Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2021/464 E. 2021/1560 K. 02.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/464
KARAR NO : 2021/1560
KARAR TARİHİ : 02.12.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karara yönelik davalı … Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddine dair karar davalı belediye vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, ilk derece mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı belediye vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin Isparta ili, İstiklal 2 Mahallesi 3 ada 56 parsel sayılı bağ vasfında taşınmazın maliki olduklarını, taşınmazın 1022,26 m2’sinin tapunun 04.09.1986 tarihli ve 3412 yevmiye numarası ile bedelsiz olarak yola terk edildiğini, yola terk edilen kısmın … Encümeninin 16.09.2014 tarihli ve 9255 numaralı kararı ile İstiklal 2 Mahallesi 2296 ada 266 parsel olarak … adına ihdasen tescil edildiğini, bu ihdasen tescil işlemi ile aynı tarih ve yevmiye numaralı işlem ile 2296 ada 266 numaralı parsel, imar uygulaması ile … adına 2295 ada 2 parsel numarasında tapu siciline arsa vasfı ile tescil edildiğini, davalı Belediyenin arsa hâline getirdiği bu taşınmazı Isparta Belediye Meclisinin 11.12.2015 tarihli ve 256 sayılı kararı ile kat karşılığı konut yapılmak üzere ihale edilmesine karar verildiğini, müvekkillerinin yola terk ettikleri 1022,26 m2 taşınmazın tamamının davalı tarafından amacı dışında tasarruf edildiğini belirterek dava konusu Isparta ili, İstiklal 2 Mahallesi 2295 ada 2 parsel numaralı taşınmazın 1022,26 m2’lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; 1986 yılında imar düzenlemesine bağlı olarak yapılan parselasyon sonunda 1022,26 m2’lik bölümün maliklerinin muvafakatı ile bu tarihteki imar durumuna göre yola terk edilmiş bulunduğunu, sonradan imar durumunun değişmiş olduğunu ileri sürerek eski malikler tarafından taşınmazın terk edilen bölümünün geri istenemeyeceğini, taşınmazlarının imar uygulaması ile büyük bir değer kazandığını, bu kazanıma rağmen bedelsiz terk edilen bölümün tapusunu istemelerinin haksızlık olacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin Kararı:
6. Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.02.2019 tarihli ve 2016/14 E. 2019/64 K. sayılı kararı ile; davacı tarafından dosyaya sunulan Anayasa Mahkemesinin 09.03.2017 tarihli ve 2014/11994 başvuru numaralı tarihli kararında yol şartıyla belediyeye terk edildikten sonra imar planında değişiklik yapılarak konut alanına dönüştürülen taşınmazın iadesi yolunda meşru beklenti sahibi olan önceki maliklerine iade edilmemesinin mülkiyet hakkına müdahale oluşturduğunun belirtildiği, derece mahkemelerinin başvuru konusu somut olay ve kişi bakımından artık başka türlü karar vermesine olanak bulunmadığı, bu bakımdan benzer uygulamalarda, bireysel başvuru konusu yapılması hâlinde Yüksek Mahkemece, hak ihlalinin tespit edileceği ve ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunun açılacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak İstiklal 2 Mahallesi, 2295 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1022,26 m²’lik (1022,26/5000.01 pay) kısmın iptali ile davacılar adına eşit hisse oranları ile tapuya tesciline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
7. İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
8. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 22.11.2019 tarihli ve 2019/583 E. 2019/1415 K. sayılı kararı ile; “…Somut olayda, davacı taraf yol şartı ile bağışladıkları taşınmazın yol dışında bir amaçla kullanıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır. Anayasanın 35. Maddesi 1. Fıkrasında; “Herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.” hükmü düzenlenerek mülkiyet hakkını güvenceye almıştır. Davacıların yola terk iradelerini açıkladıkları tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nun 244 mad. 3. Fıkrasında; Şarta bağlı bağışlarda, bağışlananın haklı bir sebebi olmaksızın bağış şartını yerine getirmemesi halinde bağışlayanın bağışladığı şeyi geri isteyebileceği düzenlenmiştir. Dava konusu taşınmaz davalı belediye tarafından konut alanına dönüştürülmüş olup, bağış şartının yerine getirilmemesi nedeniyle dava konusu taşınmazın ifrazının da mümkün olduğu…” gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince 29.06.2020 tarihli ve 2020/622 E. 2020/4132 K. sayılı kararı ile; “…2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun “İmar mevzuatı uygulanan veya özel parselasyon yapılan yerler” başlıklı 35. maddesi hükmü gereğince; imar mevzuatı gereğince düzenlemeye tabi tutulan parsellerden düzenleme ortaklık payı karşılığı olarak bir defaya mahsus alınan yol, yeşil saha ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan yerlerle, özel parselasyon sonunda malikinin muvafakati ile kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamaz ve karşılığı istenemez.
Somut olaya gelince; dava konusu 3 ada 56 parsel sayılı taşınmazın bağ vasfı ile davacılar adına kayıtlı olduğu, davacıların ifraz talebiyle davalı Belediye’ye başvurmaları sonucu Belediye Encümeninin 21.03.1986 tarih 663 sayılı kararı ile “…56 parselin paftasında gösterilen şekilde yola giden kısımlarının bedelsiz terkin şartı ile 5 parsele ifrazına…” karar verildiği, Encümen kararı doğrultusunda davacılar tarafından imzalanmış 01.08.1986 tarihli “Yola terk beyanı” verildiği ve 04.09.1986 tarihli tescil beyannamesi ile taşınmazın 1029,00 m2’sinin yola terkinin yapıldığı, yola terki yapılan bir taşınmaz üzerinde 16.09.2014 tarihli imar uygulaması ile 2296 ada 266 parsel sayılı taşınmazın oluşturulduğu ve ihdas tescil sebebiyle davalı belediye adına 14.11.2015 tarihinde tapuya tescil edildiği ve aynı tarihli 18. madde uygulaması ile de 2295 ada 2 parsel sayılı taşınmazın arsa vasfı ile davalı belediye adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından imzalı, 01.08.1986 tarihli, yola terk beyanı incelendiğinde davacıların yola terk edilen kısımla ilgili koşullu bağışı bulunmadığından belediyenin değişen şartları gözeterek “Yol” için ayırdığı alanı özel mülke konu etmesi belediye çalışması kapsamında tasarruf işlemidir.
O halde mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli ve 2020/360 E. 2020/434 K. sayılı kararı ile; davacıların, dava konusu taşınmazda yol olarak bedelsiz terk ettikleri ancak Belediyenin kamuya ayrılan bu yerlerde imar plan değişikliği yaparak bir kısım alanı konut alanına dönüştürüp, Belediyenin özel mülkü hâline getirdiği, amme menfaatlerinin gözetilmesindeki kamusal yarar ile bireyin mülkiyet hakkının korunmasındaki bireysel yarar arasında kurulması gereken makul dengenin malik aleyhine orantısız bir biçimde bozulduğu, Belediyenin bedelsiz olarak aldığı taşınmazları iade etmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taşınmazda ifraz uygulaması yapılması karşılığında bir kısım payın yola terk edilmesinden sonra, yol alanının ihdas ve imar uygulaması ile özel mülkiyete dönüştürülmesinden kaynaklanan mülkiyetin iadesine yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkin eldeki davada, mülkiyetin iadesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE
14. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin ve kavramların açıklanmasında yarar vardır.
15. 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 21. maddesinin 1. fıkrası “Köy ve belediye sınırları içinde kapanmış yollarla yol fazlaları köy veya belediye namına tescil olunur.” hükmünü içermektedir. Bu hüküm gereğince plan değişikliği ya da benzeri nedenlerle bir yolun kapanması ya da bazı bölümlerinin yol olmaktan çıkarılması durumunda bu şekilde açığa çıkan taşınmazların belediye ya da köy sınırları içinde bulunması hâlinde bu tüzel kişilikler adına tescil edilmesi gerekmektedir.
16. Anayasa Mahkemesi’nin 17.03.2012 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan 2011/23 E. 2012/3 K. sayılı kararı ile, idarenin yeni bir kararla bu taşınmazları kamu yararına tahsis ederek kamu malına dönüştürebileceği, aynı şekilde İmar Kanunu’nun 18. maddesi gereği parsellerin yeniden düzenlenmesinde eski yol parçalarını özel kişilerin arsaları ile birleştirebileceği, malikin rızasıyla yola terk etmesi durumunda bir bağışlamanın söz konusu olduğu ve bağışlamanın şarta bağlı olarak yapılabileceği, eğer malikin bağışladığı taşınmazın yol dışında başka bir amaç için kullanılmasını istemiyorsa şarta bağlı bağışlama yapma imkânına sahip olduğu gerekçeleri ile 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 21. maddesinin Anayasaya aykırı olmadığına karar verilmiştir.
17. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 17. maddesinde “Belediye veya valilik, kendi malı olan veya imar planlarının tatbiki sonucu kamulaştırmadan artan parçalarla, istikameti değiştirilen veya kapanan yol ve meydanlarda hasıl olan sahalardan müstakil inşaata elverişli olmayan parçaları, bitişiğindeki arsa veya bina sahibine bedel takdiri suretiyle satmak, gayrimenkul sahiplerinin yola giden yerlerden dolayı tahakkuk eden istihkaklarını bedel takdiri suretiyle değiştirmek ve komşu gayrimenkul sahibi takdir edilen bedelle satın almaktan imtina ederse, şüyulandırıp satmak suretiyle imar planına uygunluğunu temin eder.
Bunlardan müstakil inşaata elverişli olanları, kamu yararı için, belediye veya valilikçe yeri alınan şahısların muvafakatları halinde istihkaklarına karşılık olarak bedel takdiri ve icabında denklik temini suretiyle değiştirmeye belediye ve valilik yetkilidir.
Ayrıca belediye veya valilikler ile şüyulu olan müstakil inşaat yapmaya müsait bulunan imar parsellerinde, belediye veya valilikler, hisselerini parselin diğer hissedarlarına bedel takdiri suretiyle satmaya, ilgililer satın almaktan imtina ederse, şüyuun izalesi suretiyle sattırmaya yetkilidir.
Bu maddeye göre bedel takdirleri ve bu bedellere itiraz şekilleri 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yapılır” hükmü öngörülmüştür.
18. Aynı Kanun’un 18. maddesinde de “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme alanındaki nüfusun kentsel faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan umumi hizmet alanlarının tesis edilmesi ve düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırk beşini geçemez. ((1) Bu fıkrada yer alan “otuzbeşini” ibaresi, 3/12/2003 tarihli ve 5006 sayılı Kanunun 1 inci madddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir. (2) 4/7/2019 tarihli ve 7181 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle bu fıkraya “saha,” ibaresinden sonra gelmek üzere “düzenleme alanındaki nüfusun kentsel faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan umumi hizmet alanlarının tesis edilmesi ve” ibaresi eklenmiş, fıkrada yer alan “kırkını” ibaresi “kırk beşini” şeklinde değiştirilmiştir.)
Değişik fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerler ile bölgenin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretime yönelik eğitim tesis alanları, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesis alanları, pazar yeri, semt spor alanı, toplu taşıma istasyonları ve durakları, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, su yolu, resmî kurum alanı, mezarlık alanı, belediye hizmet alanı, sosyal ve kültürel tesis alanı, özel tesis yapılmasına konu olmayan ağaçlandırılacak alan, rekreasyonalanı olarak ayrılan parseller ve mesire alanları gibi umumi hizmet alanlarından oluşur ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz. Düzenlemeye tabi tutulan alan içerisinde bulunan taşkın kontrol tesisi alanlarının, bu fıkrada belirtilen kullanımlar için düzenleme ortaklık payı düşülmesini müteakip kalan Hazine mülkiyetindeki alanlardan karşılanması esastır. Ancak taşkın kontrol tesisi için yeterli alanın ayrılamaması durumunda, düzenleme ortaklık payının ikinci fıkrada belirtilen oranı aşmaması şartıyla, düzenlemeye tabi diğer arazi ve arsaların yüz ölçümlerinden bu fıkradaki kullanımlar için öncelikle düzenleme ortaklık payı ayrıldıktan sonra ikinci fıkrada belirtilen orana kadar taşkın kontrol tesisi için de ayrıca pay ayrılır. Kapanan imar ve kadastro yollarının öncelikle düzenleme ortaklık payına ayrılan toplam alandan düşülmesi esastır.
(Ek fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Üçüncü fıkrada belirtilen, bölgenin ihtiyacına ayrılan alanlardan belediye hizmetleri ile ilgili olanlar bu amaçlarla kullanılmak kaydıyla ilgili belediyesi adına, diğer alanlar ise imar planındaki kullanım amacı doğrultusunda bu amacı gerçekleştirecek olan idareye tahsis edilmek üzere Hazine adına tescil edilir.
(Değişik fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, üçüncü fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar, tescil harici alanlardan veya muvafakat alınmak kaydıyla; kamuya ait taşınmazlardan ya da Hazine mülkiyetindeki alanlardan karşılanır. Bu yöntemlerle karşılanamaması hâlinde belediye veya valilikçe kamulaştırma yoluyla tamamlanır.
Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.
(Değişik fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Bu madde hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaması esastır. Ancak, her türlü imar planı kararı ile yapılaşma koşulunda ve nüfusta artış olması hâlinde, artış olan parsellerden, uygulama sonucunda oluşan değerinin önceki değerinden az olmaması kaydıyla, ilk uygulamadaki düzenleme ortaklık payı oranını % 45’e kadar tamamlamak üzere ilave düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılabilir.
(Ek fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Parselasyon planı yapılmadan ifraz ve tevhit edilerek tescil edilen parsellerden, imar planında umumi hizmet alanlarına rastladığı için terk edilen veya bağışlanan alanların toplam parsel alanına oranı, yeni yapılacak parselasyon planındaki düzenleme ortaklık payı oranına tamamlayan farkı kadar düzenleme ortaklık payı alınabilir.
(Ek fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Belediye veya valiliğin; parselasyon planlarını, imar planlarının kesinleşme tarihinden itibaren beş yıl içinde yapması ve onaylaması esastır. Parselasyon planı yapmamaları sebebiyle doğacak her türlü kamulaştırma iş ve işlemlerinden belediyeler veya valilikler sorumludur.
(Ek fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Mevcut yapılar nedeniyle parsellerden düzenleme ortaklık payı alınamadığı hâllerde bu payın miktarı, düzenlemenin gerçekleştirilebilmesi için yapılacak kamulaştırmada kullanılmak üzere bedele dönüştürülebilir.
(Ek fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Bedel takdiri 2942 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen bedel tespiti esasları da gözetilerek 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre lisans almış gayrimenkul değerleme uzmanları veya ilgili idare takdir komisyonlarınca raporlandırılarak tespit edilir. Tespit edilen bedel tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilir ve bu bedelin tamamı ödeme tarihinde, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında güncellenmek suretiyle ödenmedikçe devir yapılamaz, yapı ruhsatı verilemez. Bedelin tamamen ödenmesi hâlinde taşınmaz maliki ya da idarenin talebi üzerine terkin edilir.
(Ek fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Düzenleme sonucu taşınmaz maliklerine verilecek parseller; öncelikle düzenlemeye alınan taşınmazın bulunduğu yerden, mümkün olmuyor ise en yakınındaki eşdeğer alandan verilir.
(Ek fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Düzenleme alanında bulunan imar adalarında, asgari parsel büyüklüğünü karşılamak kaydıyla, imar uygulama alanında kalan hisseli arsa ve araziler; hisse sahiplerinin muvafakati hâlinde veya fiilî kullanım esasına göre müstakil hâle getirilebilir.
(Ek fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Uygulama imar planında hüküm bulunmaması hâlinde yönetmelikte belirlenen asgari parsel büyüklüklerinin altında parsel oluşturulamaz.
(Değişik fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan alanlardaki ağaçlar/yapılar, belediye veya valilikçe bedeli/enkaz bedeli ödenerek sökülür ve yıkılır.
Düzenlenmiş arsalarda bulunan yapılara, ilgili parsel sahiplerinin muvafakatları olmadığı veya plan ve mevzuat hükümlerine göre mahzur bulunduğu takdirde, küçük ölçüdeki zaruri tamirler dışında ilave, değişiklik ve esaslı tamir izni verilemez. Düzenlemeye tabi tutulması gerektiği halde, bu madde hükümlerinin tatbiki mümkün olmayan hallerde imar planı ve yönetmelik hükümlerine göre müstakil inşaata elverişli olan kadastral parsellere plana göre inşaat ruhsatı verilebilir.
Bu maddenin tatbikinde belediye veya valilik, ödeyecekleri kamulaştırma bedeli yerine ilgililerin muvafakatı halinde kamulaştırılması gereken yerlerine karşılık, plan ve mevzuat hükümlerine göre yapı yapılması mümkün olan belediye veya valiliğe ait sahalardan yer verebilirler.
Veraset yolu ile intikal eden, bu Kanun hükümlerine göre şüyulandırılan Kat Mülkiyeti Kanunu uygulaması, tarım ve hayvancılık, turizm, sanayi ve depolama amacı için yapılan hisselendirmeler ile cebri icra yolu ile satılanlar hariç imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış vaadi sözleşmeleri yapılamaz.
(Ek fıkra:14/2/2020-7221/7 md.) Bu madde kapsamında yapılmış olan imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edilir veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değeri ödenir.
(Ek fıkra:4/7/2019-7181/9 md.) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
19. Somut olayda dava konusu 3 ada 56 parsel sayılı taşınmazın bağ vasfı ile davacılar adına kayıtlı olduğu, davacıların ifraz talebiyle davalı Belediyeye başvurmaları sonucu Belediye Encümeninin 21.03.1986 tarihli ve 663 sayılı kararı ile “…56 parselin paftasında gösterilen şekilde yola giden kısımlarının bedelsiz terkin şartı ile 5 adet parsele ifrazına…” karar verildiği, davacıların imzalarını içerir ifraz kroki ve beyannamesi uyarınca anılan taşınmazın 1029 m2’sinin yola terkininden sonra kalan kısmının 3 ada 224, 225, 226, 227 ve 228 sayılı parseller olarak ve arsa cinsiyle 5 adet parsele ifraz edildiği ve yine davacıların tescil istem belgesi ile 3 ada 56 parsel sayılı taşınmazın 21.03.1986 tarihli ve 663 sayılı belediye encümen kararına istinaden yola giden kısımlarının bedelsiz terkin şartı ile 5 adet parsele ifrazını, ifraz sonucu oluşacak parsellerin cinslerinin arsa olarak tashihini ve müştereken adlarına tescilini talep ettikleri ve bu doğrultuda 04.09.1986 tarihinde yola terk ve tescillerinin yapıldığı, bilahare Isparta Belediyesinin 16.09.2014 tarihli ve 925 sayılı encümen kararı ile “yola terki yapılan dava konusu alan ile birlikte toplam 4606,46 m2 yolun 2296 ada 266 parsel olarak … adına ihdasına ve 2294 ada 2 nolu parsel ve 2296 ada 209, 213, 221, 228, 248, 265 sayılı parsellerle 3194 sayılı Kanunun 18 ve 19. maddeleri uyarınca imar uygulamasına tabi tutulmasına” karar verilmesi sonucu öncelikle yol alanının … adına ihdasen 14.01.2015 tarihinde tescilinden sonra davalı belediye ile dava dışı 3. kişiler adına kayıtlı anılan parsellerde şuyulandırma işlemi yapılarak 2295 ada 1, 2 ve 3 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğu, yoldan ihdas edilen 2296 ada 266 sayılı parselin imar düzenlemesi ile 2295 ada 2 sayılı parsele dağıtım gördüğü ve 2 sayılı imar parselinin diğer geldilerinin de 2296 ada 248 ve 265 sayılı davalı belediye adına kayıtlı taşınmazlar oldukları, 2294 ada 2, 2296 ada 209, 221 ve 228 sayılı parsellerin 3. kişiler adına kayıtlı olup imar uygulaması sonucu 2295 ada 1 sayılı imar parseline şuyulandırıldıkları, davacıların imar düzenlemesine tabi tutulan alanda maliki oldukları parsel kaydının da bulunmadığı, geometrik olarakta davacıların ifraz ve şuyulandırma öncesi maliki oldukları taşınmazın imar uygulaması sonucu 3. kişiler adına kayıtlı 2295 ada 1 sayılı imar parselinde kaldığı anlaşılmaktadır.
20. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ile somut olay birlikte değerlendirildiğinde; davacıların maliki olduğu bağ vasfında olan 3 ada 56 parsel sayılı taşınmaz, istemleri üzerine yapılan ifraz işlemi ile arsa vasfına dönüşerek 5 ayrı parsele (3 ada 224, 225, 226, 227 ve 228 sayılı parseller) ayrıldığı ve bu parsellerin davacılar adına tescil edildiği, kalan kısmın da yola terkinin yapıldığı, sonrasında yola terk edilen (eldeki davaya konu) kısmın imar uygulaması sırasında kapanan yolların ihdasından (§15-17) davalı belediye adına tescil edilerek dağıtıma tabi tutulduğu, bu uygulama sırasında düzenleme ortaklık payı (DOP) kesintisi de yapılmadığı, imar parsellerinin dayanağını teşkil eden belediye encümen kararının iptali için idare mahkemesinde dava açılmadığı, Isparta Belediyesinin yaptığı imar uygulamasının geçerliliğini koruduğu, başka bir anlatımla imar parsellerinin dayanağı olan idari işlem idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece bu sicil kayıtlarının ayakta olduğu, bu nedenle mülkiyetin iadesine yönelik koşulların gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.
21. Hâl böyle olunca direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı … Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda belirtilen ilave nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 02.12.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.