla mülkiyet veya irtifak hakkı, patent hakkı, lisans hakkı, telif hakkı gibi fikri ve sınai haklar ile alacak hakkı gibi haklar satış sözleşmesinin konusunu oluşturabilmektedir. Öte yandan ekonomik bir değer ve yarar taşıyan ve mutlak hak niteliğinde olmayan know-how, bir iş veya üretim sırrı ya da müşteri çevresi, bir işin yapılması için gerekli olan ruhsat ve yetki belgeleri de satış sözleşmesine konu olabilir. Aynı şekilde ticari şirketlerin hisse senetlerinin, kıymetli evrakta tecessüm etmiş hakların da satış sözleşmesine konu olması mümkündür.

5. Bununla birlikte TMK’nın 686 ncı maddesi gereğince bir şeye ilişkin tasarruflar, aksi belirtilmedikçe onun eklentisini de kapsar. Dolayısıyla asıl şeyin satışı durumunda, aksi kararlaştırılmadığı sürece, eklenti de satış kapsamındadır. Eklenti, asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel âdetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır. Eklenti, asıl şeyden geçici olarak ayrılmakla bu niteliğini kaybetmez.

6. 818 sayılı Kanun’un 182/1 maddesi gereğince satıcı satılan şeyin mülkiyetini alıcıya devretmek, böylece satılan şey üzerindeki mülkiyet hakkını ona sağlamak zorundadır. Taşınır satışlarında mülkiyet zilyetliğin devri ve teslim ile; taşımazlarda ise tescil talebi ve tescil fiiliyle geçer. Öte yandan maddi olmayan malların da satışı mümkün olduğundan ve haklar üzerinde mülkiyet hakkından bahsedilemeyeceğinden her hak satışında o hakkın alıcıya devredilmesini sağlayan kuralların uygulanması gerekir. Hak seviyesine ulaşmamış ekonomik yarar ve faydalarda ise devir işlemi bunların alıcının tasarrufuna arz edilmekle veya alıcıya ait olmaları için gerekenlerin yapılmasıyla gerçekleşir.

7. Hemen belirtilmelidir ki; 818 sayılı Kanun’un 183 üncü maddesi gereğince parça borçlarında durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan … ayrık hâller dışında satılanın yarar ve hasarı, sözleşmenin yapılmasıyla birlikte alıcıya geçer. Ancak cins borçlarda yarar ve hasar mülkiyetin devri için gerekli işlemlerin yapılmasıyla alıcıya geçmektedir. Bu kapsamda parça borçlarda sözleşmenin yapılmasıyla satılanın her türlü yararı alıcıya intikal eder.

8. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının sermaye piyasasında aracı kurum olduğu, ancak Aralık 2009 itibariyle fiilî olarak faaliyet göstermediği, sermaye piyasasında faaliyet göstermek için sahip olduğu yetki belgelerinin devri için davacı ile dava dışı … Katılım Bankası …….. arasında 21.06.2012 tarihli “Yetki Belgeleri Satış Sözleşmesi” imzalandığı ve davacının sahip olduğu “Alım Satım Aracılığı Yetki Belgesi” ile “Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Yetki Belgesi” öngörülen satış fiyatı üzerinden davacı adına iptal edilerek dava dışı … Katılım Bankası ……..’ye devredilmesi hususunda mutabık kalındığı anlaşılmaktadır.

9. Taraflar arasındaki sözleşmede tarafların yükümlülükleri açık bir şekilde düzenlenmiş; dava dışı … Katılım Bankası ……..’nin mali ve vergisel yükler hariç olmak üzere 1.700.000,00 TL karşılığında davacının sahip olduğu yetki belgelerinin devredilmesi suretiyle yeni bir aracı kurum kurmak ve faaliyet izni almak üzere SPK’ya başvurmak hak ve yetkisini kazanacağı belirtilmiştir. Öte yandan davacı tarafından sözleşme hükümleri çerçevesinde yetki belgelerinin iptali ve faaliyet konusunun değiştirilmesi amacı ile şirket bünyesinde kurul toplantılarının gerçekleştirileceği ve gerekli kararların alınacağı, SPK tarafından yetki belgelerinin iptal edilmesi sonrasında ise faaliyet konusu değişikliğine ilişkin hükümlerin aynen uygulanacağı belirtilmiş, dava dışı … Katılım Bankası …….. tarafından ise yeni aracı kurum kurulması amacıyla yönetim kurulu kararının alınacağı ve bu konuda SPK’ya başvuruda bulunulacağı taahhüt edilmiştir.

10. Sözleşme gereğince davacı tarafından; yetki belgelerinin iptali ve faaliyet konusunun değiştirilmesi amacı 21.06.2012 tarihli yönetim kurulu toplantısı yapılmış ve 12.08.2008 tarihli ARK/ASA-374 sayılı “Alım Satım Aracılığı Yetki Belgesi”nin ve 12.08.2008 tarihli ARK/TAASA-148 sayılı “Türev Araç Alım Satım Aracılığı Yetki Belgesi”nin … Katılım Bankası …….. lehine iptaline bu suretle sermaye piyasası faaliyetlerinden çekilmeye, yetki belgelerinin iptaline karar verilmesini takiben aracı kurum faaliyet konusunun değiştirilmesine, mevzuatın öngördüğü gerekliliklerin yerine getirilmesine karar verilmiştir.

11. Dosya kapsamından davacı şirketin 16.07.2012 tarihli ve 16026 sayı ile SPK kaydına alınan başvurusu ile; … Yatırım Menkul Değerler ……..’nin kuruluşuna izin verilmesi için sahip olduğu yetki ve izin belgelerinin iptali talebinde bulunduğu, SPK’nın 15.10.2012 tarihli ve 35 sayılı toplantısında … Yatırım Menkul Değerler ……..’nin kuruluşuna izin verilmesi talebine ilişkin olarak davacı şirketin tüm yetki ve izin belgelerinin … Yatırım Menkul Değerler ……..’nin tüm hukuki işlemleri tamamlanarak faaliyete geçtiği gün itibariyle iptal edilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. … Yatırım Menkul Değerler …….. ise 02.11.2012 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiş; bu durum 08.11.2012 tarihli ve 8189 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir.

12. Bununla birlikte 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6362 sayılı Kanun’un 138 inci maddesi ile Borsa İstanbul …….. kurulmuş; İMKB’nin ve İstanbul Altın Borsasının tüzel kişiliklerinin Borsa İstanbul ……..’nin esas sözleşmesinin tescili ile sona ereceği belirtilmiştir (6362 sayılı Kanun m. 138/4). Anılan Kanun’un 138/5 maddesi gereğince Borsa İstanbul ……..’nin esas sözleşmesinin tescil edilmesi ile İMKB’nin ve İstanbul Altın Borsasının her türlü varlıkları, borçları ve alacakları, hakları ve yükümlülükleri, elektronik ortamdakiler de dâhil olmak üzere her türlü kayıtları ve diğer belgeleri bir bütün olarak, bu maddede yer alan istisnalar dışında, herhangi başka bir işleme gerek kalmaksızın Borsa İstanbul ……..’ye devrolunmuş sayılır. Yine anlan Kanun’un 138/6 maddesi gereğince Borsa İstanbul …….. esas sözleşmesinde paylarının yüzde kırk dokuzu, bu pay sahipliği ile ilgili her türlü işlem Hazine Müsteşarlığınca yürütülmek üzere Hazine, yüzde elli biri ise öncelikle aşağıda belirtilen amaçlarla değerlendirilmek üzere Borsa İstanbul …….. adına kaydolunur; esas sözleşmenin tescil ve ilanını müteakip sermayenin yüzde dördü İMKB’nin mevcut üyelerine, binde üçü İstanbul Altın Borsasının mevcut üyelerine eşit ve bedelsiz olarak; yüzde birine tekabül eden kısmı ise Türkiye Sermaye Piyasaları Birliğine bedelsiz olarak devredilir.

13. … Yatırım Menkul Değerler ……..’nin 02.01.2013 tarihinde SPK kaydına alınan başvurusu ile; şirket adına Alım Satıma Aracılık, Halka Arza Aracılık, Portföy Yöneticiliği ve Yatırım Danışmanlığı Yetki Belgeleri düzenlenmesi ile sermaye piyasası araçlarının kredili alım, açığa satış ve ödünç alma, verme işlerine izin verilmesi talebi ile SPK’ya başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır.

14. SPK’nın 22.02.2013 tarihli ve 6 sayılı toplantısında; davacı şirketin yetki ve izin belgelerinin iptal edildiği hususunun davacı şirkete bildirilmesine, şirketin yetki ve izin belgelerinin iptali keyfiyetinin ticaret sicilinden terkin edilerek Türk Ticaret Sicil Gazetesi ile ülke çapında yayınlanan en az iki gazetede ilan edilmesi gerektiğinin bildirilmesine, şirketin esas sözleşmesinde ticaret ünvanı, amaç ve faaliyet konularına ilişkin hükümlerin sermaye piyasası faaliyetlerini kapsamayacak şekilde değiştirilmesi gerektiğini bildirmesine karar verilmiş; bu husus SPK’nın 26.02.2013 tarihli yazısı ile davacı şirkete bildirilmiştir.

15. Yine SPK’nın 22.02.2013 tarihli ve 6 sayılı toplantısında; davacı şirketin … Yatırım Menkul Kıymetler ……..’nin faaliyete geçmesi için sahip olduğu yetki belgelerinin iptali başvurusunun olumlu karşılandığı, … Yatırım Menkul Değerler ……..’nin işlemlerine izin verilmesi başvurusunun 6362 sayılı Kanun kapsamında yapılacak düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar geçerli olmak üzere geçici olarak olumlu karşılanmasına, gerekli harcın yatırılarak ödeme makbuzunun SPK’ya iletilmesine, blokaj yükümlüğünün sağlanması için gerekli süre içerisinde Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliğine üyelik için başvuru yapılmasına karar verilmiş; bu husus Sermaye Piyasası Kurulunun 26.02.2013 tarihli yazısı ile … Yatırım Menkul Değerler ……..’ye bildirilmiştir.

16. Borsa İstanbul ……..’nin 11.04.2013 tarihli ve 2013/02 sayılı yönetim kurulu kararı ile; yetki belgeleri … Yatırım Menkul Değerler …….. lehine iptal edilen davacı şirketin borsa üyeliğinden çıkarılmasına ve … Yatırım Menkul Değerler ……..’nin borsa üyeliğine kabul edilmesine karar verilmiştir.

17. Öte yandan Borsa İstanbul ……..’nin 04.07.2013 tarihli ve 2013/17 sayılı yönetim kurulu kararı ile; 6362 sayılı Kanun’un l38/6-… maddesi gereğince C grubu ortaklık paylarından 15.971.094 adet payın bedelsiz olarak … Yatırım Menkul Değerler ……..’ne devredilmesine karar verilmiş, bu husus 18.07.2013 tarihli yazı ile … Yatırım Menkul Değerler ……..’ye bildirilmiştir.

18. Görüldüğü üzere davacı şirket ile dava dışı … Katılım Bankası …….. arasında imzalanan 21.06.2012 tarihli “Yetki Belgeleri Satış Sözleşmesi”nin konusunu ekonomik bir değer ve yarar taşıyan ve bir işin yapılması için gerekli olan ruhsat ve yetki belgeleri oluşturmaktadır. Her ne kadar 818 sayılı Kanun’un 182/1 maddesi gereğince satıcı satılan şeyin mülkiyetini alıcıya devretmek zorunda ise de hak seviyesine ulaşmamış ekonomik yarar ve faydalarda devir işlemi bunların alıcıya ait olmaları için gerekenlerin yapılmasıyla gerçekleşir. Bir aracı kurumun İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında üye olabilmesi ve işlem yapabilmesi için yetki belgelerine sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla borsaya üyelik, satış sözleşmesi kapsamında değerlendirildiğinde yetki belgelerinin eklentisi niteliğindedir. 4721 sayılı Kanun’un 686 ncı maddesi gereğince bir şeye ilişkin tasarruflar, aksi belirtilmedikçe onun eklentisini de kapsar; asıl şeyin satışı durumunda, eklenti de satış kapsamındadır. Böylece 21.06.2012 tarihli satış sözleşmesinde aksi belirtilmediğinden davacı şirkete ait yetki belgelerinin satışı, bu yetki belgeleri ile sermaye piyasasında faaliyet gösterme ve borsaya üye olma neticesine dayalı olarak İMKB üyeliğinden doğacak payların da alıcıya ait olduğu kabul edilmelidir.

19. Davacı şirket ile dava dışı … Katılım Bankası …….. arasında imzalanan 21.06.2012 tarihli satış sözleşmesi sonrasında davacı şirket tarafından sözleşmeye konu yetki belgelerinin alıcıya ait olması için gerekenlerin hepsi 6362 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce yapılmıştır. Böylece anılan Kanun yürürlüğe girmeden önce kurulan … Yatırım Menkul Değerler …….. sermaye piyasasında faaliyet göstermek için gerekli olan tüm yetki belgelerinin sahibi olmuştur. Bu kapsamda hem SPK’nın hem de Borsa İstanbul ……..’nin 6362 sayılı Kanun’un yürürlüğünden sonra almış olduğu kararlar kurucu değil açıklayıcı niteliktedir. Başka bir deyişle hem SPK’nın hem de Borsa İstanbul ……..’nin yönetim kurulunun aldığı kararlar, satış sözleşmesi neticesinde yetki belgelerinin ve borsa üyeliğinin alıcıya ait olduğunu açıklayan kararlardır.

20. Bununla birlikte dava konusu satış sözleşmesinin yapılmasıyla 818 sayılı Kanun’un 183 üncü maddesi gereğince sözleşmeye konu yetki belgesi kapsamındaki tüm hasar ve yarar alıcıya geçmiştir. Bu kapsamda 6362 sayılı Kanun’un 138/6-… maddesi gereğince İMKB’de üye olanlara devredilecek olan Borsa İstanbul ……..’nin hisselerinden de alıcının yararlanması gerekir.

21. Hemen belirtilmesi gerekir ki davacı şirket tarafından … Yatırım Menkul Değerler ……..’ye gönderilen yazıdan satış sözleşmesinin yapılması sonrasında sözleşmeye konu yetki belgeleri nedeniyle davacı şirkete tahakkuk eden hizmet, aidat, yetki belgesi harç tutarı gibi bedellerin davalı ……. tarafından ödenmesi gerektiği belirtilmiş; bu bedellerin anılan davalı tarafından ödendiği anlaşılmıştır. Davacı şirketin satış sözleşmesinden sonra tahakkuk eden hizmet, aidat, yetki belgesi harç tutarı gibi bedelleri davalı …….’ye ödettirmesi, ancak yetki belgelerinin yararı niteliğindeki borsa üyeliğinin kendisine ait olduğunu iddia etmesi 4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmektedir.

22. Bu itibarla ilk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.

23. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
…. Davalı ……. Vekilinin Temyizi Yönünden
Davalı ……. vekilinin temyiz itirazlarının hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,

B. Davalı ……. Vekilinin Temyizi Yönünden
Davalı ……. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harçlarının yatıranlara ayrı ayrı geri verilmesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.