Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/570 E. 2018/1859 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/570
KARAR NO : 2018/1859
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Hopa Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici mahkemesi sıfatıyla) davanın kabulüne dair verilen 05.11.2014 tarihli, 2014/197 E., 2014/459 K. sayılı karar davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 07.04.2015 tarihli, 2015/12657 E., 2015/11022 K. sayılı kararı ile;
“…Davacı, davalı bankadan tüketici kredisi kullandığını, kredi kullanımı sırasında kendisinden haksız yere 2180 TL kesinti yapıldığını, kesintilerin iadesi için Hakem heyetine başvurulduğunu ve hakem heyetinin 2.180 TL nin iadesine karar verdiğini, bu karara dayanarak genel haciz yoluyla ilamsız takip yaptığını ve takibin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Her ne kadar mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş ise de; 28.05.20014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 68/1. maddesine göre, değeri 2.000.00.TL’ nın altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetlerine, 3.000.00.TL’ nın altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetlerine, Büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise 2.000.00.TL– 3.000.00.TL arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklarda ise Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yapılamaz. Somut uyuşmazlıkta, davacı, 09.06.2014 tarihinde açtığı dava ile Hopa İlçesi Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’nin 08.07.2013 tarihli 2.180,00 TL’nin kendisine iadesine ilişkin karara istinaden yapmış olduğu ilamsız takibe itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 Sayılı Yasa’ nın 68. maddesine göre tüketici olan davacının, bu miktar için zorunlu olarak Tüketici Hakem Heyetine başvuru da bulunması gerekirken mahkemeye başvurduğu anlaşıldığından mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esastan karar verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. …”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan tüketici kredisi kullandığı sırada kendisinden haksız kesinti yapıldığının Hopa İlçe Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 08.07.2013 tarihli, 858 sayılı kararı ile sabit olduğunu, söz konusu kararda hüküm altına alınan 2.180TL’nin tahsili yönünde başlatılan takibe haksız şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda karar başlığında yazılı gerekçe ile bozulmuştur.
Bozma kararına karşı yerel mahkeme önceki karar gerekçelerini tekrar etmek ve dava konusu uyuşmazlığın itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, bu nedenle bozma kararına uyulmasının mümkün olmadığını da belirtmek suretiyle direnme kararı vermiştir.
Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; itirazın iptali davalarının tüketici sorunları hakem heyetleri nezdinde karara bağlanmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kanun koyucu 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 68. maddesinde belli bir miktarın altında kalan tüketici uyuşmazlıkları yönünden tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunluluğu getirmiş olup, 20.12.2017 tarihli değişiklik ile söz konusu maddeye “Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla” ibaresi eklenmiş, bu çerçevede miktar itibariyle hakem sınırı dâhilinde dahi kalsa 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu (İİK) ile ilgili dava ve işlerde hakem heyetlerinin görevli olmayacakları açıklığa kavuşturulmuştur.
Anılan Kanun değişikliği öncesinde konu ile ilgili açık düzenleme bulunmamakla beraber; 2004 sayılı İİK’nın 67. maddesinde takip talebine itiraz hâlinde alacaklının bir yıl içerisinde “mahkeme”den itirazın iptalini isteyebileceği düzenlenmiş olduğundan uyuşmazlığın çözümünde öncelikle “mahkeme” ve “tüketici sorunları hakem heyeti” kavramlarına değinilmesi faydalı olacaktır.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesinde yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı öngörülmüş, 138-158. maddelerinde “Genel Hükümler” ve “Yüksek Mahkemeler” başlıkları altında yargı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Yargı yetkisini Türk Milleti adına kullanacak olan bir merciin mahkeme olarak kabul edilebilmesi için kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin yasa ile düzenlenmesi, karar organlarının hâkimlerden teşekkül etmesi, yargılama tekniklerini uygulayarak ve genelde dava yolu ile uyuşmazlıkları ve anlaşmazlıkları çözümlemekle görevli olması, görev yapan üyelerin atamalarının, hak ve ödevlerinin, emekliye ayrılmalarının, Anayasa’nın öngördüğü mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkim teminatı esaslarına göre düzenlenmiş olması ve Anayasa’da sayılan ve başında bir yüksek mahkemenin bulunduğu yargı düzenlerinden birinde yer alması gereklidir.
Tüketici sorunları hakem heyeti ise, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un değişik 22. maddesine göre, illerde Sanayi ve Ticaret İl Müdürü veya görevlendireceği bir memur, ilçelerde kaymakam veya görevlendireceği bir memur başkanlığında, belediye, baro, ticaret ve sanayi odası ile esnaf ve sanatkârlar odası ile tüketici örgütlerinden seçilerek görevlendirilecek beş kişiden oluşmaktadır.
Hâl böyle olunca tüketici sorunları hakem heyetlerinin yargı organlarının ve mensuplarının Anayasa’da belirtilen niteliklerine sahip olduklarından bahsedilemeyeceğinden, hakem heyetlerinin “mahkeme” sayılamayacakları, bu nedenle de itirazın iptali davalarında uyuşmazlıkları çözümleme görevlerinin bulunmadığı açıktır.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 31.05.2007 tarih, 2007/53 E., 2007/61 K. sayılı kararında da aynı hususa işaret edilmiştir.
Bu nedenle yerel mahkemenin açıklanan yöne ilişkin direnme kararı hukuka uygun ve yerindedir.
Ne var ki bozma nedenine göre işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmemiş olduğundan bu hususta inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmiştir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun olup, işin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.12.2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.