Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2019/182 E. 2020/510 K. 07.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/182
KARAR NO : 2020/510
KARAR TARİHİ : 07.07.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Karşıyaka 4. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ve davalı işveren tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ve davalı işveren vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 05.02.1996-01.03.1998 tarihleri arasında davalı işveren Bak Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. işyerinde silindir hazırlama operatörü olarak çalıştığını, işyerinin basım işyeri olduğunun mahkeme kararları ile kesinleştiğini ve davacının birçok kimyasala maruz kaldığını bu nedenle itibari hizmetten yararlandırılması gerektiğini, ancak davalılar tarafından hizmetlerinin 1A kodu üzerinden bildirildiğini, oysa çalışmalarının 3A kodu üzerinden bildirilmesi gerektiğini ileri sürerek müvekkilinin yaptığı iş ve işyerinin özelliği göz önüne alınarak davalılara ait işyerinde geçen tarihleri arasında dönemler yönünden itibari hizmet süresinin tespitini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu işyerinin itibari hizmet kapsamında bulunmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
6. Davalı Bak Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği itibari hizmet yönünden beş yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının işyerindeki çalışmalarının 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesinde düzenlenen itibari hizmetten sayılmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin itibari hizmet kapsamına alınabilecek işyerleri arasına girmediğini, müvekkil işyerinin basım işi değil, ambalaj ürünü üzerine baskı işi yapan işyeri olduğunu, davacının kimyasal gazlara maruz kalmadığını, davalı işyeri basım işyeri kabul edilse dahi davacı yönünden şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı
7. Karşıyaka 4. İş Mahkemesinin 14.04.2016 tarihli ve 2015/91 E., 2016/142 K. sayılı kararı ile; 506 sayılı Kanun’a 2098 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesi ile eklenen Ek 5/II. madde hükmüne göre, itibari hizmet süresinden yararlanabilmesi için birinci koşulun sigortalının basım ve gazetecilik işyerinde çalışmış olması, ikinci koşulun ise maddede belirtilen yazılı fiziksel dış etkenlerden birinin gerçekleşmesi olduğu, davacının itibari hizmet süresinden yararlanabilmesi için mevzuatta öngörülen her iki koşulun birlikte gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
8. Karşıyaka 4. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ve davalı işveren tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
9. Yargıtay 21. Hukuk Dairesince 01.03.2018 tarihli ve 2016//10366 E., 2018/1973 K. sayılı karar ile;
“… Dava, itibari hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davasının kabulü ile 11507550868 TC.Kimlik nolu, 3501016264030 SS nolu davacı …’in davalı Atatürk Organize Sanayi Bölgesi 10002 Sokak No:45 Çiğli-İZMİR adresinde bulunan 2 1812 01 01 0065960 035 26-41 sicil nolu davalı Bak Ambalaj San.ve Tic.A.Ş işyerinde 05/02/1996-01/03/1998 tarihleri arasında geçen ve 1 A olarak diğer davalı kuruma bildirilen toplam 735 günlük fiili çalışma süresinin 3A olarak değerlendirilerek, 735 günlük sürenin %25’inin itibari hizmet süresi olarak salt sigortalılık süresine eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işyerinde 05/02/1996-01/03/1998 tarihleri arasında silindir hazırlama operatörü olarak çalıştığı, işyerinin baskı işleri mahiyeti ile kanun kapsamında olduğu, kapasite raporlarında işyerinin üretim konusunun Poietilen, Polippropilen ve Kağıttan Baskılı ve Baskısız Ambalaj Malzemeleri olarak belirlendiği, mahkemece keşif yapıldığı, bilirkişi raporunda işyerinde 506 sayılı yasanın Ek 5. maddesinin II. bendinde yer alan basım işleri yapıldığı, solunum ve cilt yolu ile vücuda geçen gaz, toz veya diğer zehirli maddelerle çalışıldığı kanaatinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davalı iş yerinin basım işi niteliğinde olup olmadığı ve davacının davalı iş yerinde geçen çalışmaları yönünden itibari hizmetten yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
İtibari hizmet süresi, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların erken yıpranmaları nedeniyle daha erken emekli olabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirlenmiş erken emeklilik sağlayan düzenlemelerden biridir. İtibari hizmet süresi fiilen olmayan ancak kanun koyucu tarafından verilen imkân nedeniyle varsayılan bir sürenin sigortalılık süresine eklenmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun’un Ek 5’inci maddesi, “506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.
Sigortalılar Hizmetin Geçtiği Yer Eklenecek Süre
I – a) 212 sayılı Kanunla değiştirilen 5953 sayılı basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetleri düzenliyen kanun kapsamına tabi olarak çalışan sigortalılar.
5953 sayılı Kanunu Değiştiren 212 sayılı Kanunun birinci maddesi kapsamıma giren işyerleri 90 gün,
b) Basın kartı yönetmeliğine göre basın kartına sahip olmak suretiyle gazetecilik yaparken, kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevlerde istihdam edilen sigortalılar.
Basın müşavirlikleri 90 gün
II – (Değişik bent: 20/06/1987 – 3395/13 md.)
Basım ve gazetecilik işyerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar,
a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,
b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,
c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,

d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,
e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,
f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00’den sonra çalışılarak yapılan işyerleri
III – (Ek bent: 20/06/1987 – 3395/13 md.) Denizde Gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler, dalgıçlar.
IV – (Ek bent: 20/06/1987 – 3395/13 md.)
1. Çelik, demir ve tunç döküm, fabrika,
2. Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz da çalışanlar, maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,
3. Patlayıcı maddeler yapılmasında,
4. Kaynak işlerinde çalışanlarda,
Kesirlerin hesaplanmasında tam yıl 360 gün olarak alınır. Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” düzenlemesini içermektedir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun Ek 5. maddesidir. Anılan maddeye göre, sigortalıların itibari hizmetten yararlanabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekir. Birinci koşul sigortalının basım ve gazetecilik iş yerlerinde çalışması, ikinci koşul ise II. bendin (a-f) alt bendlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının olayda ayrıca gerçekleşmesidir. Söz konusu maddede, basım ve gazetecilik iş yeri birlikte ifade edilmişse de gazetecilik işi yapılmayan sadece basım işi yapılan iş yerlerinde çalışan sigortalılarda, maddenin alt bentlerinde sayılan koşullardan herhangi birisi oluştuğu takdirde itibari hizmetten yaralanacakları açıktır. Ancak “Basım” işinin matbaa iş yerinde mevkute çıkarmaya yönelik olduğunun kabulü gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2015/21-3371 Esas, 2018/129 Karar sayılı 07.02.2018 tarihli ilamı da bu yöndedir.
Somut olayda, davalı iş yerinde ambalaj üzerine baskı yapıldığı, söz konusu iş yerinde basım ve gazetecilik adına herhangi bir faaliyette bulunulmadığı, basım iş yerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet göstermesi gerektiği, bu nedenle davalı iş yerinin 506 sayılı Kanunun Ek 5. maddesinde belirtilen itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek iş kollarına girmediği, davacının “basım” işyeri özelliği bulunmayan bu işyerinde silindir hazırlama operatörü olarak çalıştığı, itibari hizmet süresinde işçi yararına yorum ilkesi ile iş yeri alanlarının genişletilemeyeceği, bu durumda davanın reddi gerektiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı
10. Karşıyaka 4. İş Mahkemesinin 20.09.2018 tarihli ve 2018/124 E., 2018/271 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
11. Direnme kararı süresi içinde davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ve davalı işveren vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından davalı işyerinde ambalaj üzerine baskı yapılması işinin basım işi niteliğinde olup olmadığı burada varılacak sonuca göre davacının talep ettiği dönem yönünden itibari hizmetten yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE
13. İtibari hizmet süresi, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların erken yıpranmaları nedeniyle kanun koyucu tarafından belirlenmiş erken emeklilik sağlayan düzenlemelerden biridir. İtibari hizmet süresi fiilen olmayan ancak kanun koyucu tarafından verilen imkân nedeniyle varsayılan bir sürenin sigortalılık süresine eklenmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
14. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin yasal mevzuatın belirlenmesi ve incelenmesi gerekmektedir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun Ek 5. maddesi:
“506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.
Sigortalılar Hizmetin Geçtiği Yer Eklenecek Süre
I – a) 212 sayılı Kanunla değiştirilen 5953 sayılı basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetleri düzenliyen kanun kapsamına tabi olarak çalışan sigortalılar.
5953 sayılı Kanunu Değiştiren 212 sayılı Kanunun birinci maddesi kapsamıma giren, 90 gün,
b) Basın kartı yönetmeliğine göre basın kartına sahip olmak suretiyle gazetecilik yaparken, kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevlerde istihdam edilen sigortalılar.
Basın müşavirlikleri, 90 gün,
II – (Değişik bent: 20/06/1987 – 3395/13 md.)
Basım ve gazetecilik iş yerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar,
a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,
b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,
c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,
d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,
e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,
f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00’den sonra çalışılarak yapılan işyerleri, 90 gün,
III – Denizde 90 gün Gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler, dalgıçlar.
IV – 1. Çelik, demir ve tunç döküm,
(…), fabrika,
2. Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz da çalışanlar, maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,
3. Patlayıcı maddeler yapılmasında,
4. Kaynak işlerinde çalışanlarda, 90 gün
Kesirlerin hesaplanmasında tam yıl 360 gün olarak alınır. Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” düzenlemesini içermektedir.
15. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesidir. Anılan maddeye göre, sigortalıların itibari hizmetten yararlanabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Birinci koşul sigortalının basım ve gazetecilik işyerlerinde çalışması, ikinci koşul ise; II. bendin (a-f) alt bendlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının olayda gerçekleşmesidir. Söz konusu maddede, basım ve gazetecilik işyeri birlikte ifade edilmişse de, gazetecilik işi yapılmayan sadece basım işi yapılan işyerlerinde çalışan sigortalıların da, maddenin alt bentlerinde sayılan koşullardan herhangi birisi oluştuğu takdirde itibari hizmetten yaralanacakları açıktır.
16. Matbaa işyeri itibari hizmet süresi açısından değerlendirildiğinde, günümüzde matbaa endüstrisinde kullanılan kimyasal maddelerin sayısında büyük bir artış bulunmaktadır. Çalışanlar da özellikle inhalasyon ve deri yoluyla toksik özelliği yüksek birçok maddeyi vücutlarına almaktadırlar. Bu maddeler arasında kurşun, cıva gibi ağır metaller dahi bulunmaktadır. Hızla gelişen teknolojinin bir sonucu olarak matbaalar, tekstilden ambalaja, elektronik aletlerden duvar kâğıtlarına birçok alanda vazgeçilmez bir öğe olarak yerini almıştır. Matbaanın bu kadar geniş bir alanda kullanılmasına rağmen 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesinde düzenlenen basım işyerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet gösteren işyeri kabul edilmesi hak ve eşitliğe uygun kabul edilemez.
17. 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesinin gerekçesinde “…sosyal güvenlik sistemlerinde itibari hizmet süresi ve fiili hizmet zammı gibi uygulamalara, vücudu yıpratıcı, dolayısıyla çalışma gücünü ve hayat süresini azaltıcı işyerlerinde çeşitli tehlikelere açık olarak çalışanlar için yer verilmektedir. Buhar, is, duman, kurum, toz, koku, asit, zehirli gaz, gürültü, sarsıntı ve radyoaktif ışın gibi ağır ve yıpratıcı çalışma şartlarına rağmen, bu şartlara açık birçok kuruluşun kurulması, çalıştırılması ve faaliyetini sürdürmesi ekonomik, kültürel, sosyal ve sağlık yönlerinden topluma katkıları sebebiyle zorunlu bulunmaktadır. Söz konusu ağır ve yıpratıcı işlerde fiziki, ruhi ve fizyolojik bakımlardan insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen şartlar altında çalışanların tümünün, 2098 sayılı Kanunun ek 1. maddesinde unvan sayılmak suretiyle sınırlı olarak verilen itibari hizmet süresi hakkından yararlandırılmaları, gerek Anayasamızın eşitlik ilkeleri ve gerekse sosyal güvenliğin temel prensiplerine uygun düşeceği için zorunlu görülmektedir…” şeklinde yer alan açıklamalarda incelendiğinde itibari hizmet kapsamının sadece mevkute çıkaran işyerleri için geçerli olmasının hukuken doğru olmadığı anlaşılmaktadır.
18. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, işyerinin mahiyeti matbaa olmasa dahi baskı makinesinin bulunduğu ve davacının “silindir hazırlama operatörü” olarak çalıştığı dikkate alındığında davacının 506 sayılı Kanun’un Ek 5/2. bendi uyarınca itibari hizmet süresinden yararlanması gerekmektedir.
19. Hâl böyle olunca, yerel mahkemenin yukarıda açıklanan hususlara değinen direnme kararı yerindedir.
20. Ne var ki, bozma nedenine göre Özel Dairece işin esası incelenmediğinden davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin ve davalı işveren vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

IV. SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Direnme uygun olup, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin ve davalı işveren vekilinin sair hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 21. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07.07.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.