Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2022/1220 E. 2023/401 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/1220
KARAR NO : 2023/401
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/350 E., 2022/114 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne

1. Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulüne, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 21.04.2015 tarihli ve 2015/8307 Esas, 2015/7257 Karar sayılı kararı ile tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, (2) numaralı bentte davacının haklı bir neden ileri sürmeden eylemli olarak iş sözleşmesini feshettiği anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin reddi gerektiği, (3) numaralı bentte talep aşılarak fazla çalışma yapıldığının kabulünün hatalı olduğu ve fazla çalışma ücretinin davalı tanık beyanlarındaki çalışma saatleri üzerinden değerlendirilmesi gerektiği, (4) numaralı bentte fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından 1/2 oranında yapılan karineye dayalı indirimin hakkın özünü etkileyecek nitelikte olduğu, daha makul oranda karineye dayalı indirim yapılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
2. Mahkemece 09.11.2015 tarihli karar ile Özel Dairenin (2) numaralı bozma sebebine ilişkin davacının davalı işyerinde mevsimlik işçi olarak çalıştığı, iş sözleşmesi askıda olduğu dönem itibariyle ortak olduğu bir şirket kurması ve kendi işini yapmasına engel bir durumun olmadığı, mevsim başında davalı işverenin usulüne uygun olarak davacıyı işe davet etmesi gerektiği hâlde bu yönde bir davette bulunmadığı, bozma kararında davacının kendi adına şirket kurması ve inşaat işleri ile ilgilenmesinin iş sözleşmesinin eylemli olarak feshi kabul edileceği yönündeki tespitin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının bu eylemleri iş sözleşmesinin askıda kaldığı dönem itibariyle yaptığı, kendisine mevsim başında işe başlaması yönünde davet geldiğinde çalışmaya devam etmesinin mümkün olduğu, davet olmadan davacının çalışmayacağı yönündeki tespitin ancak niyet okuma olabileceği, işverenin üzerine düşen yükümlülüğü usulüne uygun olarak yerine getirmediği, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda ve işçi lehine yorum ilkesi gereğince davacının mevsim başında işe davet edilmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğinin kabul edilmesi gerektiği, (3) numaralı bozma sebebine ilişkin davacı tanıklarından …’ün davalı işveren aleyhine açılmış bir davasının bulunmadığı, davacının avukatına vekâlet vermesinin menfaat birliği içerisinde olduğu anlamına gelmeyeceği, bu vekâlet çerçevesinde işveren aleyhine bir davanın açıldığı yönünde savunmanın da olmadığı, işveren ile tanık … arasında husumetin oluşmadığı, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda işverenle husumeti olmayan ve davacı ile aynı işyerinde birlikte çalışan işçilerin tanık olarak verdikleri beyanlarına itibar edilmesi gerektiği, davalı tanıklarının da işverene bağlı olarak hâlen çalıştığı gözetildiğinde tarafsız beyanda bulunmalarının mümkün olmadığı, netice itibariyle sadece aynı avukata vekâlet vermenin …’ün tanıklığını şüpheli hâle getirmeyeceği, bu tanığın beyanları dosya kapsamıyla da uygun olduğu gibi samimi kabul edildiği ve bu tanık beyanına göre belirlenen fazla çalışma tespitinin yerinde olduğu, (4) numaralı bozma sebebine ilişkin fazla çalışma ücretinin kıdem tazminatının yaklaşık iki katı miktarda olduğu, karineye dayalı indirimin Yargıtay içtihatlarıyla oluşturulduğu, oranın tespitinde somut verilerin olmadığı, uzun ve yoğun çalışma süreci sırasında hastalık, izin vs. dönemlerin tam olarak belirlenememesi, hakkın özü gibi kavramın son bozma kararlarında dile getirildiği ve objektif kriterler içermediği, daha somut kriterleri içeren yerleşik içtihatlar doğrultusunda değerlendirme yapılması gerektiği, yazılı belgelerle ispatlanmaması hâlinde kıdem tazminatının çok üzerinde bir fazla çalışma ücretinin belirlenmesinin adil olmayacağı, içtihatların ve yasal düzenlemelerin bu nedenlerle yapıldığı, netice itibariyle çalışılan süre, fazla çalışmanın yoğunluğu ve hesaplanan fazla çalışma ücreti değerlendirildiğinde 1/2 oranında karineye dayalı indirim yapılmasının adil olduğu ve hakkın özünü de etkilemediği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
3. Direnme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
4. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 16.02.2016 tarihli ve 2016/1313 Esas, 2016/3288 Karar sayılı gönderme kararında, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un (6352 sayılı Kanun) 40 ıncı maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun (5521 sayılı Kanun) geçici 2 nci maddesi uyarınca direnme kararını öncelikle inceleme yetkisi olduğu açıklamasına yer verdikten sonra, “…Mahkeme kararındaki direnme gerekçeleri dikkate alındığında Dairemizin feshe ilişkin bozma kararının yerinde olmadığı, direnme kararının bu açıdan doğru olduğu anlaşılmakla, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin direnmeye yönelik yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan iş sözleşmesinin feshine ilişkin direnme kararının 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun geçici ek ikinci maddesi uyarınca ONANMASINA,” karar verilmiş, (3) ve (4) numaralı diğer bozma sebepleri yönünden ise direnme kararının yerinde olmadığı ve temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Hukuk Genel Kurulunun 24.06.2020 tarihli ve 2016/22(7)-603 Esas, 2020/462 Karar sayılı kararı ile direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlığın;
“a- Mevsimlik işçi olduğu tartışmasız olan davacının henüz sezon başlamadan önce aynı sektörde faaliyet gösteren ve kendisine ait işyeri açması nedeniyle iş sözleşmesini kendisinin mi yoksa davalı işverenin sezon başlamadan önce işçiyi işe davet etmemesi sonucu davalı işveren tarafından eylemli olarak mı feshedildiği, burada varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı,
b- Fazla çalışma alacağı yönünden aynı avukata vekâlet veren davacı tanığının davacı ile menfaat birliğinin bulunup bulunmadığı, beyanına itibar edilip edilemeyeceği, netice olarak eldeki davada davalı tanık beyanlarına göre hesaplama yapılmasının gerekip gerekmediği ile fazla çalışma süresinin hesabında davacı talebinin aşılıp aşılmadığı,
c- Fazla çalışma ve genel tatil alacaklarından mahkemece yapılan ½ oranında indirimin hakkın özünü etkileyip etkilemediği, genel tatil alacağından daha makul oranda indirim yapılmasının gerekip gerekmediği,” noktalarında toplandığı belirtilerek temyiz incelemesi bu kapsamda yapılmış ve “1- İş sözleşmesinin feshi yönünden yukarıda gerekçe bölümünde 13 ila 32. paragraflar arasında yapılan açıklamalar dikkate alındığında direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenler yanında belirtilen ilave gerekçelerle oy çokluğu ile BOZULMASINA,
2- Fazla çalışma alacağı yönünden yukarıda gerekçe bölümünde 33 ila 58. paragraflar arasında yapılan açıklamalar dikkate alındığında direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenler yanında belirtilen ilave gerekçelerle oy birliğiyle BOZULMASINA,
3- Fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarında yapılan indirim oranı yönünden gerekçe bölümünde 59 ila 66. paragraflar arasında yapılan açıklamalar dikkate alındığında direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle oy birliğiyle BOZULMASINA,” karar verilmiştir.
6. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu’nun bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının iş sözleşmesini haklı sebebe dayanmaksızın eylemli şekilde feshettiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatları yönünden davanın reddine, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
7. Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi için Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
8. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 31.10.2022 tarihli ve 2022/11650 Esas, 2022/13876 Karar sayılı kararı ile
Mahkemenin 09.11.2015 tarihli direnme kararı üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu 16.02.2016 tarihli ve 2016/1313 Esas, 2016/3288 Karar sayılı kararı ile direnme kararının fesih yönünden yerinde olduğu ancak fazla çalışma süresinin tespiti ile yapılan indirim oranı yönünden yerinde olmadığı gerekçesi ile dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılan inceleme sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince feshe yönelik direnme kararının yerinde olduğu kabul edilerek Mahkeme kararının bu yönden onanmasına karar verildiği hâlde Özel Dairece onanan feshe ilişkin direnme kararının bozmaya konu edilip edilemeyeceği, Hukuk Genel Kurulunun bu husustaki bozma kararının maddi hata niteliğinde kabul edilip edilemeyeceğinin değerlendirilmesi için dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
9. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 16.02.2016 tarihli ve 2016/1313 Esas, 2016/3288 Karar sayılı gönderme kararında feshe ilişkin bozma kararının yerinde olmadığı, direnme kararının bu açıdan doğru olduğu gerekçesiyle “… iş sözleşmesinin feshine ilişkin direnme kararının 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun geçici ek ikinci maddesi uyarınca ONANMASINA,” şeklindeki kararının Hukuk Genel Kurulu tarafından bozmaya konu edilip edilemeyeceği, kararın maddi hataya dayanıp dayanmadığı hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
10. Somut olayda, … 5. İş Mahkemesinin 09.11.2015 tarihli ve 2015/548 Esas, 2015/551 Karar sayılı direnme kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince 16.02.2016 tarihli ve 2016/1313 Esas, 2016/3288 Karar sayılı gönderme kararında mülga 5521 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi uyarınca direnme kararı incelenmiş ve feshe ilişkin (2) numaralı bozma sebebinin hatalı olduğu, iş sözleşmesinin feshine ilişkin direnme kararının yerinde olduğu gerekçesi ile direnme kararının feshe ilişkin bölümünün onanmasına karar verilmiştir.
11. 6217 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (6100 sayılı Kanun) eklenen geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 429 uncu maddesinde herhangi bir istisna getirilmeden mahkemece direnme kararı verilmesi hâlinde temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
12. 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 40 ıncı maddesi gereğince 5521 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi ile “Bölge adliye mahkemelerinin, 5235 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, Yargıtayın bozma kararlarına karşı verilen direnme kararının temyizi halinde dava dosyası, önce kararı veren daireye gönderilir. Direnme kararları daireler tarafından öncelikle incelenir. Kararı veren daire, direnmeyi yerinde görürse kararı düzeltir; yerinde görmezse talebi on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
13. Yasal düzenleme dikkate alındığında direnme kararının verildiği tarih itibariyle inceleme yetkisi öncelikle Özel Dairede olup, Özel Daire direnme kararını yerinde gördüğü takdirde verdiği kararı düzeltebilecektir.
14. Öte yandan 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun “Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri” başlığını taşıyan 15 inci maddesine bakıldığında Kurulların görevlerinden birisinin de Yargıtay dairelerinin bozma kararlarına karşı mahkemelerce verilen direnme kararlarını inceleyerek karar vermek olduğu düzenlenmiştir.
15. Mahkemelerin temyiz incelemesi sırasında verdikleri kararların bozularak geri gönderilmesi üzerine ilk verdikleri kararı yeni delil ve araştırma yapmaksızın tekrar vermelerine usul hukukunda direnme kararı denir. Buradan hareketle Hukuk Genel Kurulunun asıl görevi Mahkeme ile Özel Dairenin bozma kararı arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözümlemek olduğunu söylemek mümkündür.
16. 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile 5521 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış ise de benzer yöndeki düzenleme 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinde ayrıca düzenlenmiştir.
17. Şu hâlde yukarıda içeriğine yer verilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında direnme kararını öncelikle inceleme yetkisi bulunan Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu direnme kararının feshe ilişkin bölümü onandığından artık onanarak uyuşmazlık konusu olmaktan çıkan bu hususta Hukuk Genel Kurulunca inceleme yapılarak bozma kararı verilmesi mümkün değildir.
18. Açıklanan sebeple Hukuk Genel Kurulu kararı bu kısım itibariyle maddi hataya dayandığı anlaşılmaktadır.

KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Hukuk Genel Kurulunun 24.06.2020 tarihli ve 2016/22(7)-603 Esas, 2020/462 Karar sayılı kararında iş sözleşmesinin feshi ile ilgili verdiği bozma kararında maddi hata olduğu anlaşılmakla bu hususun dikkate alınarak inceleme yapılmak üzere dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.