Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2019/139 E. 2019/1059 K. 15.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/139
KARAR NO : 2019/1059
KARAR TARİHİ : 15.10.2019

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince;
“…DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; ihbar olunan hâkim tarafından hakkında hukuka aykırı karar verildiğini, bu nedenle psikolojisinin bozulduğunu ve adalete olan güveninin sarsıldığını belirterek manevi zararının tazminini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ceza mahkemesi hâkiminin yargısal faaliyeti nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava şartı niteliğindeki görev sorunu, kendiliğinden ve öncelikle irdelenmeli ve ön inceleme aşamasında bu konuda bir karar verilmelidir (HMK m.114, m.115 ve m.138).
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesinin, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile eklenen ek 3. fıkrasında “…. Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk halleri de dahil olmak üzere hakimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.” hükmü yer almakta olup, 142. maddesi ile de bu davalarda zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında mahkememiz görevsiz olduğundan aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 6545 sayılı Yasa’nın 70. maddesi ile değişik 141 ve 142. maddeleri ile HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği sebebiyle usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Takdiren para cezası tayinine yer olmadığına,”
dair oy birliği ile verilen 23.10.2018 tarihli ve 2018/70 E., 2018/61 K. sayılı karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm belgelerin okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı; tarafı olduğu bir soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Bülent Delibalta’ya “geri zekalı” dediği iddiasıyla hakaret suçundan yargılandığı Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/427 E. sayılı davasında, ihbar olunan hâkimin savunma hakkını kısıtlayarak resen celse açtığını ve müşteki Bülent Delibalta’nın beyanını aldığını, savunmasının alındığı ikinci celsenin ara kararında kendisinin İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek Türk Ceza Kanunu’nun 32. maddesi kapsamında akıl sağlığının yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi için rapor düzenlenmesine karar verildiğini, verilen bu ara karara itiraz ettiğini, ancak mahkemece itirazının reddedildiğini, daha önce de hakkında Adli Tıp Kurumundan rapor alındığını, buna rağmen yeniden Adli Tıp Kurumuna sevkinin kendisini aşağılamaya yönelik olduğunu, Adli Tıp Kurumunca cezai ehliyetinin tam olduğuna dair rapor düzenlendiğini, bunun üzerine ihbar olunan hâkimin reddini talep ettiğini, hâkimin reddi talebinin de reddedildiğini, yargılama sonucunda kendisine 1 yıl 6 ay hapis cezası verildiğini, verilen cezada indirim ve erteleme yapılmadığını, ihbar olunan hakkında daha önce de tazminat davası açtığından husumet nedeniyle kasten ve kayırma güdüsüyle karar verildiğini, HMK’nın 46/1-(a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinin ihlal edildiğini ileri sürerek 22.794,00TL maddi ve 500.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Özel Dairece tensiben yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesinin 6545 sayılı Kanun ile eklenen ek 3. fıkrasında “…suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir” hükmü yer almakta olup, aynı Kanun’un 142. maddesinde de bu davalarda yetkili mahkemenin zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesi olduğu düzenlenmiştir.
Davacı, hakkında açılan ceza davasında yapılan işlemler sebebiyle tazminat talep etmiş olup belirtilen yasal düzenleme uyarınca görevli mahkeme davacının oturduğu yer ağır ceza mahkemesidir.
Bu durumda, Özel Dairece verilen dava dilekçesinin görevsizlik sebebiyle usulden reddine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup onanması gerekmektedir.
SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.10.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.