YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/2680
KARAR NO : 2021/496
KARAR TARİHİ : 15.04.2021
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “tapu kaydında düzeltim” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kırklareli Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; Dolhan Köyü, 723 parsel sayılı taşınmazda paydaş olan müvekkilinin isminin tapu kaydında sehven “Cemalettin” olarak yazıldığını, bu konuda dava açmak üzere Kırklareli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/326 E. sayılı dosyasında yetki verildiğini belirterek, malik isminin nüfus kaydındaki gibi “Celalettin” olarak düzeltilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı Cevabı:
5. Davalı … vekili; tapu kaydında malik isminin “Cemalettin” olarak değil, “Celalettin” olarak yazılı olduğunu ve davanın konusunun bulunmadığını belirterek, reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Kırklareli Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.10.2013 tarihli ve 2013/460 E., 2013/935 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın davacı … adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.04.2014 tarihli ve 2014/1940 E., 2014/8468 K. sayılı kararı ile;
“…Somut olayda, mahkemece tapu kayıtlarının tüm dayanakları ile birlikte getirtildiği, tapu kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kaydının tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelendiği, zabıta marifeti ile taşınmazların bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişilerin bulunup bulunmadığının araştırıldığı, ilgili araştırmalar neticesinde, dava konusu taşınmazın davacı … adına kayıtlı olduğu belirlenmesine ve gerekçeli kararda bu belirlemelerin yazılmasına rağmen hüküm kısmında davanın reddine şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür.
Hal böyle olunca,yukarıdaki belirlemeler karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken gerekçeye aykırı olarak hüküm kurulması da doğru değildir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Kırklareli Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.03.2015 tarihli ve 2014/662 E., 2015/286 K. sayılı kararı ile; tapu kaydı incelendiğinde malik isminin zaten Celalettin olduğu, bu durumda davanın en başında dava şartı nedeniyle HMK’nın 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken bozma öncesi kararın davanın reddine ilişkin olması nedeniyle direnme hükmünün de bu şekilde kurulması gerektiği belirtilmek suretiyle direnme kararı verilmiş ve dava reddedilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu 723 parsel sayılı taşınmazın kütük sayfasında malik adının “Cemalettin” olarak, elektronik olarak TAKBİS’den temin edilen tapu kaydında ise “Celalettin” olarak yazılı olduğu gözetildiğinde, malik isminin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesinin gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 7. maddesine göre resmî sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Kanun bu hükmü ile resmî sicil ve senetlerin doğruyu yansıttığı konusunda bir karine kabul etmiştir. Resmî sicil, kanunun alenileşmesini istediği bazı hukuki ilişki ve durumları kaydetmek için yetkili memurlar tarafından kanunda öngörülen şekilde tutulan ve ilgili kişilerin bilgi edinmelerini sağlayan kayıtlardır. Resmî senetler ise kanun veya tarafların iradesiyle resmî şekle bağlanan, resmî görevli kişilerin kanunda belirtilen şekle uygun olarak düzenledikleri senetlerdir. Resmî senetleri düzenleme yetkisi kural olarak, noterlerdedir (1512 sayılı Noterlik Kanunu m. 60, 82, 84 vd.). Ancak, taşınmazlarla ilgili resmî senet ve işlemleri düzenleme yetkisi kanun ile tapu müdürlerine verilmiştir
13. Devletin sorumluluğu altında, tescil ve açıklık ilkelerine göre taşınmazlar ile üzerindeki hakların durumlarını göstermek üzere tutulan resmî sicil ise tapu sicilidir. TMK’nın 997 ve devamı maddelerinde düzenlenen tapu sicili, tapu kütüğü ve kat mülkiyeti kütüğü ile bunları tamamlayan yevmiye defteri ve belgeler ile plânlardan oluşur. Tapu sicilinde ana ve yardımcı siciller bulunmakta olup, tapu kütüğü ana siciller arasında yer almaktadır. TMK’nın 1000. maddesine göre tapu kütüğünde her taşınmaza bir sayfa ayrılır ve kütüğün her sayfasındaki özel sütunlara mülkiyet hakkı, irtifak hakları ile taşınmaz yükü ve taşınmaz üzerindeki rehin hakları tescil edilir.
14. Tapu sicilinin düzenli bir biçimde tutulmasını sağlamak amacıyla çıkarılan Tapu Sicili Tüzüğünde ise taşınmazlarla ilgili mülkiyet hakkı, sınırlı aynî haklar ve kişisel hakların tapu siciline tescil, değişiklik, terkin ve düzeltme işlemleri ile sicil ve belgelerin arşivlenmesinin usûl ve esasları gösterilmiştir. Tüzüğün 28. maddesinde mülkiyet hakkının tapu kütüğüne ne şekilde tescil edileceği düzenlenmiş ve kütük sayfası malik sütununda malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası ile tüzel kişilerin unvanlarının tam olarak yazılacağı ve paylı mülkiyette pay miktarı; paydaşların adı, soyadı ve baba adından sonraki kısımda, kesirli olarak gösterileceği ifade edilmiştir.
15. Taşınmazların kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi ise kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturmaktadır. Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine veya tespitine ilişkin olarak açılan bu davalardaki amaç da kayıt malikinin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hâle getirilmesidir.
16. TMK’nın 1027. maddesine göre ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, Tapu Sicili Tüzüğü kuralları uyarınca re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazım hataları) dışında, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebilir. Bu bağlamda Tüzüğün 74. maddesinde ana veya yardımcı siciller üzerindeki düzeltmelerin ne şekilde yapılacağı açıklanmış ve maddenin 1. fıkrasında; kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, basit yazım hatalarının re’sen düzeltileceği öngörülmüştür. Buna göre tapu müdürü, hakkın içeriğini etkilemeyen ve kütükte belgesine aykırılık teşkil eden adi yazım hatalarını kendiliğinden hiçbir işleme gerek kalmadan düzeltebilir.
17. Düzeltmenin ne şekilde yapılacağı ise Tüzüğün 76. maddesinde (davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga Tapu Sicili Tüzüğünün 88. maddesinde olduğu gibi) düzenlenmiş ve;
“(1) Yanlış yazım okunacak şekilde, kırmızı mürekkepli kalemle çizilir ve ilk boş satıra doğrusu yazılır.
(2) Kazıntı, silinti, satır aralarına veya sayfa kenarına çıkıntı veya kayda ek yapılmak suretiyle düzeltme yapılamaz.
(3) Yevmiye defterine kaydedilerek yapılan düzeltmelerde tarih ve yevmiye numarası, düzeltmeler siciline kaydedilerek yapılanlarda ise, bu sicilin numarası düzeltilen işlemin üzerine “D.S.” şeklinde başlayarak yazılır. Düzeltme ile ilgili belgeler taşınmaza ait dosyada saklanır” hükmüne yer verilmiştir.
18. Diğer yandan Tüzüğün, tapu sicilinin elektronik ortamda tutulmasına ilişkin 12. maddesi de;
“ (1) Tapu kayıtlarının elektronik ortamda tutulması hâlinde, ana ve yardımcı siciller TAKBİS içerisinde saklanır ve yönetilir. TAKBİS’te saklanan ve güvenliği sağlanan taşınmaza ilişkin bilgiler, sicilde esas alınır.
(2) TAKBİS üzerindeki kayıtlar, sicillerin elektronik ortamda tutulmaya başlandığı tarihten sonraki bilgileri gösterir” hükmünü taşımaktadır.
19. Somut olaya gelindiğinde; malik adının tapu kaydına yanlış yazıldığı ileri sürülerek dava açılmış ise de dosya arasında 723 parsel sayılı taşınmaza ait hem kütük sayfası hem de elektronik olarak Tapu ve Kadastro Bilgi Sisteminden (TAKBİS) temin edilen tapu kaydı bulunmakta olup, mülkiyet hakkı sahibinin adı kütük sayfasında “Cemalettin” olarak, TAKBİS’den alınan kayıtta ise “Celalettin” olarak yazılıdır. Esasen yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık da kayıtlardaki bu farklılıktan kaynaklanmıştır.
20. Dava konusu 723 parselin tapuya tesciline esas kayıtlar incelendiğinde; taşınmazın kadastro tespiti sonucunda 23.10.1974 tarihinde “Mehmet oğlu Ali Küçük” adına tescil edildiği, 04.09.2002 tarihinde ise davacı …’ün kayıt maliki Mehmet oğlu Ali Küçük’ün mirasçılarını gösterir Kırklareli Sulh Hukuk Mahkemesinin 1995/21 E., 1995/21 K. sayılı veraset ilamı ile kayıt malikinin eşi olan Vahibe Küçük’ün mirasçılarını gösterir Kırklareli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/599 E., 2002/614 K. sayılı veraset ilamını ibraz ederek, taşınmazın mirasçılar adına intikalini istediği, aynı tarihte düzenlenen tescil istem belgesi üzerine 2700 yevmiye numaralı işlemle verasette iştirak hâlinde mirasçılar adına tescil işleminin yapıldığı, bu şekilde intikal yapılan mirasçılar arasında davacının da bulunduğu ve adının hem dayanak veraset ilamlarında hem de kütük sayfasında nüfus kaydında olduğu gibi “Celalettin” olarak yazılı bulunduğu, ancak aynı tarihte 2701 yevmiye numaralı işlemle yapılan taksim sonucunda taşınmazın ½ payının “Ali oğlu Cemalettin Küçük”; ½ payının da “Ali oğlu İsmail küçük” adına tescil edildiği ve kütükte isminin nüfus kaydından farklı olarak yazılı bulunduğu anlaşılmaktadır.
21. Bu durumda, TAKBİS’den alınan kayıtta malik adı “Celalettin” olarak yazılı olsa da; 23.10.1974 tarihinde tapuya tescil edilen ve en son olarak 04.09.2002 tarihinde işlem gören taşınmazda asıl olanın kütük sayfası olduğu, kütükte de malik adının Tüzüğün 12. maddesinde gösterilen şekilde düzeltildiğine dair herhangi bir işlem yapılmadığı, böyle olunca davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gözetilerek, mahkemece taşınmazda en son yapılan 2701 yevmiye sayılı taksim işlemine ait dayanak belgeler de getirtilip incelendikten sonra bir karar verilmesi gerekmektedir.
22. Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararının bozulması gerekmiştir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile direnme kararının yukarıdaki değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.04.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.