Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/453 E. 2018/1861 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/453
KARAR NO : 2018/1861
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki “geçici su abonelik tesisi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.09.2013 tarihli ve 2012/1536 E., 2013/2838 K. sayılı kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25.06.2014 tarihli ve 2014/11756 E., 2014/10336 K. sayılı kararı ile;
“…Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı kuruma su aboneliği için başvurduğunda, davaya konu binanın iskan raporu bulunmadığı gerekçesiyle abonelik talebinin reddedildiğini belirterek geçici su aboneliğinin tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu binanın iskan izninin alınmadığı dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31.maddeleri hükmüne göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir. Ne var ki; davadan önce 26.07.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe giren 5784 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 25.maddesinde 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen Ek Geçici 11.madde, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kanalizasyon kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara yol, su, elektrik, telefon vb.gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar geçici abonelik yapılabilir, bu halde elektrik ve su bağlanması abone için kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak yapı ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanamaz” hükmü getirilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 11.madde hükmü uyarınca yine aynı yasanın 31.maddesindeki istisnalardan yararlanabilmek için yapı ruhsatının 26.07.2008 tarihinden önce alınmış olması gerekmektedir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın yapı ruhsatı tarihi 31/12/2004 olup bu durumda İmar Kanununun 11.maddesindeki yasal şartların gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava geçici su aboneliğinin tesisi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kuruma su aboneliği için başvurduğunda davaya konu binanın iskân raporu bulunmadığı gerekçesiyle abonelik talebinin reddedildiğini belirterek geçici su aboneliğinin tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkemece davaya konu binanın statik raporu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Bozma kararına karşı yerel mahkemece ilk karardaki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mevcut delillere göre davalı idarenin geçici abonelik sözleşmesi yapmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin mevzuattan bahsetmekte yarar vardır.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30’uncu maddesi; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.” hükmünü içermektedir. Yine aynı Kanunun “Kullanma İzni Alınmamış Yapılar” başlıklı 31’inci maddesinde de; “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Açıklanan Yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yapı kullanma (iskân) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik ve belediye (ferdi abonelik) hizmetlerinden faydalanamayacakları açıktır.
Hâl böyle iken, yasa koyucu ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmadan inşa edilmiş ya da yapı (inşaat) ruhsatı alınmasına rağmen yapı kullanma (iskân) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 26.07.2008 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5784 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 25’inci maddesi ile 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 11’inci madde ile bir istisna getirmiştir.
Geçici 11. madde;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kanalizasyon kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara yol, su, elektrik, telefon vb. gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar geçici abonelik yapılabilir, Bu halde elektrik ve su bağlanması abone için kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak yapı ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanamaz” hükmünü içermektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen bu madde hükmü uyarınca yine aynı Yasanın 31’inci maddesindeki istisnalardan yararlanabilmek için yapı ruhsatının 26.07.2008 tarihinden önce alınmış olması gerekmektedir.
Öte yandan, dava konusu uyuşmazlığın doğduğu tarihte yürürlükte olan mülga ASKİ Tarifeler Yönetmeliği’nin 30/d maddesinin yollamasıyla, anılan Tarifenin “Abonelik türleri” başlıklı 6/h maddesi,
“…Abonelerin gruplandırılmasıyla, tarifelerin uygulama esasları aşağıda açıklanmıştır.

Geçici aboneler:

Yapı ruhsatı bulunup da, elektrik, doğalgaz ve telefon gibi kamu hizmetlerinin en az birinden yararlandığını ispatlamak koşuluyla, yapı kullanma izni için ilgili kuruma başvurulduğu halde izin verilmeme nedeninin;
-Sigorta prim veya vergi borçlarından kaynaklanması halinde tüm bağımsız bölümlere,

-Binanın oturulan bölümleriyle ilgili olmayıp çevre düzenlemesi gibi eksikliklerden
kaynaklanması halinde tüm bağımsız bölümlere,
Yapı Kullanma İzni Belgesi alınıncaya kadar geçici olarak, kullanım türüne göre su verilen aboneliklerdir…”
Buna göre, yapı ruhsatı bulunup da elektrik, doğalgaz ve telefon gibi kamu hizmetlerinin en az birinden yararlandığını ispatlamak koşuluyla, yapı kullanma izni için ilgili kuruma başvurulduğu hâlde izin verilmeme nedenlerinin; sigorta prim veya vergi borçlarından kaynaklanması, binanın bazı kısımlarının yapı ruhsatına aykırı olması, binanın oturulan bölümleriyle ilgili olmayıp çevre düzenlemesi gibi eksikliklerden kaynaklanması hâlinde, geçici abonelik yapılacağı kabul edilmiştir.
Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki; yapı kullanma izni verilmesi için gerekli belgeler Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği’nin 97’nci maddesinde belirtilmiş olup, anılan madde uyarınca yapı izni verilebilmesi için aranan koşullardan biri de; yapının ruhsat eki projelere uygun olarak kısmen veya tamamen bitirildiğini belirten ve fenni mesuller ile yapı denetim kuruluşlarının denetçi mimar ve mühendisleri tarafından imzalanan raporun düzenlenerek ibrazıdır.
Somut olayda, binanın 31.12.2004 tarihli yapı ruhsatının olduğu, abonelik tesisi istenen dairenin elektrik aboneliği bulunduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı gibi seviye tespit tutanağına göre de binanın ruhsat ve eklerine uygun olarak %95 oranında tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, dava konusu taşınmazın yapı ruhsatı tarihi 31.12.2004 olup, 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen Geçici 11’inci maddede belirtilen yasal şartlar gerçekleştiğinden davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
O hâlde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Geçici 3’üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429’uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 440’ıncı maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.