Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/2081 E. 2018/1974 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/2081
KARAR NO : 2018/1974
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki “geçici elektrik aboneliği tesisi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 10. Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.02.2014 tarihli ve 2013/365 E., 2014/483 K. sayılı kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 02.03.2015 tarihli ve 2014/10941 E., 2015/3195 K. sayılı kararı ile:
“…Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı kuruma yapılan geçici elektrik abonelik başvurusunun, iskan işlemlerinin tamamlanmamış olması nedeni ile reddedildiğini; İmar Kanunu’nun geçici 11. Maddesi gereğince, binanın yapı ruhsatının bulunması, alt yapı hizmetlerinden bir veya birkaçının mevcut olması ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre fenni gereklerin yerine getirilmesi halinde abonelik tesis edilebileceğini; ilgili madde gereklerinin yerine getirildiğini, elektrik aboneliği başvurusunun reddedilmiş olmasının müvekkilinin mağduriyetine yol açtığını iddia ederek; geçici elektrik abonelik işleminin tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; İskan ruhsatı bulunmayan dava konusu yerde, geçici abonelik tesisi için İmar Kanunu’nun geçici 11. maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmediğini, yapı denetim firması uygunluk belgesi ve iş bitim evraklarının sunulmadığını; binaya enerji verilmesi için yapılan başvuru olmadığını belirtilerek; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; yapı ruhsat tarihi 23.03.2007 olan binada, ayrıca binanın ruhsata ve projeye uygun olarak tamamlanması ve bu hususun davalıya müracaat anında davacı tarafından ispatlanması gerektiği; davacının, elektrik bağlantı bildirimi iş bitim evrakı sunduğu; ancak, evrakın imzasız olması nedeni ile ispata yarar kabul edilmediği; binanın ruhsata uygun yapıldığına ilişkin belgelerin ibraz edilemediği, bilirkişi raporunda binanın oturmaya elverişli olduğu tespit edilmiş ise de; davalıya müracaat sırasında ispatı gereken bir hususun yargılanma sırasında ispatının geçmişe etkili olarak, davalının geçici abonelik talebini reddetmesini haksız hale getirmediği gerekçe gösterilerek; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun Yapı kullanma izni başlıklı 30.maddesinde; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir” denilmektedir.Yine aynı kanunun Kullanma izni alınmamış yapılar başlıklı 31.maddesinde de; “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.” hükmü bulunmaktadır. Açıklanan madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde yapı kullanma (iskan) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların izin alınıncaya kadar belediye hizmetlerinden ve tesislerinden faydalanamıyacakları açıktır.
Hal böyle iken, yasa koyucu; ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış olup, buna rağmen yapı kullanma (iskan) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 3194 sayılı İmar Kanununa 5784 sayılı yasanın 25. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesi ile bir istisna getirmiştir. 26.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren bu madde; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon ve doğalgaz gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak, geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde, aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Somut olayda; her ne kadar, keşif neticesinde bilirkişilerce düzenlenen raporun sonuç kısmında; yapı denetim kuruluşu tarafından düzenlenmesi gereken elektrik iç tesisine ait uygunluk belgesi ile iş bitirme tutanağının mevcut olmadığından; elektrik tesisatının fen ve teknik kurallara uygun olup olmadığının bilinemediği ve daireye geçici abonelik verilmesinin uygun olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı ifade edilmiş ise de; aynı raporda, elektrik tesisatında bir olumsuzluk görülmediği, dava konusu dairenin projesine uygun olarak yapıldığı, dairenin elektrik , su, doğal gaz, alt yapı kanal bağlantılarının tam olduğu, dairenin iskan raporu alabilecek durumda bulunduğu hususlarının belirtildiği; davacı tarafça ibraz edilen , elektrik iç tesisler denetim ve muayene uygunluk belgesi ile elektirik iş bağlantı bildirimi belgelerinin incelenmesinden, elektrik tesisatının ilgili yönetmeliklere uygun olarak yapıldığının anlaşıldığı, dairenin doğal gaz aboneliğinin bulunduğu ve binanın yapı ruhsat tarihinin 23.03.2007 olduğu görülmektedir.
Bu itibarla, davaya konu dairenin bulunduğu binada elektrik tesisatına ilişkin olarak ilgili yönetmelikler uyarınca fenni gereklerin yerine getirildiğinin tespit edildiği; binanın ruhsat tarihinin 23.03.2007 olduğu, binada doğalgaz aboneliğinin bulunduğu hususları dosya kapsamından anlaşıldığına göre; az yukarda açıklanan yasa hükümleri dikkate alındığında, mahkemece; davacının geçici abonelik talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava geçici elektrik aboneliği tesisi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı kuruma elektrik aboneliği için başvurduğunda, davaya konu binanın iskân raporu bulunmadığı gerekçesiyle abonelik talebinin reddedildiğini belirterek geçici elektrik aboneliğinin tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, elektrik aboneliğine ilişkin 3194 sayılı İmar Kanunu’nda belirtilen şartların gerçekleşmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkemece, Kanunda belirtilen tüm şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Bozma kararına karşı yerel mahkemece ilk karardaki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mevcut delillere göre davalı idarenin geçici abonelik sözleşmesi yapmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin mevzuatın açıklanmasında yarar vardır.
3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30’uncu maddesi; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.” hükmünü içermektedir. Yine aynı kanunun “Kullanma İzni Alınmamış Yapılar” başlıklı 31’inci maddesinde de; “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Açıklanan Yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yapı kullanma (iskân) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik ve belediye (ferdi abonelik) hizmetlerinden faydalanamayacakları açıktır.
Hâl böyle iken, yasa koyucu ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmadan inşa edilmiş ya da yapı (inşaat) ruhsatı alınmasına rağmen yapı kullanma (iskân) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 26.07.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5784 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 25’inci maddesi ile 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 11’inci madde ile bir istisna getirmiştir. Geçici 11’inci madde;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kanalizasyon kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara yol, su, elektrik, telefon vb. gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar geçici abonelik yapılabilir. Bu halde elektrik ve su bağlanması abone için kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak yapı ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanamaz” hükmünü içermektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 11’inci madde hükmü uyarınca yine aynı Yasanın 31’inci maddesindeki istisnalardan yararlanabilmek için yapı ruhsatının 26.07.2008 tarihinden önce alınmış olması gerekmektedir.
Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. “Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.” denilmektedir.
Yapı kullanma izni verilmesi için gerekli olan belgeler ise Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği’nin 97’nci maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde uyarınca yapı izni verilebilmesi için aranan koşullardan biri de; yapının ruhsat eki projelere uygun olarak kısmen veya tamamen bitirildiğini belirten ve fenni mesuller ile yapı denetim kuruluşlarının denetçi mimar ve mühendisleri tarafından imzalanan raporun düzenlenerek ibrazıdır.
Somut olayda, binanın 23.03.2007 tarihli yapı ruhsatının olduğu, abonelik tesisi istenen dairenin doğalgaz aboneliğinin bulunduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Öte yandan, seviye tespit tutanağına göre binanın gerçekleşme oranı %90 olup, yapının elektrik iç tesisleri denetim ve muayene uygunluk belgesi ile elektrik bağlantı bildirimi iş bitimi tutanağının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davaya konu dairenin bulunduğu binada elektrik tesisatına ilişkin olarak ilgili yönetmelikler uyarınca fenni gereklerin yerine getirildiğinin tespit edildiği, binanın ruhsat tarihinin 23.03.2007 olduğu, binada doğalgaz aboneliğinin bulunduğu, yukarıda açıklanan Yasa hükümleri dikkate alındığında mahkemece davacının geçici abonelik talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
O hâlde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Geçici 3’üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429’uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 440’ıncı maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.