Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2018/679 E. 2018/2005 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/679
KARAR NO : 2018/2005
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki ” Tespit (İşe İade)” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.03.2017 tarihli ve 2016/1089 E.- 2017/280 K. sayılı kararın istinaf incelemesi davalı vekilince istenilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair verilen 05.07.2017 tarihli ve 2017/1894 E.-2017/1625 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 10.10.2017 tarihli ve 2017/40845 E.-201721335 K. sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak bozulduğu ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
Dava, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti ve işe iade istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece işe iade davasının kabulüne karar verilmiş, istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine ise Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde belirtilen karar ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararları ortadan kaldırılarak bozulmuş ve dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi üzerine mahkemece direnme kararı verilmiştir.
Hükmü temyize davalı vekili getirmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun (Yargıtay Özel Dairesinin bozma karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile değiştirilmeden önceki hâli) 20’nci maddesi:
“İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. (…) taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür. Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir. ” şeklindedir.
Madde ile iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ilişkin açılacak bir davanın basit yargılama usulüne göre, kısa süre içerisinde sonuçlandırılması düşüncesi, işçinin emek gelirinden olanaklar ölçüsünde çok kısa bir süre yoksun kalması ilkesinden kaynaklanmış ve bu nedenle de Yargıtay Özel Dairesince verilecek kararın kesin olması amaçlanmıştır.
Benzer nitelikteki düzenlemelere; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 5, 15, 24, 34, 41 ve 53’üncü maddelerinde de yer verilirken iş hukukuna yön veren temel ilke ve düşüncelerden hareket edildiği, Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1985 gün ve E:1984/9–834, K:1985/201 sayılı kararında da, benzer bir konunun ele alındığı görülmüş ve 2822 Sayılı Kanunun 15’inci maddesinde yer verilen “Yargıtay’ca… kesin karara bağlanır” hükmü ile yasa koyucunun, burada bozma kararına karşı direnme yolunu kapamayı amaçladığının vurgulandığına işaret edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, “kesin karar verme” ifadesinden, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğunun amaçlandığı, bu bakımdan Daire bozma kararının direnmeye konu edilemeyeceğini kabul etmek gerekir. Yasa koyucu burada açıkça, “Yargıtay’ca kesin olarak karara bağlanır” demek suretiyle, bozma kararına karşı direnme yolunu kapamış bulunmaktadır.
Nitekim aynı ilke, Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2004 tarihli ve 2004/9-510 E.-2004/557 K.; 08.12.2004 tarihli ve 2004/9-654 E.-2004/664 K.; 21.09.2005 tarihli ve 2005/9-474 E.-2005/510 K.; 23.11.2005 tarihli ve 2005/9-579 E.-2005/648 K.; 12.04.2006 tarihli ve 2006/9-211 E.-2006/195 K.; 18.10.2006 tarihli ve 2006/9-621 E.-2006/673 K.; 03.12.2008 tarihli ve 2008/9-716 E.-2008/726 K.; 27.01.2010 tarihli ve 2009/9-592 E.- 2010/35 K.; 24.02.2010 tarihli ve 2010/9-33 E.-2010/105 K.; 09.12.2015 tarihli ve 2015/22-920 E.- 2015/2898 K.; 09.12.2015 tarihli ve 2015/22-1856 E.- 2015/2923 K. ile 27.06.2018 tarihli ve 2018/22-61 E.-2018/1250 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Hâl böyle olunca; yerel mahkemece, Yargıtay Özel Daire bozma kararının kesin olduğu ve direnme yolunun kapalı bulunduğu gözetilerek, Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Direnme kararı belirtilen bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.