Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2021/565 E. 2022/1942 K. 28.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/565
KARAR NO : 2022/1942
KARAR TARİHİ : 28.12.2022

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

1. Taraflar arasındaki “Kurum işleminin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda … Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda karar bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı istemi:
4. Davacı vekili, müvekkilinin …’da faaliyet gösteren … Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, davalı …’nın (Kurum) 09.12.2014 tarihli yazısı ile üç adet reçetede medula sistemine kaydedilen ilaçların etken maddelerinin miktar olarak yanlış girildiği ve bu şekilde fazla fatura edildiği gerekçesiyle Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2012 yılı Protokolü’nün 5.3.9 maddesi gereğince, bir kez uyarılma ve 49.912,80TL cezaî şart ile 4.3.6. maddesi gereğince 4.991.28TL reçete bedelinin tahsiline karar verildiğinin belirtildiğini ancak Kurum işleminin yasal mevzuata aykırı olduğunu, daha önce bu konuda … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/409 E. sayılı dosyası ile cezaî işlemin iptaline karar verildiğini ve kararın Yargıtay tarafından onandığını ileri sürerek Kurum işlemin iptaline ve müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabı:
5. Davalı vekili, … mahkemelerinin yetkili, idare mahkemelerinin görevli olduğunu, Kurum işleminin protokole ve bu konudaki yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. … Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.10.2015 tarihli ve 2015/77 E., 2015/427 K. sayılı kararı ile; mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemelerin … asliye hukuk mahkemeleri olduğuna karar verilmiş; kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi ve talep üzerine dosya … asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
7. … Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.11.2016 tarihli ve 2015/566 E., 2016/474 K. sayılı kararı ile; benimsenen bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere, davacının bir kısım hastaların reçetelerini Medula sistemine girerken reçetede yazılı üç adet ilacın etken maddesinin gramajının sisteme girilmesi gerekirken ilacın tüm gramajının yazılması suretiyle yanlış girildiği (… krem 60 gram içinde olması gereken etken maddesi Tretinoin 0.05 gram şeklinde iken ve Kuruma Tretinoin 0.05 gram üzerinden fatura edilmesi gerekirken etken maddesi 60 gram olarak girilmiştir) ve bu surette Kuruma fazla fatura edildiği, bu durumda davacı hakkında yapılan işlemlerin, Türk Eczacıları Birliği ile Kurum arasında düzenlenen 2012 yılı Protokolünün 5.3.9, 4.3.7 ve 4.3.6 maddelerine ve bu konudaki yasal mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
8. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
9. … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 06.04.2017 tarihli ve 2017/411 E., 2017/386 K. sayılı kararı ile; davalı Kurumun gerek 11.07.2014 tarih, gerekse 09.12.2014 tarihli yazılarında hatalı kayıt yapıldığının belirtildiği, bir başka ifade ile somut olayın “sehven” gerçekleştiğini tespit ve kabul ettiği, cezaî şart kararı verilmeden önce davacının da medula sistemine sehven yanlışlıkla giriş yaptığını davalı SGK’ya bildirdiği, madde metninden eczacı tarafından bildirim yapılması ve davalı Kurum tarafından inceleme ya da araştırma sonucunda bu durumun tespit edilmesinin yeterli kabul edildiği, eczacının öncelikle bildirim yapacağına dair bir düzenlemenin bulunmadığı, dava konusu reçetelere konu kremin içindeki etken maddenin gramajı yerine kremin gramajının medula sistemine girilmesi nedeniyle de işlemin sehven yapıldığı kanaatine varıldığı, hâl böyle olunca 2012 yılı Protokolünün 5.3.9 maddesinin somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
10. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
11. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 17.09.2020 tarihli ve 2020/747 E., 2020/4301 K. sayılı kararı ile; “…1-Davalı kurumun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava; davalı kurum tarafından davacı eczacı hakkında 2012 yılı Eczane Protokolü’nün 5.3.9 maddesine göre düzenlenen cezaî işlemin iptali ile aynı protokolün 4.3.6. maddesi gereğince cezaya sebep olan reçete bedeli nedeniyle borcu bulunmadığının tespitine ilişkindir.
Somut olay ile, … ilaçların davalı kuruma yüksek bedelle fatura edilmesi nedeniyle ülke çapında başlatılan soruşturma kapsamında, davacı tarafça üç adet farklı tarihteki reçetenin gerçeğe aykırı olarak provizyon sistemine kaydının yapılarak kuruma fatura edildiğinin tespit edilmesi üzerine 2012 yılı Eczane Protokolü’nün 5.3.9. maddesi gereğince davacı aleyhine uygulanan cezai şart ile aynı protokolün 4.3.6. maddesi uyarınca tahsili talep edilen reçete bedeline dair işlemin iptali talep edilmektedir.
Davaya konu 2012 yılı Protokolü’nün 5.3.9 maddesi; “Kurumca yapılan incelemeler neticesinde provizyon sistemine gerçeğe aykırı reçete kaydı yapılarak Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 2 yıl süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak bu durumun sehven yapıldığının eczacı tarafından bildirilmesi ve Kurumca yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda tespit edilmesi durumunda bu hüküm uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu maddenin lafzından açıkça anlaşılacağı üzere, provizyon sistemine hatalı kayıt yapıldığı takdirde hatalı yapılan işlemin eczacı tarafından kuruma bildirilmesi, Kuruma bildirildikten sonra Kurumca yapılan inceleme ve/veya araştırmada hatalı işlemin sehven yapıldığının tespit edilmesi halinde söz konusu cezai işlemin uygulanmayacağı yönündedir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı kurumun 11.07.2014 ve 09.12.2014 tarihli yazıları, davacı eczacının işleminin davalı kurum tarafından “sehven” gerçekleştirildiği şeklinde kabul ve tespit edildiği yönünde değerlendirilmeye alınmış ise de; 11.07.2014 tarihli yazı ile, cezai şarta konu olay nedeniyle davacı eczacıdan yazılı bilgi istenildiği, 09.12.2014 tarihli yazının ise; cezai şartın uygulanması yönünde olduğu, işlemin sehven yapıldığının kabul edildiğine dair anlatımda bulunulmadığı görülmüştür.
Ayrıca, davacı tarafça yapılan hatalı işlemin, davaya konu ilacın ilaç maliyetlerinin aşırı derecede artması üzerine ilacın içerik, kullanım süresi, formülasyon uygunluğu ve hesabı yönünden Kurumca başlatılan inceleme sonucu ortaya çıktığı da nazara alındığında Bölge Adliye Mahkemesince davacının işleminin sehven yapıldığına dair kanaate ulaşılması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, davacı tarafça farklı tarihlerdeki 3 farklı reçetede aynı hatanın yapılması, hatanın Kurumca başlatılan inceleme sonucunda ortaya çıkması ve cezai şartın uygulanmayacağına ilişkin hükmün somut olayda gerçekleşmemesi durumu birlikte değerlendirildiğinde Kurumun yaptığı işlemin sözleşme hükümlerine uygun olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
12. … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 17.02.2021 tarihli ve 2020/1922 E., 2021/324 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesinin yanında, Kurum işleminin doğru kabul edilebilmesi için davacının kasıtlı olarak gerçeğe aykırı reçete kaydı yaptığının dosya kapsamı ile sabit olması gerektiği, anılan maddenin, yapılan hatanın sadece eczacı tarafından farkedilmesi hâlinde ceza verilmeyeceği şeklinde dar yorumlanmasının, maddenin yapılan hatanın cezalandırılmaması amacına aykırı olduğu, ayrıca sözleşme metnini kaleme alan tarafın davalı olması ve hatalı kayıtlara davalı tarafından denetlenen ve yönetilen medula sisteminin onay vermesi dikkate alındığında, davacı eczacı aleyhine bir yorum yapılmasının da hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı, yapılan hataların eczacılar tarafından farkedilmemesi durumunda eczacıların kasıtlı olarak gerçeğe aykırı reçete kaydı yapmış gibi cezalandırılmaları hâlinde iş yapamaz hâle gelecekleri, bu bağlamda, hatalı işlemin Kurumca başlatılan inceleme sonucu ortaya çıkması durumunda işlemin sehven yapılmadığı sonucuna varılamayacağı gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
13. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacı eczacı tarafından medula sistemine ilacın içerisindeki etken maddenin yanlış girilmesinin 2012 yılı Protokolü’nün 5.3.9 maddesi kapsamında sehven yapıldığının kabul edilip edilemeyeceği, buradan varılacak sonuca göre Kurum işleminin iptali yönündeki mahkeme kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
15. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle işleme konu Protokol maddesinin irdelenmesi ve somut olayda bu hükmün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının ortaya konulması gerekmektedir.
16. Davalı Kurum, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 73. maddesi çerçevesinde, Kurum sigortalılarının ilaç ihtiyaçlarının karşılanması için Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç ve tıbbî malzeme teminine ilişkin protokoller imzalamıştır.
17. Davacıya ait eczane de bu çerçevede Kurum sigortalılarına hizmet vermektedir.
18. İptali istenen cezaî işleme konu reçetenin faturalandırıldığı tarihte geçerli olan 2012 yılı Eczane Protokolünün 5.3.9. maddesi “…Kurumca yapılan incelemeler neticesinde Provizyon sistemine gerçeğe aykırı reçete kaydı yapılarak Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 2 (iki) yıl süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak bu durumun sehven yapıldığının eczacı tarafından bildirilmesi ve Kurumca yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda tespit edilmesi durumunda bu hüküm uygulanmaz…” hükmünü içermektedir.
19. Yine aynı Protokolün 4.3.6. maddesi ise; “…Protokolün (5.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedelleri ödenmez. Kurumca yapılan yersiz ödemeler varsa, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte eczacının Kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir. Eczacının alacağının yersiz ödeme tutarını karşılamaması veya alacağının olmaması halinde, genel hükümlere göre tahsil edilir” şeklindedir.
20. Davalı Kurumun davacıya gönderdiği 11.07.2014 tarihli yazıda 10.09.2012, 11.09.2012 ve 12.09.2012 tarihli reçetelerin medula eczane sistemine kaydı sırasında Tretinoin etken maddesinin hatalı şekilde 60 gr olarak giriş yapıldığının ve yapılan hatalı kayıt sebebiyle bahse konu … ilaçların tutarlarının Kuruma fazla fatura edildiğinin tespit edildiği belirtilerek konu ile ilgili açıklamanın gönderilmesi talep edilmiş; davacının 05.08.2014 tarihli cevabi yazısında ise reçetenin medulaya kaydı sırasında sehven yanlış giriş yapıldığı belirtilmiştir.
21. Davalı Kurumun 09.12.2014 tarihli yazısıyla; 2012 yılı Protokolünün 5.3.9. maddesine aykırı davranıldığı gerekçesiyle davacının birinci kez uyarılmasına ve 49.912,80TL cezaî şart ile protokolün 4.3.6. maddesi gereğince 4.991,28TL reçete bedelinin faizi ile birlikte davacıdan tahsiline karar verildiği bildirilmiştir.
22. Davacı bu bildirim üzerine açtığı eldeki dava ile Kurum işleminin iptaline ve davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
23. Davacı her ne kadar, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/409 E. sayılı dosyası ile daha önce bu konudaki cezaî işlemin iptaline karar verildiğini belirtmiş ise de, davalının davacıya yönelik 25.12.2014 tarihli yazısında da belirttiği gibi, eldeki davadaki cezaî işlem ilk kez uygulanmıştır. Anılan Mahkeme kararının ise farklı reçetelere ilişkin ve somut olaydaki durumun aksine hazırlanan majistral ilaçlarda kullanılan etken maddesinin medula sistemine daha az şekilde girilmesine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
24. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davaya konu cezaî işlemin dayanağı olan madde hükmü, provizyon sistemine hatalı kayıt yapıldığı takdirde hatalı yapılan işlemin eczacı tarafından kuruma bildirilmesi, Kuruma bildirildikten sonra Kurumca yapılan inceleme ve/veya araştırmada hatalı işlemin sehven yapıldığının tespit edilmesi hâlinde söz konusu cezaî işlemin uygulanmayacağı yönündedir.
25. Somut olayda, madde hükmünde amaçlananın aksine, incelemeyi ilk davalı Kurum başlatmış, yapılan hatanın tespiti üzerine davacı eczane işlemin sehven yapıldığını belirtmiştir.
26. Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen davalı Kurum yazıları ele alındığında; 11.07.2014 tarihli yazı ile cezaî şarta konu olay nedeniyle davacı eczacıdan yazılı bilgi istenildiği, 09.12.2014 tarihli yazının ise cezaî şartın uygulanması yönünde olduğu, işlemin sehven yapıldığının kabul edildiğine dair anlatımda bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
27. Fazla faturalandırmanın yapıldığı, davalı Kurum tarafından yapılan inceleme neticesinde ortaya çıkarılmamış olsaydı, davacı lehine davalı aleyhine bir zenginleşmenin oluşacağı aşikardır.
28. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
29. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Aynı Kanun’un 373/2. maddesi gereği dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.12.2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.