Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2018/949 E. 2018/1900 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/949
KARAR NO : 2018/1900
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Sivas 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.05.2017 tarihli ve 2016/542 E., 2017/282 K. sayılı karara karşı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 10.10.2017 tarihli ve 2017/1484 E., 2017/1603 K. sayılı kararı ile istinaf isteminin kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verdiği karar davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 19.02.2018 tarihli ve 2017/6262 E., 2018/1395 K. sayılı kararı ile;
(…A) Davacı İstemi :
3201 SY göre borçlanarak kısmi ödeme yapan davacının, ödediği primlerin yurt dışı sigortalılık başlangıç tarihinden itibaren 5000 gün olarak şekilde düzeltilmesi gerektiğinin tespiti, yeniden yapılacak hesaplamaya göre davacıya bağlanan aylığın miktarının da düzeltilmesi istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı :
Kurum vekili; kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Mahkemece; yaşlılık aylığının tutarının sigortalının borçlandığı döneme göre farklılık arzettiği, Kurumun sigortalıyı bu yönde bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği, aksi yönde sigortalı lehine uygulama yapılmasını engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı gözetilerek borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı kurumca yapılan işlemin iptaline,davacının 5000 günlük yurt dışı borçlanmasının 03.03.1980 tarihinden itibaren geçen sigortalılık süresine hasredilmesi suretiyle emekli maaşı yönünden bu tarih esas alınarak hesaplama yapması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı vekili tarafından; davacının yurt dışı borçlanma talep dilekçesinde hangi süreyi borçlanmak istediğini bildirmediğini, bu nedenle son tarihten geriye doğru hesaplama yapıldığını, kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu gerekçesiyle istinaf yoluna başvurduğu görülmüştür.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının kısmi borçlanma sonucu bedeli ödenen sürenin, Almanya rant sigortasına giriş tarihinden itibaren ileriye doğru mal edilmesi halinde, sigortalıya bağlanacak aylık tutarını olumlu etkileyecek olması ve Kurumun sigortalıyı bu yönde bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispatlayamamış olması nedeniyle, borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesine ilişkin mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde isabetsizlik olmadığı ancak, sigorta başlangıç tarihinin belirlenmesinde 18 yaşını ikmal ettiği tarihin nazara alınması; bir başka deyişle Alman Rant Sigortasına 18 yaşından önce girmiş olsa dahi bu süreleri borçlanamayacağı gerekçelerine dayanılarak davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına yerine, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının 3201 sayılı yasa uyarınca borçlandığı 5.000 günlük sürenin 18 yaşını ikmal ettiği 11.05.1981 tarihinden itibaren borçlanma tahakkuk cetvelinde belirtilen süreler gözetilerek mal edilmesi gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
F)Temyiz :
Davalı vekili,davacının borçlanma talep dilekçesinde borçlanılmak istenen süreyi belirtmediğinden günlerin sondan geriye doğru hesaplandığı,bağlanan yaşlılık aylığında yasal mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 Sayılı Yasa’nın 5. maddesinde;
“Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır.
Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.” hükmü yer almaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 11.05.1963 doğumlu davacının, Türkiye’de 02.07.2014- 05.07.2014 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın 4a maddesi kapsamında sigortalı olduğu, 03.03.1980-31.12.2013 tarihleri arasında Almanya ‘da sigorta kapsamında bulunduğu, 24.06.2015 tarihli yurt dışı borçlanma talep dilekçesinde borçlanmak istediği tarih aralığını belirtmediği, Kurumca 11.05.1981-29.04.2013 arası 10613 gün karşılığı 136.016 TL borçlanma tahakkuk cetveli düzenlendiği ve davacının 06.11.2015 tarihinde 64.080 olarak 5000 gün karşılığı kısmi borçlanma bedelini ödediği, davacıya 19.11.2015 tarihli talebine istinaden aylık bağlandığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda 3201 sayılı Yasa’nın 5. maddesinin 1. fıkrasına göre, Kurum’ca yapılan borçlanma tahakkuk işlemi yerinde olduğu gibi Kurum’ca düzenlenen borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan ödenmesi karşısında eldeki davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmadan, yazılı şekilde yeniden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir…)
H)Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye Mahkemesince önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, Kurum işlemin iptaline ve yeniden yapılacak hesaplamaya göre tahsis talep tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin 24.06.2015 tarihli talep dilekçesi ile 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma talebinde bulunduğunu ve talebi kabul edilerek Kurum tarafından borç tahakkuk cetveli düzenlendiğini, müvekkilinin tahakkuk eden borcu ödeyerek 19.11.2015 tarihinde aylık tahsis talebinde bulunduğunu ve bu talebin kabul edilerek kendisine yaşlılık aylığı bağlandığını ancak davalı Kurumca yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu gören müvekkilinin, 12.04.2016 tarihli dilekçesi ile maaş tahsis işleminin hatalı olduğunu ve hesaplamanın yeniden yapılmasını talep ettiğini, Kurumun 19.04.2016 tarihli yazı ile bu talebi reddettiğini, Kurumun yapmış olduğu işlemin hatalı olduğunu, müvekkilinin yurt dışında ilk işe giriş tarihinin 03.03.1980 tarihi olduğunu, SGK tarafından bu tarihin temel alınmadığını, müvekkilinin yurt dışında çalıştığı son tarih olan 2014 yılından geriye doğru hesaplama yapmak suretiyle müvekkiline bağlanacak emekli aylığını tespit ettiğini, gerek ilgili Kanun’un değişmesinden önce Yargıtayın yerleşmiş içtihatları gereği gerekse 3201 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikten sonra hesaplamanın yurt dışında ilk işe giriş tarihinden itibaren yapılması gerektiğini ileri sürerek davalı Kurumca yapılan hatalı işlemin iptaline ve yeniden yapılacak hesaplamaya göre tahsis talep tarihinden itibaren müvekkiline emekli aylığı tahsis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili; müvekkili Kurum tarafından davacı hakkında tesis edilen işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; yaşlılık aylığının tutarının sigortalının borçlandığı döneme göre farklılık arz ettiği, Kurumun sigortalıyı bu yönde bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği, aksi yönde sigortalı lehine uygulama yapılmasını engelleyen herhangi bir yasal düzenleme de bulunmadığı, bu nedenle borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile Kurum işlemin iptaline, davacının 5000 günlük yurt dışı borçlanmasının 03.03.1980 tarihinden itibaren geçen sigortalılık süresine mal edilmesi suretiyle yaşlılık aylığı yönünden bu tarih esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin Kurum işleminin yerinde olduğu, yasal mevzuat herhangi bir aykırılığın bulunmadığı gerekçesiyle istinaf yoluna başvurusu üzerine;
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, kısmi borçlanma sonucu bedeli ödenen sürenin Almanya Rant sigortasına giriş tarihten itibaren ileriye doğru mal edilmesi halinde sigortalıya sağlanacak aylık tutarını olumlu olarak etkileyeceği, Kurumun bu lehe durum konusunda sigortalıyı bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispatlayamadığı, bu nedenle borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesine ilişkin olarak mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak 3201 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca sigortalı 18 yaşını ikmal ettiği tarihten itibaren Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen borçlanmaya esas süreleri borçlanabileceğinden, sigorta başlangıç tarihinin belirlenmesinde 18 yaşını ikmal ettiği tarihin nazara alınması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin bu gerekçeyle kabulü ile davanın kısmen kabulüne, davacının 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlandığı 5.000 günlük sürenin 18 yaşını ikmal ettiği 11.05.1981 tarihinden itibaren borçlanma tahakkuk cetvelinde belirtilen süreler gözetilerek mal edilmesi gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmün davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, davacının borçlanma talep dilekçesinde yurt dışında çalıştığı ve boşta geçen sürenin tamamını borçlanmak istediği, Kurum tarafından buna uygun olarak borçlanma tahakkuk cetveli düzenlendiği, kısmi borçlanma yapılması nedeniyle Kurumun tahakkuk cetveline uygun olarak 11.05.1981 tarihinden ileriye doğru borçlanılan sürenin mal edilmesi gerekirken, 29.04.2003 tarihinden geriye doğru mal edilmesinin sigortalı yararına yorum ilkesine ve genel olarak borçlanmanın ilgili aya mal edilmesine ilişkin genel kurala aykırılık teşkil edeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, 3201 sayılı Kanun kapsamında yapılan yurt dışı borçlanma talebi üzerine tahakkuk ettirilen borçlanma bedelinin herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan kısmen ödenmesi hâlinde yapılan ödemeye karşılık gelen sigortalılık süresinin hangi tarihlere mal edilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki Kanun ile yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarına yurt dışında çalıştıkları süreleri borçlanma ve buna bağlı yaşlılık sigortasından yararlanma hakkı verilmiş ve bu kişilerin yurt dışındaki ülke sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında sosyal güvenliklerine gerek kalmaksızın Türkiye’de sosyal güvenceye kavuşmalarına imkân tanınmıştır.
3201 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile Kanunun amaç ve kapsamı düzenlenmiştir. İlgili madde;
“Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.”
düzenlemesini içermektedir.
3201 sayılı Kanun’un 3.maddesindeki “Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.” şeklindeki düzenleme ile başvurulacak kuruluşlar belirtilmiştir.
Diğer taraftan 3201 sayılı Kanun kapsamında yurtdışı sürelerinin borçlanma tutarının niteliği Kanun’un 4. maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde ile,
“Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarı, başvuru tarihindeki 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 82 nci maddesinde belirtilen prime esas asgari ve azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32’sidir. Ancak, prime esas asgari günlük kazancın altında olmamak üzere borçlanma tutarına esas alt sınırı farklı bir miktarda belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. Borçlanılan süreler, yurda kesin dönüş yapılmış olması şartıyla aylık tahsisi için yazılı talepleri halinde 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin son fıkrası hükümlerine göre değerlendirilir. Tahakkuk ettirilen borç tutarı, tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenir. Ödeme yapılan gün sayısı prim ödeme gün sayısına ve prime esas kazanca dahil edilir. Tahakkuk ettirilen prim borcunu tebligat tarihinden itibaren üç ay içerisinde ödemeyenler için yeniden başvuru şartı aranır…”
hükmü getirilmiştir.
3201 sayılı Kanun’un 5. maddesinde değinilmiştir. Kanun’un 5. maddesinde;
“Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.
Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir…” şeklindeki hükmü ile borçlanılacak sürenin nasıl değerlendirileceği ve hangi aylara mal edileceği belirtilmiştir.
3201 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca yurt dışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenecektir. Bu durumda yurt dışı borçlanma talebi üzerine tahakkuk ettirilen borçlanma bedelinin kısmen ödenmesi halinde yapılan ödemeye karşılık gelen sigortalılık süresinin hangi tarihlere mal edileceği 5. madde kapsamında değerlendirilerek, yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru hesaplanması ile sonuca ulaşılacaktır. İlgili maddenin borçlanılan sürelerin hangi tarihlere mal edileceğine yönelik açık düzenlemesi karşısında borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konularak ödenmesinin de sonuca etkili olmadığı belirgindir.
Eldeki davada davacının Alman Rant Sigortası hizmet belgesine göre 18 yaşını ikmal ettiği 11.05.1981 tarihinde Pflichtbeitragszeit (zorunlu prim süresi) kapsamında sigortalılığının bulunduğu, 20.06.2015 tarihinde Kuruma vermiş olduğu borçlanma talep dilekçesiyle 3201 sayılı Kanun uyarınca yurt dışında geçen 03.03.1980 ile 03.03.2005 tarihleri arasında çalışılan ve boşta geçen süreleri borçlanma talebinde bulunduğu, Kurumca borçlanma talebi kabul edilerek 11.05.1981-30.06.1981, 15.02.1982-08.07.1983, 18.01.1984-31.05.1986 ve 05.10.1987-06.11.2013 tarihleri arasında kalan 10.613 prim günü karşılığı borç tahakkuk cetveli düzenlendiği ve davacı tarafından 5000 gün karşılığı borçlanma bedelinin 06.11.2015 tarihinde ödendiği, borçlanılan 5000 günlük sürenin 05.10.1987- 29.04.2013 tarihleri arasına mal edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesine yer alan açık düzenleme karşısında tahakkuk ettirilen borçlanma bedelinin davacı tarafından kısmen ödenmesi söz konusu olduğundan borçlanılan sürenin hangi tarihe mal edileceğinin tespiti ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru gidilerek belirlenecektir.
Diğer taraftan Özel Daire bozma kararında belirtilen borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konularak ödenmiş olması da sonuca etkili olmayacaktır. Borçlanma bedeli ihtirazi kayıt konularak ödense dahi kısmi ödeme hâlinde 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru gidilerek mal edilecek tarihler tespit edilecektir.
Hâl böyle olunca direnme kararı yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.12.2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.