Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2018/541 E. 2021/1705 K. 16.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/541
KARAR NO : 2021/1705
KARAR TARİHİ : 16.12.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı İdare vekili dava dilekçesinde; Bursa ili … ilçesi Büyükkumla Mahallesi 1370 parsel sayılı taşınmazın tamamının kamulaştırılmasına karar verildiğini, davalı tarafın kıymet takdir komisyonunun belirlediği bedel karşılığında anlaşmaya yanaşmaması ve tapuda ferağ vermemesi nedeni ile kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın kamulaştırılan kısmının müvekkili idare adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkeme Kararı:
6. … Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.10.2013 tarihli ve 2013/486 E. 2013/1044 K. sayılı kararı ile; bilirkişi kurulunun bilimsel, gerekçeli, denetimi elverişli raporuna/ek raporuna göre; taşınmazın sulu arazi olarak kabul edildiği, kapitalizasyon faizi oranının kapama zeytin bahçesi olması nedeniyle sulu arazi olarak kabul edilmesi sonucu % 5 alındığı, taşınmazın köy yerleşim alanında olması nedeniyle objektif arttırıcı unsurun % 25 olarak belirlendiği, tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazın olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelire göre arazi için saptanan kamulaştırma bedelinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Bursa ili … ilçesi Büyükkumla Köyü 1370 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı DSİ adına tapuya tesciline, 53.288,28TL’nin kamulaştırma bedeli olarak tespitine, davanın açıldığı tarih dikkate alınarak 10.10.2013 tarihi ile ilk karar tarihi olan 23.10.2013 tarihleri arasında işleyecek yasal faizin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı İdare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince 18.12.2014 tarihli ve 2014/20985 E. 2014/18562 K. sayılı kararı ile; ”…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Bilirkişi heyetinin 19.08.2013 tarihli raporunda dava konusu taşınmazda kuru şartlarda zeytin tarımı yapıldığını belirtmiş, 06.09.2013 tarihli ek raporunda ise taşınmazın kuru tarım arazisi olduğu yönündeki kanaatini tekrar ettiklerini, taşınmazın üzerinde devlet tarafından yapılmış bir sulama sistemi veya taşınmazın sahibi tarafından yapılmış herhangibir su kaynağı tespit edilmediği, taşınmazın çevresinde de sulu tarım yapıldığının görülmediği belirtilmiş ve mahkemecede yapılan keşifte taşınmazın sulu arazi olduğu yönünde bir gözlem bulunmadığı halde taşınmazın sulu arazi kabulü ile buna göre kapitalizasyon faizini %5 kabul eden bilirkişi heyetinin 2. ek raporuna göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2015 tarihli ve 2015/143 E. 2015/289 K. sayılı kararı ile, bilirkişi heyetinden Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2014/20985 E. 2014/18562 K. sayılı bozma kararı doğrultusunda ek rapor hazırlanmasının istenildiği, ek raporun sunulduğu, fen bilirkişi raporunda dereye olan uzaklığı konusunda bozma sonrası rapor alındığı, aynı bölgede aynı özelliklere sahip arazilerin bedel tespiti davalarında sulu olarak kabul edildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK:
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istemine ilişkin eldeki davada, taşınmazın sulu tarım arazisi mi yoksa kuru tarım arazi olarak mı kabul edileceği, buradan varılacak sonuca göre kapitalizasyon faizinin hangi oranda uygulanacağı noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
13. Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).
14. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. Somut olayda mahkemece ilk kararda taşınmaz sulu tarım arazisi olarak kabul edilmek suretiyle karar verildiği, Özel Dairece; “…Bilirkişi heyetinin 19.08.2013 tarihli raporunda dava konusu taşınmazda kuru şartlarda zeytin tarımı yapıldığını belirtmiş, 06.09.2013 tarihli ek raporunda ise taşınmazın kuru tarım arazisi olduğu yönündeki kanaatini tekrar ettiklerini, taşınmazın üzerinde devlet tarafından yapılmış bir sulama sistemi veya taşınmazın sahibi tarafından yapılmış herhangi bir su kaynağı tespit edilmediği, taşınmazın çevresinde de sulu tarım yapıldığının görülmediği belirtilmiş ve mahkemece de yapılan keşifte taşınmazın sulu arazi olduğu yönünde bir gözlem bulunmadığı halde taşınmazın sulu arazi kabulü ile buna göre kapitalizasyon faizini %5 kabul eden bilirkişi heyetinin 2. ek raporuna göre hüküm kurulmuş olmasının doğru görülmediği,…” gerekçesiyle bozma kararı verildiği, bozma kararından sonra mahkemece taşınmazın dereye uzaklığı yönünden fen bilirkişisinden, sulama ilgili olarak bilirkişi kurulundan rapor hazırlamalarının istendiği ve gelen bilirkişi raporları değerlendirilmek suretiyle direnme olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmıştır.
16. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni delil ve olgulara dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
17. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
18. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı İdare vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.