Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2018/519 E. 2018/1930 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/519
KARAR NO : 2018/1930
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Elmadağ Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince “asıl ve karşı davanın” reddine dair verilen 21.06.2012 tarihli ve 2011/378 E., 2012/236 K. sayılı karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 17.04.2013 tarihli ve 2012/25408 E., 2013/10819 K. sayılı kararı ile
“…Ankara 6. Aile Mahkemesinin 17.08.2011 tarih 2011/477 esas-2011/1057 karar sayılı yetkisizlik kararı taraflarca temyiz edilmeksizin 14.10.2011 tarihinde kesinleşmiş, davalı vekili Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1. maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süre geçtikten sonra, 04.11.2011 tarihinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvurmuştur. Bu halde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1. maddesi uyarınca ”davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava boşanma istemine ilişkindir.
Davacı vekili şiddetli geçimsizlik nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, davalıya verilen 4.540TL’nin davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine, evlilik birliği içerisinde alınan ve davalı adına kayıtlı olan taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejimine göre yarı hissesinin davacıya verilmesine, müvekkili yararına tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde işin esasına yönelik savunmalarının yanı sıra Ankara mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, davanın tarafların son altı aydır ikamet ettikleri Elmadağ mahkemeleri önünde görülmesi gerektiğini belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
Ankara 6. Aile Mahkemesinin 17.08.2011 tarih, 2011/477 E., 2011/1057 K. sayılı kararı ile mahkemenin yetkisizliğine, talep hâlinde dosyanın yetkili Elmadağ Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, bu karar temyiz edilmeksizin 14.10.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
16.11.2011 tarihinde dosya Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesine 2011/378 Esas sayısı ile tevzi edilmiş, yapılan yargılama sonunda Mahkemece “asıl ve karşı davanın reddine ” karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda karar başlığında yazılı gerekçe ile bozulmuştur.
Bozma kararı üzerine yerel mahkemece davacı tarafın 19.08.2011 tarihli dilekçe ile süresi içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini istediği, bu hâlde bozma kararına uyulmasının yerinde olmayacağı gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını her iki taraf vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce söz konusu davacı tarafa ait yetkili mahkemeye gönderme dilekçesi ile ilgili olarak davacı vekilinin şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma akıbetinin araştırılması ve varsa varılan neticeye dair kararların temin edilerek dosya içerisine alınmasının gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiş ve yazılı şekilde araştırma yapılmak üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasının yargılaması sırasında verilen yetkisizlik kararı üzerine süresinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi yönünde usulüne uygun taraf başvurusunun bulunup bulunmadığı, burada varılacak sonuca göre yerel mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 20. maddesi uyarınca mahkemelerce görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
Somut uyuşmazlıkta, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.08.2011 tarihli yetkisizlik kararı üzerine davacı vekilinin 19.08.2011 tarihli dilekçe ile dosyanın yetkili Elmadağ Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesine gönderilmesinin talep edildiği, söz konusu dilekçe aslının hâkim havalesini de içerir şekilde dosya arasında bulunduğu, Hukuk Genel Kurulunun geri çevirme yönündeki kararı üzerine yerel mahkemece Elmadağ Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan Ankara 6. Aile Mahkemesi personeli hakkında iddia konusu dilekçenin dosya içerisinde bulunuyor olması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunu işlemediklerinin anlaşıldığı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu hâlde yerel mahkemenin süresinde yetkili mahkemeye gönderme yönünde süresinde ve usulüne uygun taraf başvurusunun bulunduğu yönündeki direnme gerekçesi haklı ve yerindedir.
Ne var ki, işin esasına yönelik temyiz itirazları Özel Daire tarafından incelenmemiş olduğundan dosyanın bu yönde inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun olup, esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.