YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/84
KARAR NO : 2022/1153
KARAR TARİHİ : 27.09.2022
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının İzmir ili Çeşme ilçesi Ilıca mahallesi 5988 ada 1, (45 bağımsız bölüm) 2, 5989 ada 1 sayılı (32 bağımsız bölüm) parsellerde inşa edilen ve 24.03.1989 tarihinde kat mülkiyetine geçen Erdil Sitesinin 5988 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kat maliki olduğunu, 45 bağımsız bölümden oluşan 5988 ada 1 sayılı parselden oluşan taşınmazın kat malikleri Erdil 2 Sitesi, 32 bağımsız bölümden oluşan 5989 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kat malikleri Erdil 1 Sitesi adı altında toplandığını ve toplantılarının ayrı ayrı yapıldığını, her parselin maliklerinin kendi kararlarını aldığını ve yönetimlerini oluşturduğunu, toplantı tutanakları incelendiğinde bu durumun görüleceğini, 14.11.2007 tarihinde 5711 sayılı Kanunla Kat Mülkiyet Kanunu’nda değişiklik yapıldığını, toplu yapılara da Kat Mülkiyeti Kanunu’nun uygulanacağının kabul edildiğini, Erdil Sitesi her parseli ayrı ayrı toplanan kat malikleri kurul toplantılarında alınan kararlara uygun olarak yönetildiğini, davalının 2008 yılı Mart ayı dahil aidat borçları için 06.08.2005 tarihinde 1.020YTL ve 09.11.2007 tarihinde 1.000YTL ödeme yaptığını, diğer aidatları ödemeyerek kat maliklerine zarar veren, durumu çekilmez hâle getiren davalının uyarılmasına karşın eylemini yıllardır sürdürmesi sebebiyle fazlaya ilişkin hak ve alacakların saklı olarak aidat borçlarının ve ödeme günlerine göre hesaplanan gecikme faizlerinin tahsili için haklı olarak icra takibi yapıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durduğunu, bu açıklamalar doğrultusunda İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2008/4391 sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, % 40’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi talep etmiştir
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazda kat mülkiyeti kurulu olmadığını, davacı … 2 Sitesi adına Sefer Top’un davacı sıfatına haiz olmadığını, ayrıca kat mülkiyeti hükümleri uygulanamayacağından dolayı gecikme zammı adı altında fer’î bir talepte bulunulamayacağını, ödeme emrinin belge içermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.05.2013 tarihli ve 2009/274 E. 2013/238 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporunda davalının davacıya hesap tablosunda belirtir şekilde aidat borcu olduğunu belirttikleri, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2011/18911 E. 2012/335 K. sayılı kararı ışığında dava konusu taşınmazlarda toplu yapılaşmaya geçilmediği, davalı site yönetiminin tüzel kişiliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 31.03.2014 tarihli ve 2014/2113 E. 2014/5781 K. sayılı kararı ile;
“…Dava, 5988 ada 1 parselin yasal yöneticisi tarafından bu parseldeki Erdil 2. Sitesinde oturan ve bu anataşınmaza ait ortak giderleri ödemeyen davalı hakkında yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davacının tüzel kişiliği bulunmadığı ve dava konusu taşınmazın birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu sitenin iki ayrı parsel üzerinde kurulu olduğu fakat toplu yapı yönetimine geçilmediği bu nedenle parsellerin her birinde ayrı ayrı kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanması imkanının mevcut olduğu ve bu nedenle uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Yasası hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece davaya bakılıp tüm deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde bulunmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin Birinci Direnme Kararı:
9. Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.02.2015 tarihli ve 2014/314 E. 2015/105 K. sayılı kararı ile; dosya münderecatında örneği bulunan İzmir 4. İdare Mahkemesinin 11.06.1997 tarihli ve 1995/803 E. 1997/485 K. sayılı kesinleşmiş kararında dava konusu Erdil Sitesi’nin İmar Affı Yasasının 10. maddesi gereği tapu tescil işlemlerinin iptali istemiyle dava açıldığı, yapılan inceleme neticesinde dava konusu işlemlerin İmar Affı Yasası ve uygulama yönetmeliği hükümlerine uygun olmadığı yönünde hüküm tesis edildiği, keza İzmir 2. İdare Mahkemesinin 20.05.2014 tarihli ve 2013/1611 E. 2014/781 K. sayılı kesinleşmiş kararında dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Çeşme Belediye Encümeni’nin 17.03.1989 tarihli ve 191 sayılı kararı gereğince tapu sicilline yapılan tescilin İzmir 4. İdare Mahkemesinin ilamı ile iptal edildiği ve kararın onanarak kesinleştiği anlaşıldığından davalı idarece mahkeme kararı doğrultusunda işlem tesis edilerek tescilin terkin edilmesi gerektiğinin belirtildiği, bu nedenle İzmir 2 ve 4. İdare Mahkemesi kararları doğrultusunda dava konusu taşınmazlara ilişkin tescil işlemlerinin terkin edilmesinin sarih olduğu görülmekle, hukuken yok hükmünde olan ve terkini gerekli bir birlikteliğe dayalı alacak tahsiline girişmenin hukukun genel ilkeleri ile örtüşmediği ve bozma kararı doğrultusunda işlem tesisinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu Bozma Kararı:
10. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
11. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.12.2015 tarihli ve 2015/18-3128 E. 2015/2919 K. sayılı kararı ile; usulüne uygun direnme hükmü kurulmadığı, kısa kararda sadece direnilmesine denilmekle yetinildiği gerekçesiyle kararın usulden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin İkinci Direnme Kararı:
12. Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.05.2016 tarihli ve 2016/182 E. 2016/387 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
13. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iki ayrı parsel üzerinde kurulu sitede ortak gider alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin eldeki davada, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
15. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
16. Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).
17. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
18. Somut olayda mahkemenin davanın reddine ilişkin ilk kararının Özel Dairece uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle bozulması üzerine ilk derece mahkemesince İzmir 4. İdare Mahkemesinin 11.06.1997 tarihli ve 1995/803 E. 1997/485 K. sayılı ve İzmir 2. İdare Mahkemesinin 20.05.2014 tarihli ve 2013/1611 E. 2014/781 K. sayılı kararlarının dosya içerisine alınarak, anılan idare mahkemesi kararları doğrultusunda dava konusu taşınmazlara ilişkin tescil işlemlerinin terkin edilmesinin gerektiği gerekçesine de yer verilmek suretiyle direnme olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmıştır.
19. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni bir delil ve yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
20. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
21. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440-III/1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.09.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.