YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/374
KARAR NO : 2023/286
KARAR TARİHİ : 29.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, … 18. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilin maliki olduğu … ili … ilçesi … Mahallesi 2986 parsel ile hissedarı olduğu 1276, 1277, 1305, 1336 ve 1337 parsel sayılı taşınmazların tamamının … Barajı Su Toplama Havzası içerisinde kaldığını, davalı idare tarafından kamulaştırma kararının alındığını ancak kamulaştırma işlemleri tamamlanmadan taşınmazlara fiilen el atıldığını ve müvekkiline herhangi bir tebligat yapılmadığını ileri sürerek kamulaştırmasız el atma bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 15.02.2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini artırmıştır.
Davalı Cevabı
5. Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların … Barajı rezervuar alanında kaldığını, kamulaştırma tarihi olan 1968 yılında dava konusu taşınmazların mülkiyetinin Maliye Hazinesi ve … arasında itirazlı olduğunu, taşınmazların kamulaştırıldığını, kıymet takdiri yapılacağı hususundaki tebligatın 02.05.1968 tarihinde taşınmaz malikine bizzat yapıldığını, kıymet takdir komisyonunca takdir edilen kamulaştırma bedellerinin … Bankası … Şubesine 25.10.1968 tarihinde … adına yatırıldığını, yine …’nun bizzat kendisine yasal noter tebligatının çekildiğini ve 11.06.1968 tarihli şerh alındığını, davacının … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde tezyid-i bedel davaları açtığını, dava konusu taşınmazlar için davacı tarafça daha önceden tezyid-i bedel davası açılması nedeniyle davacının yeniden kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açamayacağını, bu davalar açılmamış olsaydı bile dava konusu taşınmazlar için gerekli noter tebligatlarının usulüne uygun olarak tebliğ edildiği için davanın yine hak düşürücü süre yönünden reddi gerekeceğini ve ayrıca dava konusu taşınmaz için talep edilen bedelin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı
6. … 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.05.2016 tarihli ve 2013/129 Esas, 2016/136 Karar sayılı kararı ile; davaya konu 2986, 1276, 1277, 1336, 1337 parsellerin tamamının, 1305 parselin büyük bir kısmının gölet içerisinde, küçük bir kısmının ise maksimum su kotu içerisinde Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün sorumluluk alanında kaldığı, DSİ tarafından daha önceki yıllarda kamulaştırma çalışmalarının başlatıldığı, ancak tamamlanamadığı gerekçesiyle davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulü ile, 3.614.270,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu taşınmazların ve davacı hisselerinin davacı adına olan kaydının iptali ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09.05.2018 tarihli ve 2016/20098 Esas, 2018/8911 Karar sayılı kararı ile;
”…Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Mahallinde yapılan keşif sonucu; … İlçesi, … Köyü 2986, 1305, 1337, 1336, 1276 ve 1277 parsel sayılı taşınmazların dava tarihindeki değerinin biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Davacı tarafından davalı idareye karşı … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/462-456-466-465-459-426 Esas sayılı dosyaları ile dava konusu taşınmazların davacının payına düşen kısımlarına yapılan el koyma işlemi ile ilgili tezyidi bedel davası açıldığı, mülkiyeti ihtilaflı olduğundan maliki belli oluncaya kadar davaların tehirine karar verildiği, dosyamız davacısının 29.05.1975 tarihinde kesinleşen tapu iptal tescil davası ile malik sıfatını kazandığı ve tehirine karar verilen dosyanın işleme konulmadığı anlaşılmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14. maddesi uyarınca tezyidi bedel davası açıldıktan ve mülkiyet kesinleştikten sonra süresinde yenileme yapılmadığından taşınmazlar yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırma işlemi söz konusu olacağından kamulaştırmasız el atmadan bahsedilemez. Bu nedenle davalı idare tarafından daha önce kamulaştırılan ve kamulaştırma işlemi taraflarca kesinleşen taşınmaza ilişkin açılan kamulaştırmasız el atma davasının reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı
9. … 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2019/183 Esas, 2020/82 Karar sayılı kararı ile önceki gerekçeye ek olarak; davacı tarafından davalı idareye karşı … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/462-456-466-465-459-426 Esas sayılı dosyaları ile dava konusu taşınmazlarda davacının payına düşen kısımlarına yapılan el atma işlemi ile ilgili tezyidi bedel davaları açıldığı, mülkiyeti ihtilaflı olduğundan maliki belli olana kadar davaların tehirine karar verildiği, 1336 parsel sayılı taşınmazın 3000/3100 hissesi, 1337 parsel sayılı taşınmazın 3676/3900 hissesi, 1276 parsel sayılı taşınmazın 3676/3900 hissesi, 1277 parsel sayılı taşınmazın 3000/3100 hissesinin … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1971/725 Esas, 1974/433 Karar sayılı kararının 30.05.1975 tarihinde kesinleşmesinin ardından tapuda davacı adına tescilleri yapıldığı, diğer dava konusu parsellerden 1305 parselin 1970 yılında ve 2986 parsel ise 1980 yılında hükmen davacı adına tescil edildiği, tehirine karar verilen dosyaların işleme konulmadığı, dava konusu taşınmazların mülkiyet ihtilafı giderilerek taşınmazların 1970-1975-1980 yıllarında davacı adına tescil edildiği, davalı idare tarafından usulüne uygun bir kamulaştırma işlemi yapıldığı iddiası sabit olsaydı, mülkiyet ihtilafına ilişkin devam eden davalara müdahale etmesi ve kendi adına tescilini sağlaması gerekirken bu işlemi yapmadığı, 3402 sayılı Kanun’un 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davalı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından tescil davası açılmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
10. Direnme kararı süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat istemine ilişkin eldeki davada, dava konusu taşınmazlar yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Konunun açıklığa kavuşturulması için öncelikle kamulaştırmasız el atma kavramının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
13. Kamulaştırmasız el atma müessesesi, kamulaştırma yetkisi bulunan bir idari makamın Anayasa’ya ve yasalara uygun işlemleri oluşturmaksızın bir kişinin malına kalıcı olarak el koyması ve onun üzerinde bir yapı ya da tesis yapması yahut o taşınmazı bir hizmete özgülemesi suretiyle mal sahibinin taşınmazı dilediği gibi kullanmasına engel olması hâlidir (Türk Hukuk Lügatı, Cilt I, Ankara 2021, s. 646). Kamulaştırmada, yöntem olarak Anayasa ve kanunlara uygun bir kamulaştırma işlemi yapılması söz konusu iken, kamulaştırmasız el atmada usulüne uygun bir kamulaştırma işleminden söz edilmesi olanaklı değildir.
14. Somut olay ve dosya kapsamına göre; …’un içme ve kullanma suyunu temin maksadıyla inşa edilen … Barajı rezervuar alanında kalması nedeniyle … ilçesi … köyünde bulunan ve 1968 tarihi itibariyle Hazine ve … arasında mülkiyeti ihtilaflı olan 2986 (eski 1256), 1276, 1277, 1305, 1336, 1337 parsel sayılı taşınmazlar ile yine aynı köyde davacı malike ait olan 48 adet taşınmazın tamamının 6200, 6830 ve 122 sayılı Kanunlara göre kamulaştırılmasına karar verilmiştir. Dosyada mevcut taşınmazlarda kıymet takdirinin yapılacağına ilişkin DSİ Genel Müdürlüğünün 30.04.1968 tarihli tebliğnamesi, davacı …’na 02.05.1968 tarihinde tebliğ edilmiştir.
15. Kıymet takdir komisyonunca takdir edilen kamulaştırma bedelleri T.C. … Bankasının 25.10.1968 tarihli makbuzları ile … adına bloke edilmiştir.
16. Davacı … tarafından DSİ Genel Müdürlüğü aleyhine 1968 tarihinde istimlâk bedelinin artırılması davaları açılmış olup, yapılan yargılamalar sonucu eski 1256 (ifraz ile 2986 parsel) parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/462 Esas sayılı, 1276 parsele ilişkin olarak aynı mahkemenin 1968/459 Esas sayılı, 1277 parsele ilişkin olarak yine aynı mahkemenin 1968/426 Esas sayılı, 1305 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/456 Esas sayılı, 1336 parsele ilişkin olarak aynı mahkemenin 1968/466 Esas sayılı, 1337 parsele ilişkin olarak aynı mahkemenin 1968/465 Esas sayılı kararları ile mülkiyetin ihtilaflı olması nedeniyle mülkiyet ihtilafının sonuçlanmasına kadar istimlak bedelinin artırılması davalarının tehirine karar verilmiştir.
17. Hazine tarafından … aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında, (Kapatılan) … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1971/725 Esas, 1974/433 Karar sayılı kararı ile; 1276, 1277, 1336 ve 1337 parsel sayılı taşınmazların 29.05.1975 tarihi itibariyle mülkiyet ihtilafı sonuçlanmış olup, 1276 ve 1337 parsel sayılı taşınmazların 3676/3900 payı …, 224/3900 payı Hazine adına, 1277 ve 1336 parsel sayılı taşınmazların 3000/3100 payı …, 100/3100 payının ise Hazine adına tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır.
18. Yine dava konusu taşınmazlardan 2986 parsel sayılı taşınmazın tamamı hükmen tescil ilâmı ile 11.06.1980 tarihinde … adına, 1305 parsel sayılı taşınmazın 273/1020 payı …, 647/1020 payının ise Hazine adına 20.06.1970 tarihli hükmen tescil ilâmı ile tapuya kayıtlı olduğu anlaşılmış olup, dolayısıyla dava konusu taşınmazlarda 1970-1975-1980 tarihleri itibariyle mülkiyet ihtilafının giderildiği görülmüştür.
19. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, kıymet takdirinin yapılacağına ilişkin tebliğnamenin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, kıymet takdir komisyonunca takdir edilen kamulaştırma bedellerinin davacı … adına bankaya bloke edildiği, dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak mülkiyet ihtilafının 1970-1975 ve 1980 yıllarında giderilerek davacının malik sıfatını kazandığı, ancak davacı tarafından mülkiyet ihtilafı sonuçlandıktan sonra tehirine karar verilen tezyidi bedel davalarının süresinde yenilenmediği anlaşılmakla, dava konusu taşınmazlar yönünden kamulaştırma işleminin kesinleştiği sonucuna varılmıştır.
20. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
21. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA,
Aynı Kanun’un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.