Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2021/943 E. 2023/288 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/943
KARAR NO : 2023/288
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar, davalı TÜRKPATENT vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı TÜRKPATENT vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili; müvekkilinin 2013/05583 sayılı tasarım başvurusuna davalı şirket tarafından dava dışı şirkete ait 2003/00329-1 sayılı tasarım dayanak gösterilerek yeni ve ayırt edici nitelikte olmadığından bahisle itiraz edildiğini, davalı şirket tarafından yapılan itirazın YİDK kararı ile kabul edilerek başvurunun reddedildiğini, oysa müvekkili başvurusunun yeni ve ayırt edici nitelikte bir tasarım olduğunu, müvekkili tasarımı ile redde dayanak tasarım arasında standart benzer bir üründe bulunabilecek özellikler dışında herhangi bir görsel benzerlik bulunmadığını ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve müvekkiline ait tasarımın tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabı
5.1. Davalı TÜRKPATENT vekili; davacı başvurusuna konu tasarımın itiraza dayanak gösterilen tasarım karşısında yeni olmadığını, dolayısıyla YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
5.2. Davalı …Ş. vekili; tasarımın tescil yoluyla korunabilmesi için öncelikle mutlak yenilik koşulunun sağlanması gerektiğini, mutlak yenilik koşulunun tespitine yönelik araştırmanın kamu düzenine ilişkin olduğunu, davacı başvurusuna konu tasarımın mutlak yenilik koşulunu sağlamadığını ve ayırt edicilik niteliğinin bulunmadığını, dolayısıyla YİDK kararının yerinde olduğunu, ayrıca davacının tescil isteminin idari işlem gerektiren bir talep olması nedeniyle reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı
6. Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 30.06.2015 tarihli ve 2014/366 Esas, 2015/198 Karar sayılı kararı ile; bilirkişi raporu ile davacı başvurusunun itiraz dilekçesinde sunulan deliller karşısında yeni ve ayırt edici olarak nitelenebileceğinin ancak mutlak yenilik kriteri doğrultusunda yapılan resen araştırma neticesinde yeni olmadığının tespit edildiği, dava konusunun YİDK kararının iptali davası olması nedeniyle itiraz aşamasında sunulan delillere göre inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiği, dolayısıyla YİDK kararının iptal talebi yönünden resen mutlak yenilik kriteri doğrultusunda sunulan deliller haricinde delil araştırması yapılamayacağı, zira itiraz üzerine verilen karara karşı açılan iptal davasında yapılması gereken incelemenin 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (554 sayılı KHK) 43 üncü maddesinde düzenlenen hükümsüzlük davasında yapılan incelemeden farklı olduğu, YİDK kararının iptali davasında kararın verildiği anda mevcut olan delillere göre YİDK tarafından varılan sonucun hukuken uygunluğunun denetiminin yapıldığı, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş tasarımların resen araştırılarak inceleme yapılmasını YİDK kararının iptali davasında beklemenin usule ve yasaya uygun düşmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TÜRKPATENT vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24.04.2017 tarihli ve 2015/13749 Esas, 2017/2336 Karar sayılı kararı ile; “…Dava, TPE YİDK kararının iptali istemine ilişkindir. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, davalı şirketin tasarım başvurusuna itiraz aşamasında sunduğu delillerin, davacının tasarım başvurusunun yeni ve ayırt edici olmadığını ispatlar mahiyette bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
554 sayılı KHK’nin 6. maddesi uyarınca, bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de, tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla, küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir.
554 sayılı KHK’nin 7. maddesinde düzenlenen tasarımın ayırt edicilik unsuru ise, yeni olan bir tasarımı ortak özelliklerinin dışında ve bilgilenmiş kullanıcı gözüyle kıyaslanan diğer tasarımlardan farklı kılan ve böylece yeni olan bir tasarıma aynı KHK’nin 11. maddesi ile sağlanan hukuki korumanın da kapsamını belirleyen özelliktir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, 554 sayılı KHK ile mutlak yenilik kriteri benimsendiğinden, bu hususun mahkemece re’sen dikkate alınarak, tarafların bildirdikleri delillerle birlikte anılan KHK’nin 5 ila 10. maddeleri hükümleri göz önüne alınmak suretiyle ve somut uyuşmazlık koşulları itibariyle de gerektiğinde bilirkişi görüşü alınarak çözüme kavuşturulması gerekmektedir. O hâlde, mahkemece, davalı şirketin gerek itiraz aşamasında gerekse yargılama sırasında sunduğu bütün deliller de değerlendirilmek suretiyle dava konusu tasarımın yenilik unsuruna sahip olup olmadığına, bir başka deyişle, o tasarımın dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş bulunup bulunmadığına ilişkin bilirkişi raporuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yargılama aşamasında sunulan delillerin değerlendirilmesi sonucu oluşan bilirkişi görüşüne itibar edilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı
9. Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 22.10.2019 tarihli ve 2019/235 Esas, 2019/436 Karar sayılı kararı ile; tasarım mevzuatı gereğince itirazlar incelenirken gerek duyulan süre ve sıklıkta taraflardan ilave bilgi, belge veya ürün numunesi talep edebileceğinin düzenlendiği, dolayısıyla YİDK tarafından kendisine muteriz tarafından ibraz edilen ya da gerekçe çerçevesinde olup da belirsiz kalan hususlarda ibrazı istenen ilave belge, bilgi, numune ürün çerçevesinde ve bununla sınırlı olarak incelemenin yapılacağı, bu itibarla YİDK kararının iptali istemiyle açılan davada da şüphesiz bu gerekçe ve deliller çerçevesinde inceleme yapılmasının gerektiği, aksi hâlde YİDK önüne getirilmeyen ve bilirkişilerin tamamen kendi inisiyatifi ile yargılama sürecinde ulaştığı (ya da ulaşacağı) belgeler nedeniyle hukuka aykırı bir karar vermiş konumuna düşeceği, esasen bu yaklaşımın bilirkişilerin araştırma yeteneğine akıbeti bağlanmış bir yargılama süreci riskini de büyük ölçüde içinde barındıracağı, şu hâlde 554 sayılı KHK’nın 6 ncı maddesinde yer alan “mutlak yenilik” itiraz sahibinin ilan edilen bir tasarıma Dünyanın neresinde olursa olsun başvurudan veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş tasarım ve buna ilişkin belgelere dayanarak itiraz edebileceğini ifade ettiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
10. Direnme kararı süresi içinde davalı TÜRKPATENT vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tasarım başvurusuna itiraz üzerine YİDK tarafından yapılacak yenilik incelemesinde itiraz dilekçesinde yer alan itiraz gerekçeleri ve belgeleri ile sınırlı olarak mı inceleme yapılacağı yoksa itiraz dilekçesinde yer alan itiraz gerekçeleri ve belgeler yanında resen yapılacak araştırma neticesinde elde edilen bilgi ve belgeler gözetilerek mutlak yenilik incelemesi mi yapılacağı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE
12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve yasal düzenlemelerin açıklanmasında fayda bulunmaktadır.
13. Tasarım hukuku ilk olarak XVI. yüzyılda Fransa’da tekstil ürünlerindeki desenlerin başkaları tarafından taklit edilmesinin önüne geçmek için geliştirilmeye başlanmıştır. Ülkemizde ise 1995 yılına kadar 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yer alan hükümler ile koruma sağlanırken, 27.06.1995 tarihinde 554 sayılı KHK yürürlüğe girmiştir. Son olarak da, tasarımların korunmasına ilişkin usul ve esaslar, 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nda (SMK) düzenlenmiştir. Mevcut davaya olay tarihinde yürürlükte olan mülga 554 sayılı KHK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
14. 554 sayılı KHK’nın 3/a maddesi gereğince tasarım; bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü ifade etmektedir. Buna göre tasarım, ürünün tamamının veya bir parçasının unsur ve/veya özelliklerinden oluşan görünümüdür. 554 sayılı KHK ile koruma altına alınmak istenen de bir ürün veya ürün parçasının görünümüdür. Başka bir deyişle 554 sayılı KHK’nın 3 üncü maddesi anlamında bir ürün olmadığı sürece, tasarım koruması da gerçekleşmeyecektir.
15. Bir ürünün korunan bir tasarımı (görünümü) varsa, bu ürünü üretip ticaretini yapmak sadece tasarım sahibine veya onun izin verdiği kimselere aittir. Ancak herkes, farklı bir görünüm kazandırarak o ürünü üretip, ticaretini yapabilir. Zira tasarım hukuku, korunan bir tasarım üzerinde tekel hakkı verir; yoksa bizatihi ürün üzerinde koruma sağlamaz.
16. Hemen belirtilmelidir ki, bir tasarımın 554 sayılı KHK hükümlerine göre korunabilmesi için tasarımın tescil edilmesi gereklidir. Tescilli tasarımlar, sahibine inhisari nitelikte yetkiler verir ve bu münhasırlık tasarım sahibine mutlak hak sağlar. 554 sayılı KHK döneminde sadece tescilli tasarımlar koruma kapsamına alınmış, tescilsiz tasarımların korunması ise 554 sayılı KHK’nın 1/2 maddesi ile genel hükümlere bırakılmıştır.
17. Tescilsiz tasarımların tasarım hukukuna göre korunması ilk defa 6769 sayılı SMK ile düzenlenmiş, böylece tasarım hukukunda hem tescilli hem de tescilsiz tasarımlar hukuken koruma altına alınmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 55/4 maddesinde bu husus; “tasarım; bu Kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise tescilsiz tasarım olarak korunur” şeklinde ifade edilmiştir.
18. 554 sayılı KHK’nın 5 inci maddesi gereğince, yeni ve ayırt edici tasarımlar belge verilerek korunur. Başka bir deyişle bir tasarımın hukuken korunabilmesi için yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması gerekir. Bir tasarım başvurusunun tescil edilebilmesi için; tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması ve ayrıca önceki tasarım görsellerine göre ayırt edicilik özelliğinin bulunması gerekir. Bu özelliğe sahip bir tasarım, beşer yıllık sürelerle yenilenmek kaydıyla yirmi beş yıl korunacaktır.
19. 554 sayılı KHK’nın 6 ncı maddesi gereğince, bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteren tasarımlar aynı sayılır. Buna göre 554 sayılı KHK ile bir tasarımın yeni sayılabilmesi için o tasarım mutlak yenilik özelliği taşıması gerekir. Mutlak yenilik kavramı ile söz konusu tasarımın dünya çapında daha önce kamuya hiç sunulmamış olması ifade edilmektedir. Başka bir deyişle tasarımcı, başka bir tasarımın aynısını veya küçük farklılık içeren versiyonunu, tamamen o tasarımdan habersiz olarak tasarlasa, bu durumda dahi tasarım yeni sayılmayacaktır. Böyle bir tasarıma her nasılsa tescil belgesi alınmışsa belgenin hükümsüzlüğü mahkemeden istenebilir. Dolayısıyla yurt dışında var olan fikri ürünü Türkiye’ye ilk kez getirerek onu sahiplenmek hukuken koruma görmez.
20. 554 sayılı KHK’nın 7 nci maddesi gereğince, bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim ile diğer bir tasarımın böyle bir kullanıcıda bıraktığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık varsa o tasarım ayırt edici niteliğe sahiptir. Başka bir deyişle koruma talep edilen tasarımın ayırt edici niteliğinden bahsedilebilmesi için tasarımın bütününün önceki tasarımlara nazaran genel izlenim itibariyle farklı olduğu hissini uyandırması gerekir. Ayırt edicilik değerlendirmesinde markalardaki hedef tüketici kitlesinden farklı olarak “bilgilenmiş kullanıcı” kitlesinin görüşleri dikkate alınır. Bilgilenmiş kullanıcı o ürün grubunda uzman olan kişiler değil, ancak tasarıma konu ürünün kullanıcıları arasında bulunan ve genel kitleye nazaran ürünlerin dış görünüşüne değer veren yeteri kadar bilgi sahibi, titiz ve dikkatli kişilerdir.
21. Ayırt edici nitelik incelemesi, bir kalite testi olmayıp farklılık testidir. Bu nedenle bir tasarımın teknolojik ya da sanatsal açıdan diğerlerine göre daha düşük düzeyde olması onun ayırt ediciliğini etkilemez. Ayrıca ayırt edici nitelik araştırması yapılırken farklılıklara bakılmakla birlikte ağırlık, kıyaslanan tasarımların ortak özelliklerine verilecektir.
22. Her ne kadar mutlak yenilik ve ayırt edicilik unsurları tasarımı oluşturan temel şartlar olsa da 554 sayılı KHK döneminde tasarım başvuruları bu unsurlar incelenmeksizin yayımlanmaktaydı. Başka bir deyişle 554 sayılı KHK döneminde tasarım başvurularında TÜRKPATENT sadece şekli bir inceleme yapmakta; 554 sayılı KHK’nın 26 ve 28 inci maddelerinde gösterilen şekli bilgi ve belgelerin eksik olup olmadığını ve başvurunun 554 sayılı KHK’nın 3 üncü maddesinde belirtilen tasarım tanımına uygun olup olmadığını incelemekteydi. Tasarımın tesciline itiraz edilmesi üzerine ise TÜRKPATENT YİDK tarafından esasa ilişkin olarak inceleme yapılmakta, tescil edilen tasarımın mutlak yenilik ve ayırt edicilik unsurunun bulunup bulunmadığı araştırılmaktaydı. 6769 sayılı SMK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte TÜRKPATENT tarafından artık başvuru sırasında yenilik incelemesi resen yapılacaktır. Başka bir deyişle 6769 sayılı SMK’nın 64/6 maddesi gereğince TÜRKPATENT resen yaptığı araştırmada tasarımın yeni olmadığını belirlerse başvuruyu reddedecektir.
23. Hem 554 sayılı KHK döneminde tasarımın tesciline itiraz üzerine hem de 6769 sayılı SMK döneminde başvuru sırasında TÜRKPATENT’in yapması gereken yenilik incelemesi mutlak yenilik incelemesidir. Başka bir deyişle TÜRKPATENT itiraz dilekçesinde sunulan belge ve bilgiler haricinde resen mutlak yenilik incelemesi yapacak ve tasarımın aynısının, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş olup olmadığını kendiliğinden araştıracaktır. Aynı şekilde hem TÜRKPATENT YİDK kararına itiraz davasında hem de 554 sayılı KHK’nın 43 üncü maddesi kapsamında açılan tasarımın hükümsüzlüğüne yönelik davalarda bilirkişiler dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler haricinde de araştırma yaparak dava konusu tasarımın mutlak yenilik unsuruna sahip olup olmadığını belirleyeceklerdir. Zira patent, faydalı model ve tasarımlarda mutlak yenilik unsuru kamu düzenine ilişkin olduğundan hem TÜRKPATENT hem de mahkemeler tarafından mutlak yenilik incelemesinin resen yapılması zorunludur.
24. Öte yandan yukarıda da bahsedildiği üzere tasarımlar için mutlak yenilik unsurunun resen dikkate alınması gerekli ise de ayırt edicilik unsuru yönünden resen inceleme yapılması mümkün değildir. Zira tasarımlarda ayırt edicilik unsurunun kamu düzeniyle ilgisi bulunmamaktadır. Bu itibarla tasarımlar için mutlak yenilik kriteri benimsenmesi nedeniyle hem itiraz üzerine TÜRKPATENT hem de mahkeme tarafından bu yönün resen dikkate alınması gerekir ise de ayırt edicilik yönünden hem TÜRKPATENT’in hem de mahkemenin resen inceleme yapması mümkün değildir. Dolayısıyla ayırt edicilik unsuru yönünden yapılacak incelemede tarafların getirdiği bilgi ve belgeler kapsamında değerlendirme yapılabilecektir.
25. Hemen belirtilmelidir ki yenilik ve ayırt edicilik incelemesi, özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir husus olması nedeniyle bilirkişi marifetiyle yapılması gerekmektedir. Başka bir deyişle yenilik ve ayırt edicilik unsurunun incelemesi genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olmayan bir durumdur.
26. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 2013/05583 sayılı tasarım başvurusuna davalı şirket tarafından dava dışı … Kapak Kalıp Ambalaj Makine ve San. Tic. Ltd. Şti.ye ait 2003/00329-1 sayılı tasarım dayanak gösterilerek yeni ve ayırt edici nitelikte olmadığından bahisle itiraz edildiği, itiraz üzerine YİDK kararı ile davacının başvuru konusu tasarımı ile davalı şirket tarafından itiraza gerekçe gösterilen tasarımın genel izlenim olarak benzer olduğu ve ayırt edici niteliğinin bulunmadığı gerekçesiyle tasarım tescilinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
27. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, dava konusu tasarımın itiraza mesnet 2003/005583 sayılı tasarım karşısında ayırt edici olarak nitelenebileceği, ancak mutlak yenilik ölçüsü kapsamında yapılan araştırma ve değerlendirmeler sonucu dava konusu tasarımın yeni olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Açıkça belirtilmemiş ise de bilirkişi raporunda, dava konusu tasarımın itiraz dilekçesinde sunulan bilgi ve belgeler karşısında yeni ve ayırt edici niteliğinin bulunduğu, ancak dosya kapsamı haricinde imkânlar ölçüsünde çeşitli internet sitelerinde yapılan mutlak yenilik araştırması neticesinde dava konusu tasarımın bu internet sitelerinde yer alan tasarımlar karşısında yeni olmadığı kanaatine varılmıştır.
28. Yukarıda da belirtildiği üzere bir tasarımın tescil edilebilmesi için 554 sayılı KHK’nın 6 ncı maddesi gereğince mutlak yenilik unsurunu taşıması ve 554 sayılı KHK’nın 7 nci maddesi gereğince ayırt edicilik unsurunun bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla sadece YİDK kararına itiraz davasında değil, tasarım başvurusuna itiraz üzerine de YİDK tarafından mutlak yenilik incelemesi yapılması gerekir. Aksine itiraz üzerine YİDK tarafından sadece muteriz tarafından sunulan bilgi ve belgeler kapsamında yenilik incelemesi yapılacağına dair kabul, tasarım hukukunda mutlak yenilik unsurunun kamu düzenine ilişkin olması ilkesiyle bağdaşmaz.
29. Bu itibarla mahkemece, bilirkişi raporunda 554 sayılı KHK’nın aradığı şekilde mutlak yenilik incelemesi yapıldığı ve tasarımın mutlak yenilik unsuruna sahip olmadığının tespit edildiği gözetilerek esasında itiraz üzerine YİDK tarafından da mutlak yenilik incelemesinin muteriz tarafından sunulan bilgi ve belgeler haricinde de yapılması gerektiği kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
30. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı TÜRKPATENT vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.