Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2019/88 E. 2019/1328 K. 10.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/88
KARAR NO : 2019/1328
KARAR TARİHİ : 10.12.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.01.2015 tarihli ve 2013/1680 E., 2015/29 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 29.03.2018 tarihli ve 2015/29357 E., 2018/8155 K. sayılı kararı ile;
“…Davacı vekili, müvekkili işçinin, davalıya ait Şiran Telekom İşletme Şefliği iş yerinde çalıştığını ve Şiran İlçesinde ikamet ettiğini, toplu iş sözleşmeleri uyarınca müvekkiline ödenmesi gereken vasıta ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, vasıta ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin toplu iş sözleşmelerinde kabul edilen vasıta ücreti ödemesine hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
Uyuşmazlığa konu dönemde, davalıya ait iş yerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmelerinde;
“A-Belediyelerce toplu taşıma vasıtası işletilen veya belediyelerin gözetim ve denetiminde özel toplu taşıma vasıtası işletilen mahallerde bulunan iş yerlerinde çalışan üyelere işbaşı yaptıkları her gün için ;
a-İstanbul Belediye hudutları içindeki iş yerlerinde en yakın bir vapur, bir otobüs,
b-Büyükşehir Belediyesi hudutları içindeki işyerlerinde en yakın iki otobüs,
c-Diğer işyerlerinde en uzak bir otobüs geliş-dönüş ücreti net olarak ödenir.
Belediyelerce toplu taşıma vasıtası işletilmeyen yerlerde bu ücret ödenmez.
B-İşverence servis tahsis veya temin edilmesi, paso sağlanması ya da aylık toplu taşım kartı verilmesi halinde ayrıca vasıta ücreti ödenmez.” şeklindeki düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının Şiran İlçesinde bulunan işyerinde çalıştığı ve aynı ilçede ikamet ettiği sabittir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, Şiran İlçe Belediyesi tarafından (veya gözetim ve denetiminde), ilçe içerisinde toplu taşıma işletmeciliği yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, davacı, vasıta ücreti ödemesine hak kazanmamıştır.
Yukarıda yazılı sebepten, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin, davalıya ait Şiran Telekom İşletme Şefliği iş yerinde çalıştığını ve Şiran İlçesinde ikamet ettiğini, sendikaya üye olduğunu ve toplu iş sözleşmeleri uyarınca müvekkiline ödenmesi gereken vasıta ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, vasıta ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; VII. VIII., IX, ve X. dönem Toplu İş Sözleşmelerinin vasıta ücreti ödenmesine ilişkin hükümleri, vasıta ücretlerine ilişkin cevabi yazılar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece; Gümüşhane Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğünün 05.02.2014 tarihli cevabi yazısında Gümüşhane ile Şiran arasında Gümüşhane Belediyesi ve Gümüşhane Belediyesi denetiminde özel şirketler tarafından yolcu taşımacılığı yapılmadığı belirtilerek, Gümüşhane Kamyoncular Otomobilciler ve Şoförler Odasının belirlediği yol ücretlerine ilişkin yazının gönderildiği, Şiran Belediye Başkanlığının 12.08.2014 tarihli cevabı yazısında ise 1987-2013 yılları arasında Belediye denetiminde özel veya resmî taşıma yapılmadığı, Belde Belediyesi tarafından yolcu taşımacılığı yapıldığı ve taşıma ücretinin 2,50TL olduğu hususlarının bildirildiği, davacı vekilinin bozma kararına karşı beyanlarını içerir dilekçesi ekinde Şiran Belediye Başkanlığının 22.06.2018 tarihli yazısını ibraz ettiği, bu yazının incelenmesinde 5393 sayılı Kanun’un 15/1-h maddesi gereğince Belediye sınırları dahilinde toplu taşımacılık yapıldığının bildirildiği, davacının, davalı şirkete bağlı Gümüşhane Şiran Telekom nezdinde çalıştığı ve aynı yerde oturduğu, Şiran Belediyesi tarafından yolcu taşımacılığı yapıldığının Şiran Belediyesinin 12.08.2014 tarihli cevabi yazısından anlaşıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını davalı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, Şiran İlçe Belediyesi tarafından veya Belediyenin gözetim ve denetiminde İlçe içerisinde toplu taşıma işletmeciliği yapılıp yapılmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan vasıta ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, Özel Dairece Toplu İş Sözleşmelerindeki düzenlemeler uyarınca, davacının Şiran İlçesinde bulunan iş yerinde çalıştığı ve aynı ilçede ikamet ettiğinin sabit olduğu, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, Şiran İlçe Belediyesi tarafından (veya gözetim ve denetiminde), İlçe içerisinde toplu taşıma işletmeciliği yapılmadığı, bu hâlde davacının, vasıta ücreti ödemesine hak kazanmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verildiği, mahkemece Özel Dairenin bozma kararı sonrasında yapılan yargılamada, davacı vekili tarafından sunulan Şiran Belediye Başkanlığının 22.06.2018 tarihli “5393 sayılı Kanun’un 15/p maddesi gereği, belediyemiz sınırları dâhilinde toplu taşımacılık yapılmaktadır.” şeklindeki yazısına da yer verilerek kurulan hükmün gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, şu hâlde temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği ön sorun olarak görüşülmüştür.
Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).
Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda, mahkemece verilen ilk kararda dosya içeriğine göre davacının vasıta ücreti alacağının kabulüne karar verilmiş, Özel Daire tarafından dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, Şiran İlçe Belediyesi tarafından (veya gözetim ve denetiminde), İlçe içerisinde toplu taşıma işletmeciliği yapılmadığı belirtilerek davacının vasıta ücreti ödemesine hak kazanmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacı vekili 29.06.2018 havale tarihli dilekçesinde ve 05.07.2018 tarihli celsede, davacı asilin talebi üzerine Şiran Belediye Başkanlığı tarafından verilen cevabi yazıda, Şiran İlçe Belediyesi sınırları dâhilinde toplu taşımacılık yapıldığının açıkça belirtildiğini beyan etmiş, dilekçe ekinde Şiran Belediye Başkanlığının 22.06.2018 tarihli yazısını sunmuştur.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan Şiran Belediye Başkanlığının 22.06.2018 tarihli yazısı “..5393 sayılı Kanun’un 15/p maddesi gereği, belediyemiz sınırları dâhilinde toplu taşımacılık yapılmaktadır.” ifadesini içermekte olup, direnme kararının gerekçesinde dilekçe içeriğine yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, mahkemece bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplanmadan önceki deliller çerçevesinde karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin verilen karar, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmayıp yeni bir hüküm niteliğindedir.
Hâl böyle olunca kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 22. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.12.2019 tarihinde oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi.