Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2021/866 E. 2022/1547 K. 17.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/866
KARAR NO : 2022/1547
KARAR TARİHİ : 17.11.2022

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

1. Taraflar arasındaki “İtirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara Batı 2. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekillerinin istinaf başvuruları üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonrası İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar davalı … vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı … ile katılma yoluyla davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türk Hava Kurumu (THK) bünyesinde 15.06.1988 tarihinde simülatör eğitmeni olarak çalışmaya başladığını, yaptığı iş, adres ve çalışma şartlarında değişiklik olmadan 01.08.2013 tarihinde Türk Hava Kurumu Uçuş Akademisi A.Ş.’ye devredildiğini ve 16.11.2016 tarihine kadar çalıştığını, davalılar arasında organik bağ bulunduğunu, müvekkilinin 2016 yılı Eylül, Ekim ve Kasım ücretleri, asgari geçim indirimi, yemek parası, bakım primi, yol parası, fazla çalışma ücreti, ders saati ücreti ödenmediğinden iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, ödeme yapılmaması üzerine işçilik alacaklarının tahsili için Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2016/25331 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalı … Uçuş Akademisi A.Ş.’nin ayrı tüzel kişiliği olduğunu, organik bağ ya da birlikte istihdamın söz konusu olmadığını, müvekkilinin kamuya yararlı dernek iken diğer davalının ticari işletme olduğunu, tâbi oldukları yasaların farklı olduğunu, davacının diğer davalı … Uçuş Akademisi A.Ş. personeli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, itirazın iptali davasında kötü niyetli olarak müvekkili davalı olarak gösteren davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
6. Davalı … Uçuş Akademisi A.Ş. vekili; davaya cevap süresinin uzatılması istemli dilekçesinde zamanaşımı def’înde bulunmuş ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
7. Ankara Batı 2. İş Mahkemesinin 19.07.2019 tarihli ve 2017/46 E., 2019/475 K. sayılı kararı ile; davacının 14.06.1988 tarihinde uçak bakım teknisyeni olarak atamasının yapıldığı, THK Genel Başkanlığı’nın 31.07.2013 tarihli yazısı ile tüm hakları ve kıdemi ile birlikte 01.08.2013 tarihinden itibaren iş sözleşmesinin THK Uçuş Akademisi A.Ş.’ye devredildiği, bilirkişi raporunda bakiye borcun belirlendiği, davalıların itirazının haksız olduğu ve takip konusu alacakların likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalılardan eşit olarak tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
8. Ankara Batı 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
9. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 15.04.2020 tarihli ve 2019/3797 E., 2020/833 K. sayılı kararı ile; davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğundan işçilik alacaklarından birlikte sorumlu oldukları ancak davalı … harçtan muaf olduğu hâlde diğer davalı ile birlikte harçtan sorumlu tutulduğundan bu hususun düzeltilmesinin gerektiği, davalı … Uçuş Akademisi A.Ş. vekili istinaf talebinde bulunmuş ise de 03.10.2019 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat ettiği, davacı vekili ise 20.02.2020 tarihli dilekçesiyle Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2016/25331 E. sayılı takip dosyasına konu alacakların tamamının davalı … Uçuş Akademisi A.Ş. tarafından ödenerek borcun sona erdirildiğinden diğer davalı … tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden hukukî yararın kalmadığını beyan ederek Ankara Batı 2. İş Mahkemesinin 2017/46 E., 2019/475 K. sayılı kararına yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep ettiği, tüm bu hususlar ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında; davalı … Uçuş Akademisi A.Ş.’nin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine, davacının katılma yoluyla istinaf başvurusunun reddine, davalı … Başkanlığının istinaf başvuru talebinin harç yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
10. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
11. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16.02.2021 tarihli ve 2020/5360 E., 2021/3964 K. sayılı kararı ile; birinci bendinde davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra; “…2-Somut uyuşmazlıkta; davalıların arasındaki ilişki ile buna bağlı olarak talep konusu işçilik alacaklarından sorumluluklarının kapsamı belirlenmelidir.
İlk Derece Mahkemesince, takibe konu işçilik alacaklarının davalılardan birlikte tahsili şeklinde hüküm kurulmuş, bu kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince “davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, böylelikle işçilik alacaklarından birlikte sorumlu oldukları” yönünde değerlendirilme yapılmıştır. Derece Mahkemelerinin davalılar arasındaki ilişkiye ilişkin gerekçesi yetersiz olduğu gibi dosya içeriğine göre de yerinde değildir.
Davacının davalılar arasındaki hizmet alımı kapsamında çalışması bulunmadığından, eldeki uyuşmazlıkta asıl alt işveren ilişkisinin unsurlarının bulunmadığı açıktır.
Diğer taraftan dosya içeriğinden; davacının, …’nın 14/06/1988 tarihinde uçak bakım teknisyeni olarak atamasının yapıldığı, davalı … Türk Kuşu Genel Müdürlüğü bünyesinde 15/06/1988 tarihinde sigortalı giriş bildiriminin yapıldığı, …’nın 31/07/2013 tarihli yazısı ile de davacının tüm hakları ve kıdemi ile birlikte 01/08/2013 tarihinden itibaren iş akdinin Türk Hava Kurumu Uçuş Akademisi A.Ş.’ye devredildiği ve davacının bu devre ilişkin 25.07.2013 tarihli yazılı muvafakatinin olduğu görülmüştür.
Yapılan bu tespitler bağlamında; davalılar ile davacı arasındaki üçlü ilişkinin hizmet akdinin devri olarak kabulü ile davalıların sorumluluğunun buna göre belirlenmesi gereklidir.
Netice itibariyle; davalılar arasındaki ilişkinin hukuksal nitelendirmesindeki yanılgıya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
12. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 09.06.2021 tarihli ve 2021/897 E., 2021/1606 K. sayılı kararı ile; organik bağ ilişkisinde işveren sıfatı olan tüzel kişinin, işçinin iş sözleşmesinden veya İş Kanunu’ndan doğan haklarını kullanmasının engellenmesi için temsilde farklı kişiliklere yer vermesinin söz konusu olduğu, bu durumda tüzel kişinin bağımsızlığının sınırlandığı ve organik bağ içinde olunan kişi ile özdeş kabul edildiği, bu anlamda tüzel kişilik hakkının kötüye kullanılması, kanuna karşı hile, işçiye zarar verme (haklarının alınmasını engelleme), tarafta muvazaa (hizmeti kendisine verdiği hâlde başka bir kişiyi kayıtta işveren olarak gösterme) ve namı müstear yaklaşımı nedeni ile dolaylı temsilin söz konusu olduğu, bu durumların söz konusu olduğu hâlde tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenlerin sorumlu tutulduğu, organik bağın ise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukukî ilişkinin tespitinden anlaşıldığı, somut uyuşmazlıkta, davacının davalı … yanında 01.06.2004-31.01.2012 tarihleri arasında THK Türk Kuşu Genel Müdürlüğüne ait işyerinde, 01.12.2012-31.07.2013 (01.02.2012-31.07.2013) tarihleri arasında THK Efes Hava Eğitim Merkezi Müdürlüğü’ne ait işyerinde, 01.08.2013-16.11.2016 tarihleri arasında ise davalı THK Uçuş Akademisi A.Ş.’ye ait işyerinde çalıştığı, 25.07.2013 tarihli “Muvafakatname” başlıklı belge ile davacının “Türk Hava Kurumu Türkkuşu Genel Müdürlüğüne bağlı bulunan Ankara, İstanbul ve İzmir Uçuş ve Eğitim Okullarının 01 Ağustos 2013 tarihinden geçerli olarak faaliyetlerine THK Uçuş Akademisi A.Ş. altında devam edecek olması nedeni ile 31 Temmuz 2013 tarihinde Türk Hava Kurumu ile ilişiğimin kesilerek 01 Ağustos 2013 tarihinden itibaren tüm özlük haklarım ve kıdemim ile birlikte THK Uçuş Akademisi A.Ş. eminde işe başlatılmam hususunda muvafakatım olduğunu kabul ve beyan ederim” şeklinde beyanda bulunduğu, 31 Temmuz 2013 tarihli Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığınca “…listede bildirilen personelin muvafakatnameleri doğrultusunda 31 Temmuz 2013 tarihinde Türk Hava Kurumu ile ilişiği kesilerek 01 Ağustos 2013 tarihi itibariyle tüm özlük hakları ve kıdemleri ile birlikte Türk Hava Kurumu Havacılık Vakfına bağlı bulunan Türk Hava Kurumu Uçuş Akademisi A.Ş. emrinde işe başlamaları uygun görülmüştür.” şeklindeki yazısı ile uçuş okullarının Türk Hava Kurumu Vakfına devredildiğinin görüldüğü, davalı … Uçuş Akademisi resmî web sayfasının incelenmesinde davalının diğer davalı … Başkanlığının kuruluşu olduğunun belirtildiği, davalı … Uçuş Akademisi A.Ş.’nin diğer davalı … bünyesinde kurulduğu, davalıların yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile ortaklarının bir kısmının da aynı kişiler olduğu, davacının başlangıçta davalı kurumun işçisi iken çalıştığı yer, yaptığı iş ve pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadan diğer davalı şirkette çalışmaya devam ettiği, Türk Hava Kurumu tarafından alınan kararların diğer davalı şirket tarafından da uygulandığı değerlendirildiğinde davalılar arasında hukukî ve organik bağ bulunduğu, bu duruma göre davalıların takibe konu alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
13. Direnme kararı davalı … ile katılma yoluyla davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
14. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemiyle açılan eldeki davada; davacı ile davalılar arasındaki ilişkinin hizmet akdinin devri niteliğinde kabul edilip edilemeyeceği ve davalıların sorumluluğunun buna göre belirlenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN
15. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce direnme adı altında verilen kararın yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE
16. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
17. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
18. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
19. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu ancak davalı … harçtan muaf olduğu hâlde diğer davalı ile birlikte harçtan sorumlu tutulduğundan bu hususun düzeltilmesinin gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
20. Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davalı … vekili tarafından temyizi üzerine Özel Dairece davalılar ile davacı arasındaki üçlü ilişkinin hizmet akdinin devri olarak kabulü ile davalıların sorumluluğunun buna göre belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
21. Bölge Adliye Mahkemesince verilen ilk kararda davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunun kabul edilmesine rağmen, direnme kararında; 25.07.2013 tarihli “Muvafakatname” başlıklı belge ile davacının “Türk Hava Kurumu Türkkuşu Genel Müdürlüğü’ne bağlı bulunan Ankara, İstanbul ve İzmir Uçuş ve Eğitim Okullarının 01 Ağustos 2013 tarihinden geçerli olarak faaliyetlerine THK Uçuş Akademisi A.Ş altında devam edecek olması nedeni ile 31 Temmuz 2013 tarihinde Türk Hava Kurumu ile ilişiğimin kesilerek 01 Ağustos 2013 tarihinden itibaren tüm özlük haklarım ve kıdemim ile birlikte THK Uçuş Akademisi A.Ş emrinde işe başlatılmam hususunda muvafakatım olduğunu kabul ve beyan ederim” şeklinde beyanda bulunduğu, 31 Temmuz 2013 tarihli Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığınca “…listede bildirilen personelin muvafakatnameleri doğrultusunda 31 Temmuz 2013 tarihinde Türk Hava Kurumu ile ilişiği kesilerek 01 Ağustos 2013 tarihi itibariyle tüm özlük hakları ve kıdemleri ile birlikte Türk Hava Kurumu Havacılık Vakfına bağlı bulunan …emrinde işe başlamaları uygun görülmüştür.” şeklindeki yazısı ile uçuş okullarının Türk Hava Kurumu Vakfına devredildiğinin görüldüğü, davalı … Uçuş Akademisi resmî web sayfasının incelenmesinde, davalının diğer davalı …’nın kuruluşu olduğunun belirtildiği, davalı … Uçuş Akademisi A.Ş.’nin diğer davalı … bünyesinde kurulduğu, davalıların yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile ortaklarının bir kısmının da aynı kişiler olduğu, davacının başlangıçta davalı kurumun işçisi iken çalıştığı yer, yaptığı iş ve pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadan diğer davalı şirkette çalışmaya devam ettiği, Türk Hava Kurumu tarafından alınan kararların diğer davalı şirket tarafından da uygulandığı hususları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalılar arasında hukukî ve organik bağ bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
22. Görüldüğü üzere Bölge Adliye Mahkemesince verilen ilk kararda davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesine yer verilmiş iken, direnme kararında dosyadaki diğer delillerin yanı sıra davalı … Uçuş Akademisi resmî web sayfasının da incelenmesi suretiyle davalılar arasında hukukî ve organik bağ bulunduğu gerekçesine yer verilmiştir.
23. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesinin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, ilk kararın gerekçesinde yer verilmeyen ve Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik gerekçe ile verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
24. Hâl böyle olunca, verilen bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
25. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı … ile katılma yoluyla davacı vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 17.11.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.