YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/907
KARAR NO : 2022/1548
KARAR TARİHİ : 17.11.2022
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “İşçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda … Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) davanın kısmen kabulüne dair kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesince verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 17.02.2002 tarihinden iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği 15.07.2015 tarihine kadar davalı Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) … İşletme Müdürlüğünde Deniz İş Kanunu’na tabi olarak aralıksız çalıştığını, davalı tarafından müvekkiline 2002 yılından itibaren belirli süreli iş sözleşmeleri imzalatıldığını, en son 08.01.2013 tarihinde üç yıl süreli … İşletme Müdürlüğü Kılavuz Kaptan Sözleşmesi imzalatıldığını, sözleşmenin 3. maddesi uyarınca müvekkilinin BOTAŞ’a ait … Deniz Terminalinin yetki sınırları içinde yer alan iskele ve benzeri yerlere gelecek veya bu yerlerden ayrılacak gemilere kılavuzluk hizmeti verdiğini, ayrıca gemilerin aynı kuruluş içerisinde yer değiştirmelerini sağladığını, cer hizmeti verdiğini ve römorkör kaptanına nezaret ettiğini, sözleşmenin 16. maddesinde en son net ücretin 9.876,20TL, 9. maddesinde vardiya süresinin iki hafta olarak düzenlendiğini ve vardiyası olduğunda tüm çalışma süresi boyunca hafta tatili, dini ve milli bayramlar ile genel tatil günleri de dâhil olmak üzere yirmi dört saat görevini ifa ettiğini, yıllık izinlerini kullanamadığını, sürekli fazla çalışma yapmasına rağmen ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili yanında kılavuz kaptanlık stajını tamamladıktan sonra kılavuz kaptan olarak 17.02.2002-15.07.2015 tarihleri arasında çalıştığını, kılavuz kaptan sözleşmelerinde “iki haftalık hizmetinden faydalanılan kılavuz kaptan takip eden iki haftayı istirahat ederek geçirmek üzere serbesttir.” ve “kılavuz kaptanın vardiyası dışında olduğu süre BOTAŞ tarafından kendisine istirahat için verildiğinden bu süre içinde bir başka iş yerinde çalışmayacaktır.” hükümleri olmasına rağmen davacının … … Limanında ve … … Limanında 2013 yılından beri kılavuz kaptanlık yaptığını, ayrıca davacının sadece istirahat sürelerinde değil vardiyalarında da başka limanlarda kılavuzluk yaptığının Teftiş Kurulu Raporu ile belgelendirildiğini, gerçeğe aykırı olarak service bill düzenlediğini, açıklanan nedenlerle davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamayacağını, çalışma şartları ile ilgili iddialarının da yerinde olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. … Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 18.01.2018 tarihli ve 2016/184 E., 2018/9 K. sayılı kararı ile; davacının 17.02.2002-15.07.2015 tarihleri arasında çalıştığı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiği, yıllık izinlerinin kullandırıldığının ispatlanamadığı, dinlenen tanık beyanlarına göre fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
7. … Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
8. … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 08.12.2020 tarihli ve 2018/1181 E., 2020/2685 K. sayılı kararı ile; kıdem tazminatına fesih tarihinden itibaren yasal faiz yerine en yüksek mevduat faizi yürütülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, gerekçeli kararda “davacı iş akdinin haklı nedenlere dayalı olarak feshettiği” şeklinde açıklama yapıldıktan sonra devamında bu kez “davacının iş akdinin haksız yere feshedildiği değerlendirilmiştir” denilmek suretiyle gerekçede karışıklığa yol açıldığı, hüküm altına alınan alacakların brüt mü net mi olduğunun hüküm fıkrasında gösterilmemesinin infazda tereddüde yol açacağı ve bunun HMK’nın 297. maddesi ve kamu düzenine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönlerden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 29.03.2021 tarihli ve 2021/2846 E., 2021/7116 K. sayılı kararı ile; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, “2- Davacı vekili, davacının vardiyası olduğu zamanlarda günün 24 saati göreve hazır olduğunu ve kendisine verilen görevleri yerine getirdiğini belirterek fazla mesai alacağı talebinde bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının ayın iki haftası günlük 24 saat çalıştığının kabulü ile hesaplama yapılmıştır.
Deniz İş Kanunu 26/1 maddesine göre genel bakımdan iş süresi günlük 8 saat, haftalık ise 48 saattir. Maddenin 2. fıkrasında ise iş süresi, gemi adamının işbaşında çalıştığı veya vardiya tuttuğu süre olarak ifade edilmiştir.
Aynı Yasanın 27. maddesinde ise “birden fazla kaptanın bulunduğu gemilerde birinci kaptan veya bu Kanunun 2’nci maddesinin (c) fıkrasında yazılı olduğu şekilde kendisine vekalet eden (klavuz kaptan dahil), bu Kanunun iş süresine ilişkin maddesine tabi olmadıkları öngörülmüştür.
Davacı Klavuz Kaptan olarak günün 24 saatinde her an çalışmaya hazır olması gerekmekte ise de fiilen çalışmadığı sürenin, iş süresinden sayılması mümkün olmadığından ve esasen davacının çalışma şekli dikkate alınarak aylık ücreti belirlendiğinden fazla mesai talep etmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca davacının fazla mesai talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 09.07.2021 tarihli ve 2021/1174 E., 2021/1925 K. sayılı kararı ile; 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 27. maddesinde bazı gemiadamlarının normal çalışma süresi dışında tutulduğu ancak bu gemiadamlarının çalışma süresinin belirlenmesi ve uygun bir dinlenme süresi verilmesinin özellikle eşit işlem borcu nedeni ile gerekli olduğu, zira bu çalışanların çalışma sürelerinin sınırsız bırakılmadığı, bu kapsamda çalışan gemiadamlarının işin niteliğine göre belirlenecek çalışma sürelerinin aşılması hâlinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 402 maddesi uyarınca “fazla çalışma için zamlı ücret” talep edebilecekleri, diğer taraftan 180 sayılı İLO Sözleşmesi, Avrupa Birliğinin 1999/63 sayılı Direktifi ile Denizcilik Çalışma Sözleşmesinde gemiadamları arasında bir ayrım yapılmadığı ve çalışma sürelerinin aşılması hâlinde fazla çalışmanın söz konusu olduğunun belirtildiği, bu nedenle bir gemiadamının görevi ne olursa olsun yasal çalışma sürelerini aşan çalışmaların fazla saatlerle çalışma kabul edilerek karşılığı zamlı ücretin ödenmesi gerektiği, Deniz İş Hukukunda tarafların sözleşmeye fazla çalışma ücretinin ücrete dahil olduğu şeklinde hüküm koymaları mümkün ise de davacının iş sözleşmelerinde bu yönde düzenleme bulunmadığı, davalı işverenlikçe Deniz İş Kanunu’nun 28. maddesinin son fıkrası gereğince tutulması zorunlu noter tasdikli defter, jurnal defteri ve yine davacının çalışma gün ve saatlerini gösterir puantaj kayıtları ve eş değer işyeri kayıtlarının sunulmadığı, sadece davacının imzasının bulunmadığı, işe başlama ile işten ayrılış saatinin gösterilmediği bazı aylara ilişkin çalışma çizelgeleri ile davacının davalı işverenliğe ait misafirhanede konakladığı bazı günleri gösterir liste sunulduğu, davalının tanık da dinletmediği, bu durumda davacı gemiadamının 854 sayılı Deniz İş Kanunu gereğince kılavuz kaptan olarak gerek denizde sefer esnasında bulunduğu süreye gerekse karada işgücünü davalı işverenin emrine tahsis ettiği süreye göre Deniz İş Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrasındaki çalışma süresini aşacak şekilde fazla çalışma yaptığını tanık beyanı dahil her türlü delil ile ispatlayabileceği, davalı yanında iki hafta çalışma iki hafta dinlenme sistemi şeklinde çalıştığı anlaşılan davacının yasal süreyi aşacak şekilde haftalık 57 saat çalıştığı ve fazla çalışma ücretine hak kazandığı gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 17.02.2002-15.07.2015 tarihleri arasında kılavuz kaptan olarak 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na tabi çalışan davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
14. Denizde çalışmanın farklı özellikleri ve ihtiyaçları olması, ayrıca riskleri ve tehlikelerinin bulunması sebebi ile denizde çalışma Kara İş Hukukundan farklı kurallara tabi olmasını gerektirmiş ve birçok ülkede gemiadamları için farklı İş Kanunları çıkarılmıştır.
15. Deniz işçileri de işverene hizmet sözleşmesiyle bağlı olarak çalışan kişilerdir. Fakat çalışma ilişkisinin oldukça farklı bir doğal ortamda (gemide ve denizde) gerçekleşmesi, çalışanların ve çalıştıranların farklı sorunlarının bulunması, bu mesleğin farklı bir sosyal ve mesleki yapıya sahip olması iş ilişkisinin farklı düzenlenmesini kaçınılmaz kılmıştır.
16. Ülkemizde bugün yürürlükte olan ve denizde çalışmayı düzenleyen kanun 854 sayılı Deniz İş Kanunu olup, 10.03.1954 tarihli ve 6379 sayılı Deniz İş Kanunu’nu yürürlükten kaldırmıştır.
17. Genel anlamda iş süresi, işçinin iş sözleşmesi uyarınca yükümlü bulunduğu işi yerine getirmek için çalıştırılacağı zamanı ve süreyi ifade etmektedir (Ekonomi, Münir: İş Hukuku, C.1, Ferdi İş Hukuku, 3.Bası, … 1984, s. 271.).
18. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesine göre çıkarılmış olan İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 3. maddesi ile çalışma süresi “işçinin çalıştırıldığı işte geçirdiği süre” olarak tanımlanmıştır. İş Kanunu’nun 66. maddesinde sayılmış olan ve çalışılmış gibi sayılan farazi çalışma süreleri de çalışma süresine dâhil olup, 68. madde uyarınca verilen ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmamaktadır.
19. Deniz İş Hukuku bakımından çalışma süresi, hem ulusal hem de uluslararası alanda gemide yapılan çalışmaların özellik göstermesine bağlı olarak gemiadamları için ayrı düzenlemeler ile ele alınmıştır.
20. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 180 sayılı Sözleşmesinin 2. maddesi ile Avrupa Birliği 1999/63 sayılı Direktifin 2. maddesi hükmü, gemiadamının gemi için fiilen çalıştığı veya işverenin buyruğunda hazır beklediği süreleri çalışma süresi olarak tanımlamıştır.
21. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saat iken, 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun “İş süresi” başlığını taşıyan 26. maddesinin 1. fıkrasına göre genel bakımdan iş süresi günde sekiz ve haftada kırksekiz saat olup, bu süre haftanın iş günlerine eşit olarak bölünmek suretiyle uygulanır.
22. Görüldüğü üzere denizde çalışanların yaptıkları işin farklı özelliği onların iş sürelerini kara işçilerine kıyasla farklı biçimde düzenlenmesi zorunluluğunu ortaya koymuş olup, Deniz İş Kanunu’nda 4857 sayılı İş Kanunu’ndan farklı olarak hem günlük hem de haftalık çalışma süresi belirlenmiştir.
23. 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na göre iş süresi sadece çalışarak iş başında geçirilen süreleri değil, aynı zamanda çalışılmadığı hâlde kanunen çalışılmış sayılan süreleri de kapsar. Böylece İş Hukukunda fiili iş süresi yanında farazi iş süresi kavramı da ortaya çıkmaktadır (Tunçomağ, Kenan/ Centel, Tankut: İş Hukukunun Esasları, 2.Bası, … 1998, s.138).
24. 4857 sayılı İş Kanunu çalışma süresinden sayılan hâller başlığı ile bu farazi çalışma hâllerini ayrı bir madde hâlinde ifade etmiş iken, Deniz İş Kanunu açısından böyle bir düzenleme yapılmamıştır.
25. Açıkça belirtilmiş olmamakla beraber farazi iş süresi kavramı Deniz İş Hukukunda da göz önüne alınmalıdır. Ancak gemiadamının işyerinin gemi olması ve yirmi dört saatini gemide geçirmesi farazi iş süresi sayılabilecek süreleri tespit etmeyi son derece güçleştirmektedir.
26. Gemiadamları, işyerinin denizde hareket etmesi ve geminin aynı zamanda iaşe ve ikamet yeri olması sebebiyle zamanlarının çoğunu gemide geçirirler. Deniz İş Kanunu kapsamına giren ve uzak yol seferi yapan gemilerde hem iş süresi hem de bu sürelerin dışında gemide kalma zorunluluğu nedeniyle geçen diğer süreler büyük önem taşımaktadır. Yakın yol seferi yapan gemilerde ise gemiadamlarının gemide kalma zorunlulukları bulunmaz ve bu sebeple iş süreleri de özellik arz etmez (Dündar, Esra: Uluslararası Düzenlemeler ve Avrupa Birliği Çerçevesinde Deniz İş Hukukunda Gemi Adamlarının Çalışma Süreleri (Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi), 2010, s. 81).
27. 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamındaki işyerlerinin yukarıdaki özellikleri nedeniyle işyerinde geçirilen bütün zamanın iş süresinden sayılması mümkün değildir. Bu sebeple Kanun’un 26. maddesinin 2. fıkrasında iş süresi “gemiadamının işbaşında çalıştığı veya vardiya tuttuğu süre” şeklinde tanımlanmış, fakat iş süresinden sayılan hâllere yer verilmemiştir. Ancak madde düzenlemesi nedeni ile gemiadamlarının çalışma süresi belirlenirken onun gemide yani işyerinde bulunduğu süre değil, işbaşında geçirdiği veya vardiya tuttuğu süre esas alınmalıdır.
28. Öte yandan Deniz İş Kanunu’nda fazla saatlerle çalışma kavramı İş Kanunu’ndan farklı esaslara tabi olduğu gibi uygulama koşulları da farklı esaslara bağlanmıştır.
29. Fazla çalışma, Kanunda belirlenen çalışma sürelerinin üzerinde yapılan çalışmalardır. Deniz İş Kanunu’nun “Fazla saatlerle çalışma” başlığını taşıyan 28. maddesine göre;
“Bu kanuna göre tespit edilmiş bulunan iş sürelerinin aşılması suretiyle yapılan çalışmalar, fazla saatlerde çalışma sayılır.
Yapılacak fazla çalışmanın her saatine ödenecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarı % 25 oranında artırılmak suretiyle bulunacak miktardan az olamaz.
Aşağıda yazılı haller fazla saatlerle çalışma sayılmaz.
1. Geminin, gemideki şahısların veya gemi hamulesinin selameti için kaptanın yapılmasını zaruri gördüğü işler,
2. Gümrük, karantina vesair sıhhi formaliteler dolayısiyle yerine getirilmesinde zorunluluk bulunan ilave işler,
3. Gemi seyir halinde veya limanda iken gemide yaptırılan (yangın, gemiyi terketme, denizde çatışma, denizden adam kurtarma ve savunma) talimleri. Fazla saatlerle çalışmaları belgelemek üzere işveren veya işveren vekili noterden tasdikli ayrı bir defter tutmak zorundadır.
Bu defterde gemiadamına uygulanan zam nispetleriyle fazla çalışmanın yapıldığı gün ve o güne düşen miktarı ve gemiadamının hakettiği fazla çalışma ücreti gösterilir. Fazla saatlerle çalışma ücretlerinin asıl ücretler için hizmet aktinde gösterilmiş bulunan zaman, yer ve devrelerde, işveren veya işveren vekili tarafından gemiadamlarına tam olarak ödenmesi zorunludur.” hükmü yer almaktadır.
30. Deniz İş Kanunu’nda, İş Kanunu’ndan farklı olarak fazla çalışma ile ilgili herhangi bir sınırlamaya yer verilmemiştir.
31. Ancak Deniz İş Kanunu, gemide çalışan bazı kimseleri yaptıkları işlerin özelliğinden ötürü Kanun’da düzenlenen günlük ve haftalık iş sürelerine ilişkin hükümlerinden ayrık tutmuştur. Bunlar Kanun’un 27. maddesinde “İstisnalar” başlığı altında düzenlenmiştir.
32. Sözü edilen düzenlemeye göre, aşağıdaki işleri görenler bu Kanun’un iş sürelerine ilişkin hükümlerine tabi değildirler;
“1. Birden fazla kaptanın bulunduğu gemilerde birinci kaptan veya bu kanunun 2 nci maddesinin (C) fıkrasında yazılı olduğu şekilde kendisine vekalet eden kimse (klavuz kaptanlar dahil),
2. Birden fazla makinistin bulunduğu gemilerde başmakinist,
3. Doktor ve sağlık memurları,
4. Hemşire ve hastabakıcılar,
5. Asli görevleri can, mal ve gemi kurtarma olan kurtarma gemilerinde çalışan gemiadamları,
6. Gemide kendi nam ve hesabına çalışanlar”.
33. Dünya üzerindeki denizler farklı coğrafyada bulunmaları sebebi ile her bölge aynı karakteristik özelliklere sahip değildir. Dolayısı ile her bölgenin kendi özel durumları söz konusudur. Özellikle gemi trafik geçişlerinin çok yoğun olduğu yerlerde, kalabalık bölgelerde diğer deniz hareketlerinin de etkisi ile bölgeyi çok iyi tanımak gerekmektedir. Kılavuz kaptanlar, boğazlarda, kanallarda ve dar su geçitlerinde gemilerin emniyetli bir biçimde seyir yapmasını sağlayan, limanlarda gemilerin yanaşma ve kalkış manevralarını üstlenen, görev yaptığı bölgede uzmanlaşmış gemiadamlarıdır.
34. Deniz İş Kanunu’nun 27. maddesinde belirtilen çalışanlar, gemide yapmakta oldukları görevler nedeniyle iş sürelerine ilişkin hükümlerin dışında tutulmuşlardır. Çünkü bunlar gemide bulunmaları gerekli fakat devamlı bir çalışma düzeni içinde bulunmayan, ancak arızi olarak kendilerine gereksinim duyulduğu zaman görev yapan kimselerdir (Ulucan, Devrim: Deniz İş Hukukuna İlişkin Temel Bilgiler, Türkiye Denizciler Sendikası Yayını, … 1986, s.31).
35. Yukarıda açıklanan bu maddi ve hukukî olgular ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kılavuz kaptan olarak çalışan davacı, vardiyası geldiğinde günün 24 saati göreve hazır olduğunu ve haftalık 48 saatin üzerinde çalıştığını ileri sürerek fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
36. İlk derece mahkemesindeki yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, ayda 2 hafta günde 14 saat çalışan davacının Deniz İş Kanunu gereğince haftalık 48 saatin mahsup edilmesi sonucunda haftalık 57 saat fazla saatlerle çalışmasının bulunduğu belirtilerek hesaplama yapılmış, İlk Derece Mahkemesince de %30 karineye dayalı indirim yapılarak hüküm kurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin bu yöne ilişkin kabulü isabetli bulunmuştur.
37. Ne var ki, kılavuz kaptan olarak çalışan davacı Deniz İş Kanunu’nun 27. maddesindeki düzenleme nedeni ile günlük/haftalık iş süreleri rejimine tabi olmadığından fazla çalışma ücretinin kabulü isabetli değildir.
38. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, Kanun’da düzenlenen çalışma süresini aşan kısmın fazla çalışma ücreti olarak ödenmesi gerektiği, açıklanan sebeple direnme kararının yerinde olduğu ve miktar incelemesi yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
39. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Dairenin bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.
40. O hâlde direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2. maddesi uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.11.2022 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verilmiştir.