YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/617
KARAR NO : 2023/107
KARAR TARİHİ : 22.02.2023
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/901 E., 2021/966 K.
KARAR : Şikâyetin reddine
Taraflar arasındaki ihalenin feshi isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikâyetin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın şikâyet olunan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. TALEP
Şikâyetçi vekili; Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli ve 2017/723 Esas, 2018/418 Karar sayılı kararı ile Antalya ili, Alanya ilçesi, Telatiye Mahallesi 121 ada 35 parsel sayılı taşınmaz ile Saray Mahallesi 462 ada 62 parselde kayıtlı 6 numaralı bağımsız bölümün üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi üzerine taşınmazların satış dosyasında 24.06.2019 tarihinde yapılan birinci açık artırmada diğer hissedar …’a ihale edildiğini, her iki taşınmazın açık artırmasına başka bir kişinin katılmadığını, taşınmazların çok ucuza ihale edildiğini, satış ilanının tirajı 50.000’in üzerinde yurt çapında yayın yapan gazete ile ilan edilmediğini, Telatiye Mahallesinde satış ilanının yapılmadığını, kıymet takdiri ve satış ilanının tüm ilgililere tebliğ edilmediğini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 100 üncü maddesine yarar bilgilerin sorulduğunu ve cevabı gelmeden, ilgililere satış ilanı tebliğ edilmeden ihalenin yapıldığını, 121 ada 35 parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin KDV oranının %18 olmasına rağmen icra müdürlüğünce %8 olarak belirlenerek ihalenin başlangıç bedelinin de buna göre hesaplandığını, taşınmazların aynından doğan emlak vergisi borçlarının yüksek olduğunu ve her iki taşınmazın ihale bedellerinin 2004 sayılı Kanun’un 129 uncu maddesindeki şartları karşılamadığını, şartnamede mükellefiyetlerin gösterilmediğini, ihale tutanaklarına açık artırmaya başlama saatinin yazılmasına rağmen bitiş saatinin yazılmadığını ileri sürerek taşınmazların ihalesinin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Şikâyet olunan vekili; 2004 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesine göre ilanın basın yolu ile yapılmamasının fesih nedeni olmadığını, elektronik ortamda ilanın yapıldığını ve pey süren olmadığını, şikâyetçinin diğer iddialarının da yerinde olmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.12.2019 tarihli ve 2019/685 Esas, 2019/1430 Karar sayılı kararı ile; Özel Dairenin 22.12.2015 tarihli ve 2015/29091 Esas, 2015/32454 Karar sayılı kararında “Somut olayda, 08.01.2015 tarihli satış kararında, gazete ile ilana gerek olmadığına, e-ilanın yeterli olmasına karar verildiği, taşınmazın muhammen bedelinin 350.000TL olup 225.050TL’ye ihale edildiği, satışa iki kişinin katıldığı görülmekle ihaleye yeterli katılımın olmadığı, ilanın gerekli talep ve talibi artırmadığı, bu nedenle e-ilanın tek başına yeterli olmayıp gazete ile ilanın yapılmasının alakadarların menfaatine uygun olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, gazete ilanı yapılmadan yapılan ihalenin feshi gerekirken e-ilan ile yetinilerek yapılan ihalenin usule uygun olduğundan bahisle şikâyetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.” şeklinde içtihat oluşturulduğu, somut olayda satış memuru tarafından alınan satış kararında ilanın ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak ve Alanya Belediyesinde ilan yaptırmak suretiyle yapılmasına karar verildiği, 602.200,00 TL değer takdir edilen taşınmazın 311.000,00 TL’ye, 250.000,00 TL değer takdir edilen taşınmazın 131.000,00 TL’ye ihale edildiği, ihaleye yalnızca şikâyet olunan hissedarın katıldığı, Özel Dairenin içtihadı dikkate alındığında yapılan ilanın yetersiz olduğu ve ihaleye katılımı engellediği gerekçesi ile şikâyetin kabulü ile ihalelerin feshine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikâyet olunan vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.11.2020 tarihli ve 2020/926 Esas, 2020/2102 Karar sayılı kararı ile; satış ilanının Alanya Belediyesinde ve elektronik ortamda ilan edildiği, 2004 sayılı Kanunu’nun 126/son maddesi göndermesi ile taşınmaz satışlarında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 114 üncü maddesinde; “Satış açık artırma ile yapılır. Birinci ve ikinci artırmanın yapılacağı yer, gün ve saat daha önceden ilan edilir. İlanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra memurunca alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin olunur” hükmünün yer aldığı, her olayda taşınmazın takdir olunan kıymeti ve niteliği gözetilerek satış memurunun ilanla ilgili verilen kararının hâkimlikçe denetleneceği, her ihalenin gazetede ilanı zorunluluğu bulunmayıp, icra müdürlüğüne (satış memurluğuna) bu konuda her iki tarafın menfaati gözetilmek koşulu ile bir takdir yetkisi tanındığı, somut olayda satışı yapılan taşınmazların özellikleri dikkate alındığında her yöreden alıcısı çıkabilecek otel, fabrika veya benzeri nitelikte bir mal olmadıkları gibi değerleri itibariyle de satışın gazetede ilanının zorunlu olmadığı, günümüz şartlarında gazete yoluyla yapılan ilanların e-ilan yoluyla yapılan ilanlar ile karşılaştırıldığında ihaleye gireceklerin şehir ve ilçe bazında arama yaparak hangi tarihte nerede ihale yapılacağını e-ilan yöntemiyle öğrenmelerinin daha kolay ve pratik bir yol olduğu, e-ilan yöntemiyle daha geniş kitlelere duyuru yapılmasının usul ekonomisine ve tarafların çıkarlarına daha uygun olduğu (Özel Dairenin 21.01.2019 tarihli ve 2018/9450 Esas, 2019/587 Karar ile 12.09.2019 tarihli ve 2019/8662 Esas, 2019/12524 Karar sayılı onama kararları) ihaleye girmek isteyenlerin e-ilanları takip ettiği dikkate alınarak, yasada zorunlu olduğu belirtilmeyen gazete ilanının ihalenin feshi sebebi yapılmaması gerektiği, Özel Dairenin içtihatlarında otel, fabrika veya benzeri nitelikte olmayan taşınmazlar için gazete ilanının zorunlu olmadığının belirtilmesine rağmen şikâyet konusu daireler gibi taşınmazlar için gazete ilanının zorunlu olup olmadığı ”ihaleye katılan kişi sayısına göre” tespit edildiği, ihaleye bir kişi katılması hâlinde gazete ilanının gerektiği, ihaleye birden fazla kişinin katılması hâlinde gazete ilanının gerekmediğinin belirtildiği, bu ölçütün hukuki belirlilik ve önceden öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olduğu, şikâyetçi tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı ancak ihale bedelinin 2004 sayılı Kanun’un 129 uncu maddesinde yazılı koşulları uygun olmadığına yönelik iddiasının kamu düzenini ile ilgili olup re’sen dikkate alınması gerektiği, satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin % 50’si ile satış talep tarihinden satışın yapıldığı tarihe kadar yapılan masraflar ve kıymetin belirlenmesi için yapılan masrafların toplamını aşması gerektiği, taşınmazın aynından kaynaklanan emlak vergisinin satış masraflarının hesaplanmasında dikkate alınmayacağı, şikâyete konu taşınmazların muhammen bedellerinin %50’sini ve satış masraflarını aşar şekilde ihale edildiği, resen dikkate alınacak kamu düzenine aykırı bir durum tespit edilmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle ihalenin feshi talebinin reddine, 2004 sayılı Kanun’un 134 üncü maddesi gereğince toplam ihale bedeli olan 442.000,00 TL’nin %10′ u oranında (44.200,00 TL) para cezasının şikâyetçiden alınarak hazineye verilmesine oy çokluğu ile karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ İNCELEME SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikâyetçi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18.02.2021 tarihli ve 2021/702 Esas, 2021/1784 Karar sayılı kararı ile; “…Şikayetçinin sair fesih nedenlerinin yanı sıra gazete ilanının yapılmadığını ileri sürerek 24/06/2019 tarihli taşınmaz ihalelerinin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece ihalenin feshine karar verildiği, karara karşı ihale alıcısı hissedar tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, bölge adliye mahkemesince davanın reddi ile şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedildiği, kararın şikayetçi tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
Taşınırların satışına ilişkin İİK.nun 114/2. maddesinde; ilanın şeklinin, artırmanın tarzının, yer ve gününün ve gazete ile yapılıp yapılmayacağının icra memurluğunca alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin olunacağı belirtilmiş olup, aynı Kanunun 126/son maddesinde; 114. maddenin 2. ve 3. fıkralarının, taşınmazların satış ilanı hakkında da uygulanacağı öngörülmüştür.
Somut olayda, 21/05/2019 tarihli satış kararında; “Satışa çıkarılacak mal ilanının, ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak ve Alanya Belediyesinde ilan yaptırmak suretiyle yapılmasına” karar verildiği, satış ilanının belirtilen vasıtalarla ve elektronik ortamda ilan edildiği, taşınmazların muhammen bedelinin sırası ile 250.000 TL ve 602.200 TL olduğu, yine aynı sırası ile 131.000 TL ve 311.000 TL’ye ihale edildiği, satışa yalnızca diğer hissedarın katıldığı görülmekle, ihaleye yeterli katılımın olmadığı, ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı, bu nedenle yapılan ilanların yeterli olmadığı, gazete ile ilanın yapılmasının, alakadarların menfaatine uygun olacağı anlaşılmıştır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ihale alıcısının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle oy çokluğu ile direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde şikâyetçi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Şikâyetçi vekili, satış ilanının tirajı 50.000’in üzerinde yurt çapında yayın yapan gazete ile ilan edilmediğini, taşınmazın diğer hissedarı olan ihale alıcısı dışında başka kişilerin ihaleye katılmadığını, Telatiye Mahallesinde satış ilanının yapılmadığını, taşınmazların çok ucuza ihale edildiğini, satış ilanının ve kıymet takdir raporunun ilgililere tebliğ edilmediğini, 2004 sayılı Kanun’un 100 üncü maddesine yarar bilgilerin sorulduğunu ve cevabı gelmeden satış kararı alınarak ihalenin yapıldığını, 121 ada 35 parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin KDV oranının %18 olmasına rağmen icra müdürlüğünce %8 olarak belirlenerek ihalenin başlangıç bedelinin de buna göre hesaplandığını, taşınmazların aynından doğan emlak vergisi borçlarının yüksek olduğunu ve her iki taşınmazın ihale bedellerinin 2004 sayılı Kanun’un 129 uncu maddesindeki şartları karşılamadığını, şartnamede mükellefiyetlerin gösterilmediğini, ihale tutanaklarına açık artırmaya başlama saatinin yazılmasına rağmen bitiş saatinin yazılmadığını, bölge adliye mahkemesince hükmedilen para cezasının kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda yapılan ilanların yeterli olup olmadığı, gazete ile ilanın yapılmasının alakadarların menfaatine uygun düşüp düşmediği, buradan varılacak sonuca göre ihalenin feshinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 114 üncü maddesinin ikinci fıkrası “İlanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmıyacağı icra memurluğunca alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin olunur.” hükmünü,
Aynı maddenin üçüncü fıkrası ise “İlanın yurt düzeyinde yayımlanan bir gazete ile yapılmasına karar verilmesi halinde bu ilan satış talebi tarihinde tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biriyle yapılır.” hükmünü içermektedir.
Aynı Kanun’un 126 ncı maddesinin son fıkrası ise “114 üncü maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları taşınmazın satış ilanı hakkında da uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2. Değerlendirme
1. Uyuşmazlığın çözümü için yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 322 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hâllerde, hâkim satış için bir memur görevlendirir. Taşınır ve taşınmaz malların satışı 2004 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılır.
3. İpotekli veya hacizli taşınmazlar, satış talebi üzerine yalnız açık artırma yolu ile satılır. Burada söz konusu olan 2004 sayılı Kanun’a göre yapılan cebri açık artırma ile satıştır. Açık artırma yolu satışı, yeri, zamanı ve koşulları önceden belirlenerek, hazır olanlar arasından en yüksek bedeli öneren ile yapılan satıştır (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 642).
4. Cebri açık artırma hazırlık dönemi içinde satış (artırma) için gerekli bütün hazırlık işlemleri yapılır. Bu işlemler artırmanın ilanı, artırma şartnamesinin düzenlenmesi ve mükellefiyetlerin tespitidir. Satış talebini alan icra dairesi, bir taraftan artırmanın şartlarını tespit ederken, diğer taraftan artırmayı ilân eder [(2004 sayılı Kanun md. 126-127) (Kuru, s. 644)].
5. Satış istemi üzerine, icra (satış) memuru artırmanın açık ve genel olmasını sağlamak, artırma şartnamesinin hazırlanmasında gerekli olabilecek bilgileri elde edebilmek için artırma gününden en az bir ay önce satış (artırma) ilanı yapar [(2004 sayılı Kanun md. 126/1) (Ramazan Arslan, İcra İflas Hukukunda İhale ve İhalenin feshi, Ankara 1984, s. 45-46)].
6. Satış ilânının ne şekilde yapılacağını, artırmanın tarzı, yeri ve gününü ve ilânın gazete ile yapılıp yapılmayacağını icra müdürü takdir ve tespit eder. İcra müdürü, bunu yaparken, ilgililerin menfaatlerine en uygun düşen şekli bulup uygulamalıdır (2004 sayılı Kanun md. 114/2, c. 1); aksi hâlde ihalenin feshi istenebilir (Arslan, s. 46; Kuru, s. 618).
7. İcra takibinin amacı alacağın tahsili olup, cebri satış buna hizmet eden safhalardan biridir. İhaleye katılımın fazla olması ve yüksek bedelle ihale yapılması hissedarların yararınadır.
8. Somut olayda; şikâyet konusu Antalya ili, Alanya ilçesi, Telatiye Mahallesi , 121 ada 35 parsel, 577 m2 yüzölçümlü betonarme bina ve arsası vasıflı taşınmazın ½ hissesi şikâyetçi …, ½ hissesi ise şikâyet olunan Elif (Yücel) Alan adına kayıtlıdır. Şikâyet konusu Antalya ili, Alanya ilçesi, Saray Mahallesi, 462 ada 62 parsel, 6 numaralı bağımsız bölüm mesken vasıflı olup, ½ hissesi şikâyetçi …, ½ hissesi ise şikâyet olunan Elif (Yücel) Alan adına kayıtlıdır.
9. 21.05.2019 tarihli satış kararında “2- Satışa çıkarılacak mal ilanının ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak ve Alanya Belediyesinde ilan yaptırmak suretiyle yapılmasına” karar verilmiştir. Satış ilanı 21.05.2019 tarihinde ilan panosuna asılmış, elektronik ortamda da ilan edilmiştir.
10. Şikâyet konusu 121 ada 35 parsel sayılı taşınmaz 602.200,00 TL muhammen bedelli olup, 24.06.2019 tarihli birinci açık artırmada 311.000,00 TL bedelle diğer hissedar … vekiline ihale edilmiştir. Şikâyet konusu 6 numaralı bağımsız bölüm 250.000,00 TL muhammen bedelli olup, 24.06.2019 tarihli birinci açık artırmada 131.000,00 TL bedelle diğer hissedar … vekiline ihale edilmiştir.
11. Şikâyet konusu ihalelere sadece diğer hissedarın vekili pey sürmüş olup, taşınmazlar tek katılımcı ile düşük bedelle ihale edilmiştir. Zarar unsurunun oluşması yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu, ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığını, ilandan beklenen menfaatin gerçekleşmediğini göstermektedir.
12. O hâlde gazete ile ilanın yapılması alakadarların menfaatine uygun olup, açık artırma ilanı gazete ile ilan edilmediğinden ihalenin feshi gerekir.
13. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.
14. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Şikâyetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 5311 sayılı Kanun ile değişik 2004 sayılı Kanun’un 364 üncü maddesinin ikinci fıkrasının göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine,22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.