YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/203
KARAR NO : 2023/146
KARAR TARİHİ : 01.03.2023
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki İşçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, … İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … Vakfına (Vakıf) ait Özel … İlköğretim Okulunda 15.10.2008 tarihinde sınıf öğretmeni olarak çalışmaya başlayan müvekkilinin 5580 sayılı Kanun ile 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu kararı kapsamında istihdam edildiğini, özel okullarda çalışan öğretmenlere Milli Eğitim Bakanlığına bağlı devlet okullarında çalışan öğretmenlerden daha az ücret ve ek ders ücreti ödenmeyeceği, sosyal yardım mahiyetindeki ödemelerin daha az olamayacağının kanunda düzenlendiğini, ayrıca Bakanlar Kurulu kararına göre ödenmesi gereken hazırlık ve planlama görevi ücreti, ek ders ücreti, seminer çalışmasından kaynaklı ek ders ücreti, eğitim-öğretim planlama çalışma ücreti, sempozyum ücreti, öğretim yılına hazırlık tazminatının ödenmediğini, müvekkilinin iş sözleşmesini alacaklarının ödenmemesi sebebiyle 30.05.2013 tarihli ihtarname ile feshettiğini ileri sürerek belirtilen alacakların yanı sıra kıdem tazminatı, bakiye süre ücret alacağı, cezai şart ve fark ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Vakfa ait Özel … İlköğretim Okulunun 5580 sayılı Kanun gereği faaliyet gösteren bir öğretim kurumu olduğunu, sınıf öğretmeni olarak çalışan davacı ile en son 30.06.2012-30.06.2013 tarihlerini kapsayan belirli süreli iş sözleşmesi imzalandığını, haftada 40 saat derse girmiş sayılması gerektiğine yönelik iddiasının asılsız olduğunu, imzalanan sözleşmelerde ders saat ücretinin brüt olarak belirlendiğini, müvekkiline ait okulda çalışan tüm öğretmenlere her yılın Mart ve Eylül aylarında zam yapıldığını, 439 sayılı Kanun’un Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda çalışan ve ücretlerini Maliye Bakanlığından alan öğretmenleri kapsadığını, müvekkili okulun ise 5580 sayılı Kanun’a tâbi olduğunu, öğretmenlere de özlük hakları yönünden Sosyal Sigortalar Kanunu ve İş Kanunu hükümlerinin uygulandığını, 5580 sayılı Kanun’daki düzenleme ile özel okul öğretmenlerinin devlet okullarında çalışan öğretmenlerden az ücret almalarının önlenmesinin amaçlandığını, davacının ise son ücretinin 3.572,93 TL olup Milli Eğitim Bakanlığında çalışan öğretmenlerin ücretinden yüksek olduğunu, öğretime hazırlık tazminatının sadece devlet okullarında çalışan öğretmenleri kapsadığını, bu tazminatın amacının öğretmenlerin öğretim yılı boyunca ortaya çıkabilecek şahsi ders araç ve gereç ihtiyaçlarının teminine katkıda bulunmak olduğunu, oysa müvekkili okulda ders araç ve gereçlerinin tamamının okul idaresi tarafından karşılandığını, iş sözleşmesini haksız olarak fesheden davacının kıdem tazminatı, bakiye süre ücreti, cezai şart taleplerinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin Birinci Kararı
6. … İş Mahkemesinin 05.11.2015 tarihli ve 2013/592 Esas, 2015/727 Karar sayılı kararı ile; davacının 15.10.2008-31.05.2013 tarihleri arasında 4 yıl 7 ay 16 gün çalıştığı, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazandığı, bilirkişinin belirlemiş olduğu branş ve alan öğretmenlerinin derslere girdiği saatlerde okulda bulunma zorunluluğu nedeniyle haftalık ders saati ile ücret karşılığı girilmesi gereken ders sayısı arasındaki ek ders ücreti olan 29.528,09 TL ek ders ücretine, fiilen okuttuğu 21 ve 24 saatlik ders saatleri dikkate alınarak haftalık iki saat üzerinden 3.772,10 TL hazırlık ve planlama (egzersiz) ücretine, seminer ücretine, eğitim-öğretim planlama çalışma ücretine, mazeretliler yerine girilen ders ve sempozyum görev ücretine, eğitim-öğretime hazırlık tazminatına, fark ücret alacağına hak kazandığı, ayrıca 2.906,00 TL bakiye süre ücret alacağının olduğu ancak cezai şart koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı
7. … İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince 21.06.2018 tarihli ve 2015/34474 Esas, 2018/15585 Karar sayılı kararı ile; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…2-Davacının fiilen girdiği ek derslere ilişkin ücretin yanı sıra, 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 6/3. ve 11. maddelerinde düzenlenen ücret ödemeleri talep edilen alacak kalemleri arasındadır.
Somut olayda; davacı, davalıya ait özel ilköğretim okulunda, 15/10/2008- 31/05/2013 tarihleri arasında, sınıf öğretmeni olarak çalışmıştır. Davacı, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile bu Kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelikler kapsamında olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde bu mevzuat hükümlerinin nazara alınması gereklidir. 5580 sayılı Kanun’un 14. maddesinde, “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda, resmi öğretim kurumlarında uygulanan mevzuat hükümleri uygulanır.” şeklinde hükme yer verilmiştir. Anılan kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliklerde de, benzer hükme yer verilerek, yönetmelikte yer almayan hususlar bakımından da resmi benzeri kurumların ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
01/12/2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında çalışanlara ilişkin değildir. Ancak, yukarıdaki paragrafta açıklanan mevzuat hükümleri uyarınca, 5580 sayılı Kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliklerde hüküm bulunmayan hususlarda, resmi öğretim kurumlarında uygulanan mevzuat hükümlerinin uygulanması gereklidir. Bu halde, 5580 sayılı Kanun ve yönetmeliklerinde hüküm bulunmayan hususlar hakkında, bahsi geçen Bakanlar Kurulu kararının uygulanması gerektiği açıktır.
5580 sayılı Kanun’un 9. maddesinde, özlük haklarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup maddenin ikinci fıkrasında, “Okullarda yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine göre (emekliler hariç) dengi resmi okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemez”; aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise “Sosyal yardım kapsamındaki ek ödemeler, bütçe kanunlarıyla resmi okul öğretmen ve personeline sağlanan haklara denk olarak okul öğretmenlerine ve personeline de ödenir. Sosyal yardım kapsamındaki ek ödemelerden gelir vergisi kesilmez.” denilmiştir.
5580 sayılı Kanun’un, belirtilen 9. maddesinin ikinci fıkrası, 14/03/2014 tarih ve 28941 sayılı Resmi Gazete yayımlanan, 01/03/2014 tarihli ve 6528 sayılı Kanun’un 14. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.
Dava dilekçesinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ek 32. maddesinde düzenlenen ve her öğretim yılında bir defaya mahsus olmak üzere ve öğretim yılının başladığı ay içerisinde yapılması gereken bir ödeme olan öğretim yılına hazırlık ödeneği talep edilmiştir. Bu ödeneğin, sosyal yardım mahiyetinde bir ödeme olduğu açıktır. İş sözleşmesinin sona erdiği tarih olan 30/05/2013 tarihi nazara alındığında, 657 sayılı Kanun’un ek 32. maddesinde düzenlenen öğretim yılına hazırlık ödeneğinin hüküm altına alınması yerindedir.
Ancak, Mahkemece, 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 6/3. ve 11. maddelerinde düzenlenen ödemelerin davacıya yapılması gerektiğinin kabul edilmesi hatalı olmuştur. Şöyle ki; 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 5580 sayılı Kanun ve yönetmeliklerinde hüküm bulunmayan hususlar hakkında, davacıya uygulanabilir. 5580 sayılı Kanun’un 9. maddesinde ise, özlük haklarına ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Bakanlar Kurulu Kararı’nın 11. maddesinde, fiilen okutulan her on saat ders için bir saat daha hazırlık ve planlama görevi karşılığında ayrıca ek ders ücreti ödeneceği; 6/3. maddesinde ise öğretim yılı başında ve sonunda meslekle ilgili çalışma sürelerinde iki haftayı geçmemek üzere haftalık onbeş saat ek ders ücreti ödeneceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Belirtilen ödemeler, sosyal yardım mahiyetli ödeme olmayıp resmi okul çalışanlarının ücretinin eki niteliğinde sayılması gereken ödemelerdir. Davacının, 5580 sayılı Kanun’un 9/4. maddesi uyarınca, fiilen okuttuğunu ispatladığı her bir ek ders saati bakımından, resmi okullar için belirlenen ek ders saati ücretinden az olmamak kaydıyla ek ders ücreti ödenmesi talebinde bulunması mümkündür. Ancak, Bakanlar Kurulu Kararı’nın 6/3. ve 11. maddelerinin davacıya uygulanması mümkün değildir. Anılan sebeplerle, dava dilekçesinde, Bakanlar Kurulu Kararı’nın 6/3. ve 11. maddelerine dayanılarak ileri sürülen taleplerin ve bu kapsamda hazırlık ve planlama ek ders ücreti isteminin reddine karar verilmesi gerekir.
3-Davacının fiilen girdiği ek ders ücretinin yanı sıra 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 18. maddesinde düzenlenen ‘okulda bulunma zorunluluğu” nedeniyle ek ders ücreti talebi de sözkonusudur
Yukarıda belirtilen düzenlemeler dikkate alındığında; belirtilen ödeme, sosyal yardım mahiyetli ödeme olmayıp resmi okul çalışanlarının ücretinin eki niteliğinde sayılması gereken ödemedir. Bu nedenle davacının, 5580 sayılı Kanun’un 9/4. maddesi uyarınca, fiilen okuttuğunu ispatladığı her bir ek ders saati bakımından, resmi okullar için belirlenen ek ders saati ücretinden az olmamak kaydıyla ek ders ücreti ödenmesi talebinde bulunması mümkün ise de; Bakanlar Kurulu Kararı’nın 18. maddesinin davacıya uygulanması mümkün değildir. Bu maddenin davacıya uygulanabileceğinin kabulü ile hesaplama yapılması hatalı olmuştur.
4-Davacı, öğretim yılları eğitim ve öğretimin planlama çalışma ücreti ve mazeretlilerin yerine girilen ders ve sempozyum ücreti alacaklarını da talep etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanlarından hareketle günlük ders programının bitmesinden sonra haftada iki gün günde 1.5 saat olmak üzere haftada 3 saat eğitim ve öğretimin planlanması için okulda bulunulması nedeniyle öğretim yılları eğitim ve öğretimi planlama çalışma ücreti ve belgelere göre tespit edildiğinden mazeretlilerin yerine girilen ders ve sempozyum ücreti alacağı hesaplanmış, ek ders tahakkukunun açıkça talep edilen nedenler ile yapıldığı belirtilmediği gerekçesiyle 2010 yılı Ocak ayı sonrasında imzasız ücret bordrolarında bulunan ek ders tahakkukları bu alacakların hesabında dikkate alınmamıştır.
Ek ders tahakkukunun açıkça talep edilen alacaklara ilişkin olduğunun belirtilmediği gerekçesiyle 2010 yılı Ocak ayı sonrasına ait ücret bordrolarındaki tahakkuklar dikkate alınmadan hesaplama yapılmış ise de; netice olarak talep edilen öğretim yılları eğitim ve öğretimin planlama alacakların da ek ders ücreti alacağı olduğu, bu nedenle bordrolardaki tahakkukların talep edilen bu alacaklar ile birlikte diğer ek ders ücretlerini karşılayıp karşılamadığının tespit edilmesi, bordrolar imzasız olduğundan yapılan ödemelerin hesaplamadan mahsubu ile bakiye alacak olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerekmektedir….” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Mahkemenin İkinci Kararı
9. … İş Mahkemesinin 24.09.2019 tarihli ve 2018/255 Esas, 2019/456 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyulup uyulmadığı konusunda bir karar verilmeksizin davacı vekilinin açmış olduğu davayı bir defa takipsiz bırakıp yenilediği, ardından ikinci kez mazeret vermeyerek takipsiz bıraktığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı
10. … İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
11. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince 14.11.2019 tarihli ve 2019/8156 Esas, 2019/21193 Karar sayılı kararı ile; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “(2)…Somut dosyada; bozmadan sonraki 22.01.2019 tarihli duruşmaya tarafların gelmemesi üzerine dosya ilk kez işlemden kaldırılmış, davacı tarafından yenilenen davaya devam edilmiş ve son olarak beşinci duruşmanın 24.09.2019 günü saat 09:23’te yapılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, 24.09.2019 tarihli duruşma günü saat 10:11’e kadar beklenerek davacı vekilinin duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu halde duruşmaya katılmaması ve dosyanın daha önce bir kez daha işlemden kaldırılmış olması sebebi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacı vekilinin 24.09.2019 günü saat 15:12’ de UYAP sistemi üzerinden dosyaya mazeret dilekçesi ve ekinde sağlık raporu sunduğu anlaşılmaktadır. Sunulan sağlık raporuna göre, davacı 24.09.2019-25.09.2019 tarihleri arasında iki gün raporludur. Bu durumda, davacının duruşma günü için geçerli bir sağlık mazereti olduğunun kabulü gerekir. Belirtilen sebeple; davacı vekilinin geçerli bir mazereti olmasına rağmen, 24.09.2019 tarihli duruşmaya gelmemesi ve davanın ikinci kez takipsiz bırakılması gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemenin Üçüncü Kararı
12. … İş Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli ve 2019/695 Esas, 2021/52 Karar sayılı kararı ile; birinci bozma kararı ve söz konusu bozmaya kısmen uyulması ile taraflar arasındaki fark ücret, eğitim-öğretim hazırlık tazminatı ve kıdem tazminatı ile bakiye süre ücret alacakları yönünden taraflar için kazanılmış hak oluştuğu, bozma kararının 4 üncü bendine uyulmakla 2010 yılı Ocak ayı sonrasına ait ücret bordrolarındaki tahakkukların mahsubu ile ek ders ücret alacağının yeniden hesaplanması için bilirkişiden rapor alındığı, tanıkların davacının bekleme süresinde okulda bulunduğunu beyan etmeleri ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının uygulanmasına yönelik 2007/19 No.lu Milli Eğitim Bakanlığı Genelgesinin 12 nci maddesinin üçüncü paragrafı dikkate alınarak ” Öğretmene bu kapsamda verilebilecek her hangi bir görevin bulunmadığı durumlarda, ilgili öğretmenin bu saatlerde okulda bulunması, bu madde kapsamında ek ders ücretinden yararlandırılması için yeterli olacaktır” hükmüne göre davacının 15.10.2008-15.06.2009 tarihleri arasında haftada 16 saat, bu tarihten 31.05.2013 tarihine kadar haftalık 18 saat bekleme sürelerinde okulda bulunduğundan fiili çalışma gün sayısı ve ek ders ücreti ile ek ders ücreti karşılıklarının toplamı üzerinden yapılan hesaba göre ek ders ücretine ayrıca Bakanlar Kurulu Kararının 11 inci maddesinde düzenlenen fiilen okutulan her 10 saat ders için 1 saat daha hazırlık ve planlama karşılığında ek ders ücreti ile aynı kararın 6/3 üncü maddesinde düzenlenen öğretim yılı başında ve sonunda mesleki çalışma sürelerinde 2 haftayı geçmemek üzere haftalık 15 saat ek ders ücretine hak kazandığı, Bakanlar Kurulu Kararının 18 inci, 6/3 üncü ve 11 inci maddelerindeki düzenlemelerin davacı yönünden de uygulanması gerekeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin Üçüncü Bozma Kararı
13. … İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
14. Yargıtay 9. Hukuk Dairesince 28.04.2021 tarihli ve 2021/4439 Esas, 2021/8613 Karar sayılı kararı ile; taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…2-Davacının temyizi yönünden;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Yargıtayın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karar, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.06.2018 tarih ve 2015/34474 esas, 2018/15585 karar sayılı ilamı ile eğitim ve öğretimi planlama çalışma ücreti ve mazeretliler yerine girilen ders ve sempozyum ücreti alacaklarının ek ders ücreti alacağı olduğu bu nedenle bordrolardaki tahakkuklarının bu alacaklar ile diğer ek ders ücretlerini karşılayıp karşılamadığının tesbiti gerektiği yönünden de bozulmuştur. Mahkemenin karar gerekçesinde bozma ilamının bu kısmına uyulduğu belirtilerek bu alacak kalemlerinin reddine karar verilmiştir. Oysa bozma ilamında bu alacak kalemlerine hükmedilmesi bozma nedeni yapılmamıştır. Bozma ilamında davacının haftada iki gün 16:00’ dan sonra okulda kalarak eğitim ve öğretimi planlama çalışmasına katıldığı yine sempozyumlara katıldığı ve bu çalışmalar nedeniyle de davacının ek ders ücreti hak ettiği belirtilmiştir. Bu çalışmalar ders saatlerinde okulda bulunma zorunluluğu içinde değildir. Mahkemece bu hususta direnme kararı verilmediği anlaşılmakla ve ilk bozma kararımızda belirtildiği şekilde hesap yaptırılarak bu alacak kalemleri hakkında karar verilmesi gerekirken bu alacak taleplerinin hangi gerekçe ile reddedildiği açık bir şekilde açıklanmadan karar verilmesi hatalıdır. Bu bakımdan davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınmadan hesap yapan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması nedeniyle hüküm bozulmuştur.
3-Davalı yönünden;
Mahkemece 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6/3 maddesinde “Öğretmenlere, ilgili mevzuatına göre öğretim yılı başında ve sonunda yaptıkları meslekle ilgili çalışma sürelerinde iki haftayı geçmemek üzere ve fiilen görev yapmaları kaydıyla haftada 15 saat ek ders ücreti ödenir.” şeklinde düzenlenen ek ders ücreti, 11. maddesinde, “Bu kararın 10. maddesinde sayılanlar hariç, müdür, yetkili öğretmenler dahil, her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görevli öğretmenlere, haftada 3 saati geçmemek üzere Bakanlığa bağlı okul ve kurumlarda aylık ve ücret karşılığı fiilen okuttukları her 10 saat ders için 1 saat daha hazırlık ve planlama görevi karşılığında ayrıca ek ders ücreti ödenir.” şeklinde düzenlenen hazırlık ve planlama görevi ek ders ücreti ve 18. maddesinde “ilköğretim okullarında yöneticilerin veya hizmet içi eğitim yoluyla yetiştirilen resim-iş, müzik, beden eğitimi, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri ile alan öğretmenlerinin derse girdiği saatlerde sınıf öğretmenlerinin okulda bulunmaları ve bu saatlerde okul müdürünün vereceği eğitim ve öğretimle ilgili işleri yapmaları halinde verilen bu görevler ek ders görevinden sayılır.” şeklinde düzenlenen okulda bulunma zorunluluğu ek ders ücretinin kabulüne karar verilmiştir. Oysa söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı 5580 sayılı Kanun ve yönetmeliklerinde hüküm bulunmayan hususlar hakkında davacıya uygulanabilir. 5580 sayılı Kanunun 9. maddesinde ise, özlük haklarına ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Belirtilen ödemeler sosyal yardım mahiyetli ödeme olmayıp resmi okul çalışanlarının ücretinin eki niteliğinde sayılması gereken ödemelerdir. Bu bakımdan bu maddelerin davacıya uygulanması mümkün değildir. Bu alacak taleplerinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı
15. … İş Mahkemesinin 19.10.2021 tarihli ve 2021/370 Esas, 2021/550 Karar sayılı kararı ile; bozma dışında kalan hususlarda kazanılmış hak ilkesine uyularak önceki kararın değiştirilmediği, sadece davacı tarafın beyanında geçen ve bilirkişi raporunda bahsi geçen miktar itibariyle hazırlık ve planlama egzersiz alacak miktarı düzeltilerek 2016/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre öğretim yılının başında ve sonunda öğretmenlerin yaptığı meslekle ilgili çalışma sürelerinde 2 haftayı geçmemek ve fiilen görev yapmak kaydıyla haftalık 15 saat ek ders ücretinin, 11 inci maddesindeki fiilen okutulan her 10 saat için 1 saat daha hazırlık ve planlama görev karşılığındaki ek ders ücretinin ve 18 inci maddesindeki okulda bulunma zorunluluğundan kaynaklı ek ders ücretinin davacıya uygulanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
16. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
17. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; özel ilköğretim okulunda sınıf öğretmeni olarak 15.10.2008-31.05.2013 tarihleri arasında çalışan davacının fiilen girdiği ek derslere ilişkin ücretinin yanı sıra 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Öğretmenlere, ilgili mevzuatına göre öğretim yılı başında ve sonunda yaptıkları meslekle ilgili çalışma sürelerinde iki haftayı geçmemek üzere ve fiilen görev yapmaları kaydıyla haftada 15 saat ek ders ücreti ödenir.” hükmü kapsamında; ayrıca yine sözü edilen Bakanlar Kurulu Kararının 11 inci maddesi uyarınca hazırlık ve planlama görevine ilişkin ve 18 inci maddesinde mevcut, okulda bulunma zorunluluğu ile ilgili düzenlemeye göre ek ders ücreti ödenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
A. Direnme Kararının Temyizi Yönünden:
18. Özel öğretim kurumlarıyla ilgili esasların belirlenmesi amacıyla 08.06.1965 tarihinde kabul edilen 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu 14.02.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu (5580 sayılı Kanun) ile yürürlükten kaldırılmıştır.
19. 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun amaç ve kapsamını düzenleyen 1 inci maddesi “Bu Kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılacak özel öğretim kurumlarına kurum açma izni verilmesi, kurumun nakli, devri, personel çalıştırılması, kurumlara yapılacak malî destek ve bu kurumların eğitim-öğretim, yönetim, denetim ve gözetimi ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarının; eğitim-öğretim, yönetim, denetim, gözetim ve personel çalıştırılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Bu Kanun, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişilerce açılan özel öğretim kurumları ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarını kapsar.” şeklindedir.
20. Aynı Kanunun 2 nci maddesinde Kanun kapsamında yer alan özel öğretim kurumları tanımlanmıştır. Buna göre kurum; okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, özel öğretim kurslarını, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, sosyal etkinlik merkezleri, mesleki eğitim merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlarını ifade etmektedir.
21. Öte yandan Kanunun 8 inci maddesinde ise kurumlarda çalıştırılacak personelin özellikleri sıralanmış olup kurumların eğitim-öğretim ve yönetim hizmetlerinin, asıl görevinin bu kurumlarda olan yönetici ve eğitim-öğretim elemanları ile yürütülmesinin esas olduğu, kurumların müdürlerinin kurucu/kurucu temsilcisi tarafından; diğer yönetici ve öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin ise müdürlerce seçileceği ve çalışma izinlerinin valiliğin iznine sunulacağı, valiliğin izni alınmadan müdür ile diğer yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin işe başlatılamayacağı, gerekli şartları taşıyan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler için valilikçe çalışma izni düzenleneceği, çalışma izninin iptalinin yine valilikçe yapılacağı düzenlenmiştir.
22. 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na tâbi olarak çalışan personelin özlük hakları ve sorumluluklarını düzenleyen 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında, kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesinin en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikte belirtilen esaslara göre yazılı olarak yapılacağı; mazeretleri nedeniyle kurumdan ayrılan öğretmen ve öğreticilerin yerine alınacak olanlar ile devredilen kurumların yönetici, öğretmen ve öğreticileri ile bir yıldan daha az bir süre için de iş sözleşmesi yapılabileceği belirtilmiştir.
23. Aynı maddenin 14.03.2014 tarihli ve 28941 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6528 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14 üncü maddesi ile yürürlükten kaldırılan ancak dava tarihinde yürürlükte bulunan 2 nci fıkrasında ise “Okullarda yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine göre (emekliler hariç) dengi resmî okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemez” hükmü mevcuttur.
24. Bununla birlikte 5580 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin beşinci fıkrasında;
“Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere;
a) Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu,
b) Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun, 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimaî Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun,
hükümlerine tâbidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
25. Ayrıca, 5580 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin son fıkrasına göre “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda, resmî öğretim kurumlarında uygulanan mevzuat hükümleri uygulanır”.
26. Diğer taraftan davacının dava konusu ettiği hazırlık ve planlama ücreti, okulda bulunma zorunluluğundan kaynaklı ücret ve meslekle ilgili çalışmasından doğduğunu iddia ettiği talepleri Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin 01.12.2006 tarihli ve 2006/11350 Bakanlar Kurulu Kararına (Bakanlar Kurulu Kararı) dayanmaktadır.
27. Bakanlar Kurulu Kararının “Ek ders görevi” başlıklı 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında “Öğretmenlere, ilgili mevzuatına göre yaptıkları meslekle ilgili çalışma sürelerinde bir öğretim yılında dört haftayı geçmemek üzere ve fiilen görev yapmaları kaydıyla haftada 15 saat ek ders ücreti ödenir. “; “Hazırlık ve planlama görevi” başlıklı 11 inci maddesinde ” müdür yetkili öğretmenler dahil, her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görevli öğretmenlere, haftada 3 saati geçmemek üzere Bakanlığa bağlı okul ve kurumlarda aylık ve ücret karşılığı fiilen okuttukları her 10 saat ders için 1 saat daha hazırlık ve planlama görevi karşılığında ayrıca ek ders ücreti ödenir.” ve “Okulda bulunma zorunluluğu” başlıklı 18 inci maddesinde “….”ilkokullarda” yöneticilerin veya hizmet içi eğitim yoluyla yetiştirilen resim-iş, müzik, beden eğitimi, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri ile alan öğretmenlerinin derse girdiği saatlerde sınıf öğretmenlerinin okulda bulunmaları ve bu saatlerde okul müdürünün vereceği eğitim ve öğretimle ilgili işleri yapmaları halinde, verilen bu görevler ek ders görevinden sayılır.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
28. Ancak davanın açıldığı 25.06.2013 tarihinde yürürlükte olan 5580 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan okullarda yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine göre dengi resmî okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemeyeceğine dair hükümden, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak çalışan öğretmen ve müdürlere mevzuat ile Bakanlar Kurulu kararı gibi idari işlemlerle verilen tüm hakları talep edebileceği sonucuna ulaşılmamaktadır.
29. 5580 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin beşinci fıkrasına göre kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere; sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun (İş Kanunu) uygulanacağına dair hükmü ile de bu sonucun desteklendiği anlaşılmaktadır.
30. Öte yandan, 5580 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda resmî öğretim kurumlarında uygulanan mevzuat hükümlerinin uygulanacağı düzenlemesine yer verilmiş ise de 5580 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinde özlük hakları düzenlenmiş, maddenin beşinci fıkrasında da Kanun hükümleri saklı kalmak üzere özlük hakları yönünden İş Kanunu hükümlerine tâbi olunacağı belirtilmiştir.
31. Ayrıca dava tarihinde yürürlükte bulunan 5580 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası hükmü, dengi resmî okullarda ödenen aylık ve sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemeyeceğine ilişkin olup ödenen aylıkların dengi resmî okullarda ödenenden az olması hâlinde uygulanabilecektir.
32. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 05.10.2021 tarihli ve 2018/(22)9-843 Esas, 2021/1169 Karar sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
33. Bu aşamada özel okullarda öğretmenlere ödenen aylık ücret, ders saati ücreti, ek ders ücreti ve sosyal yardım kavramlarına değinmek gerekmektedir.
34. Özel Öğretim Kurumları Kanunu ek ders ücreti kavramına Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği (Yönetmelik) ise aylık ücret ve ders saati ücreti kavramlarına yer vermiştir.
35. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 26 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında “Okullarda görevli öğretmenler ile (…) uzman öğreticiler haftada en fazla aylık karşılığı 20 saat, ders saati ücretli 20 saat olmak üzere toplam 40 saate kadar ders okutabilir .” düzenlemesi karşısında özel okullarda haftada en fazla 20 saate kadar aylık karşılığı girilen ders ücretinin aylık ücret olduğunu söylemek mümkündür.
36. Öte yandan öğretmenle imzalanan iş sözleşmesinde aylık ücret karşılığı girilen ders saatinin üstünde 20 saate kadar derse girilmesi hâlinde ise ek ders ücreti ödenecektir. Esasında Yönetmelik hükmünde yer alan ders saat ücreti ifadesi ek ders ücreti ile aynı şeyi ifade etmektedir.
37. Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen ek ders ücreti ise aylık ücret karşılığı okutulan dersler dışında girilen dersler için verilen ücreti belirtmektedir.
38. Sosyal yardımlar ise işverenin işçiye ücret dışında kanunla veya toplu iş sözleşmesi ile belirlenmiş olan ya da gönüllü olarak yaptığı harcamaları ifade etmektedir. Kanunla veya toplu iş sözleşmesi ile belirlenmiş zorunlu sosyal yardımların yapılması işverenin kararına bağlı değil iken gönüllü yardımların yapılıp yapılmayacağı işverenin serbest iradesine bağlıdır ( Sait Dilik,“Sosyal Yardımlar-İki Anlamlı Bir Terim”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt 35,1980, Sayı 1, s. 55-60).
39. Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında “Sosyal yardım kapsamındaki ek ödemeler, bütçe kanunlarıyla resmî okul öğretmen ve personeline sağlanan haklara denk olarak okul öğretmenlerine ve personeline de ödenir. ” şeklinde düzenleme ile resmî okul öğretmenlerine ödenen sosyal yardım kapsamındaki ödemelerin özel okul öğretmenlerine de yapılacağı hükme bağlanmıştır.
40. Kanun ve Yönetmelikte ücrete ilişkin bu düzenlemeler bulunmasına rağmen öğretmenlerin haftalık verdikleri ders sayısının sözleşmede belirtilen saatini aşması durumunda ücretin nasıl ödeneceği ile ilgili bir hüküm bulunmadığından 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirme yapmak gerekmektedir. Bu durumda sözleşmede kararlaştırılan aylık ders saati ve ek ders saatinin üstünde derse girilmesi hâlinde ise fazla saatlerle çalışma söz konusu olmaktadır.
41. Somut olayda davacı vekili müvekkilinin davalıya ait özel ilköğretim okulunda, 15.10.2008-31.05.2013 tarihleri arasında sınıf öğretmeni olarak çalışırken Milli Eğitim Bakanlığına bağlı devlet okullarında çalışan öğretmenlere ödenen bir kısım ücretlerin yanı sıra Bakanlar Kurulu Kararının 6/3 üncü maddesi ile 11 inci maddesindeki düzenlemeler gereğince ek ders ücreti ile ayrıca aynı kararın 18 inci maddesinden kaynaklı okulda bulunma zorunluluğundan kaynaklanan ücretin müvekkiline ödenmesini talep etmiş, Mahkemece bu alacaklar hüküm altına alınmıştır.
42. Ne var ki yukarıda belirtildiği üzere Bakanlar Kurulu Kararının ancak 5580 sayılı Kanun ve Yönetmelikte hüküm bulunmayan konularda uygulanması mümkün olup 5580 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinde özel okul öğretmenleri yönünden özel düzenleme bulunmaktadır.
43. Bu nedenle Bakanlar Kurulu Kararının 11 inci maddesinde, fiilen okutulan her on saat ders için bir saat daha hazırlık ve planlama görevi karşılığında ayrıca ek ders ücreti; 6/3 üncü maddesinde ise öğretim yılı başında ve sonunda meslekle ilgili çalışma sürelerinde iki haftayı geçmemek üzere haftalık onbeş saat ek ders ücreti ile 18 inci maddesinde düzenlenen okulda bulunma zorunluluğu nedeniyle ek ders ücreti ödemelerinin her ay düzenli ödenen ödeme niteliğinde olmadıkları da dikkate alındığında niteliği gereği sosyal yardım mahiyetli ödemelerden olmadığı ve resmî okul çalışanlarının ücretinin eki niteliğinde sayılması gereken ödemeler olduğu anlaşılmaktadır.
44. Öte yandan dosya içerisinde bulunan taraflar arasında imzalanan iş sözleşmelerinde davacının haftalık ders saatleri aylık ücret karşılığı ve ders ücreti karşılığı ayrı ayrı belirtilmiş olup bu saatleri aşan süreler yönünden çalışmaların ispatı hâlinde davacı yönünden İş Kanunu gereği fazla saatlerle çalışma söz konusu olacaktır.
45. Sonuç itibariyle Bakanlar Kurulu Kararının 6/3 üncü ve 11 inci maddelerine dayanılarak ileri sürülen taleplerin ve 18 inci madde kapsamında hazırlık ve planlama ek ders ücreti talebinin sosyal yardım mahiyetinde olmadığından reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
46. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davalı işyerinde 15.10.2008- 31.05.2013 tarihlerinde sınıf öğretmeni olarak çalışan davacının çalıştığı tarihler arasında yürürlükte bulunan 5580 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin 01.03.2014 tarihi itibarı ile yürürlükten kaldırılan 2 nci fıkrasında davacının ücreti dengi resmî okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarından az olamayacağından davacının ücretinin bu düzenleme kapsamında davacının ücretinin emsal resmî kurumlarda çalışan öğretmenin aldığı ücret ile bir değerlendirmeye tâbi tutularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, bu nedenle mahkeme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
47. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
48. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
B. Mahkemece Uyulmak Suretiyle Verilen Karara İlişkin Temyiz Yönünden:
49. Dosya kapsamından Mahkemece, Özel Daire bozma kararına kısmen uyulup kısmen direnildiği ve uyulan yönlere ilişkin bozma doğrultusunda işlem yapılarak karar verildiği anlaşılmıştır.
50. Davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz itirazları dışında kalan diğer temyiz itirazlarının uyulan bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak suretiyle verilen yeni hükme yönelik bulunduğu görülmüştür.
51. Bu durumda, Özel Dairece hükme yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA oy çokluğuyla (III-A),
Uyulan kısımlar yönünden davalı vekilinin hükme yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE oy birliğiyle (III-B),
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere kesin olarak 01.03.2023 tarihinde karar verildi.