YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/540
KARAR NO : 2017/857
KARAR TARİHİ : 26.04.2017
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.11.2012 gün ve 2012/151 E. 2012/596 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 01.11.2013 gün ve 2013/9933 E., 2013/26818 K. sayılı kararı ile;
“…Davacı, Kuzey Ankara girişi kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde davalının kendisine daire vermesi karşılığında arsasını bedeli mukabilinde davalıya devrettiğini ancak bina ev ağaç bedeli yerine sadece enkaz bedelinin ödendiğini ileri sürerek bina ve ağaçların sözleşme yapıldığı tarihindeki Bayındırlık Bakanlığınca yayınlanan birim fiyatları üzerinden gerçek bedelinin tespit edilerek bu bedelden şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, daha sonra talebini 21.868.00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı, haksız davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, imzalanan sözleşme uyarınca kendisine ait bina ve müştemilatların davalıya bedeli karşılığında devir edildiği ve bina ile müştemilatların sözleşme tarihindeki Bayındırlık Bakanlığı birim fiyatları üzerinden değerinin ödenmesi gerekirken sadece enkaz bedelinin ödendiği iddiasıyla eldeki davayı açmış olup mahkemece, davacının sadece enkaz bedelini talep edebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki davacı ile davalı arasında davacının arsasının davalıya devrine ilişkin sözleşme özel hukuk hükümlerine göre yapılmış geçerli bir sözleşmedir. Bu sözleşmeye konu bina ve müştemilatların değer tespitinin yapıldığı analiz raporunun, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin eki hükmünde olduğu, taraflar arasında ihtilaf konusu yapılmadığı ve geçerli olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davacının talep edebileceği alacak miktarının, analiz raporuyla tespit edilip kendisine yapılan kısmi ödemenin dışında kalan bakiye bedel olduğu gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili 251 m2’ lik arsasını, Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında imzalanan sözleşme uyarınca daire karşılığı davalıya devrettiğini, ancak kıymet takdir komisyonunca belirlenen bedelin tamamının davacıya ödenmediğini, enkaz bedeli ödenmesinin doğru olmadığını projeden çok önce tapu tahsis belgesi sahibi olduğunu belirterek eksik ödenen bedelin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca enkaz bedelinin esas alındığını, 2981 sayılı İmar Affı Kanununun 13/b maddesi uyarınca yapı yerinde korunabiliyorsa gecekondu sahibine yapıların işgal ettiği alan da dikkate alınarak uygun arsa veya hisse verileceği, gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine ise aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinden başka bir arsa veya hisse verileceği, muhafaza edilemeyen yapıya sadece enkaz bedeli ödeneceğini, davacının serbest iradesi ile kabul ettiği sözleşme uyarınca hesaplanan bedelin ödendiğini, serbest iradesi ile imzaladığı sözleşmeye aykırı olarak dava açamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, gerek mevzuat gerekse encümen kararı ve tarafların serbest iradeleri ile düzenledikleri sözleşme hükümlerine göre, tapu tahsis belgeli taşınmaz üzerindeki bina ve eklentilerine enkaz bedelinin ödeneceğinin kabul edildiği, davacının gecekondusu muhafaza edilmediğinden (yapı yerinde korunamadığından) ve kendisine arsa tahsis edildiği anlaşıldığından, 2981 sayılı Yasanın 13/b maddesi gereğince de enkaz bedelinin ödenmesi gerektiği ayrıca olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan 5998 sayılı Yasa ile değişik 73/7. maddesinin uyuşmazlığa uygulanamayacağı, davacının isteyebileceği enkaz bedelinin de ödendiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık kısmında açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece bozma gerekçesinde sözleşmenin geçerli olduğu ve tarafları bağladığı kabul edildiği halde, eki analiz raporunun bağlayıcılığına dikkat çekilerek ve sözleşme hükümlerine aykırı anlam atfedilerek, tapu tahsisli taşınmazlara ilişkin enkaz bedelinin değil de, yapı bedelinin ödeneceğine ilişkin bozmanın isabetsiz olduğu, benzer konuda verilen Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 08.04.2013 gün ve 2013/1482 -6595 E., K. sayılı kararında belirtildiği üzere taraflar arasında 5104 sayılı Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu, bu kanunun uygulamasına ilişkin yönetmelik ve 15.04.2005 tarihli Belediye Meclis Kararı da dikkate alınarak yapılan 08.06.2009 tarihli sözleşme ile tapu tahsis belgeli gecekondu için yapı bedelinin değil enkaz bedelinin esas alınarak borçlandırma yapılmasının doğru olduğu, davacının bakiye bir alacağı bulunmadığı, sözleşme hükümlerinin tarafları bağladığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasına girilmeden önce uyuşmazlıkta adli yargı mahkemelerinin görevli olup olmadığı hususu ön sorun olarak incelenmiş, yapılan değerlendirmede; taraflar arasında, Kuzey Ankara girişi kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde Tapu Tahsis Belgeli Tesis Sözleşmesinin tarafların özgür iradesi ile düzenlendiği, davacının özel hukuk hükümlerine tabi bu sözleşme uyarınca eksik belirlendiği iddia edilen bakiye alacağının talep edildiği, 2981 sayılı Kanun uyarınca tapu tahsis belgeli yerlerde, idarenin eylem ve işleminin tapu tahsis belgesinin verilmesi ile sona ermesi nedeniyle davacının kişisel hakka dayanarak talepte bulunduğu, bu nedenlerle uyuşmazlıkta idari yargı değil, adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu hususu oybirliği ile kabul edilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
İşin esasının incelenmesinde;
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, tapu tahsis belgeli gecekondu için taraflar arasındaki kentsel dönüşüm projesi arsa ve tesis karşılığı konut sözleşmesi ve eki niteliğindeki analiz raporu çerçevesinde yapılan hesaplamada enkaz bedelinin mi yapı bedelinin mi ödeneceği noktasında toplanmaktadır.
2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler Ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un “Tapu tahsis belgesi verilen gecekondular” başlıklı 13. maddesi uyarınca:
“Tapu tahsis belgesi verilen gecekondular hakkında aşağıdaki uygulamalar yapılır.
a) (Değişik : 22/5/1986 – 3290/6 md.) Bu Kanun gereğince arsa tahsis edilecek kimselerin; kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırı içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü iş yeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması gerekir.
b) (Değişik : 22/5/1986 – 3290/6 md.) Hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde, ıslah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edilir. Gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinde başka bir arsa veya hisse verilir. Tahsis edilen arsa veya hissenin bedeli 4/11/1983 tarih ve 2942 sayılı Kanun veya 6/6/1984 tarih ve 3016 sayılı Kanuna göre tespit edilir.”
Yine dava konusu dönüşüm projesine ilişkin Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Yönetmeliğinin “Borçlandırma suretiyle konut sözleşmesi” başlıklı 14. maddesinde:
“(1) Tapu tahsis belgesindeki tahsis miktarı 400 m2 olup arsa borcu bulunmayan hak sahiplerine Belediye Meclisince belirlenecek büyüklükte bir adet konut verilir. Tapu tahsis belgesindeki tahsis miktarı 400 m2’den az olan maliklerin eksik arsa oranları, konut sözleşmesi ile Belediye Meclisince tespit edilecek konut büyüklüğünün inşaat maliyet bedeli oranı üzerinden hesaplanacak bedele, gecekonduya ait varsa arsa borcuda ilave edilerek, toplamdan; tesis ve müştemilata ait enkaz bedeli düşülerek borçlandırma yapılır.” düzenlemesi öngörülmüştür.
Belirtilen düzenlemelerin incelenmesinde, tapu tahsis belgeli taşınmaz üzerindeki bina ve eklentileri karşılığında ödenecek bedelin belirlenmesinde arsa üzerindeki yapılara ait enkaz bedelinin esas alınacağının öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Öte yandan tarafların anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde imzaladıkları Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde Tapu Tahsis Belgeli Tesis Sözleşmesinin hak sahibinin alacaklarını belirleyen 2. maddesi uyarınca; hak sahibinin alacağı belirlenirken arsa üzerindeki tesis ve müştemilata ait enkaz bedeli esas alınarak bakiye alacağın belirleneceğinin kararlaştırıldığı açıktır.
Taraflar arasında düzenlenen bu sözleşme, özel hukuk hükümlerine tabi ve geçerli bir sözleşme olduğundan taraflar yönünden bağlayıcıdır.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında tapu tahsis belgeli taşınmaz üzerindeki bina ve eklentileri karşılığında ödenecek bedelin belirlenmesinde, gerek 2981 sayılı Kanun’un 13. maddesinin (b) fıkrası, gerek Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Yönetmeliğinin 14. maddesi ve gerekse tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları ve kendileri yönünden bağlayıcı sözleşme hükümleri uyarınca tapu tahsis belgeli gecekonduların bulunduğu arsa üzerindeki yapı ve müştemilatlar ile ağaçlara ait bedelin belirlenmesinde enkaz bedelinin esas alınması gerekmektedir.
O halde davacı, hak sahibi olduğu tapu tahsis belgeli taşınmaz üzerindeki bina ve eklentisine enkaz bedelinin değil de yapı bedelinin ödenmesini istemiş ise de yukarıda belirtilen mevzuat ve sözleşme hükümleri ile, tapu tahsis belgeli taşınmaz üzerindeki bina ve eklentilerine enkaz bedelinin ödeneceği kabul edildiğinden ve davacıya anılan mevzuat ve sözleşme uyarınca belirlenen enkaz bedeli ödendiğinden davanın reddine dair kararda direnilmesi usul ve yasaya uygundur.
Bu nedenle direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.