Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/2282 E. 2018/1992 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/2282
KARAR NO : 2018/1992
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki “geçici elektrik aboneliği tesisi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3. Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 09.02.2016 tarihli ve 2014/1762 E., 2016/98 K. sayılı kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 09.06.2016 tarihli ve 2016/7250 E., 2016/9287 K. sayılı kararı ile:
“…Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Serhat Mahallesi, Mehmet Akif Ersoy Caddesi, 43384 ada, 2 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın 32/6 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, iskan işlemlerinin müteahhit tarafından tamamlanmadığını, müvekkilinin konutunun bulunduğu binada elektriğin olmadığını, davalı kuruma yapmış olduğu abonelik başvurusu neticesinde iskan işlemlerinin tamamlanmamış olması nedeniyle başvurunun hukuki dayanaktan yoksun olarak reddedildiğini, yapı ruhsat tarihinin 14/04/2008 tarihinde alındığını, müvekkilinin mağdur olduğunu beyanla tedbiren elektrik aboneliği yapılmasını, dava sonunda geçici abonelik işleminin yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının geçici abonelik istemiyle başvurduğu adresteki yapının yapı ruhsatına ve fenni gereklere uygun olmadığı gerekçesiyle keşif dahi yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının konutuna geçici abonelik tesisinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dairemizin değişen ve yerleşen uygulamasına göre; davacının iddiası ve davalı vekilinin savunması ile taraflar arasında elektrik aboneliğinin tesisi hususunda muarazanın çıktığı kabul edilerek, işin esasına yönelik inceleme yapılmalıdır.
Bilindiği üzere, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. madde hükümlerine göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün olmayıp, dava konusu dairenin bulunduğu binanın yapı kullanma (iskan) izninin alınmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin mevzuatın açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
26.07.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5784 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 25. maddesi ile 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen Geçici 11. Madde; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon, doğalgaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.” hükmünü içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta, binanın14.04.2008 tarihli yapı (inşaat) ruhsatının bulunduğu, abonelik tesisi istenen dairenin su aboneliğinin bulunduğu hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.Aynı binaya ilişkin başka bir dosyada yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda, geçici aboneliğin yapılmasında statik açıdan tehlike arz edecek durumun bulunmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, abonelik tesisi istenen dairenin bulunduğu binanın yapı (inşaat) ruhsat tarihinin 14.04.2008 olması, dava konusu yerde su aboneliğinin bulunması ve bu şekilde davacının belediyecilik hizmetlerinden yararlanıyor oluşu, yapıya ilişkin diğer bazı dairelerde aboneliğin bulunması hususu da dikkate alınarak, konusunda uzman bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak, abonelik tesisi istenen daire için yukarıda anılan İmar Kanununun geçici 11. maddesinde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı, geçici abonelik tesisi için bir sakınca olup olmadığı hususlarında, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde, bilirkişiden ayrıntılı ve açıklayıcı bir rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava geçici elektrik aboneliği tesisi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kuruma elektrik aboneliği için başvurduğunda, davaya konu binanın iskân raporu bulunmadığı gerekçesiyle abonelik talebinin reddedildiğini belirterek geçici elektrik aboneliğinin tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, elektrik aboneliğine ilişkin 3194 sayılı İmar Kanunu’nda belirtilen şartların gerçekleşmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkemece, Kanunda belirtilen tüm şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Bozma kararına karşı yerel mahkemece ilk karardaki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mevcut delillere göre davalı idarenin geçici abonelik sözleşmesi yapmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin mevzuatın açıklanmasında yarar vardır.
3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30’uncu maddesi; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracâatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.” hükmünü içermektedir. Yine aynı kanunun “Kullanma İzni Alınmamış Yapılar” başlıklı 31’inci maddesinde de; “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Açıklanan Yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yapı kullanma (iskân) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik ve belediye (ferdi abonelik) hizmetlerinden faydalanamayacakları açıktır.
Hâl böyle iken, yasa koyucu ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmadan inşa edilmiş ya da yapı (inşaat) ruhsatı alınmasına rağmen yapı kullanma (iskân) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 26.07.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5784 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 25’inci maddesi ile 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 11’inci madde ile bir istisna getirmiştir. Geçici 11’inci madde;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kanalizasyon kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara yol, su, elektrik, telefon vb. gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar geçici abonelik yapılabilir. Bu halde elektrik ve su bağlanması abone için kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak yapı ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanamaz” hükmünü içermektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 11’inci madde hükmü uyarınca yine aynı Yasanın 31’inci maddesindeki istisnalardan yararlanabilmek için yapı ruhsatının 26.07.2008 tarihinden önce alınmış olması gerekmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu’na, geçici 16’ncı maddenin eklenmesine dair, 7143 sayılı Yasa’nın 16’ncı maddesinde “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir.
Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. “Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.” denilmektedir.
Yapı kullanma izni verilmesi için gerekli olan belgeler ise Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği’nin 97’nci maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde uyarınca yapı izni verilebilmesi için aranan koşullardan biri de; yapının ruhsat eki projelere uygun olarak kısmen veya tamamen bitirildiğini belirten ve fenni mesuller ile yapı denetim kuruluşlarının denetçi mimar ve mühendisleri tarafından imzalanan raporun düzenlenerek ibrazıdır.
Somut olayda, binanın 14.04.2008 tarihli yapı ruhsatının olduğu, abonelik tesisi istenen dairenin doğalgaz ve su aboneliğinin bulunduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Elektrik iç tesisleri denetim ve muayene uygunluk belgesi vardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında,aynı binada başka bağımsız bölüm sakinlerinin açmış oldukları aynı mahiyetteki davaların kabulüne karar verilip, bu kararların bir kısmının Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiş olduğunun iddia edilmesi karşısında 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 11’inci maddesinde belirtilen şartların oluşup oluşmadığının tespiti bakımından, belirtilen Kanun maddesi gereğince öncelikle taşınmazın inşasında ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilip getirilmediğine de dair uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılarak bilirkişi raporu hazırlatılması sonucuna göre bir karar verilmesigerektiği gibi öte yandan somut olayda karar tarihinden sonra 18.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren 3194 sayılı İmar Kanunu’na, Geçici 16’ncı maddenin eklenmesine dair, 7143 Kanun’un 16’ncı maddesinin de eldeki dava bakımından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan ilave gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Geçici 3’üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429’uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 440’ıncı maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.