Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2018/1118 E. 2019/16 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/1118
KARAR NO : 2019/16
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki “tespite itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Bingöl Kadastro Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 29.04.2014 tarih ve 2013/217 E., 2014/107 K. sayılı karar, davacı … İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.03.2014(5) tarih ve 2015/773 E., 2015/1812 K. sayılı kararı ile,
“…Kadastro sırasında …. Köyü çalışma alanında bulunan 152 ada 4 parsel sayılı 5.286,99 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı … Yönetimi, 18.01.2013 tarihli dava dilekçesinde, kadastro tespitinin hatalı olduğunu bildirerek, çekişmeli taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın askı ilân süresi içerisinde açılmadığı gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın görevli Genç Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanun uyarınca yapılan arazi kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapılan arazi kadastrosunun sonuçları 19/12/2013 ile 17/01/2013 tarihleri arasında askı ilânına çıkarılmış; dava, 18.01.2013 tarihinde açılmıştır.
Mahkemece, davanın askı ilân süresi geçtikten sonra açıldığı kabul edilerek karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11/1. maddesi, kadastro tutanaklarında yazılı tespitlere dayanılarak düzenlenen askı cetvelleri ile kadastro paftası örneklerinin “30 gün süre ile” ilan edileceği hükmünü amirdir. Anılan kanunun 26/B maddesi uyarınca da “11. maddede belirtilen askı ilanı içinde” açılan davalarda görevli mahkeme, Kadastro mahkemesidir.
Somut olayda, kadastro sonuçları 19.12.2012 tarihinde askı ilanına çıkarılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 92. maddesinde yer alan “gün olarak tayin edilen sürelerin hesabında tefhim ve tebliğ edildiği günün hesaba katılmayacağı” hükmü dikkate alındığında 30 günlük yasal askı ilanı süresi 18.01.2013 tarihinde sona ermektedir. Kadastro Müdürlüğünce kadastro sonuçlarının askıdan bir gün önce indirilmiş bulunması, 3402 sayılı Kanunun 11/1 ve 26/B maddelerinin emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir.
Bu nedenlerle, davacı … Yönetimi tarafından 18.01.2013 tarihinde açılan dava, yasal askı ilân süresi içinde açılan bir dava olup, görevli mahkeme kadastro mahkemesidir. Mahkemece, dosya kapsamı hatalı değerlendirilerek yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın orman olarak tapuya tescili istemine ilişkindir.
Davacı … İdaresi vekili; …. Köyü 152 ada 4 parsel sayılı çekişmeli taşınmazın davalı adına tespit gördüğünü, ancak taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel Mahkemece; dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro askı ilanının başlama tarihinin 19.12.2012, bitiş tarihinin 17.01.2013, kesinleşme tarihinin ise 18.01.2013 olduğu, dava dilekçesi her ne kadar 17.01.2013 tarihinde verilmiş ise de, başvuru harcının 18.01.2013 tarihinde yatırıldığı anlaşılmakla Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 36. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen dava dilekçesi harca tabi ise harç ve gider avansı tahsil edildikten sonra tevzi edileceğine dair düzenleme ve Yargıtay’ın 06.02.1984 tarihli ve 1983/7 E., 1984/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre harca tabi davalarda davanın harcın yatırıldığı tarihte açılmış sayılacağına ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde söz konusu davanın 18.01.2013 tarihinde açılmış sayıldığı ve 30 günlük askı ilan süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Genç Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
Davacı … İdaresi vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece; önceki gerekçelere ek olarak davacı … İdaresinin başvurma ve peşin harcı 18.01.2013 tarihinde yatırdığı, davaya konu parsele ilişkin askı ilan cetvelinden anlaşılacağı üzere 18.12.2012 tarihinde ilana asıldığı, ilanın 19.12.2012 tarihinde başladığı, 17.01.2013 tarihinde bittiği ve 18.01.2013 tarihinde kesinleştirildiği, davanın 18.01.2013 tarihinde açıldığı, 30 günlük askı ilan süresinin 17.01.2013 tarihinde dolduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı … İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olaya ilişkin eldeki davanın askı ilan süresi içinde açılıp açılmadığı, burada varılacak sonuca göre görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi mi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Çekişmeli 152 ada 4 parsel sayılı taşınmaz 25.09.2012 tarihinde belgesizden … adına tespit görmüştür. Dosya içerisinde bulunan askı ilan cetveline göre …. Köyünde ilanın asılış tarihi 18.12.2012, ilanın başlama tarihi 19.12.2012, ilanın bitiş tarihi ise 17.01.2013 tarihi olarak belirtilmiştir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde kadastro tutanakları 19.12.2012-17.01.2013 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 11. maddesine göre kadastro müdürü tarafından, kadastro ekibinin çalışma alanındaki işini bitirdikten sonra askı cetvellerini düzenleyip müdüriyette ve muhtarın çalışma yerinde 30 gün süre ile ilan ettirileceği ve itirazı olanların ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesine dava açabilecekleri, aynı Kanunun 12. maddesine göre ise 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitlerin kesinleşeceği hükümleri yer almakta olup, Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu hâller Kadastro Kanunu’nun 25. ve 26. maddelerinde düzenlenmiş, 26. maddenin (B) bendine göre 11. maddede belirtilen askı ilanı içinde açılan davalarda Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu açıklanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Davanın açılma zamanı” başlıklı 118. maddesi; “Dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. Dava dilekçesine davalı sayısı kadar örnek eklenir.
Dava dilekçesinin kaydına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir.” şeklinde düzenlenmiş olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 36. maddesinin 5. fıkrasında da benzer şekilde “Dava, dava dilekçesinin tevzi edilerek kaydedildiği tarihte açılmış sayılır.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeler Kanunu’nun 92. maddesinin 1. fıkrasında “Süreler gün olarak belirlenmiş ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter.” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre eldeki davada tutanağın askıya çıkarıldığı veya askıdan indirildiği günün hesaba katılmadığında ve dava dilekçesinin 17.01.2013 tarihinde Bingöl Kadastro Mahkemesi muhabere defterine kaydedildiği göz önünde bulundurulduğunda, davanın askı ilan süresi içerisinde açıldığının kabulü gerekir.
Ne var ki Özel Dairenin bozma kararında davanın 18.01.2013 tarihinde açıldığı belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan gerekçelerle dava dilekçesinin muhabere defterine kaydedildiği 17.01.2013 tarihi, davanın açılma tarihi olduğu kabul edilmiştir.
Hâl böyle olunca direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Diğer yandan Özel Daire bozma kararının karar tarihinin maddi hata sonucu sehven “2014” olarak yazıldığı anlaşılmakla; Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bu tarihin bozma kararından çıkartılarak, yerine “2015” ibaresi yazılması gerektiği kabul edilmiştir.
SONUÇ: Davacı … İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3’üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429’uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 17.01.2019 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.