Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2018/668 E. 2018/1739 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/668
KARAR NO : 2018/1739
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ : Yargıtay 12. Hukuk Dairesi (İlk Derece)

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 12. Hukuk Dairesinden verilen 03.06.2016 tarihli ve 2015/3 E.- 2016/2 K. sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 28.03.2018 tarihli ve 2016/12-2349 E., 2018/555 K. sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Dava, yargısal faaliyet nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Özel dairece, somut olayda HMK’nın 46. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisinin mevcut olmadığı, ihbar olunan hâkimlerin davayı sürüncemede bırakma yönünde kasıtlı bir davranış veya hareketlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Hukuk Genel Kurulunca usul ve yasaya uygun bulunan karar onanmıştır. Bu karara karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Hukuk Genel Kurulunda, davacı vekili tarafından verilen karar düzeltme dilekçesinin görüşülmesi sırasında öncelikle, Özel Dairece tebliğe çıkarılan onama kararının davacı vekiline “Muhatap adliyede olup adreste hazır bulunan ehil ve reşit birlikte çalışan daimi işçisi imzasına” 25.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, daha sonra aynı onama kararının davacı vekiline tekrar tebliğe çıkarılarak aynı adreste yine “Muhatap adliyede olup adreste hazır bulunan ehil ve reşit birlikte çalışan daimi işçisi imzasına” 30.05.2018 tarihinde ikinci kez tebliğ edildiği, bu ikinci tebligat parçasının üzerinde kurşun kalemle yazılmış “sehven çıkmış” ibaresinin bulunduğu, davacı vekili tarafından verilen karar düzeltme dilekçesinin havale tarihinin 18.06.2018 olduğu, karar düzeltme harcının da aynı tarihte yatırıldığı, bu durumda davacı vekiline onama kararının tebliğine ilişkin ilk tebligatın ve daha sonra aynı kararın ikinci kez tebliğine ilişkin ikinci tebligatın geçerli olup olmadığı, davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinde karardan 04.06.2018 tarihinde haberdar olduğuna dair beyanı dikkate alındığında karar düzeltme isteminin süresinde kabul edilip edilmeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
Özel Dairenin kararının Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilmiş olması nedeniyle, 6217 Sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/I. maddesi uyarınca Yargıtay kararlarına karşı onbeş gün içinde karar düzeltme yoluna gidilebilir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası” başlıklı 17. maddesinde;
”Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”
hükmü yer almaktadır.
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in “Meslek ve sanat erbabına tebligat” başlıklı 26. maddesinde de;
”Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir.
Muhatabın işyerinde bulunmaması hâlinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”
şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yapılan bu açıklamaların ışığında somut olayın değerlendirilmesinde, Hukuk Genel Kurulu kararı Özel Daire tarafından davacı vekilinin mesleğini icra ettiği adrese tebliğe çıkarılmış, “Muhatap adliyede olup adreste hazır bulunan ehil ve reşit birlikte çalışan daimi işçisi imzasına” şerhiyle “Avukat asistanı Döndü Taşçı” imzasıyla 25.05.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, daha sonra aynı Hukuk Genel Kurulu kararı davacı vekiline tekrar tebliğe çıkarılarak aynı adreste yine “Muhatap adliyede olup adreste hazır bulunan ehil ve reşit birlikte çalışan daimi işçisi imzasına” şerhiyle “Avukat asistanı Döndü Taşçı” imzasıyla 30.05.2018 tarihinde ikinci kez tebliğ edilmiştir. Bu ikinci tebligat parçasının üzerinde kurşun kalemle yazılmış “sehven çıkmış” ibaresinin bulunduğu görülmektedir.
Davacı vekiline 25.05.2018 tarihinde yapılan ilk tebligat usulüne uygun olarak yapılmış olması nedeniyle geçerli olduğundan, karar düzeltme süresinin bu tarihten başlayacağında kuşku bulunmamaktadır. İkinci kez yapılan tebligat üzerine karar düzeltme süresinin yeniden başlayacağının ve davacı tarafa yeni bir karar düzeltme hakkı bahşedileceğinin kabulü olanaklı değildir. Kaldı ki, ikinci tebligatın tarihi olan 30.05.2018 tarihinden, davacı vekilince karar düzeltme dilekçesinin verildiği ve harcının yatırıldığı tarih olan 18.06.2018 tarihine kadar da on beş günlük karar düzeltme süresi geçmiştir.
Hukuk Genel Kurulu kararı karar düzeltme isteyen davacı vekiline, 25.05.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup; davacı vekili tarafından karar düzeltme dilekçesi 18.06.2018 tarihinde verilmiş, karar düzeltme harcı da aynı tarihte yatırılmıştır. Bu durumda yasal onbeş günlük süreden sonra ibraz edilen karar düzeltme dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yer alan açıklamalara göre 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/I. maddesi gereğince davacı vekilince yasal süre geçtikten sonra verilen karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, karar düzeltme harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 20.11.2018 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.