YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/552
KARAR NO : 2022/659
KARAR TARİHİ : 17.05.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
. Taraflar arasındaki “tüketici sorunları hakem heyeti kararına itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, … Asliye Hukuk Mahkemesince Tüketici Mahkemesi sıfatıyla verilen itirazın reddine ilişkin karara karşı davacı vekilinin temyiz talebinin kesinlik nedeniyle reddine dair ek kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda ek karar kaldırılarak hüküm bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili; davalı tüketicinin 2011/4-2012/4 dönemine ait … faturalarında kayıp kaçak bedeli tahsil edilmesinin haksız olduğu iddiasıyla … Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurduğunu ve 21.06.2012 tarihli kararla talebin kabul edildiğini, söz konusu kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Hakem Heyeti kararının iptalini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
5. … Asliye Hukuk Mahkemesinin Tüketici Mahkemesi sıfatıyla dosya üzerinden verdiği 03.09.2012 tarihli, 2012/505 E., 2012/553 K. sayılı kararıyla; kayıp kaçak bedelinin kaçak … kullanmayan tüketicilere yansıtılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesiyle tüketici hakem heyeti kararına itirazın reddine karar verilmiştir.
6. Karara karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuş ise de Mahkeme 26.11.2013 tarihli ek karar ile, tüketici sorunları hakem heyetinin kararına itiraz üzerine verilen kararın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 22/5. maddesi gereğince kesin olduğu, bu karara karşı temyiz isteminde bulunulamayacağı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar vermiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12.05.2014 tarihli ve 2014/1095 E., 2014/7219 K. sayılı kararı ile; “…Dava; … abonelerinden tahsil edilen kayıp/kaçak bedeli hakkında verilen Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının itiraz yolu ile iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu kayıp/kaçak bedeli, miktar itibariyle karar tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesinde ve HUMK. nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırının altında bulunmakta ise de; kayıp/kaçak bedelinin alınıp alınmaması hususunda verilen hükmün salt alınan bu bedele münhasır olmayıp, sonraki faturaların düzenleme biçimine de etkisi olacağı, bir başka deyişle kararın ard etkisinin bulunduğu ve bu yöndeki talebinde devamlılık arz eden bir isteme ilişkin olduğu kuşkusuzdur.
Yine, kayıp/kaçak bedeli uygulaması nedeniyle eldeki dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşımış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren, toplu bir hak uyuşmazlığının bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu durumda, kayıp/kaçak bedelinin yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olduğu yönünde tespit istemini de içeren böyle bir davada verilen karar, konu ile ilgili mevzuat hükümlerinin ileriye dönük uygulanıp uygulanmaması yönünde de sonuç doğuracağından, temyiz incelemesinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının gözetilmemesi gerektiğine; dolayısıyla bu davanın miktar ve değerine bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğuna oybirliğiyle karar verilmiştir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 13/05/2009 günlü ve 2009/13-122 E. 2009/189 K., 13/10/2010 günlü 2010/13-406 E. 2010/503 K. sayılı kararlarında da aynı hususlara değinilmiştir.
Bu nedenle kararın kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine dair mahkemece verilen ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesinin incelemesine geçildi:
Davada, davacı … şirketinin abonelerinden almakta olduğu kayıp/kaçak bedelinin alınmaması gerektiğine dair Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen kararın iptali talep edilmiştir.
Mahkemece; faturada belirtilen kayıp/kaçak bedelinin, kaçak … kullanmayan tüketiciye yansıtılmasının ve enerji nakil sırasında meydana gelen kaybın tüketiciden tahsil edilmesinin haksız şart sayılacağı, öte yandan tarife belirlenirken dikkate alınan bedelin ayrıca belirlenen tarife üzerinden alınmasının açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairenin önüne gelen uyuşmazlık; davacı tarafından belirlenen ve EPDK tarafından onaylanan kurul kararına göre alınan kayıp/kaçak bedelinin, Tüketici Hakem Heyeti veya dava üzerine Tüketici Mahkemesince yasal olmadığı, hakkaniyete aykırı bulunduğu ve haksız şart teşkil ettiği değerlendirmesinin yerinde olup olmadığı, varılacak sonuca göre de kayıp/kaçak bedelinin tüketiciden alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle konunun aydınlatılması için, davacı tarafından … abonelerinden alınmakta olan kayıp/kaçak bedeline ilişkin ücretin yasal dayanağının açıklanmasında ve incelenmesinde yarar vardır.
4628 sayılı … Piyasası Kanunu’nun 1/1.maddesine göre; “Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterebilecek, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir … enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanmasıdır.”. Yine aynı kanunun 4/1.maddesine göre ; “Kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip ve bu Kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuştur.”.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ise; “… bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan … satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur (md. 4/2-son)”. Yine Kurumun görevleri arasında; tüketicilere güvenilir, kaliteli, kesintisiz ve düşük maliyetli … enerjisi hizmeti verilmesini teminen gerekli düzenlemeleri yapmak da yer almaktadır (md.5/6-c).
Davaya konu olan kayıp/kaçak bedeli, 4628 sayılı … Piyasası Kanunu’nun geçici 9. maddesinde “Ulusal Tarife” adı altında EPDK tarafından belirlenerek uygulanmaktadır. 01.04.2011 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmakta olan bu tarife de EPDK’nun 28.12.2010 tarih ve 2999 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Tarifelerin uygulanmasında davacının da dahil olduğu lisans sahibi şirketler bakımından yasal zorunluluk bulunmaktadır. Lisans sahibi şirketler tarifeyi değiştiremeyeceği gibi tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyecek veya düzenlenen tarifeler kapsamında düzenlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacaktır.
Diğer bir anlatımla, lisans sahibi şirketlerin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp/kaçak bedelini tahsil etmeme gibi bir insiyatifi bulunmamaktadır. Tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp/kaçak bedeli, perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almakta, bu bedelin belirlenmesi için alınan kurul kararı, EPDK’nun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlamaktadır.
Öte yandan, 6352 sayılı Kanunun 64. Maddesi ile değiştirilen 4628 sayılı Kanunun 12. Maddesinde; kurulun yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılabileceği, kurul kararlarına karşı açılan her türlü davanın öncelikli işlerden sayılacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm çerçevesinde kurul kararlarının iptali için yargı yoluna başvurmak her zaman mümkündür.
Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, dava konusu kayıp/kaçak bedeli; yasa ile belirlenen bir ücrettir. EPDK tarafından yapılan tarife, kurul tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girmekte ve uygulanmaktadır.
Bundan ayrı, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız şart içerdiğinin kabulü için, herhangi bir yasal denetim yolu açık olmayan bir hükmün sözleşmeye konulmuş olması gerekir. Oysa yukarıdaki açıklamalarda da izah edildiği üzere; kayıp/kaçak bedeli 4628 sayılı … Piyasası Kanunu’nun 1/1, 4/1 ve aynı kanunun geçici 9. maddeleri ile EPDK’nun 28.12.2010 tarih ve 2999 sayılı kararına göre belirlenmekte ve alınmaktadır.
Hal böyle olunca; Tüketici Sorunları Hakem Heyeti ve dolayısıyla da Tüketici Mahkemesinin kayıp/kaçak bedeli konusunda bir değerlendirme yapması açıklanan yasal düzenlemeler karşısında olanaklı olmadığı gibi, kayıp/kaçak bedeli alınması uygulaması haksız şart teşkil etmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece; davanın kabulü cihetine gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Mahkemenin 19.09.2014 tarihli ve 2014/519 E., 2014/820 K. sayılı kararı ile; esasa ilişkin ilk karar gerekçesinin yanında TKHK’nın 22/5 maddesine göre verilen hükmün kesin olduğu, ek kararın kaldırılması yönündeki bozma gerekçesinin bu nedenle usul yönünden de isabetli olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından tüketiciden kayıp kaçak bedeli alınamayacağı yönündeki tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, davanın niteliği itibari ile direnme kararının temyizinin mümkün olup olmadığı, bir başka ifade ile direnme kararının kesin nitelikte olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmış; taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi feshedilmemiş olmakla mevcudiyetini koruduğundan, uyuşmazlık konusunda verilen hükmün bir yıla mahsus değil ileriki yıllara da yönelik olduğu, dolayısıyla art etkisinin bulunduğu, yine kayıp-kaçak vs. bedellerinin alınması uygulaması nedeniyle eldeki dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşımış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren toplu bir uyuşmazlığın bulunduğu, bu nedenle çekişme ve hukukî uyuşmazlığın kesinlik sınırının dışında kaldığı ve ön sorunun bulunmadığı oy birliğiyle kabul edilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
IV. GEREKÇE
13. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuya ilişkin kavramların, 17.06.2016 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı … Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un ve değişiklikten önceki yasal düzenlemelerin incelenmesi gerekmektedir.
14. Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli … sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.
15. Yapılan değişiklikten önce lisans sahibi şirketler, 4628 sayılı … Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde, … Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemesine rağmen, bu maddeye dayanak olarak yayımlanan Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği gerekçe gösterilerek, tüketicilerden kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli adı altında bir bedel tahsil etmekte ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli, 2013/7-2454 E., 2014/679 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi abonenin faturalara yansıtılan kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi de mümkün bulunmamakta idi.
16. 17.06.2016 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı … Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik ile 6446 Sayılı … Piyasası Kanunu’nun 3. maddesine eklenen (şş) bendinde teknik ve teknik olmayan kayıp tanımlanmış, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen, teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı ifade edeceği belirtilmiştir.
17. Yine anılan Kanun’un 17. maddesinin 1 numaralı bendinde:
“…Bu Kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından Kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanır ve onaylanmak üzere Kuruma sunulur. Kurul, mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi hâlinde resen revize ederek onaylar. İlgili tüzel kişiler Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlüdür.”
6/ç numaralı bendinde;
“…Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde Kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir…”
10. bendinde;
“Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü öngörülmüştür.
18. Anılan Kanun’un Geçici 19. maddesinde:
“Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır”
düzenlemesine yer verilmiştir.
19. Özetle, 17.06.2016 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinde kayıp kaçak bedelinin tanımı yapılmış olup 6446 sayılı … Piyasası Kanunu’nun değişik 17/1. maddesinde ilgili tüzel kişilerin bu tarifelere uymakla yükümlü oldukları belirtilmiş, 17/10. maddesinde ise mahkemelerin ve tüketici hakem heyetlerinin yetkisinin, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacağı hükme bağlanmış, nihayet Geçici 20. maddesinde, “… Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır” düzenlemesi getirilmiştir.
20. Anayasa Mahkemesinin 28.12.2017 tarihli toplantısında 6446 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 19. ve Geçici 20. maddelerine yönelik iptal talepleri reddedilmiş, 6446 sayılı Kanun’un 17. maddesine eklenen (10) numaralı bendin ise iptaline karar vermiştir.
21. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; her ne kadar mahkemece kararın kesin olduğu, bu nedenle temyiz incelemesi yapılamayacağı yönünde direnme gerekçesi tesis edilmiş ise de bu husus ön sorun olarak yukarıda 12. bentte tartışılmış ve kararın kesin nitelik taşımadığı sonucuna varılmış olduğundan bu yöndeki direnme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
22. Esas yönünden ise; yukarıda açıklanan ve karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan söz konusu kanun değişikliklerinde, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedelleri ile ilgili olarak, bu kanun değişikliği öncesinde açılan ve hâlen devam eden davalarda da uygulanması gereken düzenlemeler yapıldığından, 6446 sayılı … Piyasası Kanunu’nun Değişik 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının mahkemece tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
23. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 04.07.2018 tarihli, 2017/3-1044 E., 2018/1312 K. sayılı kararında da aynı yöne işaret edilmiştir.
24. Diğer taraftan; direnmeye ilişkin gerekçeli karar başlığında dava tarihinin 23.07.2012 olması gerekirken 14.07.2014 olarak gösterilmesi ve (önceki aşamalarda bulunmakla birlikte) tüketici mahkemesi sıfatıyla yargılama yapıldığına dair açıklamaya yer verilmemesi mahallinde her zaman giderilebilir maddi hata teşkil ettiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
25. O hâlde yukarıda açıklanan bu değişik nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.