Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2017/2052 E. 2021/929 K. 06.07.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/2052
KARAR NO : 2021/929
KARAR TARİHİ : 06.07.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, …1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın müvekkillerinin yaya olan desteğine çarparak ölümüne neden olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 175.000TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; hesaplanacak gerçek zarar miktarından sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumluluklarının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. …1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2013 tarihli ve 2011/523 E., 2013/155 K. sayılı kararı ile; kusur bakımından benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün %30 oranında kusurlu olduğu, ancak desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı değerlendirilerek kusur oranı indirimi gözetilmeksizin hesaplama yaptırıldığı ve hesaplama yönünden bu rapora itibar edilmesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile toplam 133.089,17TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 25.12.2014 tarihli ve 2013/13837 E., 2014/19491 K. sayılı kararı ile;
“…Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu’nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle TTK’nın 1283. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin ancak gerçekten uğradığı zararı tazmine mecburdur. Bunun yanında işletenin, Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluğunun karşılanması sağlamak üzere 91. maddesinde mali sorumluluk sigortası yaptırılması öngörülmüştür. KTK’nın 86. maddesinde ise işletenin sorumluluktan kurtulması veya azaltılması hali düzenlenmiş olup sorumluluğun kaldırılması şartlarının bulunmadığı durumda kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
Somut olayda davalı … şirketine trafik sigortalı araç sürücüsünün % 30 oranında kusurlu olduğunun belirlenmiş olması karşısında, bilirkişi tarafından yapılan tazminat hesabından davalının bu kusur oranında sorumlu olacağı dikkate alınarak tazminata hükmedilmesi gerekirken belirlenen tazminat tutarının tamamından sorumlu tutulması yukarıda yapılan açıklamalar karşısında doğru görülmemiş ve bozma nedeni kabul edilmesini gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. …1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2015 tarihli ve 2015/199 E., 2015/426 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeler genişletilmek ve Hukuk Genel Kurulunun emsal kararları uyarınca da kusurun yansıtılamayacağı belirtilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davalı … şirketine trafik sigortalı araç sürücüsünün %30, davacıların desteği yayanın %70 oranında kusurlu olduğunun belirlenmiş olması karşısında, davalı … şirketinin sigortalısının kusuru oranında mı, yoksa kusur oranı gözetilmeksizin hesaplanan tazminatın tamamından mı sorumlu olması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE
12. Destekten yoksun kalma tazminatı kazanın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunup somut olaya uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 45/2. [ 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 53.] maddesinde; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararınıda tazmin etmek lazımgelir.” şeklinde düzenlenmiştir.
13. İşletenin hukukî sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde düzenlenmiş ve bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi hâlinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı belirtilmiştir. Kanun’un 91. maddesi ile işletenlerin bu madde uyarınca sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu tutulmuştur. Aynı Kanun’un 86. maddesinde ise, işletenin sorumluluktan kurtulması veya azaltılması hâli düzenlenmiş olup sorumluluğun kaldırılması şartlarının bulunmadığı durumda kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hâkimin durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceği hükme bağlanmıştır.
14. Kazanın meydana geldiği, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartları’nın “Sigortanın kapsamı” başlıklı A.I. maddesinde; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi mevcut olup; maddeye göre zarar gören üçüncü şahıslar ancak sigortalının KTK’nın 85/1. maddesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortacıdan tazminat talep edebileceklerdir. Eş söyleyişle, bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dâhilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir. Öte yandan, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 1283. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin ancak gerçekten uğradığı zararı tazmine mecburdur.
15. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı … şirketine trafik sigortalı araç sürücüsünün % 30, davacıların desteği yayanın %70 oranında kusurlu olduğunun belirlenmiş olması karşısında, davalı …, destekten yoksun kalma zararından sigortalısının kusuru (%30) oranında ve limit dahilinde sorumlu olacaktır. Mahkemenin gerekçesinde belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararlarının somut olay ile bir ilgisi bulunmayıp, eldeki davaya emsal nitelikte olmadığı da açıktır. Mahkemece, tazminat hesabından davalının işletenin ve eyleminden sorumlu olduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu olacağı dikkate alınarak tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
16. Öte yandan, 18.05.2011 olan dava tarihi gerekçeli karar başlığında 06.04.2015 olarak gösterilmiş ise de, bu yanılgı mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olarak kabul edildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
17. O hâlde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
18. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici 3. maddeye göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.