Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2021/363 E. 2022/519 K. 12.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/363
KARAR NO : 2022/519
KARAR TARİHİ : 12.04.2022

MAHKEMESİ : Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı dava dilekçesinde; kat karşılığı inşaat sözleşmesinde tarafına bırakılan taşınmazlar üzerine Ayvalık 2. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada taraf ehliyeti ve dava yetkisi bulunmayan davacı şirket lehine koşulları oluşmadığı hâlde ihtiyati tedbir konulduğunu, mahkeme hâkiminin usul ve yasaya aykırı karar verdiğinden taşınmazlarını zamanında satamadığını ve zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yararına şimdilik 1.000TL maddi ve 1.000TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı Hazine vekili; öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, hâkimin sorumluluğuna ilişkin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesi koşullarının oluşmadığını, maddede sayılı sınırlı sebeplerden hiçbirisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı:
6. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 15.09.2020 tarihli ve 2019/2 E., 2020/1 K. sayılı karar ile;
“…Dava, HMK’nın 46 ve devamı maddeleri gereğince hakimin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak açılmış tazminat istemine ilişkindir.
Davacının delil olarak dayandığı Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/176 Esas sayılı dosyasının aslı ve 2018/285, 2018/52, 2017/445, 2017/271, 2015/331, 2015/324, 2015/324, 2018/257, 2014/520,2014/463 ve 2013/483 Esas sayılı dosyalarının son duruşma tutanaklarının tasdikli örnekleri dosya içerisine alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bu madde hükmüne göre, hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı ancak aşağıda sayılan sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine dava açılabilir.
a)-Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması,
b)-Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c)-Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması
ç)-Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d)-Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş veya bunlara dayanılarak karar verilmiş olması.
e)-Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.
Somut olayda tazminat istemine ilişkin hakimin sorumluluğuna dayanan sebeplerden hangisine dayanıldığı dava dilekçesinde açıkça belirtilmemekle birlikte HMK’nın 46/1-c maddesine dayanıldığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 46/1-c maddesi gereğince hakimin fiilinden hazinenin sorumlu tutulabilmesi için “farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması” gerekmektedir. HMK’nın tedbire ilişkin 389. maddesi gereğince, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yine aynı Yasa’nın 390. maddesinde tedbir kararının içeriği ve hangi hallerde verilebileceği düzenlenmiş 392. maddesinde ise teminat gösterilmesi koşulu hüküm altına alınmıştır.
Hukuka aykırı tedbir kararı verildiği belirtilen dosya içeriği, davanın mahiyeti ve karara karşı öngörülen itiraz ve yasa yolları, yukarıdaki tedbire ilişkin yasal hükümler ve hakimin delilleri değerlendirme ve takdir yetkisi dikkate alındığında, HMK’nın 46. maddesi a, b ve c bentlerinin ihlalinin söz konusu olmadığı ve bu madde gereğince tazminat isteminin koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular gözetilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nın 46. maddesindeki koşullar oluşmadığından davanın esastan REDDİNE,
2-HMK’nın 49. maddesine göre takdiren 500,00 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiline ve Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Alınması gereken 83,50 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 47,60 TL harcın davacıdan alınmasına,
4-Hüküm tarihinde yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre takdir olunan 4.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi:
7. Özel Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı tarafından süresi içinde temyiz isteminde bulunulmuştur.

II. GEREKÇE
8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. HMK’nın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda HMK’nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat davası açma şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 12.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.