Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2021/206 E. 2023/799 K. 13.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/206
KARAR NO : 2023/799
KARAR TARİHİ : 13.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan kabulüne

Taraflar arasındaki şikâyet isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikâyetin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. TALEP
Borçlular vekili; alacaklı banka tarafından müvekkilleri aleyhine Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2017/11666 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı icra takibi başlatıldığını, ayrıca aynı borca ilişkin olarak Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2017/11673 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, alacaklının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 45 ve 167 nci maddeleri uyarınca tercih hakkını ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipten yana kullandığını, derdest bir takip bulunduğundan mükerrer olan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinin iptalinin gerektiğini ileri sürerek Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2017/11673 Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı vekili; müvekkili banka tarafından dava dışı … Yapı Ltd. Şti.’ye kredi kullandırıldığını ve bu krediye şikâyetçi …’ın kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine … Yapı Ltd. Şti. ve şikâyetçi … aleyhine Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2017/11666 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi, Sivas 1. İcra Müdürlüğü 2017/11673 Esas sayılı dosyasında ise kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, borçlu …’ın genel kredi sözleşmesinin kefili olduğundan öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmesi gerektiğine ilişkin şikâyette bulunamayacağını, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 487 nci (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586 ncı) maddesi gereğince kefil aleyhine takip yapılmasında usulsüzlük bulunmadığını, ayrıca takip taleplerinin 4 üncü bendinde “aynı alacak için haciz/ipotek yolu ile takibe geçileceğinden tahsilde ve takipte tekerrüre esas olmamak kaydıyla” ibaresinin bulunduğunu, müvekkili bankanın borçlulardan iki ayrı alacak değil tek alacağını talep ettiğini, diğer taraftan kambiyo takibinin iptal edilmesi hâlinde ipoteğin paraya çevrilmesinden sonra kalan alacağın tahsili için kambiyo takibi yapılmak istenirse zamanaşımı süresi nedeniyle alacağın tahsil edilemeyeceğini belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.02.2018 tarihli ve 2017/532 Esas, 2018/136 Karar sayılı kararı ile; Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2017/11673 Esas sayılı dosyasında alacaklı tarafça davacı (şikâyetçi) borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2017/11666 Esas sayılı dosyasında ise aynı borç nedeni ile alacaklı tarafça şikâyetçi borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, Özel Dairenin 10.10.2017 tarihli ve 2017/6964 Esas, 2017/12193 Karar sayılı kararının “…Kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de somut olayda öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamaz. Bu durumda İİK’nun 45/1 hükmü uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebilir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabidir….” şeklinde olduğu gerekçesiyle davacının (şikâyetçinin) davasının (şikâyetinin) kabulü ile Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2017/11673 Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 24.10.2019 tarihli ve 2018/1628 Esas, 2019/2464 Karar sayılı kararı ile; 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca borç rehinle temin edilmiş ise önce rehine başvurma zorunluluğunun bulunduğu, ancak 45 inci maddenin üçüncü fıkrasında 167 nci madde saklı tutularak istisnaya yer verildiği, alacak rehinle temin edilmiş olsa dahi alacaklının doğrudan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluna da başvurabileceği, 2004 sayılı Kanun’un 167 nci maddesi uyarınca tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aynı alacak nedeniyle kambiyo takibi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılmasının mümkün olduğu, ayrıca 29.12.2017 tarihli şikâyet dilekçesinde iki borçlu tarafından şikâyette bulunulmasına karşın İlk Derece Mahkemesinin karar başlığında sadece bir borçlu adına yer verilmesinin maddi hata niteliğinde olduğu, bu eksikliğin Bölge Adliye Mahkemesinin karar başlığında diğer borçlunun adına yer verilmek suretiyle giderildiği gerekçesiyle alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ İNCELEME SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçluların sair nedenlerle birlikte aynı ilişkiden kaynaklanan borcun tahsili için daha önceden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını ileri sürerek mükerrerlik itirazında bulunduğu, mahkemece, talebin kabulüyle takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ipotekli takibin yanı sıra kambiyo takibi yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından bahisle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK’ nun 45. maddesinde rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmü mahfuz olduğu, aynı kanunun 167. maddesinde ise alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunabileceği düzenlenmiştir.
Somut olayın incelenmesinde; Sivas 1.İcra Müdürlüğü’nün 2017/11666 Esas Sayılı takip dosyasında; alacaklı tarafından borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, mükerrer olduğu iddia edilen Sivas 1.İcra Müdürlüğü’nün 2017/11673 Esas sayılı takip dosyası ile de muteriz borçlular hakkında bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı ve şikayetçi borçluların borçlu sıfatı ile takibin tarafı olduğu, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip talebinde ve ödeme emrinde; “aynı alacak için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe geçileceğinden tahsilde ve takipte tekerrür olmamak ” kaydına yer verildiği görülmüş olup takip talebinde yazılı ibareler ile her iki takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de somut olayda öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamaz. Bu durumda İİK’nun 45/1 hükmü uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebilir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabidir.
O halde; şikayete konu Sivas 1.İcra Müdürlüğü’nün 2017/11673 Esas sayılı takip dosyasına konu borçla ilgili olarak Sivas 1.İcra Müdürlüğü’nün 2017/11666 Esasında kayıtlı ve derdest ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin, davanın kabulüyle, takibin iptaline ilişkin kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Direnme kararına karşı süresi içinde borçlular vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Borçlular vekili; şikâyet konusu her iki takibe konu borcun aynı borç olduğunu, 2004 sayılı Kanun’un 45 ve 167 nci maddeleri uyarınca alacaklının tercih hakkının bulunduğunu, derdest ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip bulunduğu hâlde mükerrer takibin iptalinin gerektiğini, aynı borca ilişkin olarak alacaklı bankanın öncelikle tercihini ipotekli takipten yana kullandığından sonrasında başlatılan kambiyo takibinin mükerrer olduğunu, aynı borca ilişkin iki takibin yapılması durumunda alacaklı tarafın kötü niyetli olduğunun ve iki kez tahsil edilmek amacı taşıdığının kabulü gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda alacaklı tarafından borçlular aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibine ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu borcun aynı borç ilişkisinden kaynaklanması karşısında 2004 sayılı Kanun’un 45 ve 167 nci maddeleri uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
2004 sayılı Kanun’un 45 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 167 nci maddesinin birinci fıkrası.

2. Değerlendirme
1. 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin birinci fıkrası “önce rehne müracaat zorunluluğu” olarak ifade edilen kuralı düzenlemektedir. İcra ve İflas hukuku sistemimize göre kural olarak alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklı, borcun ödenmemesi hâlinde öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorundadır. İcra ve iflas hukukunda kural önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması olmakla birlikte, bu kuralın istisnaları da bulunmaktadır. 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 167 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca alacağı bir kambiyo senedine bağlı olan alacaklı alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, doğruca kambiyo senetlerine mahsus haciz veya (borçlu iflasa tabi ise) iflas yoluna başvurabilir. 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü nedeniyle ayrıca 167 nci maddesinin birinci fıkrasında “alacak rehinle temin edilmiş olsa bile” ibaresine yer verilmesi sadece bir tekrardan ibarettir.

2. Alacaklının alacağı hem rehin ile teminat altına alınmış hem de kambiyo senedine bağlanmış ise alacaklı sıra gözetilmeksizin rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yollarına veya kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yollarından birine başvurabilir. 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinde önce rehne başvurulması kuralına yer verildikten sonra istisnalarına yer verilmiş olması karşısında, aynı anda tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla da olsa aynı alacaktan dolayı aynı borçluya karşı her iki takibe de aynı anda başvurulabileceği sonucuna varılamaz. Bu durumda alacaklı her iki takip yolundan birini tercih etmek bakımından serbesttir. Dolayısıyla alacaklı bu takip yollarından birini tercih ederek takip başlattığında bu icra takibi devam ederken aynı alacak için “tahsilde tekerrür olmamak” kaydı içerse bile diğer takip yoluna başvuramaz. Aksi halde aynı alacak için aynı borçluya karşı derdest bir icra takibi var iken mükerrer olarak ikinci bir takibin yapılması söz konusu olur. İcra takibinin türleri farklı olsa bile her iki icra takibindeki para alacağı da aynı hukuki ilişkiden doğmuş olduğundan mükerrerlik meydana gelir.

3. İcra ve İflas Kanunu sistemimizde alacaklı tarafından aynı borçlu aleyhine, aynı alacaktan dolayı tek takip yapılması asıl olup, “tahsilde tekerrür” kaydı içerse bile aynı anda iki takip yapılabileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Alacaklı tercih hakkını kullanarak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapması durumunda bu icra takibi sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmezse kalan alacağını haciz (veya iflas) yolu ile isteyebilir.

4. Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılması hâlinde borçlu şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak aleyhine başlatılan ikinci takibin iptalini isteyebilir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, süresiz şikâyete tabidir.

5. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunca 20.01.2023 tarihli ve 2021/2 Esas, 2023/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile “Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra gözetilmeksizin hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı” şeklinde karar verilmiştir.

6. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 45 inci maddesi uyarınca içtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar. Bu yasal düzenleme gereğince, içtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay genel kurulları, daireleri ve adliye mahkemeleri için gerekçeleri ile açıklayıcı, sonucu ile bağlayıcı olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

7. Somut olayda ise; 13.11.2017 tarihinde Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2017/11666 Esas sayılı takip dosyasında alacaklı vekili tarafından asıl borçlu … Yapı Kimyasalları İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Gıda Madencilik Mobilya İthalat ve İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ipotek veren şikâyetçi borçlular aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibi başlatılmış, takip talebinde ve icra emrinde; “aynı alacak için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe geçileceğinden tahsilde ve takipte tekerrür olmamak” kaydına yer verilmiştir. Mükerrer olduğu iddia edilen Sivas 1. İcra Müdürlüğünün 2017/11673 Esas sayılı takip dosyasında ise 13.11.2017 tarihinde şikâyetçi borçlular aleyhine bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmıştır.

8. Alacaklı vekili cevap dilekçesinde “takip taleplerinin 4. bendinde aynı alacak için haciz/ipotek yolu ile takibe geçileceğinden tahsilde ve takipte tekerrüre esas olmamak kaydıyla ibaresinin bulunduğunu, müvekkili bankanın borçlulardan iki ayrı alacak değil tek alacağını talep ettiğini” beyan etmiştir. Bu durumda alacaklı vekilinin beyanı ve takip talebinde yazılı ibareler ile her iki takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğu anlaşılmaktadır.

9. O hâlde 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 167 nci maddesinin birinci fıkrası hükümleri ile 2797 sayılı Kanun’un 45 inci maddesi gereğince bağlayıcı olan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 20.01.2023 tarihli ve 2021/2 Esas, 2023/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince alacaklı tarafından borçlular aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibine ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu borcun aynı borç ilişkisinden kaynaklanması karşısında mükerrer olan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin iptali gerekir.

10. Hâl böyle olunca direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave gerekçe ve nedenlerden dolayı 5311 sayılı Kanun ile değişik 2004 sayılı Kanun’un 364 üncü maddesinin ikinci fıkrasının göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.