YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/985
KARAR NO : 2023/221
KARAR TARİHİ : 15.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davacı idare vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı idare vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı idare vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti davalılardan …’ya ait olan … ili … ilçesi … Mahallesi 12.920 m2 yüzölçümlü 149 parsel sayılı taşınmaz hakkında üzerindeki muhdesatlar ile birlikte kamulaştırma kararı alındığını, davalılar ile uzlaşılamadığını ileri sürerek 149 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki muhdesatlar ile birlikte tamamının bedelinin tespiti ile Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalılar vekili cevap dilekçesinde, kamulaştırmayı yapan kurumun kendisinden kaynaklanan kısıtlama nedeniyle taşınmazın değerinin azalmasına neden olduğunu, taşınmazın emsal değerlerinin tapudan ve belediyeden sorulması gerektiğini, idari yargıda açılan davanın bekletici mesele yapılmasını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı
6. … Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.02.2015 tarihli ve 2011/400 Esas 2015/79 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın tam hisse ile davalı … adına tescilli olduğu, ayrıca taşınmaz üzerinde davalılara ait zirai muhdesatlar ile diğer muhdesatların mevcut olduğu, mahallinde ikinci kez yapılan keşif sonucunda alınan raporun mevcut fiili duruma uygun olduğu, yapılan değer tespitlerinin dava tarihi itibariyle mevcut mevzuat hükümlerine uygun şekilde yapıldığı, bu anlamda bilirkişi heyetinin ikinci keşif sonucunda sundukları rapor ve ek raporlarında belirlenen bedellerin kamulaştırma bedelleri olarak uygun görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile; 149 parselde bulunan …’ya ait muhdesatların kamulaştırma bedelinin 152.858,00 TL, …’ya ait muhtesatların 265.038,00 TL, …’ya ait muhtesatların 228.295,00 TL, …’ya ait muhtesat ve arz değerinin 1.620.940,00 TL olarak tespitine, söz konusu taşınmazlar üzerinde bulunan muhtesatların davacı idareye aidiyetine, ayrıca dava konusu 149 parselde bulunan davalı …’ya ait tapunun iptali ile davacı idare adına tapuya kayıt ve tesciline, hükmedilen kamulaştırma bedellerinin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin davalılara ödenmesine, kamulaştırma bedellerine 22.01.2012 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ve davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 5. Hukuk Dairesince 15.10.2018 tarihli ve 2017/7916 Esas 2018/17378 Karar sayılı kararı ile; ”…Arsa niteliğindeki … ilçesi, … köyü, 149 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak zeminine değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle; taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
1-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan cam seraların yaşlarının 09.01.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda 11-15 yıllık olduğunun belirtildiği görülmüştür. Yapıların yaşlarına ve sınıflarına göre yıpranma paylarına ilişkin oranları gösterir cetvele göre, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan plastik ve cam seraların yıpranma payının %35 olarak kabul edilmesi gerekirken, bu oranı % 15 olarak uygulayan rapora göre hüküm kurulması,
2-Dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçların yaş ve cinslerine göre 2011 yılı itibariyle rayiç fiyatlarını gösterir listenin Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporunun denetlenmemiş olması,
3- Dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından tespit edilen kamulaştırma bedeline 17.01.2012 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin hatalı gösterilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
4- 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile bozulmasına,…” karar verilmiştir.
Direnme Kararı
9. … Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.11.2020 tarihli ve 2019/786 Esas 2020/689 Karar sayılı kararı ile, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/152 Esas sayılı dosyasının gerekçeli karar örneği ile bozma sonrası alınan bilirkişi raporunun dosya içine alındığı, seraların çelik olduğu, çelik seralar ile ilgili yıpranma payı cetveline göre 11-15 yıllık çelik seralardaki yıpranma payının % 15 olması gerektiği gerekçesiyle bozma kararının 1 no.lu bendi yönünden direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
10. Direnme kararı süresi içinde davacı idare vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkin eldeki davada, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan plastik ve cam seraların yıpranma payının % 15 mi yoksa % 35 mi olarak kabul edilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
13. Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).
14. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. Somut olayda mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın Özel Dairece seraların yıpranma payı oranı, ağaçların rayiç fiyatlarının denetlenmesi, faiz başlangıç tarihi ve hak sahibi adına bankaya yatırılacak bedel bakımından 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması yönlerinden bozulması üzerine mahkemece, … Asliye Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak mahkemenin 2019/152 Esas sayılı dosyasında bulunan gerekçeli karar ve bozma sonrası alınan bilirkişi raporu istenilmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesince dava konusu taşınmaza komşu 161 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak verilen direnme kararı ile direnme kararı sonrası Özel Dairenin 11.02.2020 tarihli onama kararı gönderilmiştir. … Asliye Hukuk Mahkemesinin anılan dosyası ile eldeki dava dosyasının, dava (kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil) ve uyuşmazlık (seraların yıpranma payı oranı) konuları aynı nitelikte olup, mahkemece bozma kararının 1 No.lu bendi yönünden verilen direnme kararında da, anılan mahkeme kararına gerekçede yer verilmek suretiyle direnme olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmıştır.
16. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili yeni bir inceleme ve gerekçeye dayalı oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
17. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
18. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
19. Öte yandan temyize konu bozma kararında yer alan ve “…2-Dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçların yaş ve cinslerine göre 2011 yılı itibariyle rayiç fiyatlarını gösterir listenin Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporunun denetlenmemiş olması,
3- Dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından tespit edilen kamulaştırma bedeline 17.01.2012 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin hatalı gösterilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
4- 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması…” gereğine işaret eden ikinci, üçüncü ve dördüncü bentte yer alan bozma nedenlerine mahkemece uyularak bozma doğrultusunda işlem yapılmıştır.
20. Bu durumda bozma kararına uyularak oluşturulan hüküm Özel Dairesince incelenmediğinden, bu hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için de dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
IV. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yeni hükme ve mahkemece bozma kararının 2, 3 ve 4 üncü bentlerine uyularak kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.