Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2018/920 E. 2019/133 K. 12.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/920
KARAR NO : 2019/133
KARAR TARİHİ : 12.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla; Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03.07.2014 tarihli ve 2014/271 E., 2014/303 K. sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 14.02.2018 tarihli ve 2017/4-1366 E., 2018/210 K. sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen direnme kararının davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunca; davalıların görevi dışında kalan kişisel kusuruna dayanılmadığına, eylemin görev sırasında ve görevle ilgili olmasına ve hizmet kusuru niteliğinde bulunmasına göre, eldeki davada husumetin davalı kamu görevlilerine değil, idareye düştüğü, davanın idare aleyhine açılıp, husumetin de idareye yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; direnme kararının bozulmasına dair kararın verildiği 14.02.2018 tarihi itibariyle karar düzeltme sınırının 15.910,00TL olduğu dikkate alındığında, bu karara karşı davacı tarafından karar düzeltme yoluna gidilmesinin miktar bakımından mümkün olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş; bu Kanunun 450. maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte kanun koyucu uygulamada bir takım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için 6100 sayılı Kanun’a geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3. maddenin, 01.07.2016 tarihli ve 6723 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 2. fıkrasına göre bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacaktır.
Bilindiği üzere, 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, yürürlük tarihinden sonra mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL, yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1. maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar yıllar itibariyle arttırılmıştır.
16.07.1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun’un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
Bu durumda; bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği veya Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yolunun açık olup olmadığı belirlenirken, temyiz ya da karar düzeltme hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; temyiz ya da karar düzeltme istemine konu karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz veya karar düzeltme sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır.
Buradaki “karar” ifadesinin, mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını ve ayrıca Hukuk Genel Kurulunun verdiği kararı da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Dava dilekçesinde 20.000,00TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istenilmiştir. Yerel mahkemece davanın kısmen kabulü ile 7.000,00TL manevi tazminatın tahsiline dair verilen karar, davalılar vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece bozulmuş olup yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararının davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunca 14.02.2018 tarihinde bozulmasına karar verilmiştir.
6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3. madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanun’un 19. maddesi ile HUMK’ya eklenen Ek-madde 4’te öngörülen yeniden değerlendirme oranları dikkate alındığında, düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurulu kararının tarihi itibariyle karar düzeltme sınırı 2018 yılı için 15.910,00TL’dir.
Somut olayda, davacı tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuş ise de; karar düzeltmeye konu edilen tazminat miktarı 15.910,00TL’lik değerin altında olduğundan, karar düzeltme yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
Bu durumda; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440/III-1. maddesindeki karar düzeltme ile ilgili parasal sınırın altında olan davalara ait hükümlere ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamayacağından, davacının karar düzeltme isteminin reddi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin miktardan REDDİNE, istek hâlinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine, 12.02.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.