YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/880
KARAR NO : 2021/950
KARAR TARİHİ : 07.07.2021
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
1. Taraflar arasında “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, … 8. … Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; Türk-… ile Hükümet arasında imzalanan Kamu Toplu … Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolleri ile getirilen zamların 01.01.2005 ve 01.01.2007 tarihlerinden itibaren uygulanması gerekirken 2005 yılı Çerçeve Protokolünün 08.08.2005, 2007 yılı Çerçeve Protokolünün 01.09.2007 tarihinden itibaren uygulandığını, ayrıca 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14. Dönem Toplu … Sözleşmeleri (TİS) ve 30.07.1990 tarihli Protokol ile getirilen zamların, kıdem terfi, seyyanen zam ve kıdem zammının davacıya ödenmediğini ya da eksik ödendiğini iddia ederek ücret, ilave tediye, ikramiye ve teşvik primi fark alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacıya hak ettiği alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini, Çerçeve Anlaşma Protokolleri ile getirilen zamların geçmişe dönük uygulanmasının ise mümkün olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemenin Birinci Kararı:
6. … 8. … Mahkemesinin 24.04.2012 tarihli ve 2009/482 E., 2012/322 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporundaki tespit, değerlendirme ve hesaplamalar esas alınarak davacının 2005 ve 2007 tarihli Protokollerin gereği gibi uygulanmadığı iddiası ile 01.01.2005-08.08.2005 ve 01.01.2007-30.08.2007 dönemine ilişkin ücret, ilave tediye ve ikramiye farkı alacağı taleplerinin; ayrıca taraf sendika üyesi olmayan ve dayanışma aidatı ödemeyen davacının 01.01.2005-31.12.2007 dönemi teşvik primi talebinin akdi ve yasal dayanağının bulunmadığı, ancak davacının ücretine, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14. Dönem Toplu … Sözleşmeleri ve 30.07.1990 tarihli Protokol ile getirilen zamlar ile toplu … sözleşmelerinin Ek-2/A cetvelinde öngörülen kıdem terfileri, ücret artışları, seyyanen zam ve kıdem zamlarının gereği gibi uygulanmadığı gerekçesi ile ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:
7. … 8. … Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 13.12.2012 tarihli ve 2012/22587 E., 2012/42700 K. sayılı kararı ile; davacı işçinin mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönem için kıdem terfi zammı uygulanarak yevmiye tespitinin hatalı olduğu, dosya içerisinde istek konusu dönemlerin tamamını kapsayan toplu … sözleşmeleri ile toplu … sözleşmelerinde değişiklik öngören protokollerin yer almadığı, toplu … sözleşmeleri ve protokoller getirtilerek davalının rapora karşı somut itirazlarını karşılar mahiyette bilirkişiden rapor alınması gerektiği ve özellikle 01.07.1991 tarihinde uygulandığı belirtilen %26,1 oranındaki ücret artışı yönünden 7. Dönem Toplu … Sözleşmesi ve Protokol hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği, ücret farkı ve ikramiye alacakları için toplu … sözleşmesinde belirtilen ödeme tarihlerinden itibaren faize karar verilmişse de mahkemece yapılacak inceleme sonunda bakiye bir hakkın varlığının belirlenmesi durumunda kabul edilen ücret ve ikramiye miktarlarının ayrı ayrı hüküm fıkrasında gösterilerek faiz başlangıçlarının da denetime elverişli şekilde gösterilmesi gerektiği gerekçeleri ile karar bozulmuştur.
Mahkemenin İkinci Kararı:
9. … 8. … Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 06.11.2014 tarihli ve 2013/264 E., 2014/2146 K. sayılı kararı ile; bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştırıldığı dönem bakımından kıdem terfilerinden yararlandırılmadığı, emsal nitelikteki dosyalarda %26,1 enflasyon farkı uygulamasıyla yapılan hesaplamalar sonucu verilen kararların onandığı, %26,1 enflasyon farkının 31.12.1991 tarihli ücrete eklenmesiyle oluşan fark tutarlar üzerinden hesaplamanın isabetli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
10. … 8. … Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
11. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 11.05.2015 tarihli ve 2015/12312 E., 2015/17377 K. sayılı kararı ile; “…Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık 7. dönem toplu … sözleşmesine dayalı ikinci yıl ikinci altı aylık ücretin tespiti noktasında ortaya çıkmaktadır. 01.01.1990-31.12.1991 yürürlük süreli 7. dönem toplu … sözleşmesinin ücret zammını düzenleyen 40/ll-c maddesinde, toplu … sözleşmesinin ikinci yılında gerçekleşecek Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsünün (1987-100 bazlı) Kentsel Yerler Tüketici Eşya Fiyatları Türkiye Geneli endeks artış oranı (Aralık 1991 endeks sayısı/Aralık 1990 endeks sayısı) % 45’i aştığı takdirde aşan kısım 01.01.1992 tarihi itibariyle yeni dönem toplu … sözleşmesinde dikkate alınacaktır, şeklinde düzenleme yer almaktadır. Görüldüğü üzere sözü edilen hükümde 01.01.1992 tarihi için bir zam öngörülmemiş ve enflasyon farkının takip eden dönem toplu … sözleşmesi ile karşılanacağı kararlaştırılmıştır.
01.01.1992-31.12.1992 yürürlük süreli 8. dönem toplu … sözleşmesinin yine ücret zammına ilişkin 40/l maddesinde ise, toplu … sözleşmesinin yürürlük tarihinden önce işyerinde çalışan sendika üyesi işçilerin 31.12.1991 tarihindeki günlük ücretlerine 01.01.1992 tarihinden geçerli olmak üzere % 50 oranında zam yapıldığı düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere 8. dönem toplu … sözleşmesi ile 7. dönem toplu … sözleşmesinin 40/ll-c maddesinde ifade edilen enflasyon farkı dikkate alınarak ücretlere zam yapılmıştır. Bu durumda 7. dönem toplu … sözleşmesine göre ücret zammı olarak % 26,1 artış oranının uygulanması hatalıdır. Bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda % 26,1 oranındaki zammın söz konusu olmadığı belirtilerek hesaplamaya gidilmiş ve davaya konu fark isteklere hak kazanılmadığı belirlenmiştir. Daha sonra alınan farklı bilirkişi raporunda ise salt % 26,1 oranında zamma dayalı olarak hesaplamaya gidilmiştir. Yapılan açıklamalara göre işyerinde uygulanan toplu … sözleşmelerinde 01.01.1992 tarihinde ayrı bir % 26,1 oranında ücret artışı öngörülmediğinden, davaya konu isteklerin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
12. … 8. … Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli ve 2015/502 E., 2015/1574 K. sayılı kararı ile, emsal nitelikte açılan çok sayıdaki davada %26,1 enflasyon farkı uygulamasının kabul edildiği ve bu kararların Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, uygulamada farklılık yaratmamak ve hukukî güvenlik ilkesi de gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği, toplu … sözleşmesi hükümlerinin uygulanması açısından Yargıtay 7., 9. ve 22. Hukuk Daireleri arasında görüş aykırılıkları bulunmasının hukukî istikrarı etkilememesi gerektiği, aynı koşullarda çalışan işçiler açısından açılan davalarda farklı sonuçların elde edilmesinin sosyal … ve sosyal barışı da olumsuz etkilediği, ayrıca 7. Dönem Toplu … Sözleşmesinin 40/II-c maddesine göre %26,1 enflasyon farkının kendiliğinden oluştuğunu, kabul edilen %50 artış oranını da aştığını, toplu … sözleşmesinde yer alan %50 artış oranının enflasyon farkını dışlar nitelikte olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
13. Direnme kararı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda fark alacak miktarlarının tespiti bakımından yapılan yevmiye tespiti sırasında 01.01.1990-31.12.1991 yürürlük süreli 7. Dönem ve 01.01.1992-31.12.1992 yürürlük süreli 8. Dönem Toplu … Sözleşmelerinin ücret zammını düzenleyen hükümleri karşısında davacı işçinin 01.01.1992 (31.12.1991) tarihindeki yevmiyesine %26,1 oranında endeks sayısı eklenmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
15. Toplu … sözleşmesi işçi kuruluşları ile işveren kuruluşları veya işveren arasında … (hizmet) sözleşmesine uygulanabilecek çalışma şartlarını belirleyen ya da düzenleyen sözleşmedir. Toplu … sözleşmesi işçilerle işverenler arasındaki … ilişkisini değil, sadece bir veya birçok işyerinde, bir işletmede ya da … kolunda uygulanabilecek çalışma/çalıştırma şartlarını düzenlemektedir. Öte yandan toplu … sözleşmesi onu bağıtlayanlar arasında hukukî ilişkiler doğurmaktadır (Ünal N.: … Hukuku II Toplu … İlişkileri,Yeni Mevzuata Göre Yazılmış 2. Baskı, s:292).
16. Nitekim 07.11.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendindeki tanıma göre, toplu … sözleşmesi; … sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmeyi ifade etmektedir. 6356 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile yürürlükten kaldırılan mülga 2822 sayılı Toplu … Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 2. maddesinde de benzer düzenleme bulunmaktadır.
17. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun 33. maddesinin 1. ve 2. fıkralarındaki hükümlerde ise 2. maddedeki tanıma uygun hükümlere yer verilmiş ve toplu … sözleşmesinin; … sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içereceği ayrıca tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması, denetimi ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümlere de yer verilebileceği belirtilmiştir (mülga 2822 sayılı Kanun 2. madde).
18. Bu durumda toplu … sözleşmeleri tarafların hakları ve borçları yanında asıl ve ağırlıklı olarak … sözleşmelerine uygulanacak (normatif) hükümleri içermektedir. Normatif hükümler emredici kanun hükmü gibi kapsamına aldığı … sözleşmelerine uygulanırlar. Buradan çıkan sonuç ise, … sözleşmelerinin toplu … sözleşmesine aykırı olamayacağıdır.
19. … sözleşmesindeki toplu … sözleşmesine aykırı hükümlerin yerini toplu … sözleşmesi hükümleri alacaktır. Toplu … sözleşmelerine kanunen belirlenen amacı içinde kalmak ve kesin emredici nitelikteki kanun hükümlerine aykırı bulunmamak şartı ile … sözleşmelerinin yapılmasına, türlerine, şekillerine, çalışma şartlarına ve … sözleşmelerinin sona ermesine ilişkin hükümler konulması mümkündür.
20. Toplu … sözleşmesine taraflar hizmet (…) sözleşmeleri için belli bir şekil şartı koyabilecekleri gibi, bazı kimselerle sözleşme yapılmamasını ya da yapılmasını, bazı kimselerin öncelikle işe alınmasını kararlaştırabilirler. Yine toplu … sözleşmesi akdeden taraflar … sözleşmesinin muhtevasına ilişkin olarak ücret, ücretin ekleri, fazla çalışma, dinlenme hakları, özellikle tatil ve izinler ve diğer işçilik hakları konularında düzenlemeler yapabilecekleri gibi … sözleşmesinin sona ermesi nedenleri, özellikle fesih yetkisinin sınırlanması ve feshe bağlanan kanuni sonuçlar hakkında da toplu … sözleşmesine hüküm koyabilirler (Ünal, N.: …e. s:357).
21. Toplu … sözleşmesine … sözleşmelerine ilişkin hükümler konulması mümkün ise de, konulacak hükümlerin kanunların emredici hükümlerine aykırı olamayacağı açıktır. Ancak burada sözü edilen kanunun emredici hükümlerini mutlak emredici hükümler olarak anlamak gerekir. Örneğin toplu … sözleşmesi ile kıdem tazminatı tavanının değiştirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak nispi emredici hükümlerin yani işçi lehine konulan hükümlerin aksinin toplu … sözleşmesi ile işçi lehine değiştirilmesi mümkündür. Örneğin mevsimlik işçilerin yıllık izin hakkı olmadığına dair 4857 sayılı … Kanunu’nun 53. maddesinin 3. fıkrası aksine bir düzenleme yapılarak mevsimlik işçilere yıllık izin hakkı tanınması toplu … sözleşmesi ile kararlaştırılabileceği gibi, yine 4857 sayılı … Kanunu’nun 17. maddesindeki ihbar sürelerinin işçi lehine arttırılması da mümkün olacaktır.
22. Ayrıca belirtmek gerekir ki, aynı işyeri ya da işletmede uygulanan her toplu … sözleşmesi öncekinden bağımsız olup, önceki sözleşmelerdeki hakların yeni sözleşme karşısında kazanılmış hak sayılması mümkün değildir (Narmanlıoğlu, Ü.: …e., s.363).
23. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı vekili Kamu Toplu … Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolleri ile getirilen zamların 01.01.2005 ve 01.01.2007 tarihlerinden itibaren uygulanması gerekirken 2005 yılı Çerçeve Protokolünün 08.08.2005, 2007 yılı Çerçeve Protokolünün 01.09.2007 tarihinden itibaren uygulandığını belirterek, Çerçeve Anlaşma Protokollerinin geriye yürütülmemesinden kaynaklanan fark alacakların yanında, işletmede uygulanmakta olan 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14. Dönem Toplu … Sözleşmeleri ve 30.07.1990 tarihli Protokol ile getirilen zamların da ödenmediğini ya da eksik ödendiğini iddia ederek, fark ücret ve buna bağlı diğer işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiş; davalı vekili davacıya haklarının eksiksiz ödendiğini savunmuştur.
24. Mahkemece Çerçeve Anlaşma Protokolleri ile 01.01.2005-31.12.2007 dönemi teşvik primi taleplerinin akdi ve yasal dayanağının bulunmadığı belirtilmiş, ancak 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14. Dönem Toplu … Sözleşmeleri ve 30.07.1990 tarihli Protokol ile getirilen zamların eksik uygulanmasından kaynaklanan ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacak istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.
25. Mahkemenin itibar ettiği bilirkişi hesap raporunda 01.01.1990-31.12.1991 yürürlük süreli 7. Dönem Toplu … Sözleşmesinin ücret zammını düzenleyen 40//II-c maddesindeki hüküm dayanak yapılarak davacı işçinin 31.12.1991 tarihindeki yevmiyesi belirlenirken %26,1 oranında enflasyon (endeks) farkı eklenerek hesaplama yapılmıştır.
26. Ne var ki, 01.01.1990-31.12.1991 yürürlük süreli 7. Dönem Toplu … Sözleşmesinin 40. maddesinin “Birinci Yıl Zammı” başlıklı 1. fıkrasında işçilerin ücretlerine 01.01.1990 tarihinden geçerli olmak üzere %80 oranında ve ilaveten 334TL; birinci yıl ikinci 6 aylık dönemde ise %40 oranında ve ilaveten 2.334TL zam yapılacağı belirtildikten sonra “İkinci Yıl Zammı” başlıklı 2. fıkrasının (a) bendinde ikinci yıl birinci 6 aylık zam olarak 01.01.1991 tarihinden geçerli olmak üzere 31.12.1990 tarihindeki işçi ücretlerine %25 oranında zam öngörülmüştür. İkinci yıl ikinci 6 aylık zam olarak ise (b) bendinde işçilerin, 30.06.1991 tarihindeki günlük ücretlerine 01.07.1991 tarihinden geçerli olmak üzere %20 oranında zam yapılacağı hüküm altına alınmıştır. (c) bendinde ise “Toplu … Sözleşmesinin 2. yılında gerçekleşecek T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (1987-100 bazlı) Kentsel Yerler Tüketici Fiyatları Türkiye Geneli endeks artış oranı (Aralık 1991 endeks sayısı/Aralık 1990 endeks sayısı) %45’i aştığı takdirde aşan kısım 01.01.1992 tarihi itibariyle yeni dönem toplu … sözleşmesinde dikkate alınacaktır” hükmü bulunmaktadır.
27. Öte yandan 01.01.1992-31.12.1992 yürürlük süreli 8. Dönem Toplu … Sözleşmesinin yine ücret zammına ilişkin 40. maddesinin “Birinci Yıl Altı Ay Zammı” başlıklı 1. fıkrasında “Bu toplu … sözleşmesinin yürürlük tarihinden önce işyerlerinde çalışan sendika üyesi işçilerin 31.12.1991 tarihindeki günlük ücretlerine 01.01.1992 tarihinden geçerli olmak üzere %50 oranında zam yapılmıştır” düzenlemesinin yer aldığı görülmektedir.
28. Bu durumda 7. Dönem Toplu … Sözleşmesinin ücret zammına ilişkin 40. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinde belirtilen ve bu toplu … sözleşmesinin ikinci yılında gerçekleşecek T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (1987-100 bazlı) Kentsel Yerler Tüketici Fiyatları Türkiye Geneli endeks artış oranı (Aralık 1991 endeks sayısı/Aralık 1990 endeks sayısı)’nın %45’i aşan kısmının 8. Dönem Toplu … Sözleşmesinin 40. maddesinde belirlenen ücret zamlarının tespiti aşamasında dikkate alındığını kabul etmek gerekir. Kaldı ki, süresi sona eren 7. Dönem Toplu … Sözleşmesinin anılan bu hükmünün 8. Dönem Toplu … Sözleşmesi bakımından bağlayıcı olduğu da söylenemez.
29. Şu hâlde mahkemece, 7. Dönem Toplu … Sözleşmesinin 40//II-c bendinde belirlenen endeks artış oranının (%26,1) 31.12.1991 tarihli yevmiyenin tespiti sırasında hesaba katan bilirkişi raporuna itibar ederek hüküm kurulması isabetsizdir.
30. Ayrıca, direnme kararının başlık kısmında dava tarihi 08.05.2009 olduğu hâlde 23.06.2015 olarak yazılmış ise de bu husus mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
31. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru olmamıştır.
32. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.07.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.