YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/218
KARAR NO : 2023/535
KARAR TARİHİ : 31.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/371 E., 2019/469 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
1. Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Sincan 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davalı … hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı vekili ile davalılar …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili ile davalılar …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ayaş İcra Müdürlüğünün 2008/99 Esas sayılı takip dosyasında yapılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu belirterek, davalıların haksız itirazlarının iptali ile takibin 30.847,66 TL üzerinden devamına ve davalılar aleyhine alacağın % 40’ı oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş; 25.02.2010 tarihli duruşmada; mahkemenin 2009/199 Esas ve 2009/200 Esas sayılı dosyalarında icra dosyalarının esasları ve miktarları ile ilgili bir karışıklık olduğunu belirterek, bunun giderilmesi için süre verilmesini talep etmiştir. Ayrıca 08.03.2010 havale tarihli dilekçesinde ise; Ayaş İcra Müdürlüğünün 2008/99 Esas sayılı takip dosyasında borçluların Çavuşoğlu Et Entegre Besi Tav. Zah. San. Tic. Ltd. Şti., … ve … olduğu, adı geçen borçluların takibe itirazlarının iptali için açılan itirazın iptali davasının mahkemenin 2009/200 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, eldeki davanın ise Ayaş İcra Müdürlüğünün 2008/100 Esas sayılı takip dosyasında yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğunu ve dava değerinin 571.253,00 TL olduğunu bildirmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde; icra takibine konu kredi sözleşmelerinin müvekkillerine gönderilmediğini, kredinin senet karşılığı kullandırılan bir kredi olduğunu, alacaklı bankadan her yeni çek veya bonoya dayalı kredi alındığında yapılan sözleşmeler için müvekkili …’a imza attırıldığını, bazı müşterilerin çek ve bonolarının müvekkillerine iade edilmediğini, müvekkilleri aleyhine icra takibine geçildikten sonra diğer şirketler ve kişiler aleyhine de icra takibine başlandığını ve davacı tarafın alacaklarını tahsil ettiğini, buna karşılık tahsil edilen miktarların müvekkillerinin borcundan düşülmeksizin icra takibine devam edildiğini, asıl alacağın kısmen veya tamamen sona ermiş olduğu hâlde gerçekte olmayan alacağın varmış gibi gösterilerek yeniden icra takibine başlanıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş; davacı vekilince sunulan 08.03.2010 havale tarihli dilekçeye cevapta ise; dava ve savunmanın genişletilmesi yasağının başladığını, davacı tarafın itirazın iptali davasında dayanılan icra dosyasında değişiklik yapmasına muvafakatlerinin bulunmadığını bildirmiştir.
6. Davalı şirket usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı
7. Sincan 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.06.2013 tarihli ve 2012/33 Esas, 2013/204 Karar sayılı kararı ile; sözleşmede davalı …’ın kefil ya da borçlu sıfatıyla yer almadığı, takip tarihi itibarıyla toplam alacağın 292.195,07 TL olduğu, kefiller … ve …’ın sorumluluklarının 25.000,00 TL ile sınırlı olduğu gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın reddine, asıl alacağın % 40’ı oranındaki 11.38,00 TL kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline, davalılar Çavuşoğlu Et Entegre Besi Tav. Zah. San. Tic. Ltd. Şti., … ve … hakkındaki davanın kısmen kabul kısmen reddine, bu davalıların Ayaş İcra Müdürlüğünün 2008/100 Esas sayılı dosyasına yönelik itirazlarının iptali ile takibin 28.455,00 TL asıl alacak (davalılar … ve …’ın sorumluluklarının 25.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere) ve 251.181,02 TL işlemiş faiz (davalılar … ve … işlemiş faizden sorumlu olmamak üzere) üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 110 oranında temerrüt faizi yürütülmek suretiyle devamına, asıl alacağın % 40’ı oranındaki 11.382,00 TL icra inkâr tazminatının (davalılar … ve …’ın sorumluluğu 10.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
8. Sincan 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar …, … ve … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 28.04.2014 tarihli ve 2014/2056 Esas, 2014/8007 Karar sayılı kararı ile;
“…Dava itirazın iptali davası olup, itirazın iptali davaları icra takip dosyası ile sıkı sıkıya bağlıdır. Davacı dava dilekçesinde açıkça Ayaş İcra Müdürlüğü’nün 2008/99 esas sayılı icra dosyasında yapılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş ve bu dosyadaki alacak miktarını harca esas değer olarak göstermiştir. Mahkemece dava açılan bu takip dosyası ile ilgili olarak inceleme yapılıp bir karar verilmesi gerekirken, davacının itirazın iptali istenen dosyanın 2008/100 esas sayılı icra dosyası olduğuna yönelik ve maddi hata olarak kabul edilemeyecek beyanı kabul edilerek, dava açılmayan icra dosyasına ilişkin olarak inceleme yapılarak karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir,…” gerekçesi ile karar bozulmuş, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Direnme Kararı
10. Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli ve 2016/371 Esas, 2019/469 Karar sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında, davacının 2008/99 ve 2008/100 Esas sayılı icra takipleri hakkında aynı tarihte açtığı davalarda icra dosyalarını yanlış bildirdiğinin açık olduğu, her iki takip talebinde borcun sebebinin ve takip dayanağının belirtilmediği, icra takiplerinde alacak miktarlarının, kısmen borçluların ve yargılama aşamasında açıklanan takibin dayanağı olan sözleşmelerin farklı olması nedeniyle dava dilekçesinde icra dosya numarasının yanlış belirtilmiş olmasının öğretideki hâkim görüş ve Yargıtay içtihatları gereğince maddi hata olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
11. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili ile davalılar …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, itirazın iptali davasında maddi hata sonucu yanlış icra dosyasına dayanıldığından bahisle icra dosyasının değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre mahkemece sonradan dayanılan Ayaş İcra Müdürlüğünün 2008/100 Esas sayılı dosyası esas alınarak davanın esasının incelenmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
13. Maddi hata (hukuki yanılma), maddi veya hukuki bir olayın olup olmadığında veya koşul veya niteliklerinde yanılmayı ifade eder (Türk Hukuk Kurumu: Türk Hukuk Lügatı, Ankara 2021, C.1, s.746).
14. Maddi hata kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta hata olduğu açık ve belirgin olup her nasılsa inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık hatalardır.
15. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) ile aynı hükmü içeren yürürlükteki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) maddi hataya ilişkin olarak tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hatalarının karar verilinceye kadar düzeltilebileceğini, taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durumun dikkate alınacağını hükme bağlamaktadır (HUMK md. 80, HMK md. 183).
16. Maddi hata düzeltimi usul işlemlerinde yapılan hataların giderilmesine ilişkindir. Islah kurumundan farklı olarak katı biçimsel koşullara bağlı olmadığı gibi, bu yola her zaman gidilebilir. Katı şekilciliğin yaratacağı haksızlıklardan kaçınmak, adaletli bir sonuca ulaşabilmek için maddi hata kuralının dar olarak yorumlanmaması, açık yazı ve hesap hatalarının ıslah yoluna gitmeksizin maddi hata düzeltimi ile giderilmesi, özellikle tarafların yeniden dava açmaya zorlanmaması gerekir.
17. Önemle vurgulamak gerekir ki; maddi hata kamu düzeninden olan hususları nazara almadan yapılan; açık, tartışmasız ve her türlü değer yargısı dışında başka surette yorum yapılamayacak nitelikli bir hata olup, usulî kazanılmış hakkın istisnasıdır.
18. İtirazın iptali davasının konusu ilâmsız icra takibine borçlunun itirazı üzerine duran icra takibidir. Dava itiraz üzerine duran icra takibine devam edilmesi amaçladığından borçlunun takibe ilişkin itirazının haklı olup olmadığı belirlenecektir. Bu nedenle itirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. İtirazın iptali davasının icra takibine bağlılığı takip talebindeki taleple takibin dayanağı olan belgeyle ve davalının icra takibine yaptığı itirazla bağlılığı ifade eder.
19. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Ayaş İcra Müdürlüğünün 2008/99 Esas sayılı dosyasında alacaklı RCT Varlık Yönetim A.Ş. tarafından borçlular …, … ve Çavuşoğlu Et Entegre Besi Tic. Ltd. Şti. aleyhine 55.386,00 TL asıl alacak ve 702.525,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 757.911,00 TL alacak için 02.12.2008 tarihinde ilâmsız takip yapıldığı, borcun sebebinin gösterilmediği, icra takibine …, … ve Çavuşoğlu Et Entegre Besi Tic. Ltd. Şti. itiraz ettiğinden 22.12.2008 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
20. Ayaş İcra Müdürlüğünün 2008/100 Esas sayılı icra takibinin ise alacaklısı RCT Varlık Yönetim A.Ş., borçluları Çavuşoğlu Et Entegre Besi Tic. Ltd. Şti., …, … ve … olan 28.455,00 TL asıl alacak ile 542.798,00 TL işlemiş faizin tahsili talepli ilâmsız icra takibi olup, takip talebinde borcun sebebi gösterilmemiştir. Davacı, 17.11.2009 havale tarihli dava dilekçesinde harca esas değeri 30.847,62 TL göstererek 2008/99 Esas sayılı takibe ilişkin itirazın iptalini talep etmişken, 08.03.2010 havale tarihli dilekçesinde 2008/99 Esas sayılı takibe ilişkin davanın 2009/200 Esas sayılı dosya üzerinden yürütüldüğünü belirterek dava konusunun 2008/100 Esas sayılı icra takibi olduğunu açıklamış (Eldeki davanın esas numarası 2009/199’dır.) ve davacının harçtan muaf olduğunu belirterek harca esas değeri de 571.253,00 TL olarak göstermiştir.
21. Dava dilekçesinde 2008/99 Esas olarak belirtilen icra takip dosyası bilahare 2008/100 Esas olarak düzeltilmiş ve yargılama 2008/100 Esas sayılı icra takip dosyası esas alınarak yürütülmüş olup, davacı tarafın 2008/99 Esas ve 2008/100 Esas sayılı icra takip dosyaları hakkında aynı tarihte açtığı davalarda icra dosyalarını maddi hata sonucunda yanlış bildirdiği açıktır.
22. Hâl böyle olunca; ilk derece mahkemesince itirazın iptali davasında maddi hata sonucu yanlış icra dosyasına dayanıldığından icra dosyasının değiştirilmesinin mümkün olduğu, mahkemece sonradan dayanılan Ayaş İcra Müdürlüğünün 2008/100 Esas sayılı dosyası esas alınarak davanın esasının incelenmesi isabetli olduğundan verilen direnme kararı yerindedir.
23. Ne var ki, davanın esası hakkındaki temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden, bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Direnme uygun olduğundan, davacı vekili ile davalılar …, … ve … vekilinin davanın esası hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6217 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III-1 inci maddesi uyarınca miktar itibariyle karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.