YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/436
KARAR NO : 2021/917
KARAR TARİHİ : 06.07.2021
MAHKEMESİ : Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
(İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı, Yargıtay 2. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen 15.09.2020 tarihli ve 2019/2 E., 2020/1 K. sayılı karara karşı davacının temyiz isteminin miktardan reddini kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 02.02.2021 tarihli ve 2021/2-29 E., 2021/25 K. sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı tarafından verilen dilekçe ile istenilmiştir.
2. Hukuk Genel Kurulunca karar düzeltme dilekçesi, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
3. Dava, yargısal faaliyet nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
4. Özel Dairece; davanın reddine karar verilmiş, davacının temyiz istemi üzerine Hukuk Genel Kurulunca; “…somut olayda davacı tarafından 20.000,00TL manevi tazminatın tahsili talep edilmiş, Özel Dairece davanın reddine karar verilmiş ve dava konusu 20.000,00TL manevi tazminat yönünden davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. Bu durumda dava değeri 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün bulunmadığından, davacının temyiz isteminin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davacının temyiz isteminin miktardan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
5. Hukuk Genel Kurulunda davacı tarafından verilen karar düzeltme dilekçesinin görüşülmesi sırasında öncelikle; bölge adliye mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde faaliyete geçtiği, bu tarihten itibaren HMK’nın istinaf ve temyiz hükümlerinin uygulanmaya başlandığı, Özel Dairece ilk derece mahkemesi sıfatıyla 15.09.2020 tarihinde karar verildiği ve HMK’da Yargıtayın temyiz incelemesi sonucu verdiği kararlara karşı karar düzeltme kanun yolu düzenlenmediği dikkate alındığında davacının karar düzeltme dilekçesinin incelenip incelenemeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
6. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un Geçici 2/1. maddesinde, “…Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmî Gazetede ilân edilir” düzenlemesine yer verilmiş ve 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edilerek bölge adliye mahkemeleri 20.07.2016 tarihi itibariyle fiilî olarak göreve başlamıştır.
7. Diğer taraftan, HMK’nın Geçici 3. maddesinde “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur (Ek cümle: 1/7/2016-6723/34 md.). Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.
(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmünü içermekle birlikte, 28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 47. maddesi ile Geçici 3. maddenin 2. fıkrasındaki “454” ibaresi “444” şeklinde değiştirilerek yeniden düzenlenmiştir.
8. Yukarıdaki madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere kanun yoluna başvuruda, karar tarihi esas alınmıştır. Diğer bir deyişle bir karara karşı gidilebilecek kanun yolunu belirlemek için bu kararın verildiği tarihe bakılacaktır.
9. Somut olayda, dava 03.09.2019 tarihinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesinde açıldığından ve Özel Dairece karar düzeltmeye konu esasa ilişkin karar da bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra verildiğinden HMK’nın istinaf ve temyiz yoluna ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
10. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ilâ 381. maddelerinde istinaf yolu, temyiz yolu ve yargılamanın iadesi kanun yollarına yer verilmiş, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) döneminde tanınmış olan karar düzeltme yoluna yer verilmemiştir. Bu nedenle bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen Özel Daire kararının temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunca verilen karar aleyhine karar düzeltme yoluna gidilmesi mümkün olmadığından karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacının karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE,
Aynı Kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren 490TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar düzeltme harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 06.07.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
.