Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/241 E. 2018/1342 K. 25.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/241
KARAR NO : 2018/1342
KARAR TARİHİ : 25.09.2018

MAHKEMESİ : Yargıtay 2. Hukuk Dairesi (İlk Derece)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 2. Hukuk Dairesince;
“GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı dava dilekçesinde özetle; Kartal 1. Aile Mahkemesinde görülen boşanma davasında mahkemenin haksız, hukuka aykırı karar verdiğini, delillerin takdirinde hataya düştüğünü, evlilik kurumunun kamu düzenini ilgilendirdiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı somut delillerle ve kesin olarak ispatlanmadıkça boşanmaya karar verilemeyeceğini, tanık beyanları görgüye dayalı olmadığı halde, mahkemece boşanmaya karar verilmiş olmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, tanıkların görgüye dayalı beyanları olmadığı halde, mahkemece, kendisinin eşinin dişini kırdığından bahisle boşanmaya karar verdiğini, kararın Yargıtay’ca da onandığını beyanla 5.000,00 TL tazminata hükmedilmesini talep etmiş, 15.11.2013 tarihli oturumda bu miktarın 2.500,00 TL.sının maddi, 2.500,00 TL.sının da manevi tazminat olduğunu bildirmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, zararın mahiyetinin açıklanmadığını, mahkemelerce verilen kararlara karşı yasa yolları düzenlendiğini, salt kararın lehte ya da aleyhte olmasının hakimin sorumlu olduğunu göstermeyeceğini, …nun 46. maddesindeki koşulların bulunmadığını, davacının, …nun 48. maddesi gereği dayanılan sorumluluk nedenlerini göstermesi ve davasını hangi somut delillere dayandırdığını göstermesi gerektiğini, dava dilekçesindeki delillerin tazminat talebini ispata yeterli olmadığını, kararı veren hakimin ne kasıtlı davranışı, ne de ağır ihmali bulunduğuna dair en küçük bir emare dahi mevcut olmadığını savunarak davanın reddi ile …nun 49. maddesi gereği davacı aleyhine disiplin para cezasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca hâkimin kararından, fiil ve davranışından dolayı hazine aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı delilleri:
1. Kartal 1. Aile Mahkemesinin 2007/862 Esas sayılı dosyası,
2. Kartal 1. Aile Mahkemesinin 2010/1609 Esas sayılı dosyası,
3. Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/967 Esas sayılı dosyası,
4. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/68540 sayılı hazırlık evrakı,
5. Sincan Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/20004 sayılı hazırlık evrakı,
6. Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/966 Esas sayılı dosyası.
Davalı delilleri:
1. HSYK tarafından gönderilen 04.02.2013 tarihve 1241 sayılı yazı ve ekleri,
2. Dosya kapsamında bulunan deliller.
İhbar: 6100 sayılı Kanunun 48. maddesinin (2). fıkrasının; “Mahkeme, açılan tazminat davasını, ilgili hâkime resen ihbar eder” emredici hükmü gereği, dava, kararı veren hâkim …’e resen ihbar edilmiştir.
Ön inceleme: Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekilinin cevap dilekçesi ile delil dilekçesi davacıya, davacının cevaba cevap dilekçesi de davalıya tebliğ edilmiş, davacı noksan gider avansını yatırmış, lahiyalar aşaması tamamlanmış, HMK’nun 137 ve devamı maddeleri uyarınca taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilmişlerdir. Taraflar sulh olma durumunun söz konusu olmadığını beyan ettiklerinden ve tarafların sulh olmayacakları anlaşıldığından, sulh için yeni bir duruşma günü belirlenmemiş, tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Görev: Görevli yargı merciine ilişkin olarak HMK’nun 47. maddesinde; “Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesinde açılır ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür” hükmü yer almaktadır. Bu maddeye göre dava, karar temyiz edilse idi, temyiz incelemesi Yargıtay’ın hangi hukuk dairesinde yapılacak idiyse o hukuk dairesinde açılacaktır.
Somut olayda aile mahkemesi hâkiminin fiil ve kararlarından dolayı tazminat davası açıldığından ve bu mahkemenin temyiz mercii de dairemiz olduğundan, davaya bakmaya ilk derece mahkemesi sıfatıyla dairemiz görevli bulunmaktadır.
Süre: 2802 sayılı Kanunun 93/A maddesinin (2). fıkrasında; “Devlet aleyhine açılacak tazminat davası, ancak dava konusu işlem, faaliyet veya kararın dayanağı olan… hükmün kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir” düzenlemesi yer almaktadır. Burada öngörülen bir yıllık süre, “hak düşürücü” nitelikte olup, mahkemece re’sen nazara alınması gerekmektedir. Dosyada bulunan ve bu davanın dayanağını teşkil eden Kartal 1. Aile Mahkemesinin 2007/862 Esas sayılı karar suretine göre, kararın 25.10.2010 tarihinde kesinleştiği, davanın ise bir yıllık hak düşürücü süre içinde 27.05.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, tüm dosyalar getirtilip incelenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46/1. maddesinde; Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği vurgulandıktan sonra dava sebepleri tahdidi olarak gösterilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.07.2011 gün ve 2011/4 Esas 2011/4 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Hâkimlerin görevlerini yaparken yargısal faaliyetleri sebebiyle, kasıtla veya ağır ihmalle kanuna açıkça aykırı karar vermiş olmaları durumunda, vermiş oldukları zararlar için, HMK 46. maddesinde sayılan hallerde, haklarında tazminat davası açılabilecektir.
Kuşkusuz; adaletin gerçekleşmesi, hâkim hakkında sorumsuzluk müessesesinin kabulünü gerektirmez. Ancak, hâkimin hukuki sorumluluk halleri benimsenirken, yargısal faaliyetten ibaret olan esas görevinin aksatılmamasına büyük özen gösterilmesi zorunludur. Gelişigüzel bir sorumluluk sisteminin benimsenmesi, hâkimin bağımsızlığını ve tarafsızlığını tehlikeye düşürebilir.
Hâkimin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için; HMK’nun 46. maddesinde tahdidi olarak yazılı bulunan sebeplerin bir ya da bir kaçının gerçekleşmesi, hâkimin görevini yaparken davacıya karşı düşmanlığı veya karşı tarafla dostluğu nedeniyle, davacı aleyhine, kasıtla veya ağır ihmalle kanuna açıkça aykırı karar vermiş olması, kasten adalete ve yasalara aykırı karar verdiğinin yoruma ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olması, davacının karardan dolayı zarar görmesi ve hâkimin davranışı ile zarar arasında illiyet bağının bulunması ve bu hususların davacı tarafından kanıtlaması gerekir.
Somut olayda, davacı davasını …nun 46. maddesinin (1). fıkrası a bendinde düzenlenen sorumluluk nedenine dayandırmıştır. Bu bentte;
Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olmasından bahsedilmektedir.
Kartal 1. Aile Mahkemesinin 2007/862 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; mahkemece tarafların boşanmasına, davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, davalı kocanın manevi tazminat talebi ise reddedilmiş, kararın temyizi üzerine Dairemizce, davacının maddi tazminat talebi olmadığı halde bu yönde hüküm kurulmasından bahisle yerel mahkeme kararı bozulmuş, karar düzeltme istemi de reddedilerek, boşanma yönünden karar kesinleşmiştir.
Davacı, Hâkim hakkında aynı gerekçelerle Adalet Bakanlığına şikâyette bulunmuş, Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce “işlem yapılmasına yer olmadığına” karar verilmiştir.
Hâkimin kararı ile doğduğu iddia edilen zarar arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Hâkimin davacıya zarar vermek amacıyla, kasıtlı ya da ağır kusurla hareket ettiğine dair hiçbir delil mevcut değildir. Hâkimin önüne getirilen davada, maddi olay ve olguların kanıtlanıp kanıtlanmadığına ilişkin değerlendirmesi ve delilleri takdiri, hukuk kurallarını yorumu, açıkça keyfilik içermedikçe sorumluluğunu gerektirmez. Hâkimin davacının “taraf” olduğu davada delilleri takdirinde ve ulaştığı sonuçta açık bir keyfilik ve kanuna aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle davanın esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Dava tarihi itibariyle henüz 6100 sayılı yasa yürürlüğe girmediğinden, …nun 49. maddesi gereği davacıya disiplin para cezası verilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve heyetin takdirine göre;
1. …nun 46. maddesindeki sorumluluk sebeplerinden hiç birisi gerçekleşmediğinden davanın esastan REDDİNE,
2. HUMK 576. maddesi 6110 sayılı kanun ile yürürlükten kaldırılmış olup, dava tarihi itibariyle henüz 6100 sayılı kanunun yürürlüğe girmemesi sebebiyle, …nun 49. maddesinin uygulanmasına ve davacıya disiplin para cezası tayinine yer olmadığına,
3. Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4. 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 38,70 TL ret harcı, peşin alınan 74,25 TL harçtan mahsup edilerek, artan 35,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5. HMK’nun 333. maddesi gereği, hükmün kesinleşmesinden sonra, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısım kalması halinde, iadesine karar verilerek, tebliğ gideri avanstan karşılanmak suretiyle iade kararının davacıya tebliğine,
6. Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3 ve 12/1-2 maddeleri uyarınca reddedilen manevi tazminat yönünden 3.000,00 TL, reddedilen maddi tazminat talebi yönünden de 2.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7. Davalı Hazinenin bu dava sebebiyle yapmış olduğu toplam 16,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı Hazineye verilmesine,”
dair oybirliği ile verilen 14.02.2014 gün ve 2012/2 E., 2014/1 K. sayılı karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm belgelerin okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı Kartal 1. Aile Mahkemesinin 2007/862 E. sayılı dosyasında verilen boşanma kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde eşinin dişinin kırıldığının iddia edildiğini ancak buna ilişkin herhangi bir doktor raporu olmadığını, dişinin kırık olup olmadığına ilişkin hiçbir yazılı veya görsel delilin mahkemeye sunulmadığını, tanıkların görgüye dayalı bilgileri olmadığı hâlde gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını, bu tanıkların beyanlarına ve eşinin çelişkili beyanlarına dayanarak boşanmaya karar vermenin hukuka, usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin delillerin takdirinde hataya düşerek Yargıtay içtihatlarına aykırı şekilde boşanma kararı verdiğini, kararın Yargıtayca onandığını, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedildiğini ancak temyiz incelemesinin devam ettiğini, tanıklar hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine yapılan soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığını ve itirazının da reddedildiğini ileri sürerek 5.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 15.11.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında istemiş olduğu 5.000,00 TL tazminatın 2.500,00 TL’sinin maddi, 2.500,00 TL’sinin manevi tazminat olduğuna dair beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili davanın süresinde açılmadığını, uğranıldığı iddia edilen zararın dayanağı bulunmadığını, kararın yasal mevzuata uygun olarak verildiğini, işlemde kusur, kasıt ve hata olmadığını, salt lehte veya aleyhte karar verilmiş olmasının hâkimin sorumlu olduğunu göstermeyeceğini, HMK’nın 46. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını, ayrıca HMK’nın 48. maddesine göre dayanılan sorumluluk nedenlerini ispata yarayacak yeterli delil sunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan hâkim yargılamaya katılmamış ve herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 2. Hukuk Dairesince yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.09.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.