YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/92
KARAR NO : 2021/1610
KARAR TARİHİ : 07.12.2021
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “takibin iptali” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Konya 2. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin kabulüne ilişkin karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.
2. Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. İNCELEME SÜRECİ
Borçlu İstemi:
4. Borçlu vekili şikâyet dilekçesinde; müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senedin ön yüzünde “teminat” olduğunun belirtildiğini, mücerret bir borç ikrarı içermeyip kambiyo senetlerinden (kambiyo vasfının) olmadığını, bu nedenle kambiyo takibine konu edilemeyeceğini ileri sürerek icra takibinin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararı:
5. Konya 2. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 01.07.2014 tarihli ve 2014/467 E., 2014/677 K. sayılı kararı ile; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; takibe konu senet metninde teminat ibaresinin yer aldığı, bu hâliyle kayıtsız ve şartsız borç ikrarından söz edilemeyeceği, bu bakımdan kambiyo takibine konu edilemeyeceği gerekçesi ile şikâyetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
6. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
7. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 13.01.2015 tarihli ve 2014/29243 E., 2015/347 K. sayılı kararı ile;
“…Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun örnek (10) numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takibe dayanak bononun teminat amaçlı olarak alacaklıya verildiğini ileri sürerek takibin iptali isteminde bulunduğu, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda senet metni üzerindeki “teminat” ibaresi gerekçe gösterilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.
İcra mahkemesine yapılan başvuru, bu hali ile, İİK’nun 168/5. maddesi kapsamında olup, aynı Kanun’un 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın incelenmesi yöntemini düzenleyen İİK’nun 169/a maddesi uyarınca ise; ”İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.”
Öte yandan takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir. (HGK’nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E, 2013/312 K. sayılı ve yine HGK’nun 20.06.2001 T. ve 2001/12-496 sayılı kararları).
Senet üzerinde “teminat” ibaresinin bulunması, Dairemizin yerleşik içtihatları doğrultusunda neyin teminatı olduğu açıklanmadığı sürece, başlı başına senedin teminat senedi niteliğinde olduğunun kabulünü de gerektirmez.
O halde, mahkemece, borçlunun borca itirazı hakkında duruşma açılıp taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların beyanları alınıp gösterecekleri deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
8. Konya 2. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 02.04.2015 tarihli ve 2015/234 E., 2015/360 K. sayılı kararı ile; takip konusu senedin kayıtsız ve şartsız borç ikrarı içermesinin kambiyo takibinin en önemli unsuru olduğu, bu hususta ispat görevinin alacaklıya ait olduğu, yani borçlunun pasif olduğu, kayıtsız şartsız borç ikrarına ilişkin en ufak bir şüphenin kambiyo şikâyetinde borçlu lehine yorumlanacağı ve ispat yükünün karşı tarafa geçeceği, somut olayda senet metninde “teminat” ibaresinin geçtiği, bu ibarenin kambiyo niteliğini sakıt ettiği, bu ibareden sonra borçlunun senedin teminat senedi olmadığını ispat etmek zorunda olmadığı, bundan sonra alacaklının genel mahkemede alacağını ispat etmek zorunda olduğu, takip hukukunun gereği olarak icra mahkemesinin şekli inceleme yaptığı, başka bir anlatımla alacaklının başka bir delil ile takip konusu senedin kambiyo senedi niteliğini senet metnindeki ibare karşısında icra mahkemesinde ispat edemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
9. Direnme kararı süresi içinde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip konusu senet üzerinde “teminat” ibaresinin bulunmasının teminat senedi olduğunu kabule yeterli olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre borçlunun istemi hakkında duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların beyanları alınıp, gösterecekleri deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
11. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 168. maddesinin 3. fıkrası ve 170/a maddesinin 1. fıkrasına göre borçlu ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine başvurarak, takibe dayanak senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep edebilir. İİK’nın 170/a maddesinin 2. fıkrasına göre süresinde yapılmak kaydıyla borçlu tarafından başka bir şikâyet veya itirazda bulunulması ile bu husus icra mahkemesince kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınır. Bu inceleme sonucunda icra mahkemesi takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı kanısına varır ise icra takibinin iptaline karar verir. Ancak İİK’nın 170/a maddesinin son fıkrasına göre her ne suretle olursa olsun imza inkârı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.
12. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 776. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. Bir kambiyo senedi olan bono üzerine bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de, illetten mücerretlik veya muayyenlik niteliklerini ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konulması onun kambiyo niteliğini ortadan kaldırır.
13. Bu çerçevede belirlilik (muayyenlik) kambiyo senetlerinin temel unsurlarından biridir. Tedavül kabiliyeti de dikkate alındığında, bononun bütün unsurlarının açık, net, yoruma elverişli olmayacak biçimde belirgin olması gerekir. Poliçe ve bono keşidesi “şart kabul etmeyen” bir işlemdir (Öztan, Fırat: Kıymetli Evrak Hukuku, 2. B., Ankara 1997, s. 451).
14. Nitekim TTK’nın 777. maddesi zorunlu unsurları taşımayan senedin bono niteliğinde olmadığını belirttikten sonra vade, tanzim ve ödeme yeri konusunda da yedek hukuk kuralı getirerek oluşabilecek boşlukları doldurmuş ve belirlilik ilkesini bu şekilde desteklemiştir.
15. Hukuk Genel Kurulunun 11.04.2018 tarihli ve 2017/19-819 E., 2018/771 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, TTK’nın 776. maddesinde belirtilen şekli koşulların yanında taraflar bononun ihdas nedeni (malen/nakden ya da teminat kaydı ile alındığını), uyuşmazlık durumunda aralarındaki anlaşmaya göre yetkili olacak mahkeme, faiz gibi bononun geçerliliğine etki etmeyecek ihtiyari unsurları belirleyerek senede ekleyebilirler. Sıralanan şekil şartlarından da anlaşıldığı üzere, kambiyo senetleri temel hukukî ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen-nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir. Taraflar bu ibareleri ticaret hayatındaki olası bir uyuşmazlık durumunda ispat hukukunda karşılaşabilecekleri zorlukları daha kolay aşmak amacıyla ihtiyari olarak kayıt altına almaktadırlar. Yoksa bu kayıtlar bağımsız borç ikrarı içeren senetlerin niteliğine etki etmez.
16. Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2018 tarihli ve 2017/12-1140 E., 2018/563 K. ile 11.02.2020 tarihli ve 2017/12-743 E., 2020/129 K. sayılı kararlarında da benimsendiği üzere bonoda teminat kaydı var ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kayıt bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Sadece teminat olduğuna dair eklenen bu kayda doktrinde mücerret teminat kaydı denilmektedir.
17. Somut olayda ise; alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senedin ön yüzünde “bedeli teminat alınmıştır” ibaresinin bulunduğu, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda senedin ön yüzünde teminat ibaresi bulunduğundan senedin mücerret borç ikrarı içermediğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır.
18. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu bu hâli ile İİK’nın 170/a maddesi kapsamında takibe konu senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığına yönelik şikâyet niteliğindedir. Takibe dayanak senette teminat kaydı var ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kayıt senedin kambiyo vasfını etkilemez. Takibe dayanak senet TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine göre kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermekte olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmasında usulsüzlük bulunmamaktadır.
19. O hâlde takibe dayanak senet kambiyo senedi niteliğinde olduğundan borçlunun İİK’nın 170/a maddesine dayalı takibin iptaline ilişkin şikâyetinin reddi gerekir.
20. Hâl böyle olunca direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.